TANRITANIMAZLIK a 1. Fels. Tanrı' nın varlığını yadsıyan öğreti. (Eşanl. ATEİZM.) 2. Tanrı'nın varlığını yadsıyan kişinin tu...
TANRITANIMAZLIK a
1. Fels. Tanrı' nın varlığını yadsıyan öğreti. (Eşanl. ATEİZM.)
2. Tanrı'nın varlığını yadsıyan kişinin tutumu; dinsel inançsızlık.
*ANSİKL. Fels. Tanrıtanımazlık, yani Tanrı'nın var olmadığının ileri sürülmesi (Herakleides "Dünya hiçbir tanrı tarafından yaratılmadı" diyordu), Tanrı'nın var olduğunu ya da var olmadığını düşünmeyi bilinçli bir biçimde reddetmek anlamına gelen bilinemezcilik (agnostisizm) ile aynı şey değildir; yaygın ya da çokbiçimli bir tanrısallığın varlığına belli belirsiz bir inanç anlamına gelen yaradancılık'la hiçbir ilişkisi yoktur ve Tanrı ile dünyanın bir ve aynı şey oldukları, buna göre Tanrı'nın aynı zamanda hem her yerde olduğu, hem de hiçbir yerde olmadığı yolundaki inanç anlamına gelen tümtanrıcılık'ta (panteizm) ancak yanlış olarak bir tutulmuştur.
inananlar bakımından tanrıtanımaz, hem bir günah konusu, hem de insan için Tanrı inancını “olanaklı" bir yabancılaşma olarak görme özgürlüğünü kabul eden bir tanrıbilimi kurma zorunluluğunun elle tutulur bir kanıtını oluşturur. Bunun sonucu olarak tanrıbilimciler bakımından tanrıtanımazlık, Tanrı düşüncesinin verimli bir derinleştirme kaynağı olmuş ve öyle de kalmıştır.
XIX. ve XX. yy.'larda tanrıtanımazlık, maddeciler tarafından insanın özgürleşme koşullarından biri olarak kabul edilerek etkin ve militan bir düşünce akımı oluşturdu.
XIX. yy.'da Nietzsche, bambaşka bir görüş açısından "Tanrı'nın ölmesi†gerektiğini ilan etti. Ona göre Tanrı'yı, dünya ötesinin (dünyada saklı olan şeyin) kefili ve dünya ve yaşamı olumsuzlamanın bir başka biçimini oluşturan çileciliğin varlık nedeni olduğu için “öldürmek" gerekiyordu.
1. Fels. Tanrı' nın varlığını yadsıyan öğreti. (Eşanl. ATEİZM.)
2. Tanrı'nın varlığını yadsıyan kişinin tutumu; dinsel inançsızlık.
*ANSİKL. Fels. Tanrıtanımazlık, yani Tanrı'nın var olmadığının ileri sürülmesi (Herakleides "Dünya hiçbir tanrı tarafından yaratılmadı" diyordu), Tanrı'nın var olduğunu ya da var olmadığını düşünmeyi bilinçli bir biçimde reddetmek anlamına gelen bilinemezcilik (agnostisizm) ile aynı şey değildir; yaygın ya da çokbiçimli bir tanrısallığın varlığına belli belirsiz bir inanç anlamına gelen yaradancılık'la hiçbir ilişkisi yoktur ve Tanrı ile dünyanın bir ve aynı şey oldukları, buna göre Tanrı'nın aynı zamanda hem her yerde olduğu, hem de hiçbir yerde olmadığı yolundaki inanç anlamına gelen tümtanrıcılık'ta (panteizm) ancak yanlış olarak bir tutulmuştur.
inananlar bakımından tanrıtanımaz, hem bir günah konusu, hem de insan için Tanrı inancını “olanaklı" bir yabancılaşma olarak görme özgürlüğünü kabul eden bir tanrıbilimi kurma zorunluluğunun elle tutulur bir kanıtını oluşturur. Bunun sonucu olarak tanrıbilimciler bakımından tanrıtanımazlık, Tanrı düşüncesinin verimli bir derinleştirme kaynağı olmuş ve öyle de kalmıştır.
XIX. ve XX. yy.'larda tanrıtanımazlık, maddeciler tarafından insanın özgürleşme koşullarından biri olarak kabul edilerek etkin ve militan bir düşünce akımı oluşturdu.
XIX. yy.'da Nietzsche, bambaşka bir görüş açısından "Tanrı'nın ölmesi†gerektiğini ilan etti. Ona göre Tanrı'yı, dünya ötesinin (dünyada saklı olan şeyin) kefili ve dünya ve yaşamı olumsuzlamanın bir başka biçimini oluşturan çileciliğin varlık nedeni olduğu için “öldürmek" gerekiyordu.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR