Pis sıfat 1 . Leke, toz veya kirle kaplı olan, kirli, iğrendirici, murdar, mülevves. 2 . Kendinde pislik olan veya pislenmiş ola...
Pis
sıfat
1 . Leke, toz veya kirle kaplı olan, kirli, iğrendirici, murdar, mülevves.
2 . Kendinde pislik olan veya pislenmiş olan:
3 . mecaz Beğenilmeyecek durumda olan, kötü, zararlı:
4 . mecaz Çirkin, sevimsiz olan:
5 . mecaz Dinleyenleri utandıracak durumda olan (söz):
6 . mecaz İçinden çıkılması çok güç, karışık:
sıfat
1 . Leke, toz veya kirle kaplı olan, kirli, iğrendirici, murdar, mülevves.
2 . Kendinde pislik olan veya pislenmiş olan:
"Lağım suları pistir."- .
3 . mecaz Beğenilmeyecek durumda olan, kötü, zararlı:
"Şu pis dünyanın acılarında bile öyle bir tat var ki her şeye razıyım."- R. N. Güntekin.
4 . mecaz Çirkin, sevimsiz olan:
"Demin o pis, ukala suratıyla sırıta sırıta yanıma yaklaştı."- R. N. Güntekin.
5 . mecaz Dinleyenleri utandıracak durumda olan (söz):
"Pis sözler."- .
6 . mecaz İçinden çıkılması çok güç, karışık:
"Pis bir iş."- .
Birleşik Sözler
- pis bıyık
- pisboğaz
- pis lakırtı
- pis pis
- pis söz
- pis su
- ağzı pis
- eteğine pis
Pis Yedili dizisindeki oyuncular kimlerdir?
Tarihi Yapılar - Manneken Pis (Fransa)
Haydut düet Sabıka - Para ve Pis İşler
PİS sıf.
1. Leke, toz, kirle kaplı olan şey için kullanılır; kirli: Pis bir masa. Pis bir oda.
2. Kendinde pislik, kir bulunan şey için kullanılır: Bu çeşmenin suyu pistir, içilmez.
3. Kötü, çirkin oluşuyla bir kimsede itme, tiksinti, iğrenme uyandıran şey ya da kimse için kullanılır: Şu pis huyundan ne zaman vazgeçeceksin? Çok pis bir ilişki.
4. Can sıkıcı, üzücü, boğucu olan şey için kullanılır: Birine pis bir oyun oynamak. Pis bir duruma düşmek. Pis bir iş yaptılar.
5. iğrenç kabul edilen ya da edebe aykırı niteliği yüzünden utanç verici olduğu düşünülen şey için kullanılır: Pis bir sözcük kullandı. Pis bir el hareketi.
*Bot. Pis tütün, kuraklık nedeniyle çiçek açamamış tütünlerden elde edilen ve zayıf dokulu, küt uçlu yapraklardan oluşan düşük kaliteli tütün.
*Oy. Pis yedili - YEDİLİ.
* be.
1. Etrafını, bulunduğu yeri kirleterek: Çok pis çalışıyor.
2. Pis pis, kötü, hoşa gitmeyecek biçimde: Durduğu yerden bize pis pis bakıyor. Yüznumara pis pis kokuyor. || Pis pis düşünmek, sıkıntı ve üzüntü içinde derin derin ne yapacağını kestiremeden düşünmek. || Pis pis gülmek, bir kimseyi sinirlendirecek biçimde arsız arsız gülmek: Karşımıza geçmiş, pis pis gülüyor.
* a.
1. Temiz, düzenli olmayan ya da hoşlanılmayan kimse: Pise bak!
2. Pisi pisine, anlamsızca, boşuna, boş yere: Doğrusu pisi pisine ölmek istemem.
1. Leke, toz, kirle kaplı olan şey için kullanılır; kirli: Pis bir masa. Pis bir oda.
2. Kendinde pislik, kir bulunan şey için kullanılır: Bu çeşmenin suyu pistir, içilmez.
3. Kötü, çirkin oluşuyla bir kimsede itme, tiksinti, iğrenme uyandıran şey ya da kimse için kullanılır: Şu pis huyundan ne zaman vazgeçeceksin? Çok pis bir ilişki.
4. Can sıkıcı, üzücü, boğucu olan şey için kullanılır: Birine pis bir oyun oynamak. Pis bir duruma düşmek. Pis bir iş yaptılar.
5. iğrenç kabul edilen ya da edebe aykırı niteliği yüzünden utanç verici olduğu düşünülen şey için kullanılır: Pis bir sözcük kullandı. Pis bir el hareketi.
*Bot. Pis tütün, kuraklık nedeniyle çiçek açamamış tütünlerden elde edilen ve zayıf dokulu, küt uçlu yapraklardan oluşan düşük kaliteli tütün.
*Oy. Pis yedili - YEDİLİ.
* be.
1. Etrafını, bulunduğu yeri kirleterek: Çok pis çalışıyor.
2. Pis pis, kötü, hoşa gitmeyecek biçimde: Durduğu yerden bize pis pis bakıyor. Yüznumara pis pis kokuyor. || Pis pis düşünmek, sıkıntı ve üzüntü içinde derin derin ne yapacağını kestiremeden düşünmek. || Pis pis gülmek, bir kimseyi sinirlendirecek biçimde arsız arsız gülmek: Karşımıza geçmiş, pis pis gülüyor.
* a.
1. Temiz, düzenli olmayan ya da hoşlanılmayan kimse: Pise bak!
2. Pisi pisine, anlamsızca, boşuna, boş yere: Doğrusu pisi pisine ölmek istemem.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR