PERTEV a. (fars. pertev). Esk. 1. Parlaklık, ışık, ışıltı: “Reng reng ettiçerağındakı pertev bezmi" (Nedim, XVIII. yy.). 2. ...
PERTEV a. (fars. pertev). Esk.
1. Parlaklık, ışık, ışıltı: “Reng reng ettiçerağındakı pertev bezmi" (Nedim, XVIII. yy.).
2. Pertev-bar, ışık yüklü, ışıklı. || Pertev-efşan ya da pertev-feşan, ışık saçan. || Pertev -endaz, pertev-nisar, ışık veren. || Pertev -şaş, aydınlatan. || Pertev-riz, ışık yağdıran, döken. ||Perfev-suz * PERTAVSIZ || Pertev -zen, aydınlık veren, ışıklandıran: "Mihri ruhsan olup sinesine pertev-zen" (Nedim, XVIII. yy.).
1. Parlaklık, ışık, ışıltı: “Reng reng ettiçerağındakı pertev bezmi" (Nedim, XVIII. yy.).
2. Pertev-bar, ışık yüklü, ışıklı. || Pertev-efşan ya da pertev-feşan, ışık saçan. || Pertev -endaz, pertev-nisar, ışık veren. || Pertev -şaş, aydınlatan. || Pertev-riz, ışık yağdıran, döken. ||Perfev-suz * PERTAVSIZ || Pertev -zen, aydınlık veren, ışıklandıran: "Mihri ruhsan olup sinesine pertev-zen" (Nedim, XVIII. yy.).
Kaynak: Büyük Larousse
Pertev Naili Boratav
Ethem Pertev Paşa
YORUMLAR