YATIRMA a. Yatırmak eylemi. —Balıkç. Yatırma ağ, suların çekilmiş olduğu sırada denize atılan, bir sonraki gelgite kadar balıklar...
YATIRMA a. Yatırmak eylemi.
—Balıkç. Yatırma ağ, suların çekilmiş olduğu sırada denize atılan, bir sonraki gelgite kadar balıkların içinde kapalı kalmış olduğu ağ. || Yatırma olta, Belli bir yere yerleştirilen dip oltası. —Suların çekilmiş olduğu sırada yerleştirilen ve suların yükselmesinden sonrasında sular altında kalan dip oltası.
—Denize. İÇ1 ASTAR'ın eşanlamlısı. || Karina bakımı ve onarımı yapmak için bir gemiyi bir bordası üstüne meylettirme. (Ya geminin sancak ya da iskele balast tanklarına su basarak ya da bir alabandadan diğerine yük kavança ederek meydana gelen bu işlem günümüzde yalnız ufak teknekelere [küçük gezinti yelkenlileri, yatlar] uygulanır.) || Yatırma paraçolu, bir geminin ya da teknenin baş bodoslaması ile bodoslama astarını bordalara bağlayan, çelik ya da ağaçtan eğri paraçolların her biri. || Baş yatırması, bir geminin ya da teknenin baş bodoslamasını kuvvetlendirmek için yerleştirilen ve baş bocu postaları içerden baş bodoslamasına bağlayan V biçiminde ağaç ya da çelik paraçol. —Geom. Tasarı geometride, düzlemsel bir î şeklinin bir gerçek y;, büyüklüğünde bir gösteriminin, (y.y') izdüşümlerine dayalı olarak çizimi; bu çizim, fF yi içeren P düzleminin, bir yatay doğrusu çevresinde, P yi yatay bir düzlem üstüne, daha iyisi izdüşüm düzlemi üstüne 1 'götürmek"ten oluşur.
—Sonbahar. sant. Isa'nın cesedinin, çarmıhtan indirildikten sonrasında mukaddes yağın sürüldüğü taşa konmuş olarak canlandırdığı sahne. (Bu sahne, çarmıhtan indirme* ile İsa'ya yakınma' sahneleri içinde yer alır.) [Bk. ansikl. böl.]
—Kim. müh. Çözünebilen bölümlerini özütlemek amacıyla belirli bir maddeyi açık bir kaba konan hususi bir sıvı içinde belirli bir süre tutma, beklemeye alma.
—'Yet. Cerrahi girişimde bulunmak suretiyle hayvanı yere yatırmak eylemi.
—ANSİKL. Yatırma sahnesi, Giottino (Floransa), Fra Angelico (S. Marco, Floransa), Fra Bartolomeo (Floransa), Andrea Del Sarto (Floransa), Tiziano (Venedik), Vero- nese (Leningrad), il Correggio (Parma), il Caravaggio (Vatikan) şeklinde ressamlar ve Sansovino (Venedik'te S. Marco bazilika- sı'ndaki alçakkabartma) J. Goujon (Louv- re), Girardon (karısının gömüt anıtı, Ste -Marguerite kilisesi, Paris) şeklinde heykelciler tarafınca işlenmiştir.
—Balıkç. Yatırma ağ, suların çekilmiş olduğu sırada denize atılan, bir sonraki gelgite kadar balıkların içinde kapalı kalmış olduğu ağ. || Yatırma olta, Belli bir yere yerleştirilen dip oltası. —Suların çekilmiş olduğu sırada yerleştirilen ve suların yükselmesinden sonrasında sular altında kalan dip oltası.
—Denize. İÇ1 ASTAR'ın eşanlamlısı. || Karina bakımı ve onarımı yapmak için bir gemiyi bir bordası üstüne meylettirme. (Ya geminin sancak ya da iskele balast tanklarına su basarak ya da bir alabandadan diğerine yük kavança ederek meydana gelen bu işlem günümüzde yalnız ufak teknekelere [küçük gezinti yelkenlileri, yatlar] uygulanır.) || Yatırma paraçolu, bir geminin ya da teknenin baş bodoslaması ile bodoslama astarını bordalara bağlayan, çelik ya da ağaçtan eğri paraçolların her biri. || Baş yatırması, bir geminin ya da teknenin baş bodoslamasını kuvvetlendirmek için yerleştirilen ve baş bocu postaları içerden baş bodoslamasına bağlayan V biçiminde ağaç ya da çelik paraçol. —Geom. Tasarı geometride, düzlemsel bir î şeklinin bir gerçek y;, büyüklüğünde bir gösteriminin, (y.y') izdüşümlerine dayalı olarak çizimi; bu çizim, fF yi içeren P düzleminin, bir yatay doğrusu çevresinde, P yi yatay bir düzlem üstüne, daha iyisi izdüşüm düzlemi üstüne 1 'götürmek"ten oluşur.
—Sonbahar. sant. Isa'nın cesedinin, çarmıhtan indirildikten sonrasında mukaddes yağın sürüldüğü taşa konmuş olarak canlandırdığı sahne. (Bu sahne, çarmıhtan indirme* ile İsa'ya yakınma' sahneleri içinde yer alır.) [Bk. ansikl. böl.]
—Kim. müh. Çözünebilen bölümlerini özütlemek amacıyla belirli bir maddeyi açık bir kaba konan hususi bir sıvı içinde belirli bir süre tutma, beklemeye alma.
—'Yet. Cerrahi girişimde bulunmak suretiyle hayvanı yere yatırmak eylemi.
—ANSİKL. Yatırma sahnesi, Giottino (Floransa), Fra Angelico (S. Marco, Floransa), Fra Bartolomeo (Floransa), Andrea Del Sarto (Floransa), Tiziano (Venedik), Vero- nese (Leningrad), il Correggio (Parma), il Caravaggio (Vatikan) şeklinde ressamlar ve Sansovino (Venedik'te S. Marco bazilika- sı'ndaki alçakkabartma) J. Goujon (Louv- re), Girardon (karısının gömüt anıtı, Ste -Marguerite kilisesi, Paris) şeklinde heykelciler tarafınca işlenmiştir.
Kaynak: Büyük Larousse
Devlet parasız yatılı burs parası yatırma zamanı ne zamandır?
Güvence Bankası kartsız para yatırma işlemi iyi mi yapılır?
yatırma ingilizcesi
- put, tip, placement
yatırmak
(-i durum ekiyle kullanılan eylem, -e durum ekiyle kullanılan eylem)
1 . Bir kimsenin bir yere yatmasını sağlamak:
"Evladı bir kenara yatırdım ve hanımı omuzlarından tutup bir taşa dayadım."- Y. K. Karaosmanoğlu.
2 . Uyutmak:
"Gece beni en üst katta bir odada yatırdılar."- Ö. Seyfettin.
3 . Eğmek, yatık duruma getirmek.
4 . Konuk etmek.
5 . Parayı, işletmek amacıyla bir yere vermek:
"Eline geçen serveti... emlâke yatırıyordu."- E. E. Talu.
6 . Parayı bir kuruluşa vermek, teslim etmek.
7 . Bir yiyeceği korumak ya da tatlandırmak amacıyla tuz, soğan, şarap vb.nde bir süre bekletmek.
8 . Düzeltmek, bastırmak, yassıltmak:
"Kemal Rıfat avcunun içiyle saçlarını yatırıyor."- A. İlhan.
9 . Harcamak:
"Sınırı olan hoca aylığının yarısını her ay kitaplara yatırır."- H. Taner.
(-i durum ekiyle kullanılan eylem, -e durum ekiyle kullanılan eylem)
1 . Bir kimsenin bir yere yatmasını sağlamak:
"Evladı bir kenara yatırdım ve hanımı omuzlarından tutup bir taşa dayadım."- Y. K. Karaosmanoğlu.
2 . Uyutmak:
"Gece beni en üst katta bir odada yatırdılar."- Ö. Seyfettin.
3 . Eğmek, yatık duruma getirmek.
4 . Konuk etmek.
5 . Parayı, işletmek amacıyla bir yere vermek:
"Eline geçen serveti... emlâke yatırıyordu."- E. E. Talu.
6 . Parayı bir kuruluşa vermek, teslim etmek.
7 . Bir yiyeceği korumak ya da tatlandırmak amacıyla tuz, soğan, şarap vb.nde bir süre bekletmek.
8 . Düzeltmek, bastırmak, yassıltmak:
"Kemal Rıfat avcunun içiyle saçlarını yatırıyor."- A. İlhan.
9 . Harcamak:
"Sınırı olan hoca aylığının yarısını her ay kitaplara yatırır."- H. Taner.
yatırmak ingilizcesi
- to put to bed, to put to sleep; to lay (sth) down; to tilt, to tip, to slant; (bankaya) to deposit; (para) to invest, to place
Devlet parasız yatılı burs parası yatırma zamanı ne zamandır?
Güvence Bankası kartsız para yatırma işlemi iyi mi yapılır?
YORUMLAR