Arkadaşlar Türkçe proje ödevim için 5 tane şiir yazacağım ama o şiirle alakalı yani uyumlu 5 tane müzik bulmam lazım. Tür romantik o...
Arkadaşlar Türkçe proje ödevim için 5 tane şiir yazacağım ama o şiirle alakalı yani uyumlu 5 tane müzik bulmam lazım. Tür romantik olacak bu konuda yardım istiyorum.
"Biliyorum sana giden yollar kapalı
üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
Sen bayan nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli
Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki
Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su ictigimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmegi
Kac kez sana uzaktan baktim 5.45 vapurunda;
Hangi sarkiyi duysam, bizim için söylenmiş sanki
Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini
Çocukca ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bagışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri
Raslaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay degil gerçi;
Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdigi mutluluk da az degil ki
Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizligin bir adı olur, bir anlamı olur belki
inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son istegimi de soyleyebilirim şimdi:
Bir geceyarisi yaziyorum bu mektubu
Yalvaririm onu okuma carsamba gunleri"
Cemal Süreyya
İş işten geçmeden gel de söz dinle
Sen benim aşkımla başedemezsin
Ben sarhoş gezerken senin derdinle
Sen kendi gönlünü hoş edemezsin
Gül sefa sürse de bülbül çilerken
Bin pişman olmaz mı rengi solarken
Ben sana dört mevsim bahar dilerken
Sen benim yazımı kış edemezsin
Fırtına biçersin ey rüzgar eken
Borcunu faizle öder geciken
Sen benim gezdiğim yolları diken
Yattığım yatağı taş edemezsin
Gülersin aşığı yedekte sayıp
Yetmez mi arından verdiğin kayıp
Kınalı kekliğim elde var deyip
Sen beni kafeste kuş edemezsin
Kapılma hayalin renk akışına
Ağlarsın gerçeğin can yakışına
Ben kurban olurken bir bakışına
O canım gözleri yaş edemezsin
Aklını başına topla da vazgeç
Gel beni dinle de vuslata gün seç
Sen benim elime mecbursun er geç
Bahtımı Mecnun'a eş edemezsin
Cemal Safi
üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
Sen bayan nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli
Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki
Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su ictigimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmegi
Kac kez sana uzaktan baktim 5.45 vapurunda;
Hangi sarkiyi duysam, bizim için söylenmiş sanki
Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini
Çocukca ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bagışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri
Raslaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay degil gerçi;
Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdigi mutluluk da az degil ki
Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizligin bir adı olur, bir anlamı olur belki
inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son istegimi de soyleyebilirim şimdi:
Bir geceyarisi yaziyorum bu mektubu
Yalvaririm onu okuma carsamba gunleri"
Cemal Süreyya
Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde
Şarkılarımda, sözlerimde.
Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.
Sen göreceksin duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.
Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.
Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.
Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.
Bir gün, tam anlatmaya...
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım...
Anlayacaksın.
Özdemir Asaf
Yazdıklarımda, çizdiklerimde
Şarkılarımda, sözlerimde.
Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.
Sen göreceksin duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.
Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.
Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.
Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.
Bir gün, tam anlatmaya...
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım...
Anlayacaksın.
Özdemir Asaf
İş işten geçmeden gel de söz dinle
Sen benim aşkımla başedemezsin
Ben sarhoş gezerken senin derdinle
Sen kendi gönlünü hoş edemezsin
Gül sefa sürse de bülbül çilerken
Bin pişman olmaz mı rengi solarken
Ben sana dört mevsim bahar dilerken
Sen benim yazımı kış edemezsin
Fırtına biçersin ey rüzgar eken
Borcunu faizle öder geciken
Sen benim gezdiğim yolları diken
Yattığım yatağı taş edemezsin
Gülersin aşığı yedekte sayıp
Yetmez mi arından verdiğin kayıp
Kınalı kekliğim elde var deyip
Sen beni kafeste kuş edemezsin
Kapılma hayalin renk akışına
Ağlarsın gerçeğin can yakışına
Ben kurban olurken bir bakışına
O canım gözleri yaş edemezsin
Aklını başına topla da vazgeç
Gel beni dinle de vuslata gün seç
Sen benim elime mecbursun er geç
Bahtımı Mecnun'a eş edemezsin
Cemal Safi
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda
anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..
Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği
acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım..
Fakat,hakkedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini avucuma koyduğunda anladım..
''Sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ''git'' dediğimde anladım..
Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş
sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl
ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş
pişman olmak,
Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün
affedilmeyi,
Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım..
Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar
sevmekmiş...
Can Yücel
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum.
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul'mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu.
Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.
Belki Haziran'da mavi benekli çocuksun
Ahh seni bilmiyor, kimseler bilmiyor
Bir şileb sızıyor ıssız gözlerinde
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın, tüylerin ürperiyor
Belki körsün, kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem bu kurtlar sofrasında
Belki zor, ayıpsız, fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum.
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerim
Hayır başka türlü olmayacak
Atilla İlhan
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum.
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul'mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu.
Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.
Belki Haziran'da mavi benekli çocuksun
Ahh seni bilmiyor, kimseler bilmiyor
Bir şileb sızıyor ıssız gözlerinde
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın, tüylerin ürperiyor
Belki körsün, kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem bu kurtlar sofrasında
Belki zor, ayıpsız, fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum.
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerim
Hayır başka türlü olmayacak
Atilla İlhan
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban
Yar, deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban
Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban
Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban
Boşa bağlanmış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım kara bahtım tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban
Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban
Abdurrahim Karakoç
Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban
Yar, deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban
Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban
Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban
Boşa bağlanmış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım kara bahtım tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban
Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban
Abdurrahim Karakoç
Ben senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
Iyisi mi,beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni gorebilesin
Fedakarliğimi anlıyorsun vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum yaşiyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız külümün içinde külün ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacagız.
Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasndan nemlenip filizlenirse sapında muhakkak iki çiçek açacak :
biri sen biri de ben.
Ben daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok, ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
İçimden bir şey : belki diyor.
Nazım Hikmet Ran
YORUMLAR