SEĞİRDİM a. (seğirmek'ten seğir-t-im seğirdim). Esk. 1. Akın, atak. 2. Değirmene su veren oluğun eğimi. *Denize Pervane seğirdi...
SEĞİRDİM a. (seğirmek'ten seğir-t-im seğirdim). Esk.
1. Akın, atak.
2. Değirmene su veren oluğun eğimi.
*Denize Pervane seğirdimi, fırtınalı havalarda, baş kıç vurma esnasında su dışına çıkan vapur pervanesinin boşta emek vermesi.
*Esk. denize. Seğirdim halatı, eski cenk gemilerinde, topları lombarlara çekmede ve atış esnasında geri tepmeyi önlemede kullanılan, vapur alabandasındaki mapalara bağlı halat
.
*Mim. Seğirdim yeri ya da seğirdim yolu, surlarda ve kale bedenlerinin en üst bölümünde yer edinen, bir yanı mazgallı yol. (Kalenin avlusundan taş merdivenlerle çıkılan bu yol muhafızların dolaşması, müdafa esnasında askerlerin dizilmesi için yapılırdı.)
*ANSİKL. Yeniçeri ocağı'nın günlük et gereksinimi Yedikule ve Edirnekapı'daki mezbahalarda kesilen hayvanlardan sağlanırdı. Otuz kadar hayvana yüklenen etler sağlı sollu dizilen, bir kısmı hayvanların yularlarından tutan seğirdimlerle taşınırdı. Seğirdimlerin arkalarında ve önlerinde kasaplar yer alırdı. Bu şekilde sıralanan alay, seğirdim ustalarının nezaretinde koşar adım Etmeydanı'ndaki tomruğa doğru yola çıkardı. Yolda ilerlerken bunların önünden ya da arkasından geçmek yasaktı; yasağı çiğneyenler yakalanıp idam edilirdi. Etler, tomrukta kasaplara verildikten sonrasında seğirdim neferleri meydana dizilirlerdi. Meydan şeyhi yüksekçe bir yere çıkıp gülbank çeker ve seğirdimler hızla yerlerinden fırlayarak kendi bölük ya da ortalarının etini kasaplardan kapıp alırlardı. Ete ilk dokunan seğirdimin eti, bağlı olduğu odaya hususi bir törenle taşınırdı. Etmeydanı'nda tomrukların yanı sıra seğirdim aşçı ustalarının ve kasapların birer dairesi ve bir de mescit vardı.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR