Teslim isim Arapça tesl³m 1 . Bir şeyi sahibine verme. 2 . Emanet alınan bir şeyi sahibine geri verme. 3 . Bırakma, devret...
Teslim
isim Arapça tesl³m
1 . Bir şeyi sahibine verme.
2 . Emanet alınan bir şeyi sahibine geri verme.
3 . Bırakma, devretme, terk etme:
4 . ünlem Teslim ol veya teslim oluyorum sözü.
5 . mecaz Gerçek olduğunu söyleme, doğrulama.
6 . müzik Fasıl müziğinde peşrevin ve saz semaisinin her hanesi sonunda tekrarlanan parça.
isim Arapça tesl³m
1 . Bir şeyi sahibine verme.
2 . Emanet alınan bir şeyi sahibine geri verme.
3 . Bırakma, devretme, terk etme:
"Şehrin teslimi sırasında çok kan döküldü."- .
4 . ünlem Teslim ol veya teslim oluyorum sözü.
5 . mecaz Gerçek olduğunu söyleme, doğrulama.
6 . müzik Fasıl müziğinde peşrevin ve saz semaisinin her hanesi sonunda tekrarlanan parça.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- teslim almak
- teslim bayrağı çekmek
- teslim etmek
- teslim olmak
Birleşik Sözler
- teslim taşı
- teslim tesellüm
- bordada teslim
Uluslararası Ticari Teslim Şekilleri (Incoterms)
Ehliyet dosyanın teslim edildiği gün alınabilir mi?
FCA teslim şekli nedir?
TESLİM a. (ar. setm‘den teslim).
1. Gönderilen bir malı alıcısına, ilgili ya da yetkili bir kimseye eksiksiz olarak verme, iletme: Paketlerin teslimini geciktirmesin. Teslim işini konutta yapıyoruz
2. Yem alınan bir malı alçısına verme, onun mülkiyetine geçirme: Binanın teslimi bir yıl gecikebilir. Parasını yatırdık ama arabanın teslim sûresini uzattılar.
3. Dayanma, direnme gücünü yitirerek karşı tarafın egemenliğine girme, bırakılma, devredilme: Bir ülkenin, bir kentin teslimi. Teslime yanaşmaktansa ölmeyi seçen kahramanlar. 4. Bir şeyin doğruluğunu, gerçekliğini kabul etme.
5. Esk. Kendini Allah'ın iradesine terk etme: Teslim ve tevekkül.
6. Bir şeyi (bir kimseye) teslim etmek, bir şeyi sahibine, alıcısına eksiksiz olarak vermek. Koliyi ilgili memura teslim etti; kullanım, bakım ya da mükiyet yönünden bir şeyi başka birine bırakmak: Evi kiracıya eksiksiz olarak teslim etti
7. Bir kimsenin bir şeyini (soyut) teslim etmek, doğru bulmak, kabul etmek: Haklı olduğunu, bizim gibi onlar da teslim ettiler.
8. Kendini bir kimseye teslim etmek, bir kadından söz ederken, kendini bir erkeğe vermek.
9. Teslim olmak, kendinden üstün bir güç karşısında direnmeyi. karşı koymayı bırakarak yenilgiyi benimsemek, boyun eğmek; kendini bir erkeğe teslim etmek: Teslim olmaktan başka çaremiz kalmamıştı.
10. Teslimi, ''teslim ol. yoksa vururum" ya da "ateş etme, teslim oluyorum" yerine söylenen eksitili cümle. || Teslim almak, teslim edilen ya da hakkı olan bir şeyi almak; tutsak almak. || Teslim bayrağını çekmek, yenilgiyi benimsediğini göstermek; bunu açıkça belirtmek; direnmekten vazgeçerek karşısındakinin isteğini yerine getirmeye hazır olduğunu bildirmek. || Teslim taşı, bektaşılerin simge olarak kullandıkları on iki köşeli yassı taş. || Teslim ve tesellüm, verme ve alma (esk.).
*Esk
1. Koruma, tehlikeden kurtarma.
2. "Esselamun aleyküm" sözüyle selamlama.
3. Teslim i ruh, teslim-ı can etmek, ölmek.
*Ask. Teslim olma, muharebede oluşacak taktik bir durum ya da üst makamlardan alınacak emir gereğince, düşmanla yapılacak anlaşmadaki koşullara göre direnişe son verilerek silah bırakma. (Çoğu kez kuşatılmış ve hiçbir kurtuluş olanağı kalmayan birlik, kurum ya da bölgenin elinde bulundurduğu silahları bırakmasıyla uygulanır.)
*Denize. Bir ticaret gemisinin, donatan tarafından gemi kiracısının hizmetine verilmesi. || Yükün, mal sahibinin ya da alıcısının istediği limana boşaltılması. || Teslim denemeleri, bir gemiyi tersaneden teslim almadan önce yapılan denemeler || Bordadan teslim, yükün gemi bordasından, malı teslim alan tüccar ya da komisyoncunun tekne ya da teknelerine boşaltılması. (Yükün sorumluluğu, mal tekneye boşaltıldığı andan itibaren alıcıya aittir.)
*Etol. Teslim davranışı, bir türdeşiyle giriştiği saldırgan ilişkide yenilen hayvanın takındığı duruş. (Genellikle saldırgan ilişkiyi sona erdiren bu davranış, ayinleştirilmiş bir eylemdir ve davranışı gösteren hayvanın toplumsal aşama sırasında aşağı dereceyi kabul ettiği anlamına gelir: köpekgillerde yenik düşen hayvan, boğazını hasırımın dişlerine açık bırakır.)
*Huk. Taşınır bir malın zilyetliğinin devredilmesi. (Taşınırlarda mülkiyetin geçmesi için teslim gereklidir. Bir kimse taşınır bir eşyayı iyi niyetle ve sahip olmak üzere teslim alınca, onun sahibi olur [Türk med. k. md. 687).)
*Müz. Saz eserlerinde haneler ile mülazimeyi birbirine bağlamak için hanelerin sonlarında kullanılan nağmeler. (Bu nağmeler çok kısa olup her hane sonunda tekrar edilir, fakat mülazimeye katılmaz. Eskiden terkibı intikal denirdi.)
*Tic. Teslim memuru, malları teslim almakla görevli kişi.
*Uluslarar. huk. Teslim sözleşmesi, savaş alanının ve askeri güçlerin tesliminin koşullarını düzenleyen sözleşme. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Uluslarar. huk. n devletin koşulsuz olarak teslimi, yenen devletleri, yenilen devlete karşı tüm yükümlülüklerden kurtarır ve bir antlaşdyı görüşmek yerine, yenilen devlete antlaşma koşullarını zorla kabul ettirme olanağı verir.
1. Gönderilen bir malı alıcısına, ilgili ya da yetkili bir kimseye eksiksiz olarak verme, iletme: Paketlerin teslimini geciktirmesin. Teslim işini konutta yapıyoruz
2. Yem alınan bir malı alçısına verme, onun mülkiyetine geçirme: Binanın teslimi bir yıl gecikebilir. Parasını yatırdık ama arabanın teslim sûresini uzattılar.
3. Dayanma, direnme gücünü yitirerek karşı tarafın egemenliğine girme, bırakılma, devredilme: Bir ülkenin, bir kentin teslimi. Teslime yanaşmaktansa ölmeyi seçen kahramanlar. 4. Bir şeyin doğruluğunu, gerçekliğini kabul etme.
5. Esk. Kendini Allah'ın iradesine terk etme: Teslim ve tevekkül.
6. Bir şeyi (bir kimseye) teslim etmek, bir şeyi sahibine, alıcısına eksiksiz olarak vermek. Koliyi ilgili memura teslim etti; kullanım, bakım ya da mükiyet yönünden bir şeyi başka birine bırakmak: Evi kiracıya eksiksiz olarak teslim etti
7. Bir kimsenin bir şeyini (soyut) teslim etmek, doğru bulmak, kabul etmek: Haklı olduğunu, bizim gibi onlar da teslim ettiler.
8. Kendini bir kimseye teslim etmek, bir kadından söz ederken, kendini bir erkeğe vermek.
9. Teslim olmak, kendinden üstün bir güç karşısında direnmeyi. karşı koymayı bırakarak yenilgiyi benimsemek, boyun eğmek; kendini bir erkeğe teslim etmek: Teslim olmaktan başka çaremiz kalmamıştı.
10. Teslimi, ''teslim ol. yoksa vururum" ya da "ateş etme, teslim oluyorum" yerine söylenen eksitili cümle. || Teslim almak, teslim edilen ya da hakkı olan bir şeyi almak; tutsak almak. || Teslim bayrağını çekmek, yenilgiyi benimsediğini göstermek; bunu açıkça belirtmek; direnmekten vazgeçerek karşısındakinin isteğini yerine getirmeye hazır olduğunu bildirmek. || Teslim taşı, bektaşılerin simge olarak kullandıkları on iki köşeli yassı taş. || Teslim ve tesellüm, verme ve alma (esk.).
*Esk
1. Koruma, tehlikeden kurtarma.
2. "Esselamun aleyküm" sözüyle selamlama.
3. Teslim i ruh, teslim-ı can etmek, ölmek.
*Ask. Teslim olma, muharebede oluşacak taktik bir durum ya da üst makamlardan alınacak emir gereğince, düşmanla yapılacak anlaşmadaki koşullara göre direnişe son verilerek silah bırakma. (Çoğu kez kuşatılmış ve hiçbir kurtuluş olanağı kalmayan birlik, kurum ya da bölgenin elinde bulundurduğu silahları bırakmasıyla uygulanır.)
*Bors. Bir borsa acentasının, başka bir borsa acentasından bazı kıymetleri nakit karşılığında alması ya da vermesi.
*Deniz huk. Taşıyanın ya da onun adına hareket eden kaptanın, yükü gönderilene veya onun adına hareket eden kişiye devretmesi.
*Deniz huk. Taşıyanın ya da onun adına hareket eden kaptanın, yükü gönderilene veya onun adına hareket eden kişiye devretmesi.
*Etol. Teslim davranışı, bir türdeşiyle giriştiği saldırgan ilişkide yenilen hayvanın takındığı duruş. (Genellikle saldırgan ilişkiyi sona erdiren bu davranış, ayinleştirilmiş bir eylemdir ve davranışı gösteren hayvanın toplumsal aşama sırasında aşağı dereceyi kabul ettiği anlamına gelir: köpekgillerde yenik düşen hayvan, boğazını hasırımın dişlerine açık bırakır.)
*Huk. Taşınır bir malın zilyetliğinin devredilmesi. (Taşınırlarda mülkiyetin geçmesi için teslim gereklidir. Bir kimse taşınır bir eşyayı iyi niyetle ve sahip olmak üzere teslim alınca, onun sahibi olur [Türk med. k. md. 687).)
*Müz. Saz eserlerinde haneler ile mülazimeyi birbirine bağlamak için hanelerin sonlarında kullanılan nağmeler. (Bu nağmeler çok kısa olup her hane sonunda tekrar edilir, fakat mülazimeye katılmaz. Eskiden terkibı intikal denirdi.)
*Tic. Teslim memuru, malları teslim almakla görevli kişi.
*Uluslarar. huk. Teslim sözleşmesi, savaş alanının ve askeri güçlerin tesliminin koşullarını düzenleyen sözleşme. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Uluslarar. huk. n devletin koşulsuz olarak teslimi, yenen devletleri, yenilen devlete karşı tüm yükümlülüklerden kurtarır ve bir antlaşdyı görüşmek yerine, yenilen devlete antlaşma koşullarını zorla kabul ettirme olanağı verir.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR