Ses bilgisi ve yazım kuralları nedir? SES BİLGİSİ, YAZIM (İMLA) KURALLARI Dilimizdeki harfler, söylenişlerine nazaran iki kısma ...
Ses bilgisi ve yazım kuralları nedir?
SES BİLGİSİ, YAZIM (İMLA) KURALLARI
Dilimizdeki harfler, söylenişlerine nazaran iki kısma ayrılır:
a) ünsüz (sessiz) Harfler
Ses yolunda engelle karşılaşan harflerdir. ünsüzler, sonlarına eklenen “-eâ€, yardımıyla söylenir:
B Ş be, f Ş fe, p Ş pe, t Ş te, z Ş ze…
b) meşhur(sesli) Harfler
Ses yolunda hiçbir engelle karşılaşmadan çıkarılan seslerdir. ünlüler, başka bir harfin yardımına gerek duyulmadan çıkarılır:
a, e, ı, ü...
I. ünsüz Harfler
ünsüz harfler sertlik-yumuşaklık ve süreklilik-süreksizlik bakımından gruplara ayrılır:
a) Sert ünsüzler : ç,f-h-k-p-s-ş-t
b) Yumuşak ünsüzler : b-c-d,g-ğ-j-l-m,n-r,v,y,z
Not: “Fıstıkçı Şahap; Efe Paşa çok hasta; Hoşafı iç tası kapa†sözlerinde sert ünsüzler bir arada yer alır.
II. meşhur Harfler
Lügatımızda 8 tane meşhur harf vardır: a-e-ı-i-o-ö-u-ü. Bunlar, kalınlık-incelik, darlık-genişlik, düzlük-yuvarlık özelliklerine nazaran gruplara ayrılır.
A) İncelik-Kalınlık:
a) İnce ünlüler: e-i-ö-ü
b) Kalınca ünlüler: a-ı-o-u
B) Genişlik-Darlık:
a) Geniş ünlüler: a-e-o-ö
b) Dar ünlüler: ı-i-u-ü
C) Düzlük-Yuvarlaklık:
a) Düz ünlüler: a-e-ı-i
b) Yuvarlak ünlüler: o-ö-u-ü
Notlar:
1. Türkçede bazı tek heceli sözcükler haricinde, hece ve kelime sonunda b, c, d, g ünsüzleri bulunmaz. Öteki dillerden gelen kelimelerin sonundaki bu harfler p, ç, t, k olur: serab Ş serap, harac Ş haraç, Ahmed Ş Ahmet…
2. Lügatımızda (j) sesi yoktur. Jandarma, Jale, Ajlan şeklinde kelimeler Türkçe değildir.
3. Türkçe sözcüklerde inceltme ( uzatma) işareti yoktur. Mahkûm, hâlâ, rüzgâr , dükkân… şeklinde kelimeler Türkçe değildir.
4. Her hecede en fazla bir meşhur bulunur: ya-zıl-mış, a-ra-ba- lar…
üNLü UYUMLARI
Türkçede iki meşhur uyumu söz mevzusudur. Sözcükler, içlerinde bulunan ünlülerin kalınlık-inceliğine ve düzlük-yuvarlaklığına nazaran incelenir. Bunların biri “Büyük meşhur Uyumuâ€, diğeri ise “Küçük meşhur Uyumuâ€dur.
I. Büyük meşhur Uyumu
Dilimizdeki büyük meşhur uyumu, sözcüklerdeki ünlülerin kalınlık-inceliğine dayanır. Buna nazaran, bir kelimede bulunan ünlülerin hepsi ince ya da hepsi kalınsa bu şekilde kelimeler büyük meşhur uyumuna uyar. Buna karşılık, bir kelimede hem kalınca hem de ince meşhur bulunursa bu şekilde kelimeler büyük meşhur uyumuna uymaz.
Aşağıdaki sözcükler büyük meşhur uyumuna uyar:
Türkçe, talebe, güvercin, yazık, duvar, soyguncular...
Aşağıdaki sözcükler büyük meşhur uyumuna aykırıdır:
Paris, beyaz, tecim, gülünç, zafer, kimyon, beyazperde...
Açıklamalar
1. Türkçedeki bazı ekler büyük meşhur uyumunu bozar. Bu şekilde ke- limelerde aslında kelimenin kök ya da gödesi uyuma uyarken, gelen ekin, uyumu bozmuş olduğu görülür:
a) -daş: meslektaş, fikirdaşâ€¦
b) -ken: yazarken, konuşurken, ağlarken…
c) -ki: onunki, akşamki, oradaki…
d) -yor: geliyor, biliyor, gülüyor…
e) -leyin: akşamleyin, sabahleyin…
f) -(i) mtırak: yeşilimtırak, ekşimtırak…
2. Aslında Türkçe olan bazı sözcükler zaman içinde bazı ses değişimleri yüzünden büyük meşhur uyumuna aykırı duruma gelebilir:
alma Ş elma, ana Ş anne, karındaş Ş kardaş Ş kardeşâ€¦
3. Birleşik sözcüklerde de çoğu zaman bu uyum görülmez: babayiğit, Beşiktaş, demirbaş, hanımeli, Yalıköy…
4. Yabancı dillerden gelen sözcükler çoğu zaman büyük meşhur uyumuna aykırıdır:
kitap, video, olasılık, tiyatro, kabiliyet, karakter…
Not: Bunun istisnaları da vardır:
kişi, sabır, laboratuvar, cehennem…
II. Ufak meşhur Uyumu
Türkçede minik meşhur uyumu, kelimelerdeki ünlülerin düzlük- yuvarlaklığına dayanır. Ufak meşhur uyumunu iki aşamada incelemek mümkündür:
a) Sözcüğün ilk hecesinde düz meşhur (a-e-ı-i) var ise sonraki hecelerde bulunan ünlüler de düz olmalıdır:
sarılık, bırakmak…
b) Sözcüğün ilk hecesinde yuvarlak meşhur (o-ö-u-ü) var ise sonraki hecelerde ya dar-yuvarlak (u-ü) ya da düz-geniş (a-e) meşhur bulunur:
roman, köpek, duvar, cenup, doğu, kömür…
Açıklamalar:
1. Ufak meşhur uyumuna nazaran Türkçe kelimelerin yalnız ilk hecelerinde (o-ö) ünlüleri bulunabilir. Sonraki hecelerinde (o-ö) ünlüleri bulunan sözcükler Türkçe değildir ve minik meşhur uyumuna aykırıdır:
tampon, milyon, kupon...
2. “-yor†eki Türkçe olması durumunda minik meşhur uyumunu daima bozar:
geliyor, yazıyor, seviyordum…
3. Tek heceli sözcüklerde ve bileşik sözcüklerde meşhur uyumu aranmaz.
SES OLAYLARI
Ses vakaları, genel özellikleri bakımından sözcüklere söyleniş kolaylığı kazandırmak amacına yöneliktir. Türkçe sözcüklerde ve eklerde kimi vakit ünlülere, kimi vakit da ünsüzlere dayanan ses vakaları meydana gelir. Türkçedeki ses vakaları şunlardır:
1. Kaynaşma
Türkçe sözcüklerde iki meşhur arka arkaya gelmez. Bu yüzden ünlüyle biten bir kelimeye gene ünlüyle süregelen bir ek gelirse bu iki meşhur arasına (y-ş-s-n) kaynaştırma harflerinden biri girer. Bu vakaya kaynaşma denir.
Örnekler: araba-a Ş otomobile, para-ı Ş parayı, iki-er Ş ikişer, yedi-er Ş yedişer, Ankara-a Ş Ankara'ya...
2. Ses Düşmesi
Sözcüklerin söylenişi esnasında kimi vakit bazı seslerin düşmüş olduğu görülür. Ses düşmesi ikiye ayrılır:
3. meşhur Düşmesi (Orta Hece Düşmesi)
İki heceli olan ve ünsüzle biten bazı sözcüklerden sonrasında ünlüyle süregelen bir ek ya da destek eylem gelirse sözcüğün ikinci hecesindeki meşhur düşer. Bu vakaya meşhur düşmesi (orta hece düşmesi, hece düşmesi) denir.
Örnekler: gönül-ü Ş gönlü, göğüs-ü Ş göğsü, alın-ı Ş alnı,
sabır etmek Ş sabretmek, kahır olmak Ş kahrolmak, güzel idi Ş güzeldi, gelir iken Ş gelirken…
Not 1: ünlüyle biten bir sözcüğe gene ünlüyle süregelen bir ek vardığında, iki meşhur arka arkaya bulunamayacağından ünlülerin biri düşer:
sarı-ar-mak Ş sararmak, kara-ar-mak Ş kararmak…
Not 2: Sözcüklerin birleşmeleri esnasında da hece düşmesi görülebilir:
ne için Ş niçin?, ne aslolan? Ş iyi mi?, pazar ertesi Ş pazartesi, kahve altı Ş kahvaltı… şeklinde vakaya aşınma denir.
4. ünsüz (-k) Düşmesi
Sonunda (-k) ünsüzü bulunan sözcüklere küçültme ekleri (-cik, -cek, -rek) vardığında sözcüğün sonundaki (-k) ünsüzü düşer.
Örnekler: Ufak-cük Ş küçücük, minik-cik Ş minnacık, ufakrak Ş ufarak...
5. meşhur Daralması (Darlaşma)
Düz-geniş ünlülerden biriyle (a-e) biten bir filden sonrasında (-yor) eki gelirse fiilin sonunda (a) ünlüsü (ı) ya da (u) ya; (e) ünlüsü (i) ya da (ü) ye dönüşür.
Örnekler: gizle-yor Ş gizliyor, ağla-yor Ş ağlıyor, izle-yor Ş izliyor, boya-yor Ş boyuyor, bekle-yor Ş bekliyor...
Not: “ De-mek†ve “yemek†eylemlerinin kökleri hem şimdiki vakit eki (-yor) hem de gelecek vakit eki (-ecek) aldıklarında meşhur darlaşmasına uğrar: de-yor Ş diyor, de-y-ecek Ş diyecek, yeyor Ş yiyor, ye-y-ecek Ş yiyecek.
6. Yumuşama (ünsüz yumuşaması)
Türkçede süreksiz sert ünsüzlerden (p-ç-t-k) biriyle biten sözcüklere ünlüyle süregelen bir ek gelirse, sözcüğün sonundaki (p-ç-t-k) ünsüzleri yumuşayarak (b-c-d-g/ğ) olur. Buna ünsüz yumuşaması (yumuşama) denir.
Örnekler: çorap-ım Ş çorabım, ayak-a Ş ayağa, ağaç-a Ş ağaca, umut-umuz Ş umudumuz…
Not 1: Sonunda (-t) bulunan bir çok kelimede yumuşama olmaz:
sanat-ım Ş sanatım, surat-ın Ş suratım, boyut-u Ş boyutu,
millet-imiz Ş milletimiz...
Not 2: Hususi adlarda yumuşama yalnız söyleyişte olur, yazılışta olmaz.
Not 3: Tek heceli kelimelerle fiillerin kök ya da gövdelerinde çoğu zaman yumuşama olmaz:
maç-a Ş maça, kart-ım Ş kartım, bak-ar Ş yakar, tak-acak Ş takacak, sat-acak Ş satacak...
Bunun istisnaları da vardır:
gitecek Ş gidecek...
7. Sertleşme (ünsüz Benzeşmesi):
Sert ünsüzlerden biriyle (p-ç-t-k-f-h-s-ş) biten bir kelimeye (c-d-g) ile süregelen bir ek gelirse ekin başındaki yumuşak ünsüz sertleşir. (c-d-g)nin sertleşerek (ç-t-k) ye dönüşmesine sertleşme (ünsüz benzeşmesi, benzeşme) denir.
Örnekler: tabak-da Ş tabakta, yavaşca Ş yavaşça, içgi Ş içki, boş-du Ş boştu, kitap-cı Ş kitapçı, sabah-dan Ş sabahtan, sat-dı Ş sattı...
8. ünsüz İkizleşmesi
Tek heceli olup da çoğu zaman yabancı dillerden gelen bazı kelimelerden sonrasında ünlüyle süregelen bir ek ya da destek eylem vardığında kelimenin sonundaki ünsüz arka arkaya iki kez söylenir ve yazılır. Bu ses vakasına “ünsüz ikizleşmesi†denir. ünsüz ikizleşmesinde, ikinci kez yeniden edilen ünsüz, sonradan türemiş bir sestir.
Örnekler: zan etmek Ş zannetmek, his etmek Ş sezmek, his-im Ş hissim, hal etmek Ş çözmek, zan-ımca Ş zannımca..
Not 1: ünsüz ikizleşmesi şeklinde görünen bazı sözcüklerde aslında bu olayın meydana gelmediği görülür. Mesela (-li), (-lik) ve (siz) ekleriyle meydana getirilen türetmeler ses ikizleşmesi sayılmaz. Bu sebeple bu şeklinde sözcüklerde sanradan türeyen bir ünsüz yoktur; ünsüzlerden biri kelimenin sonuna, diğeri ise ekin başına aittir:
his-siz Ş hissiz, akıl-lı Ş akıllı, kul-luk Ş kulluk...
Not 2: Köken yazımında üst üste görülen aynı ünsüzün de ünsüz ikişleşmesi sayılması mümkün değildir:
aden, millet, öfke, kalleşâ€¦
9. Ulama
Bir cümlede, tamlamada ya da söz grubunda ünsüzle biten bir kelimeden sonrasında ünlüyle süregelen bir kelime gelirse bu iki kelime birbirine bağlanarak okunması mümkün. Bu ses vakasına ulama denir. Ulama yardımıyla cümlelerin kolay okunması söz mevzusudur.
Örnekler: Okulun arkası, yol ağzı…
Not: Birbirine bağlı okunması ihtiyaç duyulan kelimeler içinde herhangi bir noktalama işareti bunursa ulama gerçekleşmez:
Babam onu çağırdı. (ulama var)
Babam, onu çağırdı. (ulama yok)
10. Koruyucu Ses Türemesi
Bazı sözcükler ek aldıklarında söylenişleri zorlaşır. Bu şekilde sözcüklerde söyleyiş kolaylığı sağlamak amacıyla arada bir destek ses türer:
Örnekler: ağladı+dı Ş ağladıydı, babası+dı Ş babasıydı, anne+di Ş anneydi...
11. meşhur Türemesi
Sözcük türetilirken ya da pekiştirme yapılırken söyleniş kolaylığı sağlamak amacıyla kimi vakit bir meşhur harf türeyebilir.
Örnekler: az-cık Ş azıcık, gep-genç Ş gepegenç,
güp-gündüz Ş güpegündüz...
YAZIM (İMLÂ) KURALLARI
I. BİRLEŞİK SÖZCüKLERİN YAZIMI
1. Kaynaşmış Birleşik Sözcükler
Bu tür sözcüklerin kaynaşmış sayılması ve bitişik yazılması için, bileşime giren kelimelerden minimum birinin, anlamını yitirmiş olması gerekir.
2. Terim Niteliğindeki Birleşik Sözcükler
Bu tür sözcüklerde, kelimeler lügat anlamlarını yitirmiş olmasalar da terim niteliği taşıdıkları için bitişik yazılır:
üçgen, açıortay...
3. Tek kelimesi lügat anlamını yitirenler: köpekbalığı,
suböreği…
4. İki kelimesi de lügat anlamını yitirenler: hanımeli,
devetabanı…
5. Kaynaşmış Hususi Adlar
Hususi adlarda anlam gözetilmediği için, bunların kalıplaşmış olanları bitişik yazılır:
Çukurova, Bingöl...
6. Kaynaşmış Ödat Takımları
Bu tür sözcüklerde birleşen kelimeler, lügat anlamlarını yitirmiş olmasalar da kalıplaşmış ad olarak kullanıldıkları için bitişik yazılır:
Bilirkişi, kabakulak...
7. “Hane†sözcüğü ile birleşerek birleşik kelime durumuna gelenlerin iki türlü imlası vardır:
a) Ses değişikliğine uğramayanlar bitişik yazılır:
Yemekhane, yatakhane, buzhane, hapishane..
b) Geniş düz sesli “a†ile biten kelimelerde “hane†sözcüğünün ilk hecesi (ha) bir çok kez düşer:
Postane (postahane), pastane (pastahane), hastane
(hastahane), eczane (eczahane)...
8. Herhangi bir kurala bağlanmadan anlamca kaynaşmış olan birleşik fiiller bitişik yazılır:
Varsaymak, öngörmek, elvermek...
9. Kurallı birleşik fiiller (tezlik, sürerlilik, yeterlik, yaklaşma fiilleri) daima bitişik yazılır:
Okuyuvermek, yazadurmak, bakakalmak, uyuyabilmek, düşeyazmak...
10. Destek fiiller: “Etmek, olmak, eylemek...†destek fiilleri, eklendikleri kelimelerde ses değişikliği meydana getirirse bi- tişik yazılır:
His + etmek=sezmek,
şükür + etmek=şükretmek,
seyir + etmek=seyretmek,
hal + olmak=hallolmak...
11. Deyimler:
Deyimleri oluşturan kelimeler, kalıplaşmış ve mecaz anlamlı olmaklı birlikte ayrı yazılır:
Kulak misafiri olmak, etekleri tutuşmak…
II. KISALTLMALARIN YAZIMI
a) Birden çok kelimeden oluşan kurum ve kurum adları kısaltılırken her kelimenin ilk harfi büyük olarak yazılır ve araya çoğu zaman nokta koyulmaz:
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM),
Türkiye Cumhuriyeti (TC),
b) Tek kelimeden oluşan terimlerin ve adların kısaltmasında kelimenin ilk üç harfi alınır ve kısaltmanın sonuna nokta koyulur:
İstanbul (İst.), örnek(örn.)…
c) Kısaltmaların pek bir çok belirli bir kurala dayanmadan yapılmış ve o şekilde yerleşmiştir. Bunların büyük kısmında, kısaltma harflerinden sonrasında nokta koyulur: Tabip (Dr.), Profesör (Prof.), cilt (c.), Doçent (Doç.)… Bu şekilde kısaltmalarında bir kısmı noktasız yazılır: milimetre (mm), santimetre (santimetre)…
III. BAZI EKLERİN VE SÖZCüKLERİN YAZILIMI
1) “-ki†Ekinin Yazımı:
a) İlgi zamiri olan “-ki†bitişik yazılır ve meşhur uyumuna nazaran
değişmez:
Benimki, onunki…
b) İsimlerden ödat türeten “-ki†bitişik yazılır ve büyük meşhur uyumuna nazaran değişmez:
dün meydana gelen, evindeki, kitaptaki…
2) “ki†Bağlacının Yazımı:
Bağlaç olan “ki†daima ayrı yazılır ve meşhur uyumuna nazaran değişmez:
O şekilde güzel ki! Tam yatacaktım ki zil çaldı.
Not: “ki†bağlacı belirli bazı sözcüklerle kalıplaşmış olarak birleşik yazılır: Oysa, oysaki, mademki…
3) “-de†Ekinin Yazımı:
İsmin hal eklerinden olan “-de†kelimeye bitişik olarak yazılır ve ses uyumlarına göre farklılık gösterir:
Evde, yolda...
4) “de†Bağlacının Yazımı:
Bağlaç olan “de†daima ayrı yazılır, büyük ses uyumuna uyar fakat sertleşmeye uğramaz:
Ben de gidiyorum. Çocuk da gelecekmiş. Bu top da bizim...
5) “ile†Sözcüğünün Ek Olarak Yazımı:
“İle†sözcüğü bağlaç olarak da, edat olarak da ara sıra kendisinden önceki kelimeye bitişik yazılır. Bu yazılışlar şöyledir:
a) ünsüzle biten sözcüklere eklenince “ile†nin başındaki “i†ünlüsü düşer ve kalan kısım ses uyumuna uyar:
Annem ile Ş annemle, babam ile Ş babamla, çocuk ile Ş çocukla…
b) ünlüyle biten sözcüklere eklenince “ile†nin başındaki “i†ünlüsü yerini “y†ünsüzüne bırakır, kalan kısım ses uyumuna uyar:
Otomobil ile otomobille, video ile videoyla, perde ile perdeyle, Ali ile Ali'yle, mecmua ile dergiyle...
c) Türkçe'de bazı kelimelerin sonunda bulunan “I†ve “t†harfi ince bir ses verir. “İle†bağlacı ya da edatı bu şekilde kelimelere eklenince meşhur harfin kalınlık-inceliğine değil, ince ses veren “I†ya da “t†ye uyar. Kemal-le, Cemal-le, şefkat-le...
6) “mi†Sual Edatının Yazımı:
Sual edatı olan “mi†kendisinden önceki kelimeden daima ayrı yazılır ve ses uyumuna uyar:
Geldiniz mi? Okuduğun kitap güzel mi? Bunu anladınız mı? Buraya geldi mi beni arar.
7) Ekfiillerin (ekeylemlerin) Yazımı
“İmek†ekfiili bilinmiş olduğu şeklinde, isim asil kelimelerin sonuna ilave edilerek onların cümlede yüklem olarak kullanılmasını sağlar ve hikâye, rivayet, koşul... anlamı verir.
Örnek: İdi(ekfiilin hikâyesi), imiş(ekfiilin rivayeti), ise (ekfiilin şartı)
ünsüzle biten kelimelere eklendiğinde “imek†fiilinin başındaki “i†ünlüsü düşer, o şekilde çekime girer.
Çok bitkin idim. Çok yorgundum. (ekfiilin hikâyesi)
Çalışkan imiş. Çalışkanmış. (ekfiilin rivayeti)
Güzel ise. Güzelse. (ekfiilin şartı)
7) İsimfiillerin Yazımı
“-mek, -makâ€lı isimfiillerin arkasına ünlüyle süregelen bir ek vardığında bunlar “y†kaynaştırma harfiyle yazılır.
Örnek: Kitap okumağa zaman bulmalıyız.(yanlış)
Kitap okumaya zaman bulmalıyız.(doğru)
8) Kesme (‘) İşaretlerinin Kullanımı
a) Hususi adlardan sonrasında gelen her türlü çekim ekini ayırmada kullanılır.
Rize'nin neyi meşhur?
Bilecik'ten gelenler otursunlar.
b) Hususi adlardan sonrasında gelen yapım ekleri kesme ile ayrılmaz.
İstanbullu doğru söylüyor.
c) Yapım eki almış hususi adlar çekim eki alırsa kesme ile ayrılmaz.
İstanbullunun dedikleri doğru.
d) Kısaltmalardan ve tarihlere gelen her türlü yapım ve çekim eki kesme ile ayrılır.
1950'li seneler DSİ'nin
TDK'den
İSKİ'li
e) Anlatıma açıklık kazandırmak için ihtiyaç duyulan yerde Hanım'ın sonucuna hepimiz saygı duydu.
f) Hece düşmelerinde
Ne oldu = N'oldu.
g) Yabancı sözcüklerin arkasına gelen her türlü Türkçe yapım ve çekim ekini ayırmada da kullanılır.
Descartes'ın, Descartes'çı…
9) Düzeltme (^) İşaretlerinin Kullanılması
a) Yazılışları aynı, anlamları değişik sözcükleri ayırmada kullanılır.
Hala Æ hâlâ
Fakat Æ âmâ
Tane Æ âdet
b) Dilimize Arapça ve Farsçadan gelmiş sözcüklerde k ve g'den sonrasında gelen ve ince okunan a ve u'ların üstünde
kâğıt, rüzgâr, hikâye, sükûnet…
c) Yazılışı resmi kurumlarca benimsenmiş bazı hususi isimlerde
Lâpseki, Hilâl…
IV. TERİMLERİN YAZIMI
a) Bilim, teknik, sanat alanlarında belirli bir terimi karşılayan terimler, iki ya da daha çok kelimeden meydana gelen bileşik sözcük niteliğindeyse bitişik yazılır:
Akçiğer, atardamar, toplardamar, basınçölçer, sıradağ,
alyuvar, akyuvar, dikdörtgen, üçgen, eşkenar, ikizkenar, akkor..
b) Terimlerdeki kelimelerden biri, ötekinin alt türünü gösteriyor, alt bölümünü belirtiyorsa bu şekilde terimlerde kelimeler ayrı yazılır:
En minik ortak kat, karşılaştırmalı dilbilim, mukayeseli anlambilim, doğru orantı, ters orantı, ana toplardamar...
V. TARİHLERİN YAZIMI
a) Belirli bir zamanı gösteren tarihlerde ay adı yazıyla yazılırsa ilk harfi büyük olur ve araya noktalama işareti koyulmaz:
19 mayıs 1919 (yanlış), 19. Mayıs. 1919 (yanlış)
19 Mayıs 1919 (doğru)
b) Tarihlerde, gün ay ve yılı gösteren rakamlar arasına nokta ya da eğik çizgiden başka işaret koyulmaz:
19-5-1915 (doğru), 19,5,1919 (yanlış)
19.5.1919, 19/5/1919 (doğru)
c) Tarihlerde ay belirten kısım, Roma rakamı ile de yazılabilir.
VI. Sayıların Yazımı
a) Sayıların her kelimesi ayrı ayrı yazılır:
yüz seksen, yedi milyon sekiz yüz bin...
b) Banka ve benzeri kurumların belgelerinde araya başka sayılar sokulmasına meydan vermemek için sayılar bitişik yazılır: Onikimilyon, beşmilyonaltıyüzellibin…
c) Saat bildiren sayılar rakamla yazılır: Sabahleyin 7.45'te kalktım. Tarihlerde gün ve yıl daima rakamla yazılır, ay da kimi zaman rakamla belirtilir:
Oraya 15.5.1985'te gitmiştim.
d) Yazı içinde birden ona kadar olan sayılar yazı ile yazılır, daha büyük olanlar rakamla yazılır:
Hemen hemen yedi yaşlarında. Okulların açılmasına üç gün kaldı.
Cebimde 15.000 lira vardı. O vakit 23 yaşındaydım.
e) Sayılara gelen ekler kesme işareti ile ayrılır:
Saat 12'de uyudum. Bugün ayın 28'idir.
VII. GüneŞ, Ay ve Gezegen Adlarının Yazımı
a) “Güneş, dünya ve ay†sözcükleri ile gezegen adları, gökbilim ve coğrafyayla ilgili konuların anlatımında büyük harfle başlanılarak yazılır:
Ay, Dünya'nın uydusudur.
Dünya hem Güneş'in çevresinde hem de kendisinin…
b) Gökbilim ve coğrafya terimi olarak kullanılmadıklarında bu adlar minik harfle başlanılarak yazılır: Sabahleyin güneşin doğuşunu seyrettim.
VIII. İKİLEMELERİN YAZILIMI
a) İkilemeler daima ayrı yazılır ve araya virgül konulmaz.
Koşa koşa geldi. Güzel güzel oturuyorlar.
IX. BüYüK HARFLER
1. Yazıda cümlenin ilk harfi büyük olur:
Yarın oraya gideceğim.
2. Mektuplarda hitap sözcükleri büyük harfle adım atar:
Sevgili Dostum,
3. Resmi yazılarda hitapların ilk sözcüğü ve isim asil tüm sözcükler büyük harfle adım atar:
Sayın Profesör,
4. Gazete, mecmua, kitap, film, program adlarının her kelimesi büyük harfle adım atar:
Memleket Hikâyeleri, Yaprak Dökümü, Gizli saklı Yüz...
Not: Son yıllarda orijinallik sağlamak amacıyla bu şeklinde eserlerde yalnız ilk sözcüğün ilk harfi büyük yazılmakta, kimi zaman de tüm sözcükler minik harfle başlatılmaktadır:
Edebiyatımızda adlar sözlüğü, genç şairler antolojisi...
5. Yazı ve şiir başlıklarının her kelimesi çoğu zaman büyük harfle adım atar:
Romanımızın Sorunları, Açık Deniz, Çanakkale Şehitlerine,
Bizde Eleştiri, Okumayan Münekkit, Çoban Çeşmesi...
6. Hususi adlar daima büyük harfle adım atar:
İzmir, Düzce, Kanlıca, Kızılırmak, Türkiye, Türkçülük,
Farsça, Venüs...
7. İnsan adlarını tanıtmaya yarayan unvan sıfatları büyük harfle adım atar:
Ahmet Bey, Selma Hanım…
8. Hususi isim terimini karşılayan tamlamalar, bileşik sözcük değilse ayrı yazılır; ikinci kelimenin ilk harfi de büyük olur:
Van Gölü, Göztepe Mahallesi, Konya Ovası...
9. Aslında cins adı olması durumunda hayvanlara insanoğlu tarafınca verilen adlar da hususi ad sayılır ve büyük harfle adım atar:
Kedimizin adı Tekir'dir. Kuşuna, Bulut adını vermiş.
X. KÖKEN YAZIMI
a) Yabancı dillerden gelen sözcüklerde “n†ünsüzü “b, p†ün- süzlerinden ilkin gelmişse “m†ye çevrilir:
Penbe - pembe, sünbül-sümbül…
Buna “boğumlanma†denir.
b) Bileşik sözcükler ve hususi adlar bu kuralın dışındadır.
Onbaşı, Safranbolu...
c) Sonunda “k,t†ünsüzleri bulunan bazı yabancı sözlüklerde yumuşama vakası gerçekleşmez ve köken yazımı değişmez: Hukuku, hayatım, tazyiki...
BAKINIZ
Türkçe Yazım Kuralları
Paragraftaki yazıda verilen yazım hataları nedir?
Fonetik (Ses Bilgisi)
Bu bildiri 'en iyi yanıt' seçilmiştir.
Dilimizdeki harfler, söylenişlerine nazaran iki kısma ayrılır:
a) ünsüz (sessiz) Harfler
Ses yolunda engelle karşılaşan harflerdir. ünsüzler, sonlarına eklenen “-eâ€, yardımıyla söylenir:
B Ş be, f Ş fe, p Ş pe, t Ş te, z Ş ze…
b) meşhur(sesli) Harfler
Ses yolunda hiçbir engelle karşılaşmadan çıkarılan seslerdir. ünlüler, başka bir harfin yardımına gerek duyulmadan çıkarılır:
a, e, ı, ü...
I. ünsüz Harfler
ünsüz harfler sertlik-yumuşaklık ve süreklilik-süreksizlik bakımından gruplara ayrılır:
a) Sert ünsüzler : ç,f-h-k-p-s-ş-t
b) Yumuşak ünsüzler : b-c-d,g-ğ-j-l-m,n-r,v,y,z
Not: “Fıstıkçı Şahap; Efe Paşa çok hasta; Hoşafı iç tası kapa†sözlerinde sert ünsüzler bir arada yer alır.
II. meşhur Harfler
Lügatımızda 8 tane meşhur harf vardır: a-e-ı-i-o-ö-u-ü. Bunlar, kalınlık-incelik, darlık-genişlik, düzlük-yuvarlık özelliklerine nazaran gruplara ayrılır.
A) İncelik-Kalınlık:
a) İnce ünlüler: e-i-ö-ü
b) Kalınca ünlüler: a-ı-o-u
B) Genişlik-Darlık:
a) Geniş ünlüler: a-e-o-ö
b) Dar ünlüler: ı-i-u-ü
C) Düzlük-Yuvarlaklık:
a) Düz ünlüler: a-e-ı-i
b) Yuvarlak ünlüler: o-ö-u-ü
Notlar:
1. Türkçede bazı tek heceli sözcükler haricinde, hece ve kelime sonunda b, c, d, g ünsüzleri bulunmaz. Öteki dillerden gelen kelimelerin sonundaki bu harfler p, ç, t, k olur: serab Ş serap, harac Ş haraç, Ahmed Ş Ahmet…
2. Lügatımızda (j) sesi yoktur. Jandarma, Jale, Ajlan şeklinde kelimeler Türkçe değildir.
3. Türkçe sözcüklerde inceltme ( uzatma) işareti yoktur. Mahkûm, hâlâ, rüzgâr , dükkân… şeklinde kelimeler Türkçe değildir.
4. Her hecede en fazla bir meşhur bulunur: ya-zıl-mış, a-ra-ba- lar…
üNLü UYUMLARI
Türkçede iki meşhur uyumu söz mevzusudur. Sözcükler, içlerinde bulunan ünlülerin kalınlık-inceliğine ve düzlük-yuvarlaklığına nazaran incelenir. Bunların biri “Büyük meşhur Uyumuâ€, diğeri ise “Küçük meşhur Uyumuâ€dur.
I. Büyük meşhur Uyumu
Dilimizdeki büyük meşhur uyumu, sözcüklerdeki ünlülerin kalınlık-inceliğine dayanır. Buna nazaran, bir kelimede bulunan ünlülerin hepsi ince ya da hepsi kalınsa bu şekilde kelimeler büyük meşhur uyumuna uyar. Buna karşılık, bir kelimede hem kalınca hem de ince meşhur bulunursa bu şekilde kelimeler büyük meşhur uyumuna uymaz.
Aşağıdaki sözcükler büyük meşhur uyumuna uyar:
Türkçe, talebe, güvercin, yazık, duvar, soyguncular...
Aşağıdaki sözcükler büyük meşhur uyumuna aykırıdır:
Paris, beyaz, tecim, gülünç, zafer, kimyon, beyazperde...
Açıklamalar
1. Türkçedeki bazı ekler büyük meşhur uyumunu bozar. Bu şekilde ke- limelerde aslında kelimenin kök ya da gödesi uyuma uyarken, gelen ekin, uyumu bozmuş olduğu görülür:
a) -daş: meslektaş, fikirdaşâ€¦
b) -ken: yazarken, konuşurken, ağlarken…
c) -ki: onunki, akşamki, oradaki…
d) -yor: geliyor, biliyor, gülüyor…
e) -leyin: akşamleyin, sabahleyin…
f) -(i) mtırak: yeşilimtırak, ekşimtırak…
2. Aslında Türkçe olan bazı sözcükler zaman içinde bazı ses değişimleri yüzünden büyük meşhur uyumuna aykırı duruma gelebilir:
alma Ş elma, ana Ş anne, karındaş Ş kardaş Ş kardeşâ€¦
3. Birleşik sözcüklerde de çoğu zaman bu uyum görülmez: babayiğit, Beşiktaş, demirbaş, hanımeli, Yalıköy…
4. Yabancı dillerden gelen sözcükler çoğu zaman büyük meşhur uyumuna aykırıdır:
kitap, video, olasılık, tiyatro, kabiliyet, karakter…
Not: Bunun istisnaları da vardır:
kişi, sabır, laboratuvar, cehennem…
II. Ufak meşhur Uyumu
Türkçede minik meşhur uyumu, kelimelerdeki ünlülerin düzlük- yuvarlaklığına dayanır. Ufak meşhur uyumunu iki aşamada incelemek mümkündür:
a) Sözcüğün ilk hecesinde düz meşhur (a-e-ı-i) var ise sonraki hecelerde bulunan ünlüler de düz olmalıdır:
sarılık, bırakmak…
b) Sözcüğün ilk hecesinde yuvarlak meşhur (o-ö-u-ü) var ise sonraki hecelerde ya dar-yuvarlak (u-ü) ya da düz-geniş (a-e) meşhur bulunur:
roman, köpek, duvar, cenup, doğu, kömür…
Açıklamalar:
1. Ufak meşhur uyumuna nazaran Türkçe kelimelerin yalnız ilk hecelerinde (o-ö) ünlüleri bulunabilir. Sonraki hecelerinde (o-ö) ünlüleri bulunan sözcükler Türkçe değildir ve minik meşhur uyumuna aykırıdır:
tampon, milyon, kupon...
2. “-yor†eki Türkçe olması durumunda minik meşhur uyumunu daima bozar:
geliyor, yazıyor, seviyordum…
3. Tek heceli sözcüklerde ve bileşik sözcüklerde meşhur uyumu aranmaz.
SES OLAYLARI
Ses vakaları, genel özellikleri bakımından sözcüklere söyleniş kolaylığı kazandırmak amacına yöneliktir. Türkçe sözcüklerde ve eklerde kimi vakit ünlülere, kimi vakit da ünsüzlere dayanan ses vakaları meydana gelir. Türkçedeki ses vakaları şunlardır:
1. Kaynaşma
Türkçe sözcüklerde iki meşhur arka arkaya gelmez. Bu yüzden ünlüyle biten bir kelimeye gene ünlüyle süregelen bir ek gelirse bu iki meşhur arasına (y-ş-s-n) kaynaştırma harflerinden biri girer. Bu vakaya kaynaşma denir.
Örnekler: araba-a Ş otomobile, para-ı Ş parayı, iki-er Ş ikişer, yedi-er Ş yedişer, Ankara-a Ş Ankara'ya...
2. Ses Düşmesi
Sözcüklerin söylenişi esnasında kimi vakit bazı seslerin düşmüş olduğu görülür. Ses düşmesi ikiye ayrılır:
3. meşhur Düşmesi (Orta Hece Düşmesi)
İki heceli olan ve ünsüzle biten bazı sözcüklerden sonrasında ünlüyle süregelen bir ek ya da destek eylem gelirse sözcüğün ikinci hecesindeki meşhur düşer. Bu vakaya meşhur düşmesi (orta hece düşmesi, hece düşmesi) denir.
Örnekler: gönül-ü Ş gönlü, göğüs-ü Ş göğsü, alın-ı Ş alnı,
sabır etmek Ş sabretmek, kahır olmak Ş kahrolmak, güzel idi Ş güzeldi, gelir iken Ş gelirken…
Not 1: ünlüyle biten bir sözcüğe gene ünlüyle süregelen bir ek vardığında, iki meşhur arka arkaya bulunamayacağından ünlülerin biri düşer:
sarı-ar-mak Ş sararmak, kara-ar-mak Ş kararmak…
Not 2: Sözcüklerin birleşmeleri esnasında da hece düşmesi görülebilir:
ne için Ş niçin?, ne aslolan? Ş iyi mi?, pazar ertesi Ş pazartesi, kahve altı Ş kahvaltı… şeklinde vakaya aşınma denir.
4. ünsüz (-k) Düşmesi
Sonunda (-k) ünsüzü bulunan sözcüklere küçültme ekleri (-cik, -cek, -rek) vardığında sözcüğün sonundaki (-k) ünsüzü düşer.
Örnekler: Ufak-cük Ş küçücük, minik-cik Ş minnacık, ufakrak Ş ufarak...
5. meşhur Daralması (Darlaşma)
Düz-geniş ünlülerden biriyle (a-e) biten bir filden sonrasında (-yor) eki gelirse fiilin sonunda (a) ünlüsü (ı) ya da (u) ya; (e) ünlüsü (i) ya da (ü) ye dönüşür.
Örnekler: gizle-yor Ş gizliyor, ağla-yor Ş ağlıyor, izle-yor Ş izliyor, boya-yor Ş boyuyor, bekle-yor Ş bekliyor...
Not: “ De-mek†ve “yemek†eylemlerinin kökleri hem şimdiki vakit eki (-yor) hem de gelecek vakit eki (-ecek) aldıklarında meşhur darlaşmasına uğrar: de-yor Ş diyor, de-y-ecek Ş diyecek, yeyor Ş yiyor, ye-y-ecek Ş yiyecek.
6. Yumuşama (ünsüz yumuşaması)
Türkçede süreksiz sert ünsüzlerden (p-ç-t-k) biriyle biten sözcüklere ünlüyle süregelen bir ek gelirse, sözcüğün sonundaki (p-ç-t-k) ünsüzleri yumuşayarak (b-c-d-g/ğ) olur. Buna ünsüz yumuşaması (yumuşama) denir.
Örnekler: çorap-ım Ş çorabım, ayak-a Ş ayağa, ağaç-a Ş ağaca, umut-umuz Ş umudumuz…
Not 1: Sonunda (-t) bulunan bir çok kelimede yumuşama olmaz:
sanat-ım Ş sanatım, surat-ın Ş suratım, boyut-u Ş boyutu,
millet-imiz Ş milletimiz...
Not 2: Hususi adlarda yumuşama yalnız söyleyişte olur, yazılışta olmaz.
Not 3: Tek heceli kelimelerle fiillerin kök ya da gövdelerinde çoğu zaman yumuşama olmaz:
maç-a Ş maça, kart-ım Ş kartım, bak-ar Ş yakar, tak-acak Ş takacak, sat-acak Ş satacak...
Bunun istisnaları da vardır:
gitecek Ş gidecek...
7. Sertleşme (ünsüz Benzeşmesi):
Sert ünsüzlerden biriyle (p-ç-t-k-f-h-s-ş) biten bir kelimeye (c-d-g) ile süregelen bir ek gelirse ekin başındaki yumuşak ünsüz sertleşir. (c-d-g)nin sertleşerek (ç-t-k) ye dönüşmesine sertleşme (ünsüz benzeşmesi, benzeşme) denir.
Örnekler: tabak-da Ş tabakta, yavaşca Ş yavaşça, içgi Ş içki, boş-du Ş boştu, kitap-cı Ş kitapçı, sabah-dan Ş sabahtan, sat-dı Ş sattı...
8. ünsüz İkizleşmesi
Tek heceli olup da çoğu zaman yabancı dillerden gelen bazı kelimelerden sonrasında ünlüyle süregelen bir ek ya da destek eylem vardığında kelimenin sonundaki ünsüz arka arkaya iki kez söylenir ve yazılır. Bu ses vakasına “ünsüz ikizleşmesi†denir. ünsüz ikizleşmesinde, ikinci kez yeniden edilen ünsüz, sonradan türemiş bir sestir.
Örnekler: zan etmek Ş zannetmek, his etmek Ş sezmek, his-im Ş hissim, hal etmek Ş çözmek, zan-ımca Ş zannımca..
Not 1: ünsüz ikizleşmesi şeklinde görünen bazı sözcüklerde aslında bu olayın meydana gelmediği görülür. Mesela (-li), (-lik) ve (siz) ekleriyle meydana getirilen türetmeler ses ikizleşmesi sayılmaz. Bu sebeple bu şeklinde sözcüklerde sanradan türeyen bir ünsüz yoktur; ünsüzlerden biri kelimenin sonuna, diğeri ise ekin başına aittir:
his-siz Ş hissiz, akıl-lı Ş akıllı, kul-luk Ş kulluk...
Not 2: Köken yazımında üst üste görülen aynı ünsüzün de ünsüz ikişleşmesi sayılması mümkün değildir:
aden, millet, öfke, kalleşâ€¦
9. Ulama
Bir cümlede, tamlamada ya da söz grubunda ünsüzle biten bir kelimeden sonrasında ünlüyle süregelen bir kelime gelirse bu iki kelime birbirine bağlanarak okunması mümkün. Bu ses vakasına ulama denir. Ulama yardımıyla cümlelerin kolay okunması söz mevzusudur.
Örnekler: Okulun arkası, yol ağzı…
Not: Birbirine bağlı okunması ihtiyaç duyulan kelimeler içinde herhangi bir noktalama işareti bunursa ulama gerçekleşmez:
Babam onu çağırdı. (ulama var)
Babam, onu çağırdı. (ulama yok)
10. Koruyucu Ses Türemesi
Bazı sözcükler ek aldıklarında söylenişleri zorlaşır. Bu şekilde sözcüklerde söyleyiş kolaylığı sağlamak amacıyla arada bir destek ses türer:
Örnekler: ağladı+dı Ş ağladıydı, babası+dı Ş babasıydı, anne+di Ş anneydi...
11. meşhur Türemesi
Sözcük türetilirken ya da pekiştirme yapılırken söyleniş kolaylığı sağlamak amacıyla kimi vakit bir meşhur harf türeyebilir.
Örnekler: az-cık Ş azıcık, gep-genç Ş gepegenç,
güp-gündüz Ş güpegündüz...
YAZIM (İMLÂ) KURALLARI
I. BİRLEŞİK SÖZCüKLERİN YAZIMI
1. Kaynaşmış Birleşik Sözcükler
Bu tür sözcüklerin kaynaşmış sayılması ve bitişik yazılması için, bileşime giren kelimelerden minimum birinin, anlamını yitirmiş olması gerekir.
2. Terim Niteliğindeki Birleşik Sözcükler
Bu tür sözcüklerde, kelimeler lügat anlamlarını yitirmiş olmasalar da terim niteliği taşıdıkları için bitişik yazılır:
üçgen, açıortay...
3. Tek kelimesi lügat anlamını yitirenler: köpekbalığı,
suböreği…
4. İki kelimesi de lügat anlamını yitirenler: hanımeli,
devetabanı…
5. Kaynaşmış Hususi Adlar
Hususi adlarda anlam gözetilmediği için, bunların kalıplaşmış olanları bitişik yazılır:
Çukurova, Bingöl...
6. Kaynaşmış Ödat Takımları
Bu tür sözcüklerde birleşen kelimeler, lügat anlamlarını yitirmiş olmasalar da kalıplaşmış ad olarak kullanıldıkları için bitişik yazılır:
Bilirkişi, kabakulak...
7. “Hane†sözcüğü ile birleşerek birleşik kelime durumuna gelenlerin iki türlü imlası vardır:
a) Ses değişikliğine uğramayanlar bitişik yazılır:
Yemekhane, yatakhane, buzhane, hapishane..
b) Geniş düz sesli “a†ile biten kelimelerde “hane†sözcüğünün ilk hecesi (ha) bir çok kez düşer:
Postane (postahane), pastane (pastahane), hastane
(hastahane), eczane (eczahane)...
8. Herhangi bir kurala bağlanmadan anlamca kaynaşmış olan birleşik fiiller bitişik yazılır:
Varsaymak, öngörmek, elvermek...
9. Kurallı birleşik fiiller (tezlik, sürerlilik, yeterlik, yaklaşma fiilleri) daima bitişik yazılır:
Okuyuvermek, yazadurmak, bakakalmak, uyuyabilmek, düşeyazmak...
10. Destek fiiller: “Etmek, olmak, eylemek...†destek fiilleri, eklendikleri kelimelerde ses değişikliği meydana getirirse bi- tişik yazılır:
His + etmek=sezmek,
şükür + etmek=şükretmek,
seyir + etmek=seyretmek,
hal + olmak=hallolmak...
11. Deyimler:
Deyimleri oluşturan kelimeler, kalıplaşmış ve mecaz anlamlı olmaklı birlikte ayrı yazılır:
Kulak misafiri olmak, etekleri tutuşmak…
II. KISALTLMALARIN YAZIMI
a) Birden çok kelimeden oluşan kurum ve kurum adları kısaltılırken her kelimenin ilk harfi büyük olarak yazılır ve araya çoğu zaman nokta koyulmaz:
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM),
Türkiye Cumhuriyeti (TC),
b) Tek kelimeden oluşan terimlerin ve adların kısaltmasında kelimenin ilk üç harfi alınır ve kısaltmanın sonuna nokta koyulur:
İstanbul (İst.), örnek(örn.)…
c) Kısaltmaların pek bir çok belirli bir kurala dayanmadan yapılmış ve o şekilde yerleşmiştir. Bunların büyük kısmında, kısaltma harflerinden sonrasında nokta koyulur: Tabip (Dr.), Profesör (Prof.), cilt (c.), Doçent (Doç.)… Bu şekilde kısaltmalarında bir kısmı noktasız yazılır: milimetre (mm), santimetre (santimetre)…
III. BAZI EKLERİN VE SÖZCüKLERİN YAZILIMI
1) “-ki†Ekinin Yazımı:
a) İlgi zamiri olan “-ki†bitişik yazılır ve meşhur uyumuna nazaran
değişmez:
Benimki, onunki…
b) İsimlerden ödat türeten “-ki†bitişik yazılır ve büyük meşhur uyumuna nazaran değişmez:
dün meydana gelen, evindeki, kitaptaki…
2) “ki†Bağlacının Yazımı:
Bağlaç olan “ki†daima ayrı yazılır ve meşhur uyumuna nazaran değişmez:
O şekilde güzel ki! Tam yatacaktım ki zil çaldı.
Not: “ki†bağlacı belirli bazı sözcüklerle kalıplaşmış olarak birleşik yazılır: Oysa, oysaki, mademki…
3) “-de†Ekinin Yazımı:
İsmin hal eklerinden olan “-de†kelimeye bitişik olarak yazılır ve ses uyumlarına göre farklılık gösterir:
Evde, yolda...
4) “de†Bağlacının Yazımı:
Bağlaç olan “de†daima ayrı yazılır, büyük ses uyumuna uyar fakat sertleşmeye uğramaz:
Ben de gidiyorum. Çocuk da gelecekmiş. Bu top da bizim...
5) “ile†Sözcüğünün Ek Olarak Yazımı:
“İle†sözcüğü bağlaç olarak da, edat olarak da ara sıra kendisinden önceki kelimeye bitişik yazılır. Bu yazılışlar şöyledir:
a) ünsüzle biten sözcüklere eklenince “ile†nin başındaki “i†ünlüsü düşer ve kalan kısım ses uyumuna uyar:
Annem ile Ş annemle, babam ile Ş babamla, çocuk ile Ş çocukla…
b) ünlüyle biten sözcüklere eklenince “ile†nin başındaki “i†ünlüsü yerini “y†ünsüzüne bırakır, kalan kısım ses uyumuna uyar:
Otomobil ile otomobille, video ile videoyla, perde ile perdeyle, Ali ile Ali'yle, mecmua ile dergiyle...
c) Türkçe'de bazı kelimelerin sonunda bulunan “I†ve “t†harfi ince bir ses verir. “İle†bağlacı ya da edatı bu şekilde kelimelere eklenince meşhur harfin kalınlık-inceliğine değil, ince ses veren “I†ya da “t†ye uyar. Kemal-le, Cemal-le, şefkat-le...
6) “mi†Sual Edatının Yazımı:
Sual edatı olan “mi†kendisinden önceki kelimeden daima ayrı yazılır ve ses uyumuna uyar:
Geldiniz mi? Okuduğun kitap güzel mi? Bunu anladınız mı? Buraya geldi mi beni arar.
7) Ekfiillerin (ekeylemlerin) Yazımı
“İmek†ekfiili bilinmiş olduğu şeklinde, isim asil kelimelerin sonuna ilave edilerek onların cümlede yüklem olarak kullanılmasını sağlar ve hikâye, rivayet, koşul... anlamı verir.
Örnek: İdi(ekfiilin hikâyesi), imiş(ekfiilin rivayeti), ise (ekfiilin şartı)
ünsüzle biten kelimelere eklendiğinde “imek†fiilinin başındaki “i†ünlüsü düşer, o şekilde çekime girer.
Çok bitkin idim. Çok yorgundum. (ekfiilin hikâyesi)
Çalışkan imiş. Çalışkanmış. (ekfiilin rivayeti)
Güzel ise. Güzelse. (ekfiilin şartı)
7) İsimfiillerin Yazımı
“-mek, -makâ€lı isimfiillerin arkasına ünlüyle süregelen bir ek vardığında bunlar “y†kaynaştırma harfiyle yazılır.
Örnek: Kitap okumağa zaman bulmalıyız.(yanlış)
Kitap okumaya zaman bulmalıyız.(doğru)
8) Kesme (‘) İşaretlerinin Kullanımı
a) Hususi adlardan sonrasında gelen her türlü çekim ekini ayırmada kullanılır.
Rize'nin neyi meşhur?
Bilecik'ten gelenler otursunlar.
b) Hususi adlardan sonrasında gelen yapım ekleri kesme ile ayrılmaz.
İstanbullu doğru söylüyor.
c) Yapım eki almış hususi adlar çekim eki alırsa kesme ile ayrılmaz.
İstanbullunun dedikleri doğru.
d) Kısaltmalardan ve tarihlere gelen her türlü yapım ve çekim eki kesme ile ayrılır.
1950'li seneler DSİ'nin
TDK'den
İSKİ'li
e) Anlatıma açıklık kazandırmak için ihtiyaç duyulan yerde Hanım'ın sonucuna hepimiz saygı duydu.
f) Hece düşmelerinde
Ne oldu = N'oldu.
g) Yabancı sözcüklerin arkasına gelen her türlü Türkçe yapım ve çekim ekini ayırmada da kullanılır.
Descartes'ın, Descartes'çı…
9) Düzeltme (^) İşaretlerinin Kullanılması
a) Yazılışları aynı, anlamları değişik sözcükleri ayırmada kullanılır.
Hala Æ hâlâ
Fakat Æ âmâ
Tane Æ âdet
b) Dilimize Arapça ve Farsçadan gelmiş sözcüklerde k ve g'den sonrasında gelen ve ince okunan a ve u'ların üstünde
kâğıt, rüzgâr, hikâye, sükûnet…
c) Yazılışı resmi kurumlarca benimsenmiş bazı hususi isimlerde
Lâpseki, Hilâl…
IV. TERİMLERİN YAZIMI
a) Bilim, teknik, sanat alanlarında belirli bir terimi karşılayan terimler, iki ya da daha çok kelimeden meydana gelen bileşik sözcük niteliğindeyse bitişik yazılır:
Akçiğer, atardamar, toplardamar, basınçölçer, sıradağ,
alyuvar, akyuvar, dikdörtgen, üçgen, eşkenar, ikizkenar, akkor..
b) Terimlerdeki kelimelerden biri, ötekinin alt türünü gösteriyor, alt bölümünü belirtiyorsa bu şekilde terimlerde kelimeler ayrı yazılır:
En minik ortak kat, karşılaştırmalı dilbilim, mukayeseli anlambilim, doğru orantı, ters orantı, ana toplardamar...
V. TARİHLERİN YAZIMI
a) Belirli bir zamanı gösteren tarihlerde ay adı yazıyla yazılırsa ilk harfi büyük olur ve araya noktalama işareti koyulmaz:
19 mayıs 1919 (yanlış), 19. Mayıs. 1919 (yanlış)
19 Mayıs 1919 (doğru)
b) Tarihlerde, gün ay ve yılı gösteren rakamlar arasına nokta ya da eğik çizgiden başka işaret koyulmaz:
19-5-1915 (doğru), 19,5,1919 (yanlış)
19.5.1919, 19/5/1919 (doğru)
c) Tarihlerde ay belirten kısım, Roma rakamı ile de yazılabilir.
VI. Sayıların Yazımı
a) Sayıların her kelimesi ayrı ayrı yazılır:
yüz seksen, yedi milyon sekiz yüz bin...
b) Banka ve benzeri kurumların belgelerinde araya başka sayılar sokulmasına meydan vermemek için sayılar bitişik yazılır: Onikimilyon, beşmilyonaltıyüzellibin…
c) Saat bildiren sayılar rakamla yazılır: Sabahleyin 7.45'te kalktım. Tarihlerde gün ve yıl daima rakamla yazılır, ay da kimi zaman rakamla belirtilir:
Oraya 15.5.1985'te gitmiştim.
d) Yazı içinde birden ona kadar olan sayılar yazı ile yazılır, daha büyük olanlar rakamla yazılır:
Hemen hemen yedi yaşlarında. Okulların açılmasına üç gün kaldı.
Cebimde 15.000 lira vardı. O vakit 23 yaşındaydım.
e) Sayılara gelen ekler kesme işareti ile ayrılır:
Saat 12'de uyudum. Bugün ayın 28'idir.
VII. GüneŞ, Ay ve Gezegen Adlarının Yazımı
a) “Güneş, dünya ve ay†sözcükleri ile gezegen adları, gökbilim ve coğrafyayla ilgili konuların anlatımında büyük harfle başlanılarak yazılır:
Ay, Dünya'nın uydusudur.
Dünya hem Güneş'in çevresinde hem de kendisinin…
b) Gökbilim ve coğrafya terimi olarak kullanılmadıklarında bu adlar minik harfle başlanılarak yazılır: Sabahleyin güneşin doğuşunu seyrettim.
VIII. İKİLEMELERİN YAZILIMI
a) İkilemeler daima ayrı yazılır ve araya virgül konulmaz.
Koşa koşa geldi. Güzel güzel oturuyorlar.
IX. BüYüK HARFLER
1. Yazıda cümlenin ilk harfi büyük olur:
Yarın oraya gideceğim.
2. Mektuplarda hitap sözcükleri büyük harfle adım atar:
Sevgili Dostum,
3. Resmi yazılarda hitapların ilk sözcüğü ve isim asil tüm sözcükler büyük harfle adım atar:
Sayın Profesör,
4. Gazete, mecmua, kitap, film, program adlarının her kelimesi büyük harfle adım atar:
Memleket Hikâyeleri, Yaprak Dökümü, Gizli saklı Yüz...
Not: Son yıllarda orijinallik sağlamak amacıyla bu şeklinde eserlerde yalnız ilk sözcüğün ilk harfi büyük yazılmakta, kimi zaman de tüm sözcükler minik harfle başlatılmaktadır:
Edebiyatımızda adlar sözlüğü, genç şairler antolojisi...
5. Yazı ve şiir başlıklarının her kelimesi çoğu zaman büyük harfle adım atar:
Romanımızın Sorunları, Açık Deniz, Çanakkale Şehitlerine,
Bizde Eleştiri, Okumayan Münekkit, Çoban Çeşmesi...
6. Hususi adlar daima büyük harfle adım atar:
İzmir, Düzce, Kanlıca, Kızılırmak, Türkiye, Türkçülük,
Farsça, Venüs...
7. İnsan adlarını tanıtmaya yarayan unvan sıfatları büyük harfle adım atar:
Ahmet Bey, Selma Hanım…
8. Hususi isim terimini karşılayan tamlamalar, bileşik sözcük değilse ayrı yazılır; ikinci kelimenin ilk harfi de büyük olur:
Van Gölü, Göztepe Mahallesi, Konya Ovası...
9. Aslında cins adı olması durumunda hayvanlara insanoğlu tarafınca verilen adlar da hususi ad sayılır ve büyük harfle adım atar:
Kedimizin adı Tekir'dir. Kuşuna, Bulut adını vermiş.
X. KÖKEN YAZIMI
a) Yabancı dillerden gelen sözcüklerde “n†ünsüzü “b, p†ün- süzlerinden ilkin gelmişse “m†ye çevrilir:
Penbe - pembe, sünbül-sümbül…
Buna “boğumlanma†denir.
b) Bileşik sözcükler ve hususi adlar bu kuralın dışındadır.
Onbaşı, Safranbolu...
c) Sonunda “k,t†ünsüzleri bulunan bazı yabancı sözlüklerde yumuşama vakası gerçekleşmez ve köken yazımı değişmez: Hukuku, hayatım, tazyiki...
BAKINIZ
YORUMLAR