Sanı: "Kapıyorum zannıyla kilitlemişim, diyordu."- M. C. Kuntay . Fena zan ile ilgili hadisler nedir? Kuşku, şüphe...
Sanı:
"Kapıyorum zannıyla kilitlemişim, diyordu."- M. C. Kuntay.
Fena zan ile ilgili hadisler nedir?
Kuşku, şüphe ve zan arasındaki farklılıklar nedir?
Gökhan Zan
ZAN
Başkaları hakkında iyi ya da fena bir fikir beslemeye zan denir...Yüce Tanrı Kur'an-ı Kerim'de: " Ey inanç edenler..! Zan dan kaçının, şu sebeple zan'ın bir çok günahtır...Birbirinizin kusurunu araştırmayın ve birbirinizi çekiştirmeyin...İçinizden kim, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır..! Bundan tiksindiniz değil mi..! Tanrı'tan korkun; doğrusu Tanrı, tövbeleri kabul eder, çok merhametlidir.." buyurmuştur... ( Hücurat-12)
Yukarıdaki ayetten de anlaşılacağı benzer biçimde zan, ikiye ayrılır..
a) Hüsn-i Zan: Başkaları hakkında iyi düşünce ve fikir beslemeye hüsn-i zan denir...Bu, güzel bir huydur...İnsanları birbirine yaklaştırır...Hüsn-i zan kalp temizliğinin eseridir...Kalpleri iyi ve temiz olanlar başkalarını da kendileri benzer biçimde görmek isterler...Fakat hüsn-i zan besleyeceğim diye tedbiri elden bırakmak doğru değildir...
b) Sü-i Zan: Çevremizdeki insanoğlu hakkında kötü düşünce ve fikir beslemeye de sü-i zan denmektedir...Fena ve kaçınılması ihtiyaç duyulan huylardandır...Tanrı, sü-i zan da bulunmayı haram kılmıştır...Yukarıdaki ayette yasaklanan sü-i zandır...Hüsn-i zan insanları kaynaştıran bir erdem, sü-i zan ise, insanları ayrılığa götürmüş olan bir felakettir...Bir Müslüman, her insana iyi gözle bakmalı, gerçek olmayan dedikodulara ehemmiyet vermemelidir...İnsana yakışan ilk olarak kendi kusurlarını görüp düzeltmektir...Başkalarının kusurlarını arayıp araştırmak Müslümanlığa yakışmaz...
Bazı Hadis-i Şerif'lerde de bu mevzuya değinilmiştir...
Siz sü-i zan beslemekten sakınınız...Zira sü-i zan, sözlerin en yalanıdır...
Tanrı, mümine, fena zanda bulunmayı haram kılmıştır...
Zan Nedir?
Dini Kavramlar Sözlüğü
Sözlükte "sanma, sezme, kuşku ve kati olmayan bilgi" anlamına gelen zan, kati olmayan bilgiye denir.
İzmirli İsmail Hakkı'ya bakılırsa, % 1 ihtimalî olan şeye vehim, % 2-50 ihtimali olan şeye kuşku, % 50 den sonraki ihtimale zan, % 90 ihtimale zann-ı galib, %100 olana kati bilgi denir.
Kur'ân-ı Kerim'de kati olmayan bilgi ile hareket edilmesi hoş görülmemiştir: "Ey inananlar, zannın çoğundan sakının, zira zannın bir kısmı günahtır." (Hucurât, 49/12), "Bilmediğin bir şeyin ardına düşme. Zira kulak, göz ve gönül bunların hepsi, o yaptığından mesuldür." (İsrâ, 17/36).
Zan, taşımış olduğu kıymet itibariyle birkaç kategoriye ayrılmaktadır.
1- Zannın bir kısmı ahlâken beğenilmiş ve dinen makbul görülerek övülmüştür. Tanrı, peygamber ve müminler hakkkında iyi niyet beslemek ve hüsn-ü zanda bulunmak benzer biçimde
2- Mahkemelerde şahitler hakkında lüzumlu araştırma yaptıktan sonrasında galip zanna bakılırsa yargı vermeye mesned teşkil eden zandır. Böylece insanoğlu içinde karar verme zorunluluğu olan birçok muamelede, mutlak gerçeği bilmek mümkün olmadığı takdirde galip zanna dayanılarak yargı verilir.
3- Bir kimse ya da zümrenin yaşayış ve hareketlerinde veya davranışlarında hüsn-ü zanna layık olmayan görüntüler ve kendileri su-i zan duymak için makul sebepler var ise, işte o vakit bu zan günah değildir.
4- Birinin herhangi bir söz ve hareketinde iyilik ve fenalık ihtimali eşit olup, bizim de sırf su-i zandan hareket ederek onu kötülüğe yorumlamamızdan lanan zandır. Bu zan günahtır. Meselâ iyi bir insan bir topluluktan kalkıp giderken kendi ayakkabı, yerine başka birinin ayakkabısını giyse, bizim de onun kesinlikle çalmak niyeti ile bu şekilde bir işe girişim ettiğine karar vermemiz benzer biçimde.
Dini Kavramlar Sözlüğü
Sözlükte "sanma, sezme, kuşku ve kati olmayan bilgi" anlamına gelen zan, kati olmayan bilgiye denir.
İzmirli İsmail Hakkı'ya bakılırsa, % 1 ihtimalî olan şeye vehim, % 2-50 ihtimali olan şeye kuşku, % 50 den sonraki ihtimale zan, % 90 ihtimale zann-ı galib, %100 olana kati bilgi denir.
Kur'ân-ı Kerim'de kati olmayan bilgi ile hareket edilmesi hoş görülmemiştir: "Ey inananlar, zannın çoğundan sakının, zira zannın bir kısmı günahtır." (Hucurât, 49/12), "Bilmediğin bir şeyin ardına düşme. Zira kulak, göz ve gönül bunların hepsi, o yaptığından mesuldür." (İsrâ, 17/36).
Zan, taşımış olduğu kıymet itibariyle birkaç kategoriye ayrılmaktadır.
1- Zannın bir kısmı ahlâken beğenilmiş ve dinen makbul görülerek övülmüştür. Tanrı, peygamber ve müminler hakkkında iyi niyet beslemek ve hüsn-ü zanda bulunmak benzer biçimde
2- Mahkemelerde şahitler hakkında lüzumlu araştırma yaptıktan sonrasında galip zanna bakılırsa yargı vermeye mesned teşkil eden zandır. Böylece insanoğlu içinde karar verme zorunluluğu olan birçok muamelede, mutlak gerçeği bilmek mümkün olmadığı takdirde galip zanna dayanılarak yargı verilir.
3- Bir kimse ya da zümrenin yaşayış ve hareketlerinde veya davranışlarında hüsn-ü zanna layık olmayan görüntüler ve kendileri su-i zan duymak için makul sebepler var ise, işte o vakit bu zan günah değildir.
4- Birinin herhangi bir söz ve hareketinde iyilik ve fenalık ihtimali eşit olup, bizim de sırf su-i zandan hareket ederek onu kötülüğe yorumlamamızdan lanan zandır. Bu zan günahtır. Meselâ iyi bir insan bir topluluktan kalkıp giderken kendi ayakkabı, yerine başka birinin ayakkabısını giyse, bizim de onun kesinlikle çalmak niyeti ile bu şekilde bir işe girişim ettiğine karar vermemiz benzer biçimde.
ZAN, -nnı a. (ar. zarın).
1. Sanma, şu ya da bu şekilde bulunduğunu düşünme, sanı, şüphe: Karanlıkta İzleniyorum zannına kapıldım.
2. Bir suçu işlemekle suçlanma, suçlu olarak görülme: Bir kimseyi zan altında bırakmak. Bu işi benim yaptığımı zannetti, bu zandan iyi mi kurulacağımı bilemiyorum.
3. Zan etmek -* ZANNETMEK.
1. Sanma, şu ya da bu şekilde bulunduğunu düşünme, sanı, şüphe: Karanlıkta İzleniyorum zannına kapıldım.
2. Bir suçu işlemekle suçlanma, suçlu olarak görülme: Bir kimseyi zan altında bırakmak. Bu işi benim yaptığımı zannetti, bu zandan iyi mi kurulacağımı bilemiyorum.
3. Zan etmek -* ZANNETMEK.
Kaynak: Büyük Larousse
zan isim Arapça zann
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
zan altında bulunmak
zannına düşmek
Birleşik Sözler
zannetmek
zannolunmak
- Sanma, sanı "Kapıyorum zannıyla kilitlemişim, diyordu."- M. C. Kuntay.
- "Eli elimi tutacak zannıyla kalbim anlamsız bir halde gümbür gümbür attı."- H. E. Adıvar.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
zan altında bulunmak
zannına düşmek
Birleşik Sözler
zannetmek
zannolunmak
zan ingilizcesi
- supposition, surmise, assumption, guess; doubt, suspicion
- presumption, supposition
Fena zan ile ilgili hadisler nedir?
Kuşku, şüphe ve zan arasındaki farklılıklar nedir?
Gökhan Zan
YORUMLAR