YAŞANTI a. 1. Yaşanılan, yaşanılandan kalan şey; yaşama deneyimi: Bir öykü üstüne değil, yaşantılar üstüne kurulan bir roman. 2. Ya...
YAŞANTI a.
1. Yaşanılan, yaşanılandan kalan şey; yaşama deneyimi: Bir öykü üstüne değil, yaşantılar üstüne kurulan bir roman.
2. Yaşama biçimi: Köy, şehir yaşantısı.
3. Yaşanılan bir an, yaşam parçası: Fotoğraf gerçekte dondurulmuş bir yaşantıdır.
—Fels. Yönelimse! yaşantı, Husserl'e gore, "ruhsal, bilgili bir varlığı ayırt ettiren her şey". (Bk. ansikl. böl.)
— ANSİKL. Hussert şu şekilde der: "bir gerçek varlık, bu yaşantılardan yoksunsa, mesela, sadece duyumsal yaşantılar türünden içeriklerle yetinmek zorunda kalıyor, üstelik de, bu tarz şeyleri nesnel olarak yorumlayamadığı benzer biçimde, bunlar vesilesiyle herhangi bir şekilde bazı nesneleri gözünün önünde canlandıramıyorsa, bu durumda, bu gerçek varlığın, daha sonraki eylemlerini bazı nesnelere gore düzenlemesi, bunlar üstünde bir yargıya varması, bunlardan haz duyması ve duymaması, bu tarz şeyleri sevmesi ve bunlardan nefret etmesi, bunlara sevgiyle ve tiksintiyle bakması da olanaksızdır ve bu şekilde bir varlığı kimse ruhsal bir varlık olarak nitelendi- remez" (Mantık araştırmaları).
1. Yaşanılan, yaşanılandan kalan şey; yaşama deneyimi: Bir öykü üstüne değil, yaşantılar üstüne kurulan bir roman.
2. Yaşama biçimi: Köy, şehir yaşantısı.
3. Yaşanılan bir an, yaşam parçası: Fotoğraf gerçekte dondurulmuş bir yaşantıdır.
—Fels. Yönelimse! yaşantı, Husserl'e gore, "ruhsal, bilgili bir varlığı ayırt ettiren her şey". (Bk. ansikl. böl.)
— ANSİKL. Hussert şu şekilde der: "bir gerçek varlık, bu yaşantılardan yoksunsa, mesela, sadece duyumsal yaşantılar türünden içeriklerle yetinmek zorunda kalıyor, üstelik de, bu tarz şeyleri nesnel olarak yorumlayamadığı benzer biçimde, bunlar vesilesiyle herhangi bir şekilde bazı nesneleri gözünün önünde canlandıramıyorsa, bu durumda, bu gerçek varlığın, daha sonraki eylemlerini bazı nesnelere gore düzenlemesi, bunlar üstünde bir yargıya varması, bunlardan haz duyması ve duymaması, bu tarz şeyleri sevmesi ve bunlardan nefret etmesi, bunlara sevgiyle ve tiksintiyle bakması da olanaksızdır ve bu şekilde bir varlığı kimse ruhsal bir varlık olarak nitelendi- remez" (Mantık araştırmaları).
Kaynak: Büyük Larousse
Mustafa Kemal Atatürk inkılapları yapılmadan ilkin Türkiye'de yaşantı nasıldı?
Cumhuriyet'ten önceki ve sonraki yaşantı nasıldı?
Tanzimat döneminde toplumsal yaşantı hakkında bilgi verir misiniz?
yaşantı
isim
1 . Yaşanılanlardan, görülenlerden, duyulanlardan, edinilenlerden sonrasında kişide kalan, şey, yaşam tecrübesi.
2 . Yaşanılan bir an, yaşamın bir kısmı.
3 . Yaşam seçimi, içinde yaşanılan şartların tümü, yaşam.
isim
1 . Yaşanılanlardan, görülenlerden, duyulanlardan, edinilenlerden sonrasında kişide kalan, şey, yaşam tecrübesi.
2 . Yaşanılan bir an, yaşamın bir kısmı.
3 . Yaşam seçimi, içinde yaşanılan şartların tümü, yaşam.
yaşantı ingilizcesi
- experience; life
Mustafa Kemal Atatürk inkılapları yapılmadan ilkin Türkiye'de yaşantı nasıldı?
Cumhuriyet'ten önceki ve sonraki yaşantı nasıldı?
Tanzimat döneminde toplumsal yaşantı hakkında bilgi verir misiniz?
YORUMLAR