Babalık Sendromu

Bebeğin gelmesiyle yaşanan değişimlere direnen ‘Reddeden Babalık Sendromu' ile hamilelik döneminde eşiyle benzeşmeye çalıştı...

baba



Bebeğin gelmesiyle yaşanan değişimlere direnen ‘Reddeden Babalık Sendromu' ile hamilelik döneminde eşiyle benzeşmeye çalıştığı “Couvade Sendromu†baba adaylarının geçirdikleri değişimlerdir. Deyim yerindeyse; annelerin bir doğururken babaların dokuz doğurmasına sebep bu sendromları Uzman Psikolog Murat Sarısoyanlattı.





Couvade sendromu, eşleri gebe kalan erkeklerin kısa bir süre sonra gebelik semptomlarını yaşamasıdır. Couvade sendromu ilk olarak 17.yy'da French Basque tarafından tanımlanmıştır ve Fransızca "couver" kelimesinden türetilmiştir. Kelime olarak "yumurtadan civ civ çıkarmak" ya da "kuluçkaya yatmak" anlamına gelmektedir. Gebeliğin bu sempatik semptomları Trethowan ve Conlon (1965) tarafından Couvade sendromu olarak isimlendirilmiştir.

Couvade sendromuna dair bir gelenek…


Couvade sendromu ilkel toplumlarda kabul görmüş hatta törensel bir forma bürünmüştür. Geleneğe göre doğumun ağrısız seyretmesi, anne ve bebeğin kötü ruhlardan korunması için anne adayı doğum sancısı çekerken, baba adayı da bir yatağa yatırılır ve babanın doğumu bu şekilde beklemesi gerekir. Bazı baba adaylarının eşleriyle birlikte doğum sancısına benzer ağrılar hissettiği olur.

BABALAR DOKUZ DOĞURUR!


Her erkek baba olduktan sonra değişik duygular hisseder. Kimi erkekler halterde dünya şampiyonu olmuş, futbolda dünya kupasını tek başına kazanmış, 100 metreyi 6 saniyede koşmuş edasıyla ortalıkta dolanıp böbürlenirken, kimileri de ağlayan, sık sık acıkan gazını çıkartamayan, kusan yaratık (onlara göre) karşısında irkilip, korkup ve hatta sinirlenip bir köşeye çekiliverirler. Onlara göre pabuçları dama atılmıştır, herkes bebekle ilgilenmektedir ve ilgi beklemek bir yana, sürekli yeni doğum yapan eşlerine ve bebeğe ilgi göstermek zorunda kalmışlardır. “Hayatım ya da hanım, koş bu yine ağlıyor, bu yine kustu!†vb. cümleler bu sendromu yaşayan babaların bulunduğu evlerde sık sık kurulur.

A- Reddeden Babalık Sendromu


Bu sendromu yaşayan erkekler içlerine kapanıp depresif belirtiler gösterebilecekleri gibi, aşırı gergin ve sinirli tavırlarıyla da dikkat çekerler. Dünyaya yeni gelmiş olan bu savunmasız bebek sanki onların düşmanıdır. Hiçbir şey eskisi gibi değildir ve bir daha asla eskisi gibi olmayacaktır. Hayat tamamıyla değişmiş, eşleri ve hatta evleri ellerinden alınmış gibidir. Kendilerini yaşadıkları eve bile ait hissetmezler, dışlandıklarını, horlandıklarını düşünürler. Gezmek, eskiden olduğu gibi sohbet etmek, sevişmek ve hatta uyumak mümkün değildir. Bu yeni gelen küçük bebek yetmiyormuş gibi bir de cüssesini aşan bir dolu masraf çıkartmaktadır. Maması, bezi, doktoru, aşısı, giyecekleri, her gün çalışan çamaşır ve bulaşık makineleri bu sendromu yaşayan erkeklerin gözünde dünyanın en büyük masraf kapılarıdır.

Belirtiler yoğunlaşırsa…


Bu sendromun en keskin yaşandığı erkeklerde söz edilen depresif belirtiler o kadar yoğundur ki bebeğe karşı düşmanca duygular taşırlar. İlgisiz, özensiz, bebeğe ve eşe mesafeli bir tavır takınırlar. Hatta bazıları evi kısa bir süre için bile olsa terk etme eğilimine girerler. Yeni doğum yapmış, yardıma ve desteğe ihtiyaç duyan eşlerine yokmuş gibi davranırlar. Onlar için bebeği sevmek ilgilenmek sadece ve sadece yüktür. Hayat artık sıkıntı vericidir, pek çoğu bu durumla başa çıkmak için işlerine daha çok enerji aktarırlar, mesailere kalırlar, eve bir türlü gitmek istemezler.

Tedavi gerektirebilir


Babalık sendromu genellikle kişide psikopatolojik bir yatkınlık yoksa üç ay içerisinde ortadan kalkar, belirtiler yok olur ve sorumlu babalık süreci başlar. Uzayan durumlarda ise babanın kesinlikle bir psikolojik yardım alması gerekir. Aksi takdirde boşanmaya kadar giden bazı aile içi çatışmalar baş gösterebilir.


B- Couvade Sendromu (Sempatik Gebelik)


Reddeden Babalık Sendromu'nun yanında Coudave Sendromu olarak literatüre geçmiş bir babalık sendromu daha mevcuttur. Baba adaylarının yaklaşık yüzde 10'u ile yüzde 65'i arasında görülen bu sendrom, hamilelik sırasında en sık üçüncü aya doğru ya da doğum yaklaştığında ortaya çıkar. Belirtileri; doğum yapacak eşin paralelinde duygusal değişimler, yorgunluk, baş ağrısı, bel ağrısı, bacaklarda kramplar, mide bulantısı, baş dönmesi ve aşerme şeklindedir. Bu sendromu yaşayan pek çok baba adayı, anne adayından daha fazla kilo da alabilir. Couvade sendromunun psikolojik belirtileri ise anksiyete, depresyon, stres, sinirlilik, ruhsal çalkalanma, vücut bütünlüğü ile ilgili endişe ve vücudun algılanmasındaki değişikliklerdir.


Hamilelikte eşle özdeşleşme (bir olma) arzusu, kıskançlık, dünyaya yeni gelecek bebeğin korkusu, kaygılar ya da düzensizleşen cinsellik gibi sorunlar bu sendromun nedenleri olabilmektedir.


Baba olmayı bekleyenlerde yaşanan bu semptomlar, hamileliğe hissi olarak katılmaya, önceki çocuk sayısına, dini inanca, yaşadıkları strese ve hamilelik döneminden önceki sağlık durumlarına bağlı olarak ortaya çıkar.


Couvade sendromu yaşayan baba adayları, yaşadıkları bu belirtilerin hastalık belirtisi olmadığını, ebeveynlik konusundaki yetersiz bilgilenmeleri neticesinde ortaya çıktığını bilmelidir. Toplumda çok da hoş karşılanmayan bu durum karşısında anne adaylarının konu hakkında bilgi sahibi olması, ailenin devamlılığı açısından önem taşır. Bu sendromu yaşayan baba adayı endişeleriyle başa çıkamıyor ise destekleyici psikoterapiyle sorunun üstesinden gelebilir.


ANNEBEBEK







  • Down Sendromu


  • Klinefelter Sendromu (47, XXY Sendromu)


  • Di George Sendromu ve VCF Sendromu



Babalığın İlk Günleri






Babalığın ilk günleri...Babalar kendilerini dışlanmış hissedebilir


Gerçekten de çok kolay değildir babalığa merhaba denen ilk günler.
Çünkü babalık, annelik yoğunluğunda iç güdüsel bir duygu değildir. Öğrenildikçe bu duygu erkek tarafından benimsenir. Özellikle de çocuğun babasını tanıdığı ve tanıdığını belirtmek üzere tepkiler vermeye başladığı dönemlerde bu duygu çok daha yoğun hissedilir.

Babaların içlerinde bulundukları psikoloji zaman zaman farklılık arz edebilir. Şöyle ki kimi zaman yalnız kaldıklarını ve dışlandıkları psikolojisini hissederler, kimi zaman ise bir ailenin reisi olduklarını düşünür, sorumluluk güdüleri ile dolarlar. Konuyu biraz daha açacak olursak; evet bazı babalar doğum sonrası yalnız kaldıklarını hissedebilirler. Çünkü rahatsızlığından dolayı anne ile veya eve gelen minik üye ile ilgileniyordur. Babanın ilk günlerde uyuyacağı yer, yemek düzeni vs… farklılaşabilir. Fakat genelde anne ve çocuk ile ilgilenildiğinden babayla ilgilenilmek ve onun duygularını paylaşmak pek de kimsenin aklına gelmez. Bunun dışında babalar, sorumluluk duygusuyla dopdolu olabilirler. Bu duygu gerek toplumun erkeğe yüklediği misyondan ve gerekse bebeğin masumiyetinin oluşturduğu duygudan lanıyor olabilir.

Babadan genellikle bir şeyler beklenir. Her şeyden önce anne psikolojik açıdan zor günler geçirdiği için, eşinin ona destek olmasını bekler. Durumu organize etmesi gerekmektedir. Fakat babanın bunları sağlıklı bir biçimde yapabilmesi için kendisine de destek olunması gerekir. Baba artık geleceğe dair planlar kurmaya başlamıştır. Nasıl bir baba olmalıyım? sorusuna cevap bulmaya çalışır.

BABALAR NE YAPMALI?

Babalık duygusunu yoğun yaşamak için acele etmeyin. Bu duyguyu içselleştirmeniz zaman alabilir.

Daha önce baba olmuş insanlarla duygularınızı paylaşın.

Kenarda durup olayları seyretmek yerine aktif olun. Tek yaptığınız bebeği sevmek için sıra beklemek olmasın. Unutmayın yeni doğan bebek meşgul olur. O ya emiyordur, ya uyuyordur, ya altı temizlenecektir veya gazı vardır. Onu sevmeniz için bütün koşulların uygun olması gerekir. Bütün bunları beklemek yerine bu görevleri biraz da siz üstlenin. Mesela çocuğunuzun gazını siz çıkarmaya çalışın.

Kendinize ve ailenize zaman tanıyın, evinizdeki düzenin ve eşinizin tamamen eskisi gibi olması için sabırlı olun.

Bebeğinizi ilk saatlerden itibaren yalnız bırakmayın. Kucağınıza alın, uzun uzun yüzüne bakın.

Unutmayın eşinizin de sizin desteğinize ihtiyacı olacaktır.

Doğal, rahat olun. “Ben erkeğim, çocukla fazla ilgilenemem†kompleksine girmeyin.


Babalık Sendromu

Her erkek baba olduktan sonra değişik duygular hisseder. Kimi erkekler halterde dünya dünya şampiyonu olmuş, futbolda dünya kupasını tek başına kazanmış, 100 metreyi 6 saniyede koşmuş edasıyla ortalıkta dolanıp böbürlenirken, kimileri de ağlayan, sık sık acıkan gazını çıkartamayan, kusan yaratık (onlara göre) karşısında irkilip, korkup ve hatta sinirlenip bir köşeye çekiliverirler. Onlara göre pabuçları dama atılmıştır, herkes bebekle ilgilenmektedir ve ilgi beklemek bir yana süre kli yeni doğum yapan eşlerine ve bebeğe ilgi göstermek zorunda kalmışlardır. “hayatım ya da hanım koş bu yine ağlıyor, bu yine kustu†vb. cümleler bu sendromu yaşayan babaların bulunduğu evlerde sık sık kurulur.
Bu sendromu yaşayan erkekler içlerine kapanıp depresif belirtiler gösterebilecekleri gibi, aşırı gergin ve sinirli tavırlarıyla da dikkat çekerler. Dünyaya gelmiş olan savunmasız bebek sanki onların düşmanıdır. Hiç bir şey eskisi gibi değildir ve bir daha asla da eskisi gibi olmayacaktır. Hayat tamamıyla değişmiş, eşleri ve hatta evleri ellerinden alınmış gibidir. Kendilerini yaşadıkları eve bile ait hissetmezler, dışlandıklarını, horlandıklarını düşünürler. Gezmek, eskiden olduğu gibi sohbet etmek, sevişmek ve hatta uyumak mümkün değildir. Bu yeni gelen küçük bebek yetmiyormuş gibi cüssesini aşan bir dolu masraf çıkartmaktadır. Maması bezi, doktoru, aşısı, giyecekleri, her gün çalışan çamaşır ve bulaşık makineleri bu sendromu yaşayan erkeklerin gözünde dünyanın en büyük masraf kapılarıdır.
Bu sendromun en keskin yaşandığı erkeklerde bahsettiğim depresif belirtiler o kadar yoğundur ki bebeğe karşı düşmanca duygular taşırlar. İlgisiz, özensiz bebeğe ve eşe mesafeli bir tavır takınırlar. Hatta bazıları da evi kısa bir süre için bile olsa terk etme eğilimine girerler. Yeni doğum yapmış yardıma ve desteğe ihtiyaç duyan eşlerine yokmuş gibi davranırlar. Onlar için bebeği sevmek ilgilenmek sadece ve sadece yüktür. Hayat artık sıkıntı vericidir, pek çoğu bu durumla başa çıkmak için işlerine daha çok enerji aktarırlar mesailere kalırlar eve bir türlü gitmek istemezler.
Babalık sendromu genellikle eğer kişide psikopatolojik bir yatkınlık yoksa üç ay içerisinde ortadan kalkar, belirtiler yok olur ve sorumlu babalık süreci başlar. Uzayan durumlarda ise babanın kesinlikle bir psikolojik yardım alması gerekir. Aksi taktirde boşanmaya kadar giden bazı aile içi çatışmalar baş gösterebilir.
Diğer yandan reddeden babalık sendromunun yanında Coudave Sendromu olarak literatüre geçmiş bir babalık sendromu daha mevcuttur. Baba adaylarının yaklaşık yüzde 10'u ile yüzde 65'i arasında görülen bu sendrom, hamilelik sırasında en sık üçüncü aya doğru ya da doğum yaklaştığında ortaya çıkar. Belirtileri doğum yapacak eşin paralelinde duygusal değişimler, yorgunluk, baş ağrısı, bel ağrısı, bacaklarda kramplar, mide bulantısı, baş dönmesi ve aşerme şeklindedir. Bu sendromu yaşayan pek çok baba adayı, anne adayından çok daha fazla kilo bile alabilir. Hamile eşle özdeşleşme (bir olma) arzusu, kıskançlık, dünyaya yeni gelecek bebeğin korkusu, kaygılar ya da düzensizleşen cinsellik gibi sorunlar bu sendromun nedenleri olabilmektedir.
Yine de günü geldiğinde, belki de elinizde kalacak ya da sizden geriye kalacak son şeydir, baba olmak. Artık dünyada olmadığınız zamanlarda hayatınızın bir başkası tarafından temize çekilebileceği umududur. Onulmaz yalnızlığınıza bir dem çare yalıtılmışlığınıza bir dem karşı duruştur. Bir avuçtan, bir kucağa değişim gösteren sarılmaların umududur, sana benzeyene, senle olana bir özlemdir, bir yoldur ki sen bitene kadar o hiç ama hiç bitmez. Ateşi yüksek gecelerin uykusuz sabahlarında termometreye gülümsemektir, bir düşüşün sonunda ağlayan bir çift küçük gözün yaşını dindirebilmektir. Umudu yaşatmak umudu aşılamaktır, yanında olmak yanında hissetmektir ve belki de an gelip sadece onun için yaşamak onun için hayata tutunmak ve sadece onun için savaşmaktır. Anlatılabilir ama ancak yaşandığında anlaşılır.




Uzm.Psikolog Murat SARISOY







  • Down Sendromu


  • Klinefelter Sendromu (47, XXY Sendromu)


  • Di George Sendromu ve VCF Sendromu


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Babalık Sendromu
Babalık Sendromu
http://uzmantabip.com/upload/baba.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/babalk-sendromu.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/babalk-sendromu.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content