yaylacılık isim 1 . Yaylaya çıkma durumu. 2 . Koyun ve sığır sürülerinin yazın yaylaya çıkarılması. YAYLACILIK a. ...
yaylacılık
isim
1 . Yaylaya çıkma durumu.
2 . Koyun ve sığır sürülerinin yazın yaylaya çıkarılması.
isim
1 . Yaylaya çıkma durumu.
2 . Koyun ve sığır sürülerinin yazın yaylaya çıkarılması.
YAYLACILIK a. Coğ. Temelde yerleşik olarak yaşayan, fakat hayvancılığın mühim rol oynadığı bazı kırsal toplumlarda çoğunlukla halkın bir kesiminin katılmış olduğu daha çok düşey doğrultudaki mevsimlik göç hareketi. (Eşanl. transhümans.) [Bk. an- sikl. böl ]
—Hayvc. Hayvanları yazın dağlardaki otlaklara götürüp otlatmaya dayanan hayvancılık sistemi. (Yaylacılık iki türlü yapılır: birinde sürüler kışın büyük bir kısmını ahırda geçirir; ötekinde ise hayvanlar ovadaki ahırlarda otlatılır. Bu tip yaylacılıkta hayvanların meraya ulaşmak için aldıkları yol çok daha kısadır.)
—ANSİKL. Yaylacılık, gerçek konargöçerlerin daha çok yatay doğrultudaki devamlı yer değiştirmelerinden kesinlikle ayrılır. Yaylacılıkta göç hareketinin zamanını ve yönünü, engebeliğin iklim üstündeki tesiri sonucunda alçak ovalar ve havzalarla yüksek dağların nebat örtülerinde meydana gelen mevsimlik fenolojik ritmik değişimler belirler. Yaylacılık, yazı kurak ve engebeli bölgelere özgü mevsimlik bir göç türüdür ve bilhassa Akdeniz iklim tipinin tesirindeki ülkelerde, ayrıca Anadolu'da eskiden beri en yaygın şekilde uygulanır. Bu harekete katılan köy halkı kışı, hayvan (çoğunlukla davar) sürüleri ile beraber çoğu zaman ovalarda ya da çukur havzalarda kurulmuş köylerinde (kışla ya da kışlak) geçirir. Bu nemli dönemde alçak yerlerdeki otlaklar yeşerir ve hayvanların beslenmesine yeter. Oysa, yaz kuraklığı ile beraber otlakların kuruması, yayılarak beslenebilmeleri için sürülerin daha nemli ve ot bakımından varlıklı yüksek bölgelere çıkarılmasını gerektirir. Ek olarak bu, kışlakta yetiştirilen ziraat ürünlerinin korunması bakımından da uygun bir önlemdir. Her köyün eskiden beri yararlandığı belli bir yaylası (ya da yaylağı) vardır. Bölgeden bölgeye ve senenin hava koşullarına nazaran değişmekle beraber yaylaya doğru çoğu zaman mayıs ve haziran aylarında süregelen göçe, çiftçi-hayvancı köylerde, bir çok hanım ve çocuk olmak suretiyle, halkın bir kesimi ya da yalnız çobanlar katılır; geri kalan nüfus köylerinde kalmış olarak ziraat işleriyle uğraşır. Buna karşılık, hayvancılığın ağır basmış olduğu ya da yalnız hayvancılıkla geçinen toplumlarda derhal tüm köy halkı göçe katılarak yaylaya çıkar. Sıcak mevsimde yaylada kıl çadırlarda, çardaklarda ya da oba, ağıl, dam benzer biçimde bazı kolay taş yapılarda, kimi orman bölgelerinde ise ağaçtan yapılmış konutlarda konaklanır. Bu sırada hayvanların bakımı, süt, tereyağı, peynir üretimi ile uğraşılır; bazı yaylalarda ek olarak ufak seviyede yaz sebzeleri de yetiştirilir. Soğukların ve yağışların başlaması üstüne, çoğu zaman eylülde ya da ekim başlarında, yeniden kışlağa doğru inişe geçilir. Yayla ile kışlak arasındaki uzaklık bölgelerin özelliklerine göre farklılık gösterir; kimi bölgelerde kısadır, fakat kimi bölgelerde onlarca kilometreyi bulur. Özetle yaylacılık, belli koşulların gerçekleştiği bölgelerde, kırsal ekonominin tabiatın mevsimlik ritmine uymuş örneksiz bir yaşam biçimidir. (-» Kayn.)
—Hayvc. Hayvanları yazın dağlardaki otlaklara götürüp otlatmaya dayanan hayvancılık sistemi. (Yaylacılık iki türlü yapılır: birinde sürüler kışın büyük bir kısmını ahırda geçirir; ötekinde ise hayvanlar ovadaki ahırlarda otlatılır. Bu tip yaylacılıkta hayvanların meraya ulaşmak için aldıkları yol çok daha kısadır.)
—ANSİKL. Yaylacılık, gerçek konargöçerlerin daha çok yatay doğrultudaki devamlı yer değiştirmelerinden kesinlikle ayrılır. Yaylacılıkta göç hareketinin zamanını ve yönünü, engebeliğin iklim üstündeki tesiri sonucunda alçak ovalar ve havzalarla yüksek dağların nebat örtülerinde meydana gelen mevsimlik fenolojik ritmik değişimler belirler. Yaylacılık, yazı kurak ve engebeli bölgelere özgü mevsimlik bir göç türüdür ve bilhassa Akdeniz iklim tipinin tesirindeki ülkelerde, ayrıca Anadolu'da eskiden beri en yaygın şekilde uygulanır. Bu harekete katılan köy halkı kışı, hayvan (çoğunlukla davar) sürüleri ile beraber çoğu zaman ovalarda ya da çukur havzalarda kurulmuş köylerinde (kışla ya da kışlak) geçirir. Bu nemli dönemde alçak yerlerdeki otlaklar yeşerir ve hayvanların beslenmesine yeter. Oysa, yaz kuraklığı ile beraber otlakların kuruması, yayılarak beslenebilmeleri için sürülerin daha nemli ve ot bakımından varlıklı yüksek bölgelere çıkarılmasını gerektirir. Ek olarak bu, kışlakta yetiştirilen ziraat ürünlerinin korunması bakımından da uygun bir önlemdir. Her köyün eskiden beri yararlandığı belli bir yaylası (ya da yaylağı) vardır. Bölgeden bölgeye ve senenin hava koşullarına nazaran değişmekle beraber yaylaya doğru çoğu zaman mayıs ve haziran aylarında süregelen göçe, çiftçi-hayvancı köylerde, bir çok hanım ve çocuk olmak suretiyle, halkın bir kesimi ya da yalnız çobanlar katılır; geri kalan nüfus köylerinde kalmış olarak ziraat işleriyle uğraşır. Buna karşılık, hayvancılığın ağır basmış olduğu ya da yalnız hayvancılıkla geçinen toplumlarda derhal tüm köy halkı göçe katılarak yaylaya çıkar. Sıcak mevsimde yaylada kıl çadırlarda, çardaklarda ya da oba, ağıl, dam benzer biçimde bazı kolay taş yapılarda, kimi orman bölgelerinde ise ağaçtan yapılmış konutlarda konaklanır. Bu sırada hayvanların bakımı, süt, tereyağı, peynir üretimi ile uğraşılır; bazı yaylalarda ek olarak ufak seviyede yaz sebzeleri de yetiştirilir. Soğukların ve yağışların başlaması üstüne, çoğu zaman eylülde ya da ekim başlarında, yeniden kışlağa doğru inişe geçilir. Yayla ile kışlak arasındaki uzaklık bölgelerin özelliklerine göre farklılık gösterir; kimi bölgelerde kısadır, fakat kimi bölgelerde onlarca kilometreyi bulur. Özetle yaylacılık, belli koşulların gerçekleştiği bölgelerde, kırsal ekonominin tabiatın mevsimlik ritmine uymuş örneksiz bir yaşam biçimidir. (-» Kayn.)
Kaynak: Büyük Larousse
YAYLACI a.
1. Kendisine ilişik hayvanları ya da başka çiftçilerin emanet ettikleri hayvanları yaylaya götürerek bakıp yetiştiren ve ürünlerini alan şahıs, topluluk.
2. Anfilerde, meclislerde arka sıralarda oturan kimse (arg.).
1. Kendisine ilişik hayvanları ya da başka çiftçilerin emanet ettikleri hayvanları yaylaya götürerek bakıp yetiştiren ve ürünlerini alan şahıs, topluluk.
2. Anfilerde, meclislerde arka sıralarda oturan kimse (arg.).
Kaynak: Büyük Larousse
yaylacılık ingilizcesi
- transhumance
yaylacı
isim
isim
- Yaylaya çıkan kimse.
yaylacı ingilizcesi
- transhumant
YORUMLAR