YAVAN sıf. 1. Yağı çok azca olan yiyecek için kullanılır: Yavan bir yiyecek. 2. Yanında katık edilecek herhangi bir yiyecek bulunmay...
YAVAN sıf.
1. Yağı çok azca olan yiyecek için kullanılır: Yavan bir yiyecek.
2. Yanında katık edilecek herhangi bir yiyecek bulunmayan: Yavan ekmekte karın doyuruyorduk.
3. Can bunaltan, hiçbir örneksiz ynnı olmayan bir kimse ya da bir şey için kullanılır; tatsız: No yavan adam. Yaan bir konuşma. Yavan bir yapıt.
1. Yağı çok azca olan yiyecek için kullanılır: Yavan bir yiyecek.
2. Yanında katık edilecek herhangi bir yiyecek bulunmayan: Yavan ekmekte karın doyuruyorduk.
3. Can bunaltan, hiçbir örneksiz ynnı olmayan bir kimse ya da bir şey için kullanılır; tatsız: No yavan adam. Yaan bir konuşma. Yavan bir yapıt.
Kaynak: Büyük Larousse
YAVANLAŞMAK gçz. f. Can bunaltan, tatsız bir duruma gelmek.
♦yavanlaştırmak ettirg. f. Bir şeyi yavanlaştırmak, onu yavan duruma getirmek.
♦yavanlaştırmak ettirg. f. Bir şeyi yavanlaştırmak, onu yavan duruma getirmek.
Kaynak: Büyük Larousse
YAVANLIK a.
1. Yağ azlığı, tatsızlık.
2. Can bunaltan, tatsız, yavan bir kimsenin, bir şeyin niteliği.
Kaynak: Büyük Larousse
1. Yağ azlığı, tatsızlık.
2. Can bunaltan, tatsız, yavan bir kimsenin, bir şeyin niteliği.
Kaynak: Büyük Larousse
yavan
ödat
1 . Yağı azca.
2 . Katıksız:
"Birçok günler yavan ekmek bile bulamaz."- F. R. Atay.
3 . mecaz Hoşa gitmeyen, tatsız:
"Hayatları hakkaten yavan ve dayanılmaz bir sıkıntıyla sonuçlanır."- H. E. Adıvar.
4 . mecaz Görgüsüz, bilgisiz:
"Yaklaşınca her günkü gerçek ve bir çok vakit yavan yanlarını da ele verirler."- H. Taner.
5 . Yoz.
ödat
1 . Yağı azca.
2 . Katıksız:
"Birçok günler yavan ekmek bile bulamaz."- F. R. Atay.
3 . mecaz Hoşa gitmeyen, tatsız:
"Hayatları hakkaten yavan ve dayanılmaz bir sıkıntıyla sonuçlanır."- H. E. Adıvar.
4 . mecaz Görgüsüz, bilgisiz:
"Yaklaşınca her günkü gerçek ve bir çok vakit yavan yanlarını da ele verirler."- H. Taner.
5 . Yoz.
yavan ingilizcesi
1. tasteless, flavorless, insipid (food).
2. (bread) eaten without anything else, dry.
3. vapid, dull, uninteresting, insipid.
1. tasteless, flavorless, insipid (food).
2. (bread) eaten without anything else, dry.
3. vapid, dull, uninteresting, insipid.
yavanlaşmak
(nesne almayan eylem)
1 . Yavan duruma gelmek.
2 . Yozlaşmak:
"Gün günden daha yavanlaşıyoruz.Bunu da eski ile kıyaslayınca daha iyi anlıyoruz."- H. Taner.
(nesne almayan eylem)
1 . Yavan duruma gelmek.
2 . Yozlaşmak:
"Gün günden daha yavanlaşıyoruz.Bunu da eski ile kıyaslayınca daha iyi anlıyoruz."- H. Taner.
yavanlaşmak ingilizcesi
- pall
yavanlık
isim
isim
- Yavan olma durumu:
yavanlık ingilizcesi
- aridity, barrenness, crudity, dryness, insipidity, insipidness, prosiness
YORUMLAR