RüKüN , -knü a. (ar. rükn). Esk. 1. Bir şeyin temeli, en mühim dayanağı: "Adam ve hanım cemiyeti teşkil ve devam eden iki rükn-...
RüKüN, -knü a. (ar. rükn). Esk.
1. Bir şeyin temeli, en mühim dayanağı: "Adam ve hanım cemiyeti teşkil ve devam eden iki rükn-i yaşam olmuştur†(Mehmet Şekip).
2. Direk, sütun.
3. Bir topluluğun önde geleni, en mühim ve kıymetli üyesi: ''Asuri hanedanının son olarak rüknüne refakat etmek şerefiyle mübahi..." (E. E. Talu),
*İsi. Başlanmış bir yakarma içinde yerine getirilmesi mecburi kurallar, farzlar. (Namazın rükünleri: başlama tekbiri, kıyam, kıraat, rükû, secde, namazın sonunda Ta- hiyyat duasını okuyacak kadar oturmak; orucun rükünleri: yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak; haccın rükünleri: Arafat'ta vakfe ve Kâbe'yi tavaf etmektir.)
1. Bir şeyin temeli, en mühim dayanağı: "Adam ve hanım cemiyeti teşkil ve devam eden iki rükn-i yaşam olmuştur†(Mehmet Şekip).
2. Direk, sütun.
3. Bir topluluğun önde geleni, en mühim ve kıymetli üyesi: ''Asuri hanedanının son olarak rüknüne refakat etmek şerefiyle mübahi..." (E. E. Talu),
*İsi. Başlanmış bir yakarma içinde yerine getirilmesi mecburi kurallar, farzlar. (Namazın rükünleri: başlama tekbiri, kıyam, kıraat, rükû, secde, namazın sonunda Ta- hiyyat duasını okuyacak kadar oturmak; orucun rükünleri: yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak; haccın rükünleri: Arafat'ta vakfe ve Kâbe'yi tavaf etmektir.)
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR