LASTİK a. (fr öiastiçue; yun. elastes, bükülgen, lat. e/asticus'dan). 1. Kauçuk. 2. Esnek, ince, kauçuk ya da kauçuktan yapılmı...
LASTİK
a. (fr öiastiçue; yun. elastes, bükülgen, lat. e/asticus'dan).
1. Kauçuk.
2. Esnek, ince, kauçuk ya da kauçuktan yapılmış şerit ya da ip
3. Yazı silgisi.
4. Mest vb. bazı ev ayakkabılarının ya da konçlu terliklerin üstüne, dışarı çıkarken giyilen kauçuktan yapılmış ayakkabı.
5. Lastik şeklinde, çevik, istenilen yönde kolayca hareket edebilen kimse için kullanılır; iyi pişmemiş, sert et için kullanılır.
—Giy. Çorap lastiği, uzun konçlu çorapların düşmesini önlemek için üst kısmına gelecek şekilde bacağa geçirilen, halka biçiminde dikilmiş enli lastik.
—Oto. Kimi taşıtların tekerlek jantına takılan ve çoğu zaman bir iç lastiği sararak sakınan, şekil değiştirebilir ve esnek, kauçuk dış lastik. (Bk. ansikl. böl.)
Lastik çivileme, kışın kullanmak için, bir dış lastiğin yuvarlanma tabanını tungsten terbürlü çivilerle donatma tekniği.
Lastik levyesi, bir otomobilin, motosikletin ya da bisikletin dış lastiğini takılı olduğu janttan çıkarmaya yarayan hususi levye.
—Teknol. Silecek lastiği, bir cam sileceğine takılan ve temizleme amacıyla camlı bir bölgenin üstünde gezdirilen kauçuk lama.
♦ sıf. Kauçuktan yapılmış şey içirt kullanılır: Lastik ayakkabı. Lastik boru.
—Bine. Lastik gem ya da kantarma, ağzın içinde kalan kısmı lastikten yapılmış gem ya da kantarma; bilhassa, taylan geme alıştırmakta kullanılır.
—El sant. Lastik örgü, ilmekleri bir ters bir yüz ya da daha çok sayıda ters ve yüz örerek meydana getirilen esnek örgü, (ilmekler bu şekilde örüldüğünde esnek bir örgü oluşturur, yapıldığı kısmın bolca durmasını önler ve bedeni sarıyor. Triko ya da el örgüsü giyeceklerin etek ucu, yaka ve kol kenarlanna uygulanır.) [Kısaca LASTİK denir.]
—Mobc. Lastik kapak, iskemle ya da koltukların ayaklarına geçirilen ve yerlerinden oynatıldıklarında gürültü çıkmasını ve döşemenin çizilmesini önleyen kauçuk ya da plastik maddeden yuvarlak parça.
—Nalbantl. Lastik tabanlı nal, asfalt ya da beton yolda hayvanın kaymasını önlemek için, çatalı ya da tabanı örten kauçuk bir parçayla donatılmış nal. (Lastik parça ile tabanın arası katranlı kendirle doldurularak araya pislik girmesi engellenir.)
—ANSİKL Oto. Lastik, şişkin durumda bir taşıt ile zemin arasındaki bağlantıyı sağlar. Boyuna kuvvetlere (anlık hızlanma ya da fren yapma) dönüşen kuvvet çiftinin aktarılmasında mühim bir rol oynar; ek olarak yanal kuvvetleri (yönlendirme bilhassa virajda) soğurur ve askı donanımına katkıda bulunur. Lastik, İskoç R. W. Thompson tarafınca buluş edildi (patent zamanı 1845), sadece o tarihte hiçbir ilgi görmedi. ilk icattan bağımsız olarak, J. B. Dunlop lastiği tekrardan buldu (patent zamanı 1888) ve bisiklete uyguladı. Sökülüp takılabilir lastiğin patenti A. ve E. Michelin kardeşler tarafınca alındı (1891) ve de neme mahiyetinde, 1895'ten başlayarak otomobillere takıldı.
DEVAMI
Kaynak: Büyük Larousse
Mühim İcatlar - Şişme Lastik
Rüyada Lastik Tekerlek Görmek
Lastik Teknikeri
Lastik
Bir tekerleğe geçirilerek sarsıntıyı önlemeye ve çekişi sağlamaya yarayan simit biçiminde kauçuk yastık. Motorlu taşıtlarda kullanılan lastiğin yanı sıra, genel olarak kauçuk ya da kauçuktan yapılmış kimi eşyalar da lastik adıyla anılır. İlk şişme lastiği, dışı deri, havayla doldurulan içiyse kauçuktan olmak suretiyle H. W. Thomson adlı İngiliz yapmış oldu (1845). Sadece bu lastik pek kullanılmadı ve bütünüyle kauçuktan oluşan, kısaca dolma lastikler tercih edildi. J. B. Dunlop, 1888'de, vulkanize kauçukla kaplı bezden yeni bir dış lastik yapınca şişme lastikler daha çok kullanılır oldu.
Sözcük anlamı "iç lastiksiz" demek olan tubles (tubeless) lastikler, kısaca şambrel de denen iç lastiğe gerek olmadan, direkt doğruya havayla doldurulan lastiklerse, 1950'lerde yapılmış oldu. Lastik, esas olarak, kauçuklaştırılmış bir bezden (çoğu zaman polyester ipliğinden olup kord bezi adıyla bilinir) oluşan ve "kat" adında olan tabakalardan meydana gelir. Bu katlar, hususi bir tekerlek üstünde çelik tellerle lastiğin tabanına ve yanak adında olan yan duvarlarına birleştirilip sağlamlaştırılır.
Hemen sonra tazyik altında ısıtılarak vulkanize edilen lastiğe kalıp içinde şekil verilir. Lastikler, yanak genişliği (kısaca enleri) ve çevresine geçirilip kullanılacakları jant çapının inç cinsinden büyüklüğüyle (6.20x13.00 şeklinde) belirtilirler.
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Bir tekerleğe geçirilerek sarsıntıyı önlemeye ve çekişi sağlamaya yarayan simit biçiminde kauçuk yastık. Motorlu taşıtlarda kullanılan lastiğin yanı sıra, genel olarak kauçuk ya da kauçuktan yapılmış kimi eşyalar da lastik adıyla anılır. İlk şişme lastiği, dışı deri, havayla doldurulan içiyse kauçuktan olmak suretiyle H. W. Thomson adlı İngiliz yapmış oldu (1845). Sadece bu lastik pek kullanılmadı ve bütünüyle kauçuktan oluşan, kısaca dolma lastikler tercih edildi. J. B. Dunlop, 1888'de, vulkanize kauçukla kaplı bezden yeni bir dış lastik yapınca şişme lastikler daha çok kullanılır oldu.
Sözcük anlamı "iç lastiksiz" demek olan tubles (tubeless) lastikler, kısaca şambrel de denen iç lastiğe gerek olmadan, direkt doğruya havayla doldurulan lastiklerse, 1950'lerde yapılmış oldu. Lastik, esas olarak, kauçuklaştırılmış bir bezden (çoğu zaman polyester ipliğinden olup kord bezi adıyla bilinir) oluşan ve "kat" adında olan tabakalardan meydana gelir. Bu katlar, hususi bir tekerlek üstünde çelik tellerle lastiğin tabanına ve yanak adında olan yan duvarlarına birleştirilip sağlamlaştırılır.
Hemen sonra tazyik altında ısıtılarak vulkanize edilen lastiğe kalıp içinde şekil verilir. Lastikler, yanak genişliği (kısaca enleri) ve çevresine geçirilip kullanılacakları jant çapının inç cinsinden büyüklüğüyle (6.20x13.00 şeklinde) belirtilirler.
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
lastik
taşıt tekerleklerinin, jantı çevreleyen esnek ve çoğunlukla kauçuk dış gövdesi. Darbe ve sarsıntıların soğurulmasmın istendiği tayyare, otomobil, motosiklet şeklinde taşıtlarda içi havayla doldurularak şişirilen içli ya da içsiz lastikler kullanılır. Bunlar çoğu zaman dış lastik olarak anılır. Depo ve fabrikalarda kullanılan araçlara ya da çok ağır iş makinelerine ise çoğunlukla dolma (ya da dolu) kauçuk lastikler takılır.
Havalı lastikler esnek olmakla beraber şekil değiştirmez. Tübles ya da şambriyelsiz lastik olarak da malum içsiz havalı lastikler, sıkıştırılmış havanın dışarı kaçmasını engellemek amacıyla geçirimsiz esnek bir astarla kaplanmıştır. Havalı lastiklerin yere değen dış çerçevesi, üstüne dişler açılmış kaim bir kauçuk taban bölümüyle kaplanmıştır; bu bölüm lastiği yerin aşındırma etkisinden korur. Bu lastikler havayla şişirilmedikçe dolma lastiklerin tersine ne yük taşıyabilir ne de darbeleri sönümlendi- rebilirler.
Dolma lastikler.
İlk olarak 1881 'de Londra'da atlı otomobillerde ve sonraları da birçok karayolu aracında kullanılan dolma lastikler, başlangıçta çok sertti; bundan dolayı kullanımları yasalarca kısıtlandı ve zaman içinde önemini yitirdi. Otobüs ve kamyonlarda kullanılan büyük boyutlu dolma lastiklerin yerini havalı lastikler aldı, buna karşılık yapınak taşıyıcılarında, traktörlerde yaygın şekilde dolma lastikler kullanılmaya başladı. Dolma lastikler çoğunlukla metal bir taban kuşağı üstüne sıkıca tutturulmuş kauçuktan ya da kimi süre kauçuk benzeri poliüretan bileşiklerinden yapılır.
Bu kuşaklar lastiğin tabanıyla aynı genişliktedir ve lastiğin ana gövdesini oluşturan sert kauçuğa iyi tutunabilmeleri için çoğunlukla üstlerine kırlangıç kuyruğu biçiminde dişler açıhr. Hemen sonra sert taban kauçuğunun üstüne, pirinç kaplama yöntemiyle ya da yapıştırıcı bir katmanın yardımıyla yumuşak kauçuk yapıştırılır. Bu tür lastikler tekerleğin çevresine hidrolik bir presle geçirilir ve lastik ömrünü tamamlayıncaya değin tekerleğin çevresinde kalır. Bazı durumlarda da lastiğin direkt tekerleğin metal jantı üstüne püskürtülerek yapışması sağlanır.
Dolma lastiklerin, yük altında yapısı bozulmayacak ve darbeleri sönümlendirebile- cek şekilde tasarlanmış birçok değişik türü vardır. Bazılarının yapımında daha yumuşak kauçuk bileşiklerinden yararlanılır ve lastik gövdesinin içinde oluklar bırakılır.
Havalı (Şişme) lastikler
İlk havalı lastiğin patentini 1845'te İngiltere'de Robert William Thomson aldı. Bu lastik, biçimi bozulmayan bir dış lastik ile havanın dışarı kaçmasını önleyen kauçuk bir iç lastikten (şambriyel) oluşuyordu. Thomson'm ürettiği havalı lastiklerle kupa otomobilleri 2.000 km kadar yol yapabiliyordu, fakat gene Thomson'm geliştirdiği dolma lastikler daha çok ilgi görünce, havalı lastikler ortalama yarım yüzyıl süresince fazlaca yaygınlaşmadı.
DEVAMI
lastik ingilizcesi
1. rubber (as a material).
2. tire.
3. rubber, overshoe, galosh, storm rubber.
4. elastic band; elastic garter.
5. elastic, elastic web.
6. knitting ribbing.
7. rubber band.
8. eraser,
Brit. rubber. - şeklinde
1. springy, limber.
2. rubbery (meat).
- tutkalý rubber cement.
1. rubber (as a material).
2. tire.
3. rubber, overshoe, galosh, storm rubber.
4. elastic band; elastic garter.
5. elastic, elastic web.
6. knitting ribbing.
7. rubber band.
8. eraser,
Brit. rubber. - şeklinde
1. springy, limber.
2. rubbery (meat).
- tutkalý rubber cement.
Lastik botları kim buluş etti?
Amazon Kızılderilileri fi tarihinden beri ergonomik lastik botlar yaparlardı. Bunu kauçuk sıvısı içine diz hizasına kadar girip kurumasını bekleyerek yapıyorlardı. 1817'de Wellington Dükü için tasarlanıp onun adında olan botlar deriden yapılmıştı. İlk lastik botlar ise Dük'ün ölümünden bir yıl ilkin, 1851'de yapılmış oldu. Lastiği giyimde ilk kullanma denemeleri tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. Şu sebeple ya sıcak havalarda üstünüzde eriyor ya da soğukta taş kesiliyordu. Aslolan gelişme 1839'da Charles Coodyear'ın lastiği eritip sülfürle karışmasını sağlayarak birazını yanlışlıkla sobaya damlatmasıyla oldu. Goodyear'ın hikâyesi bir taraftan esin verici, bir taraftan üzücüdür. Yaşamı süresince korkulu bir sefalet çekti (12 çocuğunun altısı zafiyetten öldü) fakat lastik onun saplantısıydı ve “bitkisel deri†dediğı şeyin standardını geliştirme çabasından asla vazgeçmedi.
Onun dikkatsizliği sonucu keşfettiği süreç, lastiğe durağan(durgun) bir sertlik kazandırarak lastik sorununu çözdü. Bunun coşkusuyla numuneleri, sonradan çok başarıya ulaşmış İngiliz lastik tüccarları haline gelecek olan Thomas Hancock ve Charles Macintosh'la paylaştı. Bu numuneleri çözümleme ettikten sonrasında aynısını onlar da yapabildiler ve 1843'te Roma ateş tanrısının adından dolayı “volkanizasyon†adını vererek lastiğin patentini aldılar. Goodyear başarısızlıkla sonuçlanan davalar açtı ve daha ilkin de başına geldiği şeklinde, borçlarını ödeyemeyenlerin konulduğu bir hapishanede (buraya “otel†diyordu) kalmak zorunda bırakıldı.
İleri görüşlülüğü ve azmi her insanın övgüsünü toplasa da öldüğünde büyük bir borç batağındaydı. Bir keresinde şöyleki yazmıştı: “Hayata dolar ve sentlerin mıktarıyla kıymet biçilemez. Ben ektim meyvelerini başkaları topladı diye yakınma etmek niyetinde değilim. İnsan sadece ektiği bir şeyin hiç kimseye faydasının dokunmamasından şikâyet edebilir.â€
Ölümünden kırk yıl sonrasında adı, kurucuları tarafınca Goodyear Lastik Şirketi'ne verilerek ölümsüzleşti. Bu şirket şu anda dünya lideridir ve 2005'teki cirosu 19.7 milyar dolardır.
Kaynak: Cahillikler Kitabı
lastik -ği
isim (l ince okunması mümkün) Fransızca élastique
1 . Ayakkabı üstüne giyilen kauçuktan ayakkabı:
"Lastikleri ayağında, bastonu koluna asılı, erkenciydi gene."- N. Cumalı.
2 . Kauçuktan yapılmış ayakkabı.
3. Kauçuktan yazı silgisi.
4 . Taşıtların jantlarına yerleştirilen, elastik tekerlek bandajı:
"Şoförle bahçıvan arabanın ön sol lastiğini pompalıyorlar."- H. Taner.
5 . Esnek, ince kauçuk ya da kauçuklu şerit.
6 . Bir tür esnek örgü.
7 . Korse.
8 . Uzun konçlu çorabın düşmesini önlemek için üst kısmına gelecek şekilde bacağa geçirilen esnek şerit.
9 . ödat Kauçuktan yapılmış:
"Rıza, lastik yakalığı fırlamış, gözleri dönmüş, kan ter içinde içeriye düşer."- R. N. Güntekin.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
isim (l ince okunması mümkün) Fransızca élastique
1 . Ayakkabı üstüne giyilen kauçuktan ayakkabı:
"Lastikleri ayağında, bastonu koluna asılı, erkenciydi gene."- N. Cumalı.
2 . Kauçuktan yapılmış ayakkabı.
3. Kauçuktan yazı silgisi.
4 . Taşıtların jantlarına yerleştirilen, elastik tekerlek bandajı:
"Şoförle bahçıvan arabanın ön sol lastiğini pompalıyorlar."- H. Taner.
5 . Esnek, ince kauçuk ya da kauçuklu şerit.
6 . Bir tür esnek örgü.
7 . Korse.
8 . Uzun konçlu çorabın düşmesini önlemek için üst kısmına gelecek şekilde bacağa geçirilen esnek şerit.
9 . ödat Kauçuktan yapılmış:
"Rıza, lastik yakalığı fırlamış, gözleri dönmüş, kan ter içinde içeriye düşer."- R. N. Güntekin.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- lastik şeklinde
- Birleşik Sözler
- lastik ağacı
- lastik tutkalı
- balon lastik
- dış lastik
- iç lastik
- yedek lastik
Mühim İcatlar - Şişme Lastik
Rüyada Lastik Tekerlek Görmek
Lastik Teknikeri
YORUMLAR