Yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili atasözleri ve deyimler nelerdir? Yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili sözler Şeytan siz fakir...
Yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili atasözleri ve deyimler nelerdir?
Yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili sözler
BAKARA
Eğer yarasına merhem sürüp önüne biraz dünyalık koymayacaksan, kırıp geçiren yılın darlığı içinde, zavallı yoksula “Nasılsın?†deme.
SADİ
İnsanlar birbirine yardımdan el geçtikleri gün insanlık yok olur. Karşılıklı dayanışma olmazsa toplumlar olmaz.
Walter SCOTT
Bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.
MEVLANA
Bir başkasının yaşamasına yardım etmeyen, yaşadığını iddia edemez
Merry BROWN
Minnet sahibinin ihtiyacını görmek, dostluk kapısının anahtarıdır.
Abdullah el BASRİ
Dostuna da düşmanına da yardım et, çünkü o zaman dostunla daha yakın dost, düşmanınla da daha dost olursun.
CLEBBUL
Düşenin elinden tut ki sende düştüğün zaman tutacak bir el bulasın.
A.F BAŞGİL
Çoban, kurdun işine razı olursa, köpek yabancıya havlamaz.
Ebu üMAME
Düşmanına bir şey vermek, dostundan bir şey almaktan daha iyidir.
Gustav Van MOSER
Yardım edeceğin kişiye bir şey demeden yardım et.
EFLATUN
Yardımlaşma ve dayanışma, bir toplumun gelişmesi için en güzel vesiledir.
KESLER
Bir kör bir başka köre yol gösterirse ikisi de.
Matthew HENR
Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten Mürüvvetmend olan mazluma el çekmez ianetten.
N.KEMAL
Bir el ki olmaya hayr-ı hasenatı, Verilmez ona cennet ilinin derecatı.
Niyazi MISRU
Sacayağın ayağı üç olur, Birbirine güç olur, biri kulursa hiç olur.
Türkmenistan Türkleri Atasözü
Gerçek Müslüman isen, yardımdan durma geri, Faydalı olamıyorsan, zararlı olma bari
İsmail ÖZCAN
Yalnız olan rahat görmez, yardımlaşan, yorulma bilmez.
Tatar Atasözü
Allah yardım ederse kuluna her iş girer yoluna.
Türk Atasözü
Kendine yardım etmeyene, Tanrı'da yardım etmez.
SOPHOCLES
İyilik ve takva için yardımlaşınız.
Maide-3
Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık hayra sarf edenler var ya, onların mükâfatlarını Allah katındadır. Onlara korku yoktur, üzüntü de çekmezler.
BAKARA
Herkesin yardımlaştığı yerde işler yarım kalmaz.
ANONİM
Küçüklerin yardımı olmaksızın, hiçbir büyüğün başarıya ulaştığı görülmez. Be ne küçüğü büyütür, ne de büyüğü küçültür.
Cemil SEN
Yalnız yiyen, felaket gününde de yalnızdır.
Rig VEDA
Müşterek felaketlerin ızdırabı azdır.
P. SAFA
El kapılarında dilenci değilsin, bunun şükrane olarak kapıdan dilenciyi kovma.
SADİ
Almayı iyi görüyorsan vermeyi kötü görme.
Uygur Atasözü
Ekmeğini yalnız yiyen yükünü dişiyle kaldırır.
Türk Atasözü
İnsan, dostlarının acılarına, onlarla bir olup ağlayıp sızlamakla değil, yardım ve bakımile katılmalıdır.
EPİKUROS
Sevmek fiilinden sonra dünyanın en güzel fiili yardım etmektir.
V. SUTTİNER
Kiminki, kalbinde vardır himmeti, Onun da güzellik olur nimeti.
Nizami GENCE
Hayat zaten yeterince kısa ve ıssız değil mi ki? Yolları birlikte kat edenler birbirine yardım etmesin mi?
CHİLON
Aldığımız şeylerle geçici bir süre var olur, ama verdiğimiz şeylerle ebediyen yaşarız.
D.M. LAVSON
Kardeşinin salını karşıya geçirmeye yardım et, göreceksin ki, sen de karşıdasın.
Hint Atasözü
Kurbağadan yardım istenmektense boğulmak daha iyidir.
SOPHOCLES
Sağlam göz ağlasa, kör gözden yaş çıkar.
Uygur Atasözü
Mandaya dayanacak ağaç olursa kurtlara sala okur.
Türk Atasözü
Bir mahalle de birisi açlık sebebiyle ölürse, o mahallenin hepsi onun katili olur.
İnsanın en büyük buluşu ateş, tekerlek, motor ya da maddi dünya ile ilgili her hangi bir şey değildir. İnsanın en büyük buluşu, anlaşarak ekip halinde çalışmaktır.
B. SENNING
İmece günü bulut görmeyene ne mutlu.
Türk Atasözü
Ağaç düşerde yakınına yaslanır.
Gagavuz Atasözleri
Kendi evini yapamıyorsan, bir yapana taş taşı.
Hint Atasözü
Şeytan ile ilgili atasözleri, deyimler nelerdir?
Doğrulukla ilgili atasözleri ve deyimler nelerdir?
Komşu ilişkileri ile ilgili deyimler ve atasözleri nelerdir?
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili sözler
BAKARA
Eğer yarasına merhem sürüp önüne biraz dünyalık koymayacaksan, kırıp geçiren yılın darlığı içinde, zavallı yoksula “Nasılsın?†deme.
SADİ
İnsanlar birbirine yardımdan el geçtikleri gün insanlık yok olur. Karşılıklı dayanışma olmazsa toplumlar olmaz.
Walter SCOTT
Bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.
MEVLANA
Bir başkasının yaşamasına yardım etmeyen, yaşadığını iddia edemez
Merry BROWN
Minnet sahibinin ihtiyacını görmek, dostluk kapısının anahtarıdır.
Abdullah el BASRİ
Dostuna da düşmanına da yardım et, çünkü o zaman dostunla daha yakın dost, düşmanınla da daha dost olursun.
CLEBBUL
Düşenin elinden tut ki sende düştüğün zaman tutacak bir el bulasın.
A.F BAŞGİL
Çoban, kurdun işine razı olursa, köpek yabancıya havlamaz.
Ebu üMAME
Düşmanına bir şey vermek, dostundan bir şey almaktan daha iyidir.
Gustav Van MOSER
Yardım edeceğin kişiye bir şey demeden yardım et.
EFLATUN
Yardımlaşma ve dayanışma, bir toplumun gelişmesi için en güzel vesiledir.
KESLER
Bir kör bir başka köre yol gösterirse ikisi de.
Matthew HENR
Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten Mürüvvetmend olan mazluma el çekmez ianetten.
N.KEMAL
Bir el ki olmaya hayr-ı hasenatı, Verilmez ona cennet ilinin derecatı.
Niyazi MISRU
Sacayağın ayağı üç olur, Birbirine güç olur, biri kulursa hiç olur.
Türkmenistan Türkleri Atasözü
Gerçek Müslüman isen, yardımdan durma geri, Faydalı olamıyorsan, zararlı olma bari
İsmail ÖZCAN
Yalnız olan rahat görmez, yardımlaşan, yorulma bilmez.
Tatar Atasözü
Allah yardım ederse kuluna her iş girer yoluna.
Türk Atasözü
Kendine yardım etmeyene, Tanrı'da yardım etmez.
SOPHOCLES
İyilik ve takva için yardımlaşınız.
Maide-3
Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık hayra sarf edenler var ya, onların mükâfatlarını Allah katındadır. Onlara korku yoktur, üzüntü de çekmezler.
BAKARA
Herkesin yardımlaştığı yerde işler yarım kalmaz.
ANONİM
Küçüklerin yardımı olmaksızın, hiçbir büyüğün başarıya ulaştığı görülmez. Be ne küçüğü büyütür, ne de büyüğü küçültür.
Cemil SEN
Yalnız yiyen, felaket gününde de yalnızdır.
Rig VEDA
Müşterek felaketlerin ızdırabı azdır.
P. SAFA
El kapılarında dilenci değilsin, bunun şükrane olarak kapıdan dilenciyi kovma.
SADİ
Almayı iyi görüyorsan vermeyi kötü görme.
Uygur Atasözü
Ekmeğini yalnız yiyen yükünü dişiyle kaldırır.
Türk Atasözü
İnsan, dostlarının acılarına, onlarla bir olup ağlayıp sızlamakla değil, yardım ve bakımile katılmalıdır.
EPİKUROS
Sevmek fiilinden sonra dünyanın en güzel fiili yardım etmektir.
V. SUTTİNER
Kiminki, kalbinde vardır himmeti, Onun da güzellik olur nimeti.
Nizami GENCE
Hayat zaten yeterince kısa ve ıssız değil mi ki? Yolları birlikte kat edenler birbirine yardım etmesin mi?
CHİLON
Aldığımız şeylerle geçici bir süre var olur, ama verdiğimiz şeylerle ebediyen yaşarız.
D.M. LAVSON
Kardeşinin salını karşıya geçirmeye yardım et, göreceksin ki, sen de karşıdasın.
Hint Atasözü
Kurbağadan yardım istenmektense boğulmak daha iyidir.
SOPHOCLES
Sağlam göz ağlasa, kör gözden yaş çıkar.
Uygur Atasözü
Mandaya dayanacak ağaç olursa kurtlara sala okur.
Türk Atasözü
Bir mahalle de birisi açlık sebebiyle ölürse, o mahallenin hepsi onun katili olur.
İnsanın en büyük buluşu ateş, tekerlek, motor ya da maddi dünya ile ilgili her hangi bir şey değildir. İnsanın en büyük buluşu, anlaşarak ekip halinde çalışmaktır.
B. SENNING
İmece günü bulut görmeyene ne mutlu.
Türk Atasözü
Ağaç düşerde yakınına yaslanır.
Gagavuz Atasözleri
Kendi evini yapamıyorsan, bir yapana taş taşı.
Hint Atasözü
- Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
- Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz.
- Bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez Mevlana
- Minnet sahibinin ihtiyacını görmek, dostluk kapısının anahtarıdır Abdullah El Basri
- Dostuna da düşmanına da yardım et, çünkü o zaman dostunla daha yakın dost, düşmanınla da daha dost olursun Clebbul
- Düşenin elinden tut ki sende düştüğün zaman tutacak bir el bulasın A.F. Başgil
- Yardım edeceğin kişiye bir şey demeden yardım et Eflatun
- Yardımlaşma ve dayanışma, bir toplumun gelişmesi için en güzel vesiledir Kesler
Yalnız olan rahat görmez, yardımlaşan, yorulma bilmez Tatar Atasözü
Danışan dağı aşmış, danışmayan (-ın) yolu şaşmış
Kimi meseleler vardır ki, insanın onu tek başına halletmesi mümkün değildir Bu durumda yapacağı tek şey, bilmediği şeyler hakkında uzmanlara başvurmak ve onlardan bilgi almaktır Bu durumda, işleri kolaylaşacak, güçlükleri zorlanmadan yenecektir Aksine hareket etmek, bilene sorup danışmaktan kaçmak, işleri zorlaştıracak, insanı çıkmazın içine itecektir
Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan
Birlikte iş görmek, birlikte yolculuk etmek, birlikte yaşamak isteyen karı-koca gibi insanlar arasında öncelikle bir uyumun olması şarttır Bu uyum da karşılıklı saygı ve sevgi temeline dayanır Tek taraflı sevgi ve saygı uyumu sağlamaya yetmez, ortada düzen diye bir şey kalmaz, kurulan beraberlikten de hayır gelmez
Derdini söylemeyen derman bulamaz
Her derdin, müşkülün, güç ve sıkıntının altından insanın tek başına kalkması mümkün değildir Böyle kötü bir durumda bulunan kişi, içinde bulunduğu bu durumu kendisine yardımı dokunacak kimselere, yakınlarına açmalıdır Derdine ancak bu şekilde çare bulabilir, sıkıntılarından kurtulup rahatlayabilir
Dost dostun eyerlenmiş atıdır
Hakikî dost, dostunun en sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumda bekler
Bir elin nesi var iki elin sesi var
İnsanın gücü sınırlıdır Bunun için büyük işlerin üstesinden tek başına gelemez Bu tür işleri başarabilmek için başkalarıyla işbirliğine, dayanışmaya girer Güçleri birleştirerek zor işlerin altından böylelikle kalkar
Kimi meseleler vardır ki, insanın onu tek başına halletmesi mümkün değildir Bu durumda yapacağı tek şey, bilmediği şeyler hakkında uzmanlara başvurmak ve onlardan bilgi almaktır Bu durumda, işleri kolaylaşacak, güçlükleri zorlanmadan yenecektir Aksine hareket etmek, bilene sorup danışmaktan kaçmak, işleri zorlaştıracak, insanı çıkmazın içine itecektir
Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan
Birlikte iş görmek, birlikte yolculuk etmek, birlikte yaşamak isteyen karı-koca gibi insanlar arasında öncelikle bir uyumun olması şarttır Bu uyum da karşılıklı saygı ve sevgi temeline dayanır Tek taraflı sevgi ve saygı uyumu sağlamaya yetmez, ortada düzen diye bir şey kalmaz, kurulan beraberlikten de hayır gelmez
Derdini söylemeyen derman bulamaz
Her derdin, müşkülün, güç ve sıkıntının altından insanın tek başına kalkması mümkün değildir Böyle kötü bir durumda bulunan kişi, içinde bulunduğu bu durumu kendisine yardımı dokunacak kimselere, yakınlarına açmalıdır Derdine ancak bu şekilde çare bulabilir, sıkıntılarından kurtulup rahatlayabilir
Dost dostun eyerlenmiş atıdır
Hakikî dost, dostunun en sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumda bekler
Bir elin nesi var iki elin sesi var
İnsanın gücü sınırlıdır Bunun için büyük işlerin üstesinden tek başına gelemez Bu tür işleri başarabilmek için başkalarıyla işbirliğine, dayanışmaya girer Güçleri birleştirerek zor işlerin altından böylelikle kalkar
Yardımlaşma ile ilgili atasözleri
1.Komşu komşunun külüne muhtaçtır :
Hayat şartları insanları bir arada yaşamaya zorunlu kılmıştır Bir arada yaşama sosyal hayatı, sosyal hayat da karşılıklı olarak yardımlaşmayı beraberinde getirmiştir Dolayısıyla insan her meselesini tek başına halledemez olmuş, yakınındakine başvurmak zorunda kalmıştır Bu bakımdan komşular birbirlerine en küçük şey için bile muhtaçtırlar Çünkü en önemsiz şeyin yokluğu, büyük bir işin aksamasına yol açabilir.
2. Yalnız taş duvar olmaz:
İnsanlar bir arada yaşamak zorundadırlar Bu zorunluluk bir dayanışmayı, yardımlaşmayı gerekli kılar Nasıl ki tek taşla duvar yapılamazsa, insanlar da tek başlarına tüm işlerinin üstesinden gelemezler Dolayısıyla diğer insanlarla ilişki kurmak, işbölümü yapmak, iş birliğine geçmek durumundadır.
3. Derdini söyleyemeyen, derman bulamaz:
Çaresizlik içinde bocaladığımız birçok durumlar vardır ki başkalarına açılamadığımız için bir çıkış yolu bulamayız İnsanın tek başına halledemeyeceği müşküller olabilir Bu durumda bize yardımı dokunabilecek birisine müracaat etmek kaçınılmazdır Aksi takdirde içe gömülen dertler, kişileri ruh bunalımlarına sürükleyebilir
1.Komşu komşunun külüne muhtaçtır :
Hayat şartları insanları bir arada yaşamaya zorunlu kılmıştır Bir arada yaşama sosyal hayatı, sosyal hayat da karşılıklı olarak yardımlaşmayı beraberinde getirmiştir Dolayısıyla insan her meselesini tek başına halledemez olmuş, yakınındakine başvurmak zorunda kalmıştır Bu bakımdan komşular birbirlerine en küçük şey için bile muhtaçtırlar Çünkü en önemsiz şeyin yokluğu, büyük bir işin aksamasına yol açabilir.
2. Yalnız taş duvar olmaz:
İnsanlar bir arada yaşamak zorundadırlar Bu zorunluluk bir dayanışmayı, yardımlaşmayı gerekli kılar Nasıl ki tek taşla duvar yapılamazsa, insanlar da tek başlarına tüm işlerinin üstesinden gelemezler Dolayısıyla diğer insanlarla ilişki kurmak, işbölümü yapmak, iş birliğine geçmek durumundadır.
3. Derdini söyleyemeyen, derman bulamaz:
Çaresizlik içinde bocaladığımız birçok durumlar vardır ki başkalarına açılamadığımız için bir çıkış yolu bulamayız İnsanın tek başına halledemeyeceği müşküller olabilir Bu durumda bize yardımı dokunabilecek birisine müracaat etmek kaçınılmazdır Aksi takdirde içe gömülen dertler, kişileri ruh bunalımlarına sürükleyebilir
- İnsanlar birbirine yardımdan el geçtikleri gün insanlık yok olur Karşılıklı dayanışma olmazsa toplumlar olmaz
- Bir başkasının yaşamasına yardım etmeyen, yaşadığını iddia edemez
- Yardım edeceğin kişiye bir şey demeden yardım et
- Minnet sahibinin ihtiyacını görmek, dostluk kapısının anahtarıdır
- Minnet sahibinin ihtiyacını görmek, dostluk kapısının anahtarıdır
- Dostuna da düşmanına da yardım et, çünkü o zaman dostunla daha yakın dost, düşmanınla da daha dost olursun
- Düşenin elinden tut ki sende düştüğün zaman tutacak bir el bulasın
- Çoban, kurdun işine razı olursa, köpek yabancıya havlamaz
- Düşmanına bir şey vermek, dostundan bir şey almaktan daha iyidir
- Herkesin yardımlaştığı yerde işler yarım kalmaz
- Yalnız yiyen, felaket gününde de yalnızdır
- İmece günü bulut görmeyene ne mutlu
- Ağaç düşerde yakınına yaslanır
- Kendi evini yapamıyorsan, bir yapana taş taşı
- Aldığımız şeylerle geçici bir süre var olur, ama verdiğimiz şeylerle ebediyen yaşarız
- Kardeşinin salını karşıya geçirmeye yardım et, göreceksin ki, sen de karşıdasın
- Kurbağadan yardım istenmektense boğulmak daha iyidir
- Sağlam göz ağlasa, kör gözden yaş çıkar
- Yalnız olan rahat görmez, yardımlaşan, yorulma bilmez
- Kendine yardım etmeyene, Tanrı'da yardım etmez
- Allah yardım ederse kuluna her iş girer yoluna
- İyilik ve takva için yardımlaşınızendine yardım etmeyene, Tanrı'da yardım etmez
- El kapılarında dilenci değilsin, bunun şükrane olarak kapıdan dilenciyi kovma
- Almayı iyi görüyorsan vermeyi kötü görme
- İnsan, dostlarının acılarına, onlarla bir olup ağlayıp sızlamakla değil, yardım ve bakımile katılmalıdırkmeğini yalnız yiyen yükünü dişiyle kaldırır
- Sevmek fiilinden sonra dünyanın en güzel fiili yardım etmektir
- Kiminki, kalbinde vardır himmeti, Onun da güzellik olur nimeti
- Hayat zaten yeterince kısa ve ıssız değil mi ki? Yolları birlikte kat edenler birbirine yardım etmesin mi?
Kele, köseden yardım gelmez
Yardıma muhtaç olan kişi, ihtiyaç duyduğu şey konusunda kendi dururken başkasına yardım edemez. Kendi derdine çare bulamamış, kendi işini halledememiş ki, başkasına nasıl yardım etsin?
Komşu komşunun külüne muhtaçtır
Hayat şartları insanları bir arada yaşamaya zorunlu kılmıştır. Bir arada yaşama sosyal hayatı, sosyal hayat da karşılıklı olarak yardımlaşmayı beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla insan her meselesini tek başına halledemez olmuş, yakınındakine başvurmak zorunda kalmıştır. Bu bakımdan komşular birbirlerine en küçük şey için bile muhtaçtırlar. Çünkü en önemsiz şeyin yokluğu, büyük bir işin aksamasına yol açabilir.
Veren eli herkes öper
Cimri olmayan, ona buna yardım elini uzatan, eli açık olan, iyilik yapan kimseyi pek çok kişi sever; ona saygı duyar.
Verirsen doyur, vurursan duyur
Bir yardımda bulunacak, bir iyilik yapacaksanız bu mutlaka bir işe yaramalı; doyurucu ve karşı tarafın ihtiyacını giderici nitelikte olmalıdır. Çünkü gelişigüzel, baştan savma, yarı buçuk yapılan yardımlar pek işe yaramaz. Bir kavgaya tutuşmadan önce hasmını bu kavgadan haberdar etmek de mertlik gereğidir. Ansızın, habersiz saldırmak er kişiye yakışmaz.
Yakın (hayırlı) dost (komşu), hayırsız akrabadan (hısımdan) yeğdir (iyidir).
Sıkıntıya düşen kişi, öncelikle akrabalarından ilgi bekler, yardım ve iyilik umar. Ancak bu beklentileri boşa çıkmış, akrabaları yüzüne bakmamışlardır. Öte yandan dost ve komşuları onu yalnız bırakmamış, ilgi ve yardımlarını esirgememişlerdir. İşte bunun için hayırlı dost, hayırsız akrabadan daha iyidir.
İyilik eden iyilik bulur
Bir karşılık beklemeden yardım yapan, kayıran, yardımcı olan, yararlı işlerde bulunan kimse, hemen herkes tarafından sevilir. Günü geldiğinde iyilik görenler, bunun karşılığını ona iyilik yaparak öderler.
Az veren candan, çok veren maldan
Varolalı beri insan, insanın yardımına ihtiyaç duymuştur. Bu bakımdan ihtiyaç sahibine yardımda bulunmak bir insanlık görevi hâline gelmiştir. Kimi yoksul kimseler birilerine yardım ya da armağan olarak bir şey verirlerse (küçük de olsa) bu onlar için bir fedakârlıktır. Çünkü verdikleri şeyden kendilerinde de yok denecek kadar az bulunmaktadır. Dolayısıyla yardımları ya da armağanları yürekten, içten ve candandır. Bunun yanında zengin olanın yapacağı yardım, fakirin yaptığı yardımdan daha fazla olabilir. Ancak bu onun için fedakârlık sayılmaz. Çünkü ihtiyacından fazla olan malından vermiştir. Dolayısıyla verdiği malın yoksulluğunu çekmiyordur o.
Yalnız taş duvar olmaz
İnsanlar bir arada yaşamak zorundadırlar. Bu zorunluluk bir dayanışmayı, yardımlaşmayı gerekli kılar. Nasıl ki tek taşla duvar yapılamazsa, insanlar da tek başlarına tüm işlerinin üstesinden gelemezler. Dolayısıyla diğer insanlarla ilişki kurmak, işbölümü yapmak, iş birliğine geçmek durumundadır.
Ne verirsen elinle, o gider seninle
Yaşadığı sürece yoksula, yetime, yolda kalmışa yardım eden, onları doyurup giydiren ve gözeten kimse, bunların karşılığını öbür dünyada alacaktır. Hatta Yüce Allah, ona kat kat fazlasıyla verecektir.
El eli yıkar, iki el de yüzü
Toplu yaşama biçimi herkese bir görev yükler. Bu görevlerin yapılması bir yandan düzeni sağlar, bir yandan da sıkıntıların ortadan kalkmasını. Dolayısıyla karşılıklı yardımlaşma esasına dayalı bu görev iyilikleri çoğaltır, toplumu güçlü kılar.
Dost dostun eyerlenmiş atıdır
Hakikî dost, dostunun en sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumda bekler.
Doğrunun yardımcısı Allahtır
Hak ve adaletten kopmayan, işlerinde doğruluktan ayrılmayan kişiye Yüce Allah her zaman yardım eder.
Yardıma muhtaç olan kişi, ihtiyaç duyduğu şey konusunda kendi dururken başkasına yardım edemez. Kendi derdine çare bulamamış, kendi işini halledememiş ki, başkasına nasıl yardım etsin?
Komşu komşunun külüne muhtaçtır
Hayat şartları insanları bir arada yaşamaya zorunlu kılmıştır. Bir arada yaşama sosyal hayatı, sosyal hayat da karşılıklı olarak yardımlaşmayı beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla insan her meselesini tek başına halledemez olmuş, yakınındakine başvurmak zorunda kalmıştır. Bu bakımdan komşular birbirlerine en küçük şey için bile muhtaçtırlar. Çünkü en önemsiz şeyin yokluğu, büyük bir işin aksamasına yol açabilir.
Veren eli herkes öper
Cimri olmayan, ona buna yardım elini uzatan, eli açık olan, iyilik yapan kimseyi pek çok kişi sever; ona saygı duyar.
Verirsen doyur, vurursan duyur
Bir yardımda bulunacak, bir iyilik yapacaksanız bu mutlaka bir işe yaramalı; doyurucu ve karşı tarafın ihtiyacını giderici nitelikte olmalıdır. Çünkü gelişigüzel, baştan savma, yarı buçuk yapılan yardımlar pek işe yaramaz. Bir kavgaya tutuşmadan önce hasmını bu kavgadan haberdar etmek de mertlik gereğidir. Ansızın, habersiz saldırmak er kişiye yakışmaz.
Yakın (hayırlı) dost (komşu), hayırsız akrabadan (hısımdan) yeğdir (iyidir).
Sıkıntıya düşen kişi, öncelikle akrabalarından ilgi bekler, yardım ve iyilik umar. Ancak bu beklentileri boşa çıkmış, akrabaları yüzüne bakmamışlardır. Öte yandan dost ve komşuları onu yalnız bırakmamış, ilgi ve yardımlarını esirgememişlerdir. İşte bunun için hayırlı dost, hayırsız akrabadan daha iyidir.
İyilik eden iyilik bulur
Bir karşılık beklemeden yardım yapan, kayıran, yardımcı olan, yararlı işlerde bulunan kimse, hemen herkes tarafından sevilir. Günü geldiğinde iyilik görenler, bunun karşılığını ona iyilik yaparak öderler.
Az veren candan, çok veren maldan
Varolalı beri insan, insanın yardımına ihtiyaç duymuştur. Bu bakımdan ihtiyaç sahibine yardımda bulunmak bir insanlık görevi hâline gelmiştir. Kimi yoksul kimseler birilerine yardım ya da armağan olarak bir şey verirlerse (küçük de olsa) bu onlar için bir fedakârlıktır. Çünkü verdikleri şeyden kendilerinde de yok denecek kadar az bulunmaktadır. Dolayısıyla yardımları ya da armağanları yürekten, içten ve candandır. Bunun yanında zengin olanın yapacağı yardım, fakirin yaptığı yardımdan daha fazla olabilir. Ancak bu onun için fedakârlık sayılmaz. Çünkü ihtiyacından fazla olan malından vermiştir. Dolayısıyla verdiği malın yoksulluğunu çekmiyordur o.
Yalnız taş duvar olmaz
İnsanlar bir arada yaşamak zorundadırlar. Bu zorunluluk bir dayanışmayı, yardımlaşmayı gerekli kılar. Nasıl ki tek taşla duvar yapılamazsa, insanlar da tek başlarına tüm işlerinin üstesinden gelemezler. Dolayısıyla diğer insanlarla ilişki kurmak, işbölümü yapmak, iş birliğine geçmek durumundadır.
Ne verirsen elinle, o gider seninle
Yaşadığı sürece yoksula, yetime, yolda kalmışa yardım eden, onları doyurup giydiren ve gözeten kimse, bunların karşılığını öbür dünyada alacaktır. Hatta Yüce Allah, ona kat kat fazlasıyla verecektir.
El eli yıkar, iki el de yüzü
Toplu yaşama biçimi herkese bir görev yükler. Bu görevlerin yapılması bir yandan düzeni sağlar, bir yandan da sıkıntıların ortadan kalkmasını. Dolayısıyla karşılıklı yardımlaşma esasına dayalı bu görev iyilikleri çoğaltır, toplumu güçlü kılar.
Dost dostun eyerlenmiş atıdır
Hakikî dost, dostunun en sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumda bekler.
Doğrunun yardımcısı Allahtır
Hak ve adaletten kopmayan, işlerinde doğruluktan ayrılmayan kişiye Yüce Allah her zaman yardım eder.
Deyimler:
yardımına koşmak
güç duruma düşene istekle yardım etmek.
(bir işin veya bir şeyin) ucundan tutmak
1) bir şeyle meşgul olmak, katkı sağlamak, yardımcı olmak: “Ömür boyu hiçbir işin ucundan tutmamış insanlar için bile bir yaşlılık fonu düzenlenmiş.†-H. Taner.
2) mec. bir işi yeterince ilgilenmeden, önemsemeden yapmak.
(birinin) eli ayağı (olmak)
yardımcısı (olmak), her işine yarar (olmak).
(birine) işi düşmek
birinin yardımına gereksinim duymak: “Ara sıra işim düşerek kalem odasına girdikçe ona nazik ve kibar bir arkadaş muamelesi ediyordum.†-R. N. Güntekin.
yardımda bulunmak
yardım etmek: “Mal sahibi Rafet Reis, ona epey yardımda bulunmuştu.†-S. F. Abasıyanık.
yardım görmek
destek elde etmek, bağış almak: “Oysaki yarım saat tek bir insandan, tek bir yerden yardım görmeksizin yaralı olduğu yerde kalmış.†-N. Uygur.
bel bağlamak
birisinin kendisine yardımcı olacağına inanmak, güvenmek: “Ne var ki böyle araçlara biz pek bel bağlayamayız.†-T. Halman.
(birinin) eline bakmak
1) bir kimsenin yardımıyla geçinmek: “Bir senedir burada oturuyorlar, o küçüğün eline bakıyorlar.†-P. Safa.
2) “ne getirdi†diye gözlemek.
destek görmek
yardım edilmek.
destek olmak
güç sağlamak, yardımcı olmak: “Böyle zor bir zamanda, birbirinizi kırmak yerine destek olmalısınız.†-A. ümit.
kendi kanatlarıyla uçmak
hiç kimsenin desteği veya yardımı olmaksızın yaşamak veya bir işi olumlu sonuca ulaştırmak: “Kendi kanatlarınla uçmayı öğreninceye dek yanından ayrılır mıyım senin yavrum?†-T. Oflazoğlu.
elini uzatmak
yardım etmek: Kızılay, yoksullara elini uzatır.
elinden tutmak
1) yardım etmek;
2) kayırmak.
imdadına yetişmek (erişmek)
yardım etmek: “Hakkı Bey karısının imdadına erişti. Selma Hanım'ın müşkül bir vaziyette kaldığını hissederek söze karıştı.†-Y. K. Karaosmanoğlu.
dokuz körün bir değneği
birçok kimsenin tek yardımcısı, tek dayanağı: “Dokuz körün bir değneği, işte bir kızımız var.†-R. N. Güntekin.
el uzatmak
1) birinden bir hakkı almaya kalkışmak: “Ne var ki niye bizim lokmamıza el uzatırlar?†-A. İlhan.
2) yardım etmek: “Sözü geçecek, en umulmadık bir zamanda kendine el uzatabilecek bir adam olmadığı nereden belli?†-R. N. Güntekin.
medar olmak
yardımı, yararı dokunmak.
eyvallah etmemek
birinden yardım istememek, gönül borcu olmamak, boyun eğmemek: “Ben kimseye eyvallah etmeyeceğim, dedi. Bir gece amcasının konağından kaçtı.†-Ö. Seyfettin.
yaralı parmağa işememek
tkz. en küçük bir yardımı bile esirgemek.
Atasözleri:
el el ile, değirmen yel ile
insanlar bir araya gelmeden yaşayamazlar, birbirlerine yardım etmeden başarıya ulaşamazlar; değirmenin çalışabilmesi için rüzgâr gereklidir.
bir elin sesi çıkmaz - Bir elin nesi var iki elin sesi var
1) bir davanın bir kişi tarafından savunulması etkili ve yeterli değildir;
2) yardımlaşarak işler daha kolay başarılır.
amcamla dayım, hepsinden aldım payım
yakınlarından beklediği ilgi ve yardımı görmeyen bir kimse onlardan artık yeni bir istekte bulunamaz.
dilenci bir olsa şekerle beslenir
yardım bekleyen bir tane olsa umduğundan aşırı şeyler verilerek sevindirilir ancak bunların sayısı çok olduğundan hepsine aynı cömertlik gösterilemez.
dilenciye hıyar vermişler de eğri diye beğenmemiş
hem gereksinim duyduğu konuda yardım istiyor hem de yapılan yardımı küçümsüyor.
el kazanı ile aş kaynamaz
önemli bir iş, başkalarının yardımıyla başarılamaz, iş her an yarıda kalabilir.
elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz
kişi yalnızca kendi kazancına güvenmeli, başkasının yardımını beklememelidir.
elden vefa, zehirden şifa
zehirden şifa beklenilmeyeceği gibi yabancılardan da yardım ve iyilik beklenmez.
evlenenle ev alana Allah yardım eder
evlenene ve ev yapana herkesin kolaylık göstermesi, onlara Allah'ın yardımının dolaylı olarak ulaşıyor olması demektir.
her damardan kan alınmaz
herkesten yardım istenmez, istense de alınamaz.
veren el, alandan üstündür
yardımını esirgemeyen, eli açık olan kimseye herkes saygı gösterir.
veren eli herkes öper
yardımını esirgemeyen, eli açık olan kimseye herkes saygı gösterir.
tırnağın varsa başını kaşı
hiç kimse başkasından yardım beklememeli; kendisinin olanakları varsa bir işe girişmeli, yoksa girişmemelidir.
imece günü bulutlu, görmeyene ne mutlu
zamanın elverişli olup olmadığına bakmadan yardıma gelenleri bulunan iş sahibine ne mutlu.
kelin merhemi olsa başına sürer
kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz.
kimseden kimseye hayır yok (gelmez)
insan, yapacağı işte başkasının yardımına güvenirse hayal kırıklığına uğrar.
koy avucuma, koyayım avucuna
bize yardımda bulunan, yarar sağlayan kişiye biz de yardımda bulunur, yarar sağlarız.
kul sıkışmayınca (daralmayınca, bunalmayınca) Hızır yetişmez
yardım hep en zor anda gelir.
mum dibine ışık vermez
etkili kişi kendi yakınlarına yardımcı olamaz.
öksüz oğlan (çocuk) göbeğini kendi keser
koruyanı, yardım edeni bulunmayan kişi, işini kendi başına görmek zorunda kalır.
yardımına koşmak
güç duruma düşene istekle yardım etmek.
(bir işin veya bir şeyin) ucundan tutmak
1) bir şeyle meşgul olmak, katkı sağlamak, yardımcı olmak: “Ömür boyu hiçbir işin ucundan tutmamış insanlar için bile bir yaşlılık fonu düzenlenmiş.†-H. Taner.
2) mec. bir işi yeterince ilgilenmeden, önemsemeden yapmak.
(birinin) eli ayağı (olmak)
yardımcısı (olmak), her işine yarar (olmak).
(birine) işi düşmek
birinin yardımına gereksinim duymak: “Ara sıra işim düşerek kalem odasına girdikçe ona nazik ve kibar bir arkadaş muamelesi ediyordum.†-R. N. Güntekin.
yardımda bulunmak
yardım etmek: “Mal sahibi Rafet Reis, ona epey yardımda bulunmuştu.†-S. F. Abasıyanık.
yardım görmek
destek elde etmek, bağış almak: “Oysaki yarım saat tek bir insandan, tek bir yerden yardım görmeksizin yaralı olduğu yerde kalmış.†-N. Uygur.
bel bağlamak
birisinin kendisine yardımcı olacağına inanmak, güvenmek: “Ne var ki böyle araçlara biz pek bel bağlayamayız.†-T. Halman.
(birinin) eline bakmak
1) bir kimsenin yardımıyla geçinmek: “Bir senedir burada oturuyorlar, o küçüğün eline bakıyorlar.†-P. Safa.
2) “ne getirdi†diye gözlemek.
destek görmek
yardım edilmek.
destek olmak
güç sağlamak, yardımcı olmak: “Böyle zor bir zamanda, birbirinizi kırmak yerine destek olmalısınız.†-A. ümit.
kendi kanatlarıyla uçmak
hiç kimsenin desteği veya yardımı olmaksızın yaşamak veya bir işi olumlu sonuca ulaştırmak: “Kendi kanatlarınla uçmayı öğreninceye dek yanından ayrılır mıyım senin yavrum?†-T. Oflazoğlu.
elini uzatmak
yardım etmek: Kızılay, yoksullara elini uzatır.
elinden tutmak
1) yardım etmek;
2) kayırmak.
imdadına yetişmek (erişmek)
yardım etmek: “Hakkı Bey karısının imdadına erişti. Selma Hanım'ın müşkül bir vaziyette kaldığını hissederek söze karıştı.†-Y. K. Karaosmanoğlu.
dokuz körün bir değneği
birçok kimsenin tek yardımcısı, tek dayanağı: “Dokuz körün bir değneği, işte bir kızımız var.†-R. N. Güntekin.
el uzatmak
1) birinden bir hakkı almaya kalkışmak: “Ne var ki niye bizim lokmamıza el uzatırlar?†-A. İlhan.
2) yardım etmek: “Sözü geçecek, en umulmadık bir zamanda kendine el uzatabilecek bir adam olmadığı nereden belli?†-R. N. Güntekin.
medar olmak
yardımı, yararı dokunmak.
eyvallah etmemek
birinden yardım istememek, gönül borcu olmamak, boyun eğmemek: “Ben kimseye eyvallah etmeyeceğim, dedi. Bir gece amcasının konağından kaçtı.†-Ö. Seyfettin.
yaralı parmağa işememek
tkz. en küçük bir yardımı bile esirgemek.
Atasözleri:
el el ile, değirmen yel ile
insanlar bir araya gelmeden yaşayamazlar, birbirlerine yardım etmeden başarıya ulaşamazlar; değirmenin çalışabilmesi için rüzgâr gereklidir.
bir elin sesi çıkmaz - Bir elin nesi var iki elin sesi var
1) bir davanın bir kişi tarafından savunulması etkili ve yeterli değildir;
2) yardımlaşarak işler daha kolay başarılır.
amcamla dayım, hepsinden aldım payım
yakınlarından beklediği ilgi ve yardımı görmeyen bir kimse onlardan artık yeni bir istekte bulunamaz.
dilenci bir olsa şekerle beslenir
yardım bekleyen bir tane olsa umduğundan aşırı şeyler verilerek sevindirilir ancak bunların sayısı çok olduğundan hepsine aynı cömertlik gösterilemez.
dilenciye hıyar vermişler de eğri diye beğenmemiş
hem gereksinim duyduğu konuda yardım istiyor hem de yapılan yardımı küçümsüyor.
el kazanı ile aş kaynamaz
önemli bir iş, başkalarının yardımıyla başarılamaz, iş her an yarıda kalabilir.
elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz
kişi yalnızca kendi kazancına güvenmeli, başkasının yardımını beklememelidir.
elden vefa, zehirden şifa
zehirden şifa beklenilmeyeceği gibi yabancılardan da yardım ve iyilik beklenmez.
evlenenle ev alana Allah yardım eder
evlenene ve ev yapana herkesin kolaylık göstermesi, onlara Allah'ın yardımının dolaylı olarak ulaşıyor olması demektir.
her damardan kan alınmaz
herkesten yardım istenmez, istense de alınamaz.
veren el, alandan üstündür
yardımını esirgemeyen, eli açık olan kimseye herkes saygı gösterir.
veren eli herkes öper
yardımını esirgemeyen, eli açık olan kimseye herkes saygı gösterir.
tırnağın varsa başını kaşı
hiç kimse başkasından yardım beklememeli; kendisinin olanakları varsa bir işe girişmeli, yoksa girişmemelidir.
imece günü bulutlu, görmeyene ne mutlu
zamanın elverişli olup olmadığına bakmadan yardıma gelenleri bulunan iş sahibine ne mutlu.
kelin merhemi olsa başına sürer
kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz.
kimseden kimseye hayır yok (gelmez)
insan, yapacağı işte başkasının yardımına güvenirse hayal kırıklığına uğrar.
koy avucuma, koyayım avucuna
bize yardımda bulunan, yarar sağlayan kişiye biz de yardımda bulunur, yarar sağlarız.
kul sıkışmayınca (daralmayınca, bunalmayınca) Hızır yetişmez
yardım hep en zor anda gelir.
mum dibine ışık vermez
etkili kişi kendi yakınlarına yardımcı olamaz.
öksüz oğlan (çocuk) göbeğini kendi keser
koruyanı, yardım edeni bulunmayan kişi, işini kendi başına görmek zorunda kalır.
Şeytan ile ilgili atasözleri, deyimler nelerdir?
Doğrulukla ilgili atasözleri ve deyimler nelerdir?
Komşu ilişkileri ile ilgili deyimler ve atasözleri nelerdir?
YORUMLAR