zikir -kri isim Arapça £ikr 1 . Anma, söyleme, sözünü etme. 2 . din b. Bir tarikata bağlı olanların Tanrı'nın ismini ar...
zikir -kri
isim Arapça £ikr
1 . Anma, söyleme, sözünü etme.
2 . din b.
Bir tarikata bağlı olanların Tanrı'nın ismini art arda söylemesi:
"Zikir çekmek."- .
"Zikir çekmek."- .
İslam Dininde Zikir ve Zikrin Yeri
Rüyada Zikir Etmek
Zikir
Sufilerin kendine özgü ibadeti zikirdir. Zikir, Allah'ın hatırlanması ya da anılmasıdır. Sesli (dille) ya da sessiz (kalple) yapılabilir. Zikir direkt Allah'ın emridir
Sufilerin kendine özgü ibadeti zikirdir. Zikir, Allah'ın hatırlanması ya da anılmasıdır. Sesli (dille) ya da sessiz (kalple) yapılabilir. Zikir direkt Allah'ın emridir
En kıymetli tesbih doğrusu zikir nedir ?
Sual: En kıymetli tesbih doğrusu zikir nedir?
CEVAP:
En kıymetli tesbih, namazlardan sonrasında çekilen Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahü ekber'dir.
Bu tesbihten sonrasında en kıymetli tesbih ve zikir La ilahe illallah anlamına gelir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(En üstün tesbih Sübhanallahi velhamdülillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber'dir.) [Müslim]
(La ilahe illallah demek 99 belayı defeder, en aşağısı sıkıntıdır.) [İ.Asakir]
(Temcid, doğrusu La havle ve la kuvvete illa billah, 99 derde devadır. Bunların en hafifi sıkıntıdır.) [Hakim]
(Zikirde "La ilahe illallah"dan, efdali yoktur.) [Taberani]
(Zikrin efdali, La ilahe illallah, duanın efdali de elhamdülillahtır.) [Tirmizi]
(Allah indinde en kıymetli söz, "Sübhanallahi ve bihamdihi"dir.) [Müslim]
("Sübhanallah" diyen Uhuddan daha büyük sevaba kavuşur. "La ilahe illallah" ve "Allahü ekber" demek de böyledir.) [Beyheki]
(Gece ibadeti zor gelen, hayra mal sarf edemeyen ya da düşmanla savaşmaya korkan, çok Sübhanallahi ve bihamdihi desin. Bu, Allah yolunda harcayacağı bir altın dağdan daha kıymetlidir) [Taberani]
(Zor bir duruma düşen, "Bismillahirrahmanirrahim ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim" derse, Allahü teâlâ, onu her türlü bela ve musibetten korur.) [Deylemi]
(Cennet hazinesi olan, "Sübhanallahi vel-hamdülillahi vela ilahe illallahü vallahü ekber, vela havle vela kuvvete illa billah" demeye devam edenin ağaçtan yaprak döküldüğü şeklinde günahları dökülür.) [Ramuz]
(Dilde hafifçe, terazide ağır ve bağışlayıcı olan Allah indinde en kıymetli iki tümce: "Sübhanallahi ve bihamdihi, Sübhanallahilazim") [Müslim]
(Şu beş şeyi dilinizden düşürmeyin: Sübhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallah ve La havle vela kuvvete illa billah.) [Taberani]
(Allahü teâlânın indinde, tekbiri, tahmidi, tesbihi ve tehlili sebebiyle Müslüman olarak ihtiyarlayan bir müminden daha efdal kimse yoktur.) [İ. Ahmed]
(Tekbir Allahü ekber,
Tahmid Elhamdülillah,
Tesbih Sübhanallah,
Tehlil La ilahe illallah,
Temcid La havle vela kuvvete illa billah anlamına gelir.)
Kur'an-ı kerimde, Bâkıyat-üs-sâlihat [sürekli kalan iyi işler] geçmektedir. Resulullah buyurdu ki: (Bâkıyat-üs-sâlihatı, çok açıklayın. Bu tür şeyler; tesbih, tehlil, tahmid, tekbir ve temciddir.) [Taberani]
Her gece yatarken yüz kez (Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber) okuyan kimse, yüz kez tesbih, tahmid ve tekbir söylemiş olur. Bu şekilde, muhasebe yapmış, kendini hesaba çekmiş sayılır.
Bir kimse, (Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim) derse, hem tesbih [sübhanallah], hem tekbir [Allahü ekber], hem tahmid [hamd] , hem tehlil [la ilahe illallah], hem temcid [la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim] söylemiş olmakla, en kıymetli tesbihi okumuş olur.
Zül-celal vel-ikram
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Fakat celâl ve ikrâm sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır.) [Rahman 27]
(Celâl ve ikrâm sahibi Rabbinin ismi çok yücedir.) [Rahman 78]
[Celal, Allahü teâlânın kahr ve gazab sıfatlarındandır, azamet, büyüklük, hiçbir şeye muhtaç olmamak demektir.]
Sual: En kıymetli tesbih doğrusu zikir nedir?
CEVAP:
En kıymetli tesbih, namazlardan sonrasında çekilen Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahü ekber'dir.
Bu tesbihten sonrasında en kıymetli tesbih ve zikir La ilahe illallah anlamına gelir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(En üstün tesbih Sübhanallahi velhamdülillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber'dir.) [Müslim]
(La ilahe illallah demek 99 belayı defeder, en aşağısı sıkıntıdır.) [İ.Asakir]
(Temcid, doğrusu La havle ve la kuvvete illa billah, 99 derde devadır. Bunların en hafifi sıkıntıdır.) [Hakim]
(Zikirde "La ilahe illallah"dan, efdali yoktur.) [Taberani]
(Zikrin efdali, La ilahe illallah, duanın efdali de elhamdülillahtır.) [Tirmizi]
(Allah indinde en kıymetli söz, "Sübhanallahi ve bihamdihi"dir.) [Müslim]
("Sübhanallah" diyen Uhuddan daha büyük sevaba kavuşur. "La ilahe illallah" ve "Allahü ekber" demek de böyledir.) [Beyheki]
(Gece ibadeti zor gelen, hayra mal sarf edemeyen ya da düşmanla savaşmaya korkan, çok Sübhanallahi ve bihamdihi desin. Bu, Allah yolunda harcayacağı bir altın dağdan daha kıymetlidir) [Taberani]
(Zor bir duruma düşen, "Bismillahirrahmanirrahim ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim" derse, Allahü teâlâ, onu her türlü bela ve musibetten korur.) [Deylemi]
(Cennet hazinesi olan, "Sübhanallahi vel-hamdülillahi vela ilahe illallahü vallahü ekber, vela havle vela kuvvete illa billah" demeye devam edenin ağaçtan yaprak döküldüğü şeklinde günahları dökülür.) [Ramuz]
(Dilde hafifçe, terazide ağır ve bağışlayıcı olan Allah indinde en kıymetli iki tümce: "Sübhanallahi ve bihamdihi, Sübhanallahilazim") [Müslim]
(Şu beş şeyi dilinizden düşürmeyin: Sübhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallah ve La havle vela kuvvete illa billah.) [Taberani]
(Allahü teâlânın indinde, tekbiri, tahmidi, tesbihi ve tehlili sebebiyle Müslüman olarak ihtiyarlayan bir müminden daha efdal kimse yoktur.) [İ. Ahmed]
(Tekbir Allahü ekber,
Tahmid Elhamdülillah,
Tesbih Sübhanallah,
Tehlil La ilahe illallah,
Temcid La havle vela kuvvete illa billah anlamına gelir.)
Kur'an-ı kerimde, Bâkıyat-üs-sâlihat [sürekli kalan iyi işler] geçmektedir. Resulullah buyurdu ki: (Bâkıyat-üs-sâlihatı, çok açıklayın. Bu tür şeyler; tesbih, tehlil, tahmid, tekbir ve temciddir.) [Taberani]
Her gece yatarken yüz kez (Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber) okuyan kimse, yüz kez tesbih, tahmid ve tekbir söylemiş olur. Bu şekilde, muhasebe yapmış, kendini hesaba çekmiş sayılır.
Bir kimse, (Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim) derse, hem tesbih [sübhanallah], hem tekbir [Allahü ekber], hem tahmid [hamd] , hem tehlil [la ilahe illallah], hem temcid [la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim] söylemiş olmakla, en kıymetli tesbihi okumuş olur.
Zül-celal vel-ikram
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Fakat celâl ve ikrâm sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır.) [Rahman 27]
(Celâl ve ikrâm sahibi Rabbinin ismi çok yücedir.) [Rahman 78]
[Celal, Allahü teâlânın kahr ve gazab sıfatlarındandır, azamet, büyüklük, hiçbir şeye muhtaç olmamak demektir.]
Zikir Nedir?
Dini Kavramlar Sözlüğü
Sözlükte "anmak, anımsamak, yad etmek" anlamına gelen zikir, ıstılahta, Allah'ı anmak ve anımsamak, O'nu unutmamak ve gaflet halinde olmamak, Allah kelimesini ve tekbir, tehlil, tesbih, tahmid cümlelerini tekrarlamak anlamına gelir. Zikir, Allah'ın yüceliğini dile getirmek ve manevî yetkinliğe ulaşmak amacıyla yapılır. Zikrin çoğulu ezkâr ve zükûrdür. Zikir, aynı kökten gelen kelimelerle beraber, Kur'ân'da üç yüze yakın yerde geçmektedir. Bu âyetlerde "Allah'ı zikir" emredilmiş (Bakara, 2/152), Allah'ı zikreden müminlerden övgüyle söz edilmiş ve kendileri için mağfiret ve büyük mükâfatlar bulunmuş olduğu müjdesi verilmiştir (Ahzâb, 33/35). Hz. Peygamber de zikrin en faziletlisinin lâ ilâhe illallâh bulunduğunu (İbn Mâce, Edeb, 25) söyleyerek tevhid kelimesi ile zikirde bulunmanın önemine dikkat çekmiştir. Zikir, dil, kalp ve gövde ile olmak suretiyle üç çeşittir. Dil ile zikir, Allah'ı güzel adları ile anmak, O'na hamdetmek, tesbihte bulunmak, dua etmek ve Kur'ân okumaktır. Gövde ile zikir, tüm organların Allah'ın emirlerine uyması ve yasaklarından kaçınması ile olur. Kalp ile zikir ise Allah'ı gönülden çıkarmamaktır.
Dini Kavramlar Sözlüğü
Sözlükte "anmak, anımsamak, yad etmek" anlamına gelen zikir, ıstılahta, Allah'ı anmak ve anımsamak, O'nu unutmamak ve gaflet halinde olmamak, Allah kelimesini ve tekbir, tehlil, tesbih, tahmid cümlelerini tekrarlamak anlamına gelir. Zikir, Allah'ın yüceliğini dile getirmek ve manevî yetkinliğe ulaşmak amacıyla yapılır. Zikrin çoğulu ezkâr ve zükûrdür. Zikir, aynı kökten gelen kelimelerle beraber, Kur'ân'da üç yüze yakın yerde geçmektedir. Bu âyetlerde "Allah'ı zikir" emredilmiş (Bakara, 2/152), Allah'ı zikreden müminlerden övgüyle söz edilmiş ve kendileri için mağfiret ve büyük mükâfatlar bulunmuş olduğu müjdesi verilmiştir (Ahzâb, 33/35). Hz. Peygamber de zikrin en faziletlisinin lâ ilâhe illallâh bulunduğunu (İbn Mâce, Edeb, 25) söyleyerek tevhid kelimesi ile zikirde bulunmanın önemine dikkat çekmiştir. Zikir, dil, kalp ve gövde ile olmak suretiyle üç çeşittir. Dil ile zikir, Allah'ı güzel adları ile anmak, O'na hamdetmek, tesbihte bulunmak, dua etmek ve Kur'ân okumaktır. Gövde ile zikir, tüm organların Allah'ın emirlerine uyması ve yasaklarından kaçınması ile olur. Kalp ile zikir ise Allah'ı gönülden çıkarmamaktır.
ZİKİR, -kri a. (ar. zikr).
1. Anma, söyleme, sözünü etme.
2. Tanrı'nın ismini art arda anarak meydana getirilen bir tür yakarma. (Bk. ansikl. böl.)
3. Zikir etmek — ZİKRETMEK. || Zikri geçmek, anılmak, sözü ya da ismi geçmek. || Zikri fikri bir olmak, sözleri ve davranışları içinde bir tutarlılık bulunmak.
—Tasav. Zikr-i açık, dervişlerin topluca ve sesli olarak yaptıkları zikir. || Zikr-i ayam, halkın bilinçsiz olarak yapmış olduğu zikir. (ücret karşılığı meydana getirilen zikri de içeren bu yakarma türü, kişiyi genelinde ikiyüzlülük (riya], kendini büyük görme [kibir], böbürlenme [gurur] şeklinde güçsüzlüklerden kurtarmaz). || Zikr-i cehri, yüksek sesle meydana getirilen zikir. || Zikr-i hafi, tek başına ve gizli saklı meydana getirilen zikir. || Zikr-i havas, ilim adamlarınca meydana getirilen ve kendini her tür maddi duygulardan arındırıp maneviyata yöneltmek amacını taşıyan dikkatli zikir. || Zikr-i kalbi, içten ve sessiz bir şekilde meydana getirilen zikir. || Zikr-i mukayyet, Peygamber'in hususi vakit ve mekânlarda yapılmasını öğütlediği zikirler. (Yiyecek yerken, yola çıkarken, nikâh kıyılırken, yatağa yatarken vb. edilecek dualar bu zikrin kapsamı içine girer). || Zikr-i mutlak, belli başlı vakit ve bölgelere bağlı olmadığı için devamlı ve her yerde yapılabilen zikirler. || Halka-i zikir, tekkede dervişlerin halka halinde bir araya toplanarak yaptıkları zikir.
—ANSİKL. Zikir, bilhassa tasavvuf tarikatlarında çok önemlidir ve bunun şekli yüzünden bir sürü tarikat birbirlerinden ayrılır Bu yüzden her tarikatın kendine özgü bir zikir düzeni vardır. Mevlevilik şeklinde bir takım tarikatlarda Tanrı ismini anmak ve bu durumu belli başlı sayıda söylemekle Tanrı ile bütünleşile- ceğine, O'nun haricinde her şeyin unutulacağına inanıldığından, zikir gökyüzü* ile beraber yapılır. Bektaşilikte zikirler çoğu zaman sazlı sözlü olur. Kadiri, rifai ve halveti tarikatlarında Tanrı'nın 7 isim ya da sıfatla anıl-, ması gerekir. Fakat, tüm tanıtlarda zik
rin gayesi birdir: insanoğlunun gönlünü Tanrı sevgisiyle doldurmak, dervişin Tanrı bilincini geliştirmek ve olabildiğince dünyasal bağlardan kurtularak tanrısal benliğe ulaşmak.
Kaynak: Büyük Larousse
1. Anma, söyleme, sözünü etme.
2. Tanrı'nın ismini art arda anarak meydana getirilen bir tür yakarma. (Bk. ansikl. böl.)
3. Zikir etmek — ZİKRETMEK. || Zikri geçmek, anılmak, sözü ya da ismi geçmek. || Zikri fikri bir olmak, sözleri ve davranışları içinde bir tutarlılık bulunmak.
—Tasav. Zikr-i açık, dervişlerin topluca ve sesli olarak yaptıkları zikir. || Zikr-i ayam, halkın bilinçsiz olarak yapmış olduğu zikir. (ücret karşılığı meydana getirilen zikri de içeren bu yakarma türü, kişiyi genelinde ikiyüzlülük (riya], kendini büyük görme [kibir], böbürlenme [gurur] şeklinde güçsüzlüklerden kurtarmaz). || Zikr-i cehri, yüksek sesle meydana getirilen zikir. || Zikr-i hafi, tek başına ve gizli saklı meydana getirilen zikir. || Zikr-i havas, ilim adamlarınca meydana getirilen ve kendini her tür maddi duygulardan arındırıp maneviyata yöneltmek amacını taşıyan dikkatli zikir. || Zikr-i kalbi, içten ve sessiz bir şekilde meydana getirilen zikir. || Zikr-i mukayyet, Peygamber'in hususi vakit ve mekânlarda yapılmasını öğütlediği zikirler. (Yiyecek yerken, yola çıkarken, nikâh kıyılırken, yatağa yatarken vb. edilecek dualar bu zikrin kapsamı içine girer). || Zikr-i mutlak, belli başlı vakit ve bölgelere bağlı olmadığı için devamlı ve her yerde yapılabilen zikirler. || Halka-i zikir, tekkede dervişlerin halka halinde bir araya toplanarak yaptıkları zikir.
—ANSİKL. Zikir, bilhassa tasavvuf tarikatlarında çok önemlidir ve bunun şekli yüzünden bir sürü tarikat birbirlerinden ayrılır Bu yüzden her tarikatın kendine özgü bir zikir düzeni vardır. Mevlevilik şeklinde bir takım tarikatlarda Tanrı ismini anmak ve bu durumu belli başlı sayıda söylemekle Tanrı ile bütünleşile- ceğine, O'nun haricinde her şeyin unutulacağına inanıldığından, zikir gökyüzü* ile beraber yapılır. Bektaşilikte zikirler çoğu zaman sazlı sözlü olur. Kadiri, rifai ve halveti tarikatlarında Tanrı'nın 7 isim ya da sıfatla anıl-, ması gerekir. Fakat, tüm tanıtlarda zik
rin gayesi birdir: insanoğlunun gönlünü Tanrı sevgisiyle doldurmak, dervişin Tanrı bilincini geliştirmek ve olabildiğince dünyasal bağlardan kurtularak tanrısal benliğe ulaşmak.
Kaynak: Büyük Larousse
zikir ingilizcesi
1. mention, mentioning.
2. lslamic mysticism repeating, silently or aloud, the word Allah, the ninety-nine names of God, or formulas which praise God, zikr, dhikr.
-i geçmek /ýn/ to be mentioned.
1. mention, mentioning.
2. lslamic mysticism repeating, silently or aloud, the word Allah, the ninety-nine names of God, or formulas which praise God, zikr, dhikr.
-i geçmek /ýn/ to be mentioned.
İslam Dininde Zikir ve Zikrin Yeri
Rüyada Zikir Etmek
YORUMLAR