Lânet etmenin dehşeti…




 “Kim bir mü’mine lânet ederse onu öldürmüş gibi olur..”  


Lânet edenler Kıyamet gününde ne şefaatçi olabilir, ne de şahitlik edebilirler…

Bir defasında seferde bir kadın bindiği devenin yürümemesinden dolayı sıkılıp lânet etmişti de Allah Resûlü (Sallallahu aleyhi vesellem), “Devenin üzerindekileri alıp deveyi bırakınız. Çünkü o lânetlenmiştir” buyurmuşlardı…




Âl-i İmran Sûresi 61. âyetinin nüzul sebebi lânetle ilgiliydi. Necran papazları lânetin dehşetini bildikleri için korkularından lânetleşmeye yanaşmamışlardı.

Lânetin en tehlikeli tarafı ise lânet eden kişi haksız yere lânet ettiğinde lânetin kendisine dönmüş olması. Böyle bir insan farkında olmadan kendi aleyhinde, Allah’ın rahmetinden kovulmak ve uzaklaştırılmak için duâ etmiş olmaktadır. Bu gerçeğe Allah Resûlü (asm) bir hadis-i şeriflerinde şöyle dikkat çekerler: “Bir kul herhangi bir şeye lânet ettiğinde o lânet göğe çıkar. Fakat gök kapıları o kötü söze karşı kapanır, yere iner. Sağa sola çarpar, gidecek yer bulamayınca lânete müstehak olana gider. Eğer lânete lâyık değilse bu defa lânet edene geri döner.” 




1. Müslim, Birr: 84. 2. Tirmizî, Birr: 48. 3. Riyazü’s-Salihîn Terc., 3:140 (hadis no: 1584; Ebû Davud, Tirmizî) 4. Buharî, Edeb: 44; Müslim, İman: 176; Tirmizî, Nüzûr: 16. Neseî, Eyman: 7. 5. Riyazü’s-Salihîn Terc., 3:140 (Hadis no: 1583; Müslim’den.) 6. A.g.e., 3:141 (Hadis no: 1584; Müslim’den.) 7. A.g.e., 3:141 (Hadis no: 1586; Ebû Davud’dan.) 8. Tarihçe-i Hayat, s. 436.