YETİŞTİRME a 1. Yetiştirmek eylemi. 2. Birinin koruyuculuğunda yetişen kimse 3. Yetiştirme yurdu, ana baba nezaretinten yoksun ve ha...
YETİŞTİRME a
1. Yetiştirmek eylemi.
2. Birinin koruyuculuğunda yetişen kimse
3. Yetiştirme yurdu, ana baba nezaretinten yoksun ve haklarında koruma sonucu alınan 7-18 yaşlarındaki evlatların barındırılıp yetiştirildiği eğitim kurumu.
—Nalbantl. Yetiştirme nalı, ön ve art ayakları birbirine değen atlara çakılan nal; ön nalın iç kenarına çok derin ters ayar açılmıştır, art nalın dış kolu ağırlaştırılmış, iç kolu da hafifletilmiştir.
—Ormanc. Ağaç yetiştirme, koru ya da orman elde etmek suretiyle ağaç dikimi ve bakımıyla ilgili işlemlerin tümü.
1. Yetiştirmek eylemi.
2. Birinin koruyuculuğunda yetişen kimse
3. Yetiştirme yurdu, ana baba nezaretinten yoksun ve haklarında koruma sonucu alınan 7-18 yaşlarındaki evlatların barındırılıp yetiştirildiği eğitim kurumu.
—Nalbantl. Yetiştirme nalı, ön ve art ayakları birbirine değen atlara çakılan nal; ön nalın iç kenarına çok derin ters ayar açılmıştır, art nalın dış kolu ağırlaştırılmış, iç kolu da hafifletilmiştir.
—Ormanc. Ağaç yetiştirme, koru ya da orman elde etmek suretiyle ağaç dikimi ve bakımıyla ilgili işlemlerin tümü.
Çocuk yetiştirmek
Gösterim: 33
Boyut: 20.8 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Gösterim: 33
Boyut: 20.8 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Kaynak: Büyük Larousse
Nebat Yetiştirme Lambaları
Alabalık Biyolojisi ve Yetiştirme Teknikleri
Fidan Yetiştirme Teknikeri
yetiştirme
isim
1 . Yetiştirmek işi.
2 . Birinin koruyuculuğunda yetişen kimse.
Birleşik Sözler
yetiştirme yurdu
isim
1 . Yetiştirmek işi.
2 . Birinin koruyuculuğunda yetişen kimse.
Birleşik Sözler
yetiştirme yurdu
yetiştirme ingilizcesi
- bringing up; breeding; cultivation
yetiştirmek
(-i durum ekiyle kullanılan eylem, -e durum ekiyle kullanılan eylem)
1 . (birini ya da bir şeyi) Gitmekte ya da gitmek suretiyle olan bir kimse ya da şeye ulaştırmak, ulaşmasını sağlamak:
"Cephemiz susuz; kuru ekmek ve benzini güç yetiştiriyoruz."- F. R. Atay.
2 . (vaktinde) Hazır olmasını sağlamak, tamamlamak, bitirmek.
3 . Birini lüzumlu bir iş için tam zamanında bir yere götürmek.
4 . üretmek, büyütmek, geliştirmek:
"Evlerinin bahçesinde bir iki elma erik ağacı yetiştirirler."- N. Cumalı.
5 . İletmek, duyurmak:
"Müjdeyi komşu hanımlara yetiştirmeğe koşmuştu."- H. F. Ozansoy.
6 . mecaz Söylenmemesi ihtiyaç duyulan bir şeyi derhal söylemek:
"Asla kalır mı? Ertesi gün valiye yetiştirdiler."- M. Ş. Esendal.
7 . mecaz (çocuk için) Gelişip büyümesine itina göstermek:
"Munise'yi güzel ahlâklı bir bayan olarak yetiştirecektim."- R. N. Güntekin.
8 . mecaz Eğitim, tahsil sağlamak:
"Birbirlerine lânetler ede ede yetişecek nesillerle bir cemiyetin yükselmesine imkân var mıdır?"- O. S. Orhon.
9 . Sağlayıp vermek:
"Sigara yakmak isteyenlere kibrit yetiştirir."- H. Taner.
10 . Yetmesini sağlamak.
(-i durum ekiyle kullanılan eylem, -e durum ekiyle kullanılan eylem)
1 . (birini ya da bir şeyi) Gitmekte ya da gitmek suretiyle olan bir kimse ya da şeye ulaştırmak, ulaşmasını sağlamak:
"Cephemiz susuz; kuru ekmek ve benzini güç yetiştiriyoruz."- F. R. Atay.
2 . (vaktinde) Hazır olmasını sağlamak, tamamlamak, bitirmek.
3 . Birini lüzumlu bir iş için tam zamanında bir yere götürmek.
4 . üretmek, büyütmek, geliştirmek:
"Evlerinin bahçesinde bir iki elma erik ağacı yetiştirirler."- N. Cumalı.
5 . İletmek, duyurmak:
"Müjdeyi komşu hanımlara yetiştirmeğe koşmuştu."- H. F. Ozansoy.
6 . mecaz Söylenmemesi ihtiyaç duyulan bir şeyi derhal söylemek:
"Asla kalır mı? Ertesi gün valiye yetiştirdiler."- M. Ş. Esendal.
7 . mecaz (çocuk için) Gelişip büyümesine itina göstermek:
"Munise'yi güzel ahlâklı bir bayan olarak yetiştirecektim."- R. N. Güntekin.
8 . mecaz Eğitim, tahsil sağlamak:
"Birbirlerine lânetler ede ede yetişecek nesillerle bir cemiyetin yükselmesine imkân var mıdır?"- O. S. Orhon.
9 . Sağlayıp vermek:
"Sigara yakmak isteyenlere kibrit yetiştirir."- H. Taner.
10 . Yetmesini sağlamak.
yetiştirmek ingilizcesi
- to bring sb up, to nurture; to breed; to train; to coach; to bring sb on; to grow, to raise, to cultivate; to send (information); to make do, to manage; to throw up
Nebat Yetiştirme Lambaları
Alabalık Biyolojisi ve Yetiştirme Teknikleri
Fidan Yetiştirme Teknikeri
YORUMLAR