ZAT, -tı a. (ar. zat). 1. Kimse, şahıs, çoğu zaman adam: Bu zatı tanıyor musunuz? Temiz kalpli, insaniyetli bir zattır. 2. Esk. Ke...
ZAT, -tı a. (ar. zat).
1. Kimse, şahıs, çoğu zaman adam: Bu zatı tanıyor musunuz? Temiz kalpli, insaniyetli bir zattır.
2. Esk. Kendi, öz.
3. Esk. Cevher, aslolan.
4. Zat işleri, özlük işleri.
—Esk. Zatı âli, iyelik ekleri alarak bir kimsenin yüksek şahsiyetini belirtir: Zat-ı âliniz. Zat-ı âlileri. || Zat-ı devlet, devlet sahibi yüce şahıs. || Zat-ı fehamet-penahi, sadrazam.
|| Zat-ı mûlukâne, padişah. || Zat-ı şahane,' padişaha hitap ederken ya da ondan söz ederken kullanılır. || Zat-ı şerit, mukaddes şahıs. || Zat-üs-südur, yürekte gizli saklı olanlar. || Biz-zat -» BİZZAT. || Haddi zatında - had.
—Ed. Zat üt-metati -* matla.
ZAT, -tı sıt. (ar zü'nun dişi. zat). Esk.
1. Haiz, malik hanım için kullanılır
2. Eski tıpta iltihaplı hastalık; biyoloji, botanik, vb. de derslik, tür belirten terimler oluşturur
—Esk. anat. Zat-ür-reseyn, biri kolda, biri de uylukta bulunan iki kas türü. || Zat-ûr -rüus-ı selase, uç tarafı üçe ayrılan, biri kolda, biri uylukta bulunan iki kas türü. || Zat-Cış-şerafet-is-selase, kalbin sağ karıncık ve kulakçığı içinde bulunan kapakçık.
—Esk. biyol. Zat-Cıl-cinseyn, iki cinslilik.
—Esk. bot. Zat-üf-esmar, meyveli. || Zat-ül -filka, gelişmesi çekirdek ayrılmasıyla olmayan nebat. || Zat-ül-filkateyn, ikiçenekliler || Zat -ül-ilkah-ı hafiye, aşılanması çiçekle olmayan bitkiler || Zat-ül-ilkah-ı hafıye-i hücreviye, zat-ül-ilkah-ı hafiye -i viaiye, aşılanması damar içinde olan bitkiler; damarlı çiçeksizler || Zat-ül-ilkah-iz-zahire, aşılanması çiçekle olan bitkiler || Zat-Cız-zehreteyn, ikiçiçekli bitkiler.
—Esk. fiz. Zat-ül-hareke, otomatik. || Zat -ül-harekiyet, otomatizm.
—Esk. gökbil. Zat-ül-kürsi -* ZATüLKüRSİ
—Esk. jeol. Zat-ül-elvan, birkaç renk gösteren saydam maden. || Zat-ül-levneyn, iki renk gösteren saydam maden.
—Esk. tıp. Zat-ül-asab-ı basari, göz sinirleri iltihabı. || Zat-ül-azm, kemik dokusu iltihabı. || Zat-ûl-cefn, gözkapağı iltihabı. || Zat- ül-cenb -> ZATÛLCENR || Zat-ül-husye, tes- tis iltihabı. || Zat-ül-karniye, gözdeki kornea tabakası iltihabı. || Zat-ül-kasabat-ı şariye, nefes borusunun iç yüzeyinin iltihaplanması. || Zat-ül-kebed, karaciğer iltihabı. || Zat-ül -kitye, böbrek iltihabı. || Zat-ül-kilye-i zülali, böbrek iltihabı sebebiyle idrarda albümi- ne rastlanması. || Zat-ûl-mafsal, eklem iltihabı. || Zat-ül-mebiz, yumurtalık iltihabı. || Zat-ûl-mesane, sidik torbası iltihabı. || Zat -ül-meşime, gözdeki damartabaka iltihabı. || Zat-ül-mültehime, gözkapağı ile göz yuvarlağı arasındaki zarın iltihaplanması. || Zat-ül-ukad, beze iltihabı. || Zat-ül-uzn-i dahili, içkulak iltihabı. || Zat-ûl-üzn-i harici, kulak yolu iltihabı.|| Zat-ül-verid, toplardamar iltihabı. || Zat-ün-rahim, rahim iltihabı. || Zat -îır-rie -* ZATüRREE. || Zat-ûs -sehaya, beyin zarı iltihabı. || Zat-üs-sehaya-yı derni, beyin veremi. || Zat-üs-sıfak, karınzarı iltihabı; peritonit. || Zat-üs-sıfak-ı nifasi, lohusa peri- notiniti. || Zat-üs-simhak, kemik zarı iltihabı. || zat-ûs-sulbe, gözdeki dıştabaka iltihabı. || Zat-üs-şebekiye, gözdeki ağtabaka iltihabı. || Zat-üş-şegaf, kalpzarı iltihabı. || Zat-uş -şiryan, atardamar iltihabı. || Zat-üt-tabl, ku- lakzarı iltihabı.
—Esk. zool. Zat-ül-cild-i azmi, zat-ül-hara- şi-fi-l-müşaşaa, derileri kemikleşmiş balıklar || Zat-ül-efvah-ı embubi, ağzı boru benzer biçimde olan hayvancıklar. || Zat-ül-efvah-il-cenbiye, köpekbalığı vb. hayvanlar || Zat-ül-ercül-il -batniye, karındşnbacaklılar. || Zat-ül-ercCıl -il-cezriye, köktenbacaklılar || Zat-ül-ercül-il -keffiye, perdeayaklılar. || Zat-ül-ercül-il-kesi- re, çokayaklılar || Zat-ül-ercül-il-mafsaliye, eklembacaklılar. || Zat-ül-ercül-il-meşkuka, çatal tırnaklılar. || Zat-ül-ercül-ır-resiye, baştan- ayaklılar || Zat-ül-esabi-il-müfrede, tektırnak- lılar || Zat-ül-esabi-il-müzdevice ayakları eşit parmaklı iri hayvanlar. || Zat-ul-eyd-il-er- baa, dört elli hayvanlar. || Zat-ül-ezfar, parmakları birbirinden ayrı ya da pençesi olan hayvanlar || Zat-ül-fıkarat, omurgalılar. || Zat -ül-galsame-i daime biçimini değiştirmeyen kurbağa. || Zat-ül-hufeyre-i res, 20 m uzunluktaki tenya. || Zat-ül-hurtum, hortumlular. || Zat-ul-ibre, iğneli böcekler. || Zat-ül-izam-it -tamme, eklemleri kemikleşmiş balıklar. || Zat-ül-kasabat, trakeliler. || Zat-ul-kisi, keseliler. || Zat-ül-kurun-il-mücevvefe, boşboynuz- lular. || Zat-ül-kurun-is-sakıta, geyik, karaca benzer biçimde boynuzları kimi vakit düşen hayvanlar. || Zat-üt-lisan, avustralya kirpisi. || Zat-ül -miskab, tekdelikliler. || Zat-üs-sedaya, memeliler. || Zat-üs-sedaya-yı bahriye, deniz memelileri. || Zat-üs-sukabat, delikliler. || Zat-üs-sukabat-ı gayrı müşaara, madrapo- ralar || Zat-üt-teneffüs-il-müzdevic, hem suda hem karada yaşayan hayvanlar.
Kaynak: Büyük Larousse
1. Kimse, şahıs, çoğu zaman adam: Bu zatı tanıyor musunuz? Temiz kalpli, insaniyetli bir zattır.
2. Esk. Kendi, öz.
3. Esk. Cevher, aslolan.
4. Zat işleri, özlük işleri.
—Esk. Zatı âli, iyelik ekleri alarak bir kimsenin yüksek şahsiyetini belirtir: Zat-ı âliniz. Zat-ı âlileri. || Zat-ı devlet, devlet sahibi yüce şahıs. || Zat-ı fehamet-penahi, sadrazam.
|| Zat-ı mûlukâne, padişah. || Zat-ı şahane,' padişaha hitap ederken ya da ondan söz ederken kullanılır. || Zat-ı şerit, mukaddes şahıs. || Zat-üs-südur, yürekte gizli saklı olanlar. || Biz-zat -» BİZZAT. || Haddi zatında - had.
—Ed. Zat üt-metati -* matla.
ZAT, -tı sıt. (ar zü'nun dişi. zat). Esk.
1. Haiz, malik hanım için kullanılır
2. Eski tıpta iltihaplı hastalık; biyoloji, botanik, vb. de derslik, tür belirten terimler oluşturur
—Esk. anat. Zat-ür-reseyn, biri kolda, biri de uylukta bulunan iki kas türü. || Zat-ûr -rüus-ı selase, uç tarafı üçe ayrılan, biri kolda, biri uylukta bulunan iki kas türü. || Zat-Cış-şerafet-is-selase, kalbin sağ karıncık ve kulakçığı içinde bulunan kapakçık.
—Esk. biyol. Zat-Cıl-cinseyn, iki cinslilik.
—Esk. bot. Zat-üf-esmar, meyveli. || Zat-ül -filka, gelişmesi çekirdek ayrılmasıyla olmayan nebat. || Zat-ül-filkateyn, ikiçenekliler || Zat -ül-ilkah-ı hafiye, aşılanması çiçekle olmayan bitkiler || Zat-ül-ilkah-ı hafıye-i hücreviye, zat-ül-ilkah-ı hafiye -i viaiye, aşılanması damar içinde olan bitkiler; damarlı çiçeksizler || Zat-ül-ilkah-iz-zahire, aşılanması çiçekle olan bitkiler || Zat-Cız-zehreteyn, ikiçiçekli bitkiler.
—Esk. fiz. Zat-ül-hareke, otomatik. || Zat -ül-harekiyet, otomatizm.
—Esk. gökbil. Zat-ül-kürsi -* ZATüLKüRSİ
—Esk. jeol. Zat-ül-elvan, birkaç renk gösteren saydam maden. || Zat-ül-levneyn, iki renk gösteren saydam maden.
—Esk. tıp. Zat-ül-asab-ı basari, göz sinirleri iltihabı. || Zat-ül-azm, kemik dokusu iltihabı. || Zat-ûl-cefn, gözkapağı iltihabı. || Zat- ül-cenb -> ZATÛLCENR || Zat-ül-husye, tes- tis iltihabı. || Zat-ül-karniye, gözdeki kornea tabakası iltihabı. || Zat-ül-kasabat-ı şariye, nefes borusunun iç yüzeyinin iltihaplanması. || Zat-ül-kebed, karaciğer iltihabı. || Zat-ül -kitye, böbrek iltihabı. || Zat-ül-kilye-i zülali, böbrek iltihabı sebebiyle idrarda albümi- ne rastlanması. || Zat-ûl-mafsal, eklem iltihabı. || Zat-ül-mebiz, yumurtalık iltihabı. || Zat-ûl-mesane, sidik torbası iltihabı. || Zat -ül-meşime, gözdeki damartabaka iltihabı. || Zat-ül-mültehime, gözkapağı ile göz yuvarlağı arasındaki zarın iltihaplanması. || Zat-ül-ukad, beze iltihabı. || Zat-ül-uzn-i dahili, içkulak iltihabı. || Zat-ûl-üzn-i harici, kulak yolu iltihabı.|| Zat-ül-verid, toplardamar iltihabı. || Zat-ün-rahim, rahim iltihabı. || Zat -îır-rie -* ZATüRREE. || Zat-ûs -sehaya, beyin zarı iltihabı. || Zat-üs-sehaya-yı derni, beyin veremi. || Zat-üs-sıfak, karınzarı iltihabı; peritonit. || Zat-üs-sıfak-ı nifasi, lohusa peri- notiniti. || Zat-üs-simhak, kemik zarı iltihabı. || zat-ûs-sulbe, gözdeki dıştabaka iltihabı. || Zat-üs-şebekiye, gözdeki ağtabaka iltihabı. || Zat-üş-şegaf, kalpzarı iltihabı. || Zat-uş -şiryan, atardamar iltihabı. || Zat-üt-tabl, ku- lakzarı iltihabı.
—Esk. zool. Zat-ül-cild-i azmi, zat-ül-hara- şi-fi-l-müşaşaa, derileri kemikleşmiş balıklar || Zat-ül-efvah-ı embubi, ağzı boru benzer biçimde olan hayvancıklar. || Zat-ül-efvah-il-cenbiye, köpekbalığı vb. hayvanlar || Zat-ül-ercül-il -batniye, karındşnbacaklılar. || Zat-ül-ercCıl -il-cezriye, köktenbacaklılar || Zat-ül-ercül-il -keffiye, perdeayaklılar. || Zat-ül-ercül-il-kesi- re, çokayaklılar || Zat-ül-ercül-il-mafsaliye, eklembacaklılar. || Zat-ül-ercül-il-meşkuka, çatal tırnaklılar. || Zat-ül-ercül-ır-resiye, baştan- ayaklılar || Zat-ül-esabi-il-müfrede, tektırnak- lılar || Zat-ül-esabi-il-müzdevice ayakları eşit parmaklı iri hayvanlar. || Zat-ul-eyd-il-er- baa, dört elli hayvanlar. || Zat-ül-ezfar, parmakları birbirinden ayrı ya da pençesi olan hayvanlar || Zat-ül-fıkarat, omurgalılar. || Zat -ül-galsame-i daime biçimini değiştirmeyen kurbağa. || Zat-ül-hufeyre-i res, 20 m uzunluktaki tenya. || Zat-ül-hurtum, hortumlular. || Zat-ul-ibre, iğneli böcekler. || Zat-ül-izam-it -tamme, eklemleri kemikleşmiş balıklar. || Zat-ül-kasabat, trakeliler. || Zat-ul-kisi, keseliler. || Zat-ül-kurun-il-mücevvefe, boşboynuz- lular. || Zat-ül-kurun-is-sakıta, geyik, karaca benzer biçimde boynuzları kimi vakit düşen hayvanlar. || Zat-üt-lisan, avustralya kirpisi. || Zat-ül -miskab, tekdelikliler. || Zat-üs-sedaya, memeliler. || Zat-üs-sedaya-yı bahriye, deniz memelileri. || Zat-üs-sukabat, delikliler. || Zat-üs-sukabat-ı gayrı müşaara, madrapo- ralar || Zat-üt-teneffüs-il-müzdevic, hem suda hem karada yaşayan hayvanlar.
Kaynak: Büyük Larousse
zat
isim (za:t) Arapça
1 . Kimse, şahıs:
"Tanıdıklarımdan bir zat, meyveleri asla sevmez."- A. Haşim.
"Yaşlı bir zat saati sordu."- H. Taner.
2 . eskimiş Kendi, öz:
"Evvelki gün gelen hanım sizi istiyor; zatınızla konuşacakmış."- S. M. Alus.
Birleşik Sözler
zata mahsus
zatıâlileri
zatıâliniz
zat işleri
haddizatında
isim (za:t) Arapça
1 . Kimse, şahıs:
"Tanıdıklarımdan bir zat, meyveleri asla sevmez."- A. Haşim.
"Yaşlı bir zat saati sordu."- H. Taner.
2 . eskimiş Kendi, öz:
"Evvelki gün gelen hanım sizi istiyor; zatınızla konuşacakmış."- S. M. Alus.
Birleşik Sözler
zata mahsus
zatıâlileri
zatıâliniz
zat işleri
haddizatında
zat ingilizcesi
- person, individual
YORUMLAR