EN'ÂM Suresi Âyet – 161-162-163 Tefsiri “De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola…iletti.” Zati tevhid yoluna iletti. “ Dosdoğru dine…” sa...
EN'ÂM Suresi Âyet – 161-162-163 Tefsiri
“De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola…iletti.” Zati tevhid yoluna iletti. “ Dosdoğru dine…” sabit ve ebedi dine hidayet etti. Milletler ve mezhepler onu değiştiremez, şeriatlar ve kitaplar onu neshedemez, yürürlükten kaldıramaz. “ İbrahim’in dinine…” yöneltti. Ki İbrahim bu din aracılığıyla bütün mertebelerin yukarısına çıktığı için O’ndan başka her şeyden yüz çevirdi, her dinden ve Allah’ın sıfatlarından biriyle de olsa içinde bir şekilde şirk bulunan bütün batıl yollardan uzaklaştı.
“De ki: Şüphesiz benim salâtım (namazım)…” kalp ile huzurda oluşum, ruh ile müşahede edişim, “kurbanım…” yakınlaşmam veya yakınlaşma maksadıyla sunduğum tüm kurbanlar, “ hayatım…” hakk ile hayat bulmam ve “ ölümüm…” nefisle ölümüm…bunların tümü “ …Allah içindir.” Ne benim ne de benden başka birinin bunda bir payı yoktur. Çünkü ben fena bularak O’nun için O’nunla kaim oldum. Benim ya da bir başkasının varlığı yok ki bir payı, bir nasibi de olsun. “Âlemlerin Rabbi…” tafsilat suretinde cem itibariyle rablık O’na aittir. “O’nun ortağı yoktur.” Bu hususta cem ve tafsilat olarak ortağı yoktur O’nun. “Bana sadece bu emrolundu.” Cem aynında ve tafsilat suretinde O’ndan başkasını görmemem emrolundu ki O’nun için amel etmiş olayım. Nitekim O, beni şu şekilde vasfetmiştir: “Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı…” (Necm, 17) O halde emreden de O’dur, emrolunan da. Gören de O’dur, görülen de. “Ve ben Müslümanların ilkiyim…” yüzümüO’na teslim etmiş olarak O’nda fena bulmaya boyun eğenlerin ilkiyim. Kuşkusuz bu, zatın tafsilatı içindeki mertebe itibariyle geçerli bir durumdur. Yoksa ne ilk var ne son, ne müslüman var ne kâfir.
(Muhyiddin İbn Arabi Tefsir-i Kebir Te’vilat 1.cilt)
YORUMLAR