Aşk Nedir?

Aşk Tasavvufta, evrenin var olmasına neden olan ilk niçin. Kemal ve cemal sahibi olan Tanrı, kendini görmek istediği için evreni yar...

Ad: aşk1.jpg

Aşk




Tasavvufta, evrenin var olmasına neden olan ilk niçin.

Kemal ve cemal sahibi olan Tanrı, kendini görmek istediği için evreni yaratmıştır. Bu yaratışta başlı başına bir varlığı olmayan adem-i mutlak (yokluk) bir ayna görevi görmüş, Tanrı'nın evren olarak tecellisine yol vermiştir. Kendisinde Tanrı'nın sıfatları tecelli eden insanoğlunun, aslına şu demek oluyor ki Tanrı'ya dönebilmesi ise nefsini yenmekle ihtimaller içindedir. Nefsi yenmenin tek yolu da aşktır. Tasavvufta buna gerçek aşk (aşk-ı hakiki) denir. İnsan güzelliğine karşı duyulan aşk da geçici (mecazi) aşktır. Tasavvufi edebiyatta aşk terimi bu anlamda geçer. Divan edebiyatında tasavvufi aşkı mevzu alan yapıtların en ünlüsü Şeyh Galip'in "Hüsn ü Aşk"ıdır. Saz şairlerine âşık denilmesinin, halkın onları hak âşığı olarak görmesinin sebebi de budur.




Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi







  • Sizce Aşk Nedir? (Araştırma)


  • Platonik Aşk Nedir?


  • Aşk-ı Memnu (Yasak Aşk) - Halit Ziya Uşaklıgil



Aşk Nedir?

Prens Charles ile Lady Diana evlenirken, gazeteciler 'birbirinize aşık mısınız?' diye sorduklarında onlar 'aşk ne demekse biz oyuz' dediler. Bu çözüm üstüne gazeteciler, 'aşkın ne işe yaradığını bilmiyorlar' diye yazarak, yeni evli çiftle dalga geçtiler. Birazcık politik bir çözüm olmakla birlikte Prens Charles'in söylediği, doğruydu. Kısaca aşktan ne anlıyorsanız aşk,odur.
Ad: aşk2.jpg






Aşk, yüzyıllardan beri bir tek duygularla yaşandığı farz edilerek, filozoflar ve şairler tarafınca tanım edilmiş, bilim adamları aşkın tarifiyle uğraşmamıştır. Şu sebeple bilim denildiğinde insanların aklına analitik, soğuk, ciddi, sebep-sonuç ilişkilerine dayanan bir şey gelir. Fakat aşkın anlaşılmasında son 30-40 senenin, bilimsel analizleri ciddî bir destek olmuştur. Atomdaki nötronla proton arasındaki çekim gücü, hanımla adamın ilişkisi, liseli aşıkların yaşadıkları duygu seli, yada Yaratıcı'ya olan bağlılık. Bunların hepsi aşk tanımı içinde açıklanmaktadır. Aşk, hakikaten hepsini kucaklayacak kadar geniş bir şemsiye midir?


Aşk, sevginin tutkulu ve derinlikli biçimidir. Aşkı sevgiden ayıran en mühim üç özellik, sadakat, bağlılık ve şefkattir. Sevdiğine delice bir tutkuyla bağlanan âşık onun için kendi çıkarını terk eden kişidir. Aşık olan kişide muhakeme ikinci plana düşmüş, öncelik duyguların olmuştur.


Aşk bununla beraber gerçeklerin dışına çıkmış, hayal dünyasında yaşanmış olan duygusal bir duygudur. Aşktan anlaşılan şey romanstır. Güzel bir aşk yaşamak için romansı mahveden ve artıran şeylerin iyi bir sentezi gerekir.

Aşkın Ömrü

Aşk, 1,5 - 3 yıl içinde değişen bir ömre haizdir. Ondan sonrasında buğu olup uçar. Süreç sevgi ve aşkla adım atar fakat; mantıkla devam eder. Mantık içermeyen aşk, bir süre sonra yok olmaya mahkûmdur.


Aşk, uzun bir yolculuğa çıkmak yada yanan bir ateşi seyretmek gibidir. İnsan ateşe şevkle bakar fakat onu canlı tutmak için çabalaması gerekir. Ateş yanarken arada bir sönmeye yüz tutsa da ihtiyaç duyulan bakım ve ilgiyi gördüğünde yine alevlenir. Aşkın kısa sürmesinin sebebi, aşıkların aşk ateşinin içine atlayıp, yanmak icap ettiğini düşünmeleridir. Oysa aşk, yönetilmesi gerektirme eden bir ateştir. Ateşe dışardan takviye yapmak, onun ısı ve enerjisinden faydalanmayı sağlar. Âşıklar, beraber alevlendirdikleri ateşi izleyerek mutlu olurlar. Fakat mantıksız bir halde alevlerin içine dalmak, onu iki yıl de sönen bir kül yığınına çevirir. Kısaca aşk; sebep değil, iyi bir birlikteliğin sonucudur.


Burada akla şöyleki bir sual gelebilir: Aşk bir netice ise, başlangıçta yaşanmış olan nedir? Aşk merdiveninin ilk basamağında hanım ve adam içinde çekicilik meydana gelir. Birbirinin çekim alanına giren iki şahıs, birbirlerinden hoşlanırlar. Eğer bu yakınlık iyi bir ilişkiye dönüşürse, aşka kapı aralanır. Aşkın oluşmasında başlangıç itibariyle tarafların birbirinden nefret etmemesi yeterlidir. Tarafların birbirleri hakkında ciddi boyutlarda negatif değerlendirmeleri yoksa ve iyi bir ilişki yaşanıyorsa, bu aşkı filizlendirebilir. Fakat her ilişki aşkla adım atmak zorunda değildir. Mühim olan iki kişinin birbirini tanımasıdır.

Aşkın Disiplini

Aşkın kendine ilişik bir disiplini vardır. İnsanın aşk hakkında bilgilenmesi, 'aşk nedir, iyi mi aşık olunur?' şeklinde soruların yanıtını bulması gerekir. Şu sebeple aşk yırtıcı bir ormanda gezmeye benzer. Kaliteli bir seyahat için bilgi ve donanım gerekir. İnsan ormandan sadece hazırlıklı olduğu taktirde zevk alıp, iyi zaman geçirebilir. 'Ormanı seviyorum ve bir süre orada yaşamak isterim' diye tedbirsiz bir yola çıkış, bizi baş edemeyeceğimiz tehlikelerle karşı karşıya getirerek, mahvedebilir. Oysa aşk mevzusunda edinilen bilgi yaşanmış olan sorunları kazanca çevirmemizi elde edecektir. Aşklarını uzun seneler devam ettiren çiftler, fırtınalı dönemler yaşasalar da gemiyi terk etmemiş ve bağlılıklarından ödün vermeden beraberliklerini sürdürmüşlerdir. Bu da sadece ilişkiye emek vermekle mümkündür. Bir insandan 'otuz, kırk senedir aynı kişiye aşığım' sözünü duymak çiftlerin birbirlerini mutlu etme çabalarının sonucudur. Uzun süre devam eden aşklarda iyi niyet ve sevgi azalsa bile hiçbir vakit kaybolmamıştır. Çiftler, aşk ateşi sönmeye yüz tuttuğunda onu yine iyi mi alevlendirecekleri mevzusunda çözüm aramış ve problemi ortadan kaldırmışlardır. Zaman içinde ilişkilerin heyecanını kaybedip, insanların birbirlerinden sıkıldıkları da olabilir elbet. Bunun sebebi, birlikteliklerine ayırdıkları dönemin, enerjinin, ilginin azalmasıdır. Bir adam 'eşimden sıkılıyorum' diyorsa ilgisi işe, aynı şeyi hanım söylüyorsa, ilgisi çocuğuna yada ev işine yönelmiştir. Sadece bu kalıcı bir durum değildir. Çiftler, karşılıklı olarak ilgilerinin azaldığını farkediyorlarsa, sevdikleri insanı hoşnut etmeye çalıştıklarında aşk ateşi tekrardan alevlenir. Bir çok ilişki ve evlilik bu çaba gösterilmediği için bozuluyor.

'Ben Doğru İnsan mıyım?'

İnsanlar ilişkiye girerken yada ilişki isterken doğru insanı arama çabası içindedirler. Bu esnada 'Benim için doğru insan kimdir?' sorusunu sormalarına karşın, 'Acaba ben doğru şahıs miyim?' sorusunu sormazlar. Karşı tarafı kendi yapılarına uydurmaya, başlangıçta çizdikleri protipe münasip bir eş bulmaya çalışırılar. Oysa insanoğlunun 'kendime uygun kişiyi arıyorum' derken, 'kendimi değiştirip, geliştirme çabasında mıyım?' sorusunu da sorması gerekiyor.


Evlilikte ve genel olarak hanım adam ilişkilerinde rastladığımız en büyük sorun, fikir katılığıdır. Fikir katılığı yaşayanlar şu demek oluyor ki inatçılar değişime kapalıdırlar. Bu şekilde bir insan kendisini geliştirmemiş, bulunmuş olduğu yerde kalmıştır. Fakat ilerlemeye açık şahıs, yerde görmüş olduğu bir kağıt parçasından bile birşey öğrenir. Durağan(durgun) fikirli olmakta ısrar eden, 'Ben yeterliyim, ben oldum' diye düşünen bir insanoğlunun gelişimi farkındalık bilincinin oluşmasıyla mümkündür. 'İyi yönlerinin olduğu muhakkak fakat; bazı taraflarının da değişime ihtiyacı var' diyerek ilkin gelişim gerçeğini kabullenmesini sağlamak bu hususta yapılabilecek en mühim noktadır. Evlendiğinde iyi mi bir eş olacağı sorusunu kendine soran şahıs, doğru birlikteliğin ilk adımını da atmış anlama gelir. Fakat bu şekilde bir sorudan kaçıyorsa, karşı cinsle ilişkiye hazır değildir. Kendini muhteşem gören bir kimse, yalnız yaşamaya mahkumdur.

Aşktaki Başarı

Aşktaki başarı kişilikle bağlantılıdır. İnsan kapalı kutu gibidir. Biz onun dış görünüşüne bakarak, içinden bilgi almaya çalışırız. Bunun içinde birazcık vakit geçmesi lâzımdır ki; kapalı kutu anlaşılabilsin. İnsanlar aşık oldukları kimsenin kişiliğini yeterince tanımadan, 'delicesine sevdim' diyorlar fakat; aşık olunduğunda iyi mi davranılacağını bilmiyorlar. İyi bir aşk için sevmek yetmez. Mühim olan onun kurallarını bilmek ve iyi yönetmektir.


Aşk, dünyayı döndürecek aşama etkili bir güçtür. Bir motorun dönmesi için iyi mi hareket gerekiyorsa, dünyanın dönmesi için de aşkın etkisi altına alan gücü gerekmektedir. Ek olarak aşk, iyileştirici bir güce, büyüleyici bir etkiye haizdir. İnsanlık tarihinde kimi zaman otorite, kimi zaman de halk tarafınca toplumsal yaşamdan uzaklaştırılmış, yalnız bırakılmış bilgeler vardır. Fakat onların kimisinde ilahî, kimisinde insanî şekilde tezahür eden o şekilde bir aşk vardır ki; belli bir süre sonrasında insanları kendi etraflarına çekmişlerdir. Hz. Mevlâna bunun en güzel örneğidir. Yaşamış olduğu aşk, Onu büyük bir çekicilik merkezine dönüştürmüştür.

Aşkta Hanım Adam Farkı

Aşk duygusu hanımlarda erkeklere nazaran daha güçlüdür ve hanımefendiler aşk kahramanıdırlar. Bayanlar kendilerine doğuştan verilmiş bu özellik sebebiyle bir çekim alanı oluştururlar ve bu çekim güçleriyle evliliklerini devam ettirirler. Evrimsel psikoloji açısından bakıldığında, türün devam edebilmesi için kadının cazibesi gerekir. İnsan neslinin devamında beynimize yazılan bu program işlemektedir.


Aşkta insana etki eden ilk şey dış güzellik ve cinsel çekiciliktir. Fakat Sokrates'in söylediği şeklinde 'güzelliğin saltanatı kısa sürer'. Fizikî güzellik, ilk etkileme gücü olduğundan kısadır. Ondan sonrasında da iç güzelliğin saltanatı adım atar. İç güzellik kapalı kutu gibidir. Katları açtıkça onu bilir ve bulursunuz. Sadece nazik davranmayıp duyguları incitirseniz aşk zarar görür. Kişinin aşktaki başarısı, kutudan çıkan özellikleri bozmamaya ve dağıtmamaya bağlıdır. Bundan sonrasında zekice sevmek, zekice vermek ve zekice almak gerekir. Bu da sadece insanoğlunun niteliklerini bilmesiyle gerçekleşir. Yalnız karşı tarafı tanımak için kendini tanımak esastır. Eğer karşımızdaki insanoğlunun vasıflarına, tanıma ve anlama gayesiyle bakarsak yeni yeni keşifler yapmak mümkün olacaktır. Şu sebeple insan ruhu engin bir deniz gibidir. Meselâ, Kızıldeniz'e girenler bilirler ki; denizin etrafı kupkuru çöl olmasına karşın suya daldığınızda rengarenk bir dünya ile yüz yüze gelirsiniz. Dışardan görünmez fakat; içerde mercanlar, balıklar, birbirinden değişik denizaltı yaratıkları vardır. İşte aşkta Kızıldeniz'de yüzmek gibidir. Yüzeyden bakmış olduğunuzda görünmeyen bir dünya içine girdiğinizde tüm renkliliğiyle karşınıza çıkar. Aynı kişiyle seneler devam eden, mutlu bir beraberliğin sırrı budur.

Nitelikli Aşkın Özellikleri

Nitelikli bir aşk hayata devam etmenin kuralı, duyguları ürkütmemek ve acıtmamaktır. İnsanın içinden geldiği şeklinde davranması güzel şeydir fakat; nazik olmak daha da güzeldir. Bu kişinin gelişmiş bir ruha haiz bulunduğunu gösterir. Sevdiğinin hislerini incitmemek kaygısıyla hareket eden, onun ruh halini anlamaya çalışan insan iyi bir aşıktır. Meselâ sevilmiş olduğu insanın kaza yaptığını duyan bir karı kazadan sağlam kurtulan ve durumu kendisine özetleyen adama, 'sen ne şekil adamsın! Asla otomobil sürmeyi bilmiyorsun aslına bakarsan' derse, onun yaşadıklarını anlamamış anlama gelir. Kadının söylemesi ihtiyaç duyulan şey, 'Eyvah! Büyük bir çekince atlattın. Iyi mi oldu?' diye sormak ve onun yanında bulunduğunu adama hissettirmektir. Bunu söylemeyen bir karı karşısındaki erkeği ne kadar severse sevsin, gene de onu anlamamıştır. Varolan sevgi, bu manevî hasarı engelleyemez.

Gerçek Aşk

Hakiki aşk, duygusal duyguların ön plâna çıkmış olduğu, ergenlikle beraber adım atar.

Aşkın Kimyası

'Aşkın Kimyası' terimi insanlara ilaç verilerek onlarda duygusal duyguları uyandırmak yada tam tersine bir ilaçla bu duygusal eğilimlerin yok edilebileceğini anlatmak için kullanılan bir kavramdır. Burada akla şöyleki bir sual gelebilir: Aşkın ilaçlarla yönlendirilmesi, tıbbın insan duygularına bir müdahalesi değil midir? Evet, duygusal bir müdahaledir ve bilimsel etik açısından da ciddî bir münakaşa mevzusudur. Kimyasal tabanca diye nitelendirdiğimiz bu ilaçların doğru şekilde kullanılması gerekir. Aksi halde bu ilaçları kullanan hasta sonradan çok pişman olacağı birine aşık olabilir. Bilhassa antidepresan tesiri olan ilaçlar, beyinde manik uyarılmaya ve mutlulukla ilgili alanların fazla çalışmasına sebep olabilir. Neticede evli olmasına rağmen, ilaçların tesiriyle rastgele birine aşık olan kimse ondan sonra ki bir tedaviyle düzgüsel haline dönebilir. Bu da gösteriyor ki; ilaçlarla suni bir aşk oluşturulması mümkündür.

İyi Aşıklar

Gerçek aşıklar, beyin sağlığı iyi olanlar arasından çıkar. Şu sebeple ruh beyin vasıtasıyla kendini ifade eder. Bilhassa depresyon geçirenlerin doğru aşkı yaşamaları zor olsa gerek. Zira depresyon, sıhhatli düşünme ve muhakemeyi bozarak yanlış yönelimler doğurur. Gizli saklı depresyonlar da bu tip durumlara yol açmaktadır. Genç bir karı hastam, kapısına gelen tüpçüye âşık olmuştu. Tedavi olduktan sonrasında 'ben iyi mi böyle bir durum yaptım?' diyordu. Vakası hanım hastamın eşi açısından düşündüğünüzde eğer hastalığı yok sayarsanız birlikteliği derhal bitirmesi gerekirdi. Sadece bu, altta yatan bir depresyonu işaret ediyordu ve tedavi sonrasında her şey normale döndü.


Bu örneğe benzer şekilde liseli aşıkların yaşamış olduğu hastalıklı aşklar vardır. Lise yıllarının yaşandığı devirler psikoloji de düzgüsel şizofrenik dönem periyotlarındandır. Hz. Muhammed'in, 'deliliğin bir şubesi' söylediği gençler, bu zamanda çılgınca aşık olup, kısa bir süre sonrasında sevdiklerini söyledikleri insanı unutabilirler. Bunlar gerçekçi aşklar değildir. Hassaten buluğluk döneminde yaşanmış olan aşklarda muhakkak büyüklerin yardımı gerekir.

Aşkın Yaşı

Aşkın yaşı yoktur. Bir insan seksen yaşına dahi gelse iyi bir âşık olabilir. Yalnız bu aşkın hormonal yönünden ziyade duyguların ağır basmış olduğu bir boyutu olacaktır. Şu sebeple ilerleyen yaşlarda aşkın biyolojik yönü ve bununla birlikte gelen cinsel beraberlik ikinci plâna düşer, ruhların uyuşması öne çıkar. Sadece ihtiyarlık, fizyolojik temasa engel değildir. İleri yaşlarındaki bir kimsenin sevilmiş olduğu insanda mutluluk kimyasalını salgılatabilmesi -tıpkı gençlerde olduğu gibi- karşılıklı güzel sözlerin söylenmesi, duygusal çağrışımların harekete geçirilmesiyle mümkün olabilir. Eşinin ölümünden kısa vakit sonrasında kendisi de ölen pekçok insan duymuşuzdur. Her ne kadar çiftlerin birbirine alışma ve bağımlılık boyutu da olsa kısa aralıklarla gerçekleşen bu ölüm, iki kişinin karşılık bulmuş aşkının tezahürüdür. Alzheimer hastası olup da kendini tanıyamayan, tuvaletini dahi tutamayan eşine, minik bir çocuğa bakar şeklinde bakan aşıklar bulunduğunu bu konudaki uzmanlık tecrübelerim neticesinde biliyorum. Böylesine seven insan, bu fedakârlığı da büyük bir zevkle yapmaktadırlar. İnsanın vefalı bir yaşam arkadaşının olması kadar mutluluk verici başka birşey yoktur. Seven kimse, sevilmiş olduğu şahıs öldüğünde kolu, bacağı kopmuş şeklinde hisseder kendisini. İşte gerçek aşk budur. O sebeple ileri yaşlarda varlık gören aşk, gençlik dönemlerine bakılırsa daha kaliteli, ruhsal ihtiyaca daha çok çözüm verir tarzdadır.

Aşk ve Cinsellik

Aşkın üç sacayağı vardır. Bunlar dış görünüş, ruhî olgunluk ve cinselliktir. Fakat bu üç unsurdan hiçbirisi aşk için tek başına yetmez, sadece birlikte olduğu vakit birbirini tamamlar. Çok güzel bir insanoğlunun sakat birisine aşık olması akıl yürütme yöntemleriyle açıklanamasa da bağlılık ve mutluluğun getirmiş olduğu kaliteli bir beraberlik yaşanabilir. Hanım adam ilişkisinde dış görünüşün önemi % 20 oranındadır. Geri kalanı iç güzellikle alâkalıdır. Dikkat çekici bir fizikî güzellik, aşk için kafi değildir. Mühim olan içteki niteliklerin dışa doğru şekilde yansımasıdır. Meselâ, fiziken çok güzel bir karı oturmasını, kalkmasını, giyinmesini, kendine bakmasını bilmez; buna karşılık ortalama güzelliğe haiz bir başka hanım, çok dengeli bir halde bu tarz şeyleri yaparsa diğerinden daha çok beğenilebilir. Bu beğeniyi elde eden şey zihinsel güzellik, kişinin kendine olan itimatı ve kusurlarını cesaretle karşılayabilmesidir. Bu tarz şeyleri yapabilen hanım çok güzel olmasa da sempatik ve alımlı anlama gelir.


Cinsel uyarılma hanımda dokunma ile, erkekte görsel unsurlarla ortaya çıkar. Bu genetik eğilim sebebiyle adam kadının dış görünüşüyle çok ilgilenir. Adam iyi bir fizyolojik temas yardımıyla bayanı cinsel açısından etkileyebilir. Kadının cinsellik uyarısı, beyninin duygusal yönünün harekete geçmesiyle mümkündür. O da sevgiyle söylenmiş güzel sözcüklerle olabilir.

Aşk ve Güzellik

Aşk için fizyolojik güzelliğin koşul olmadığını söylemiştik. Hattâ çok yakışıklı yada çok güzel kimseler iyi âşık olamayabilirler. Şu sebeple bu insanoğlu başka tarafınca çok iltifat gördükleri için önlerine yeni seçenekler çıkabileceğini düşünürler. Bu sebeple de sadakatleri zarar görür. Yakışıklı yada güzel insanlarla evlenenler kendilerini daha kıskanç olmak mecburiyetinde hissederler. Bu da organik bir durum.

Aşkın Tek Doğru Sonu, Evlilik ya da Hüsran mıdır?

ir insan evleneceğim kişiye ne olursa olsun aşık olacağım diye düşünüyorsa, o şahıs aşkı da, birlikteliği de bilmiyor anlama gelir. Evlilik, aşk olmadan yürüyebilir fakat; kalitesiz olur. Aşk, evliliğe kalite katar. Bir bitkiyi ekip, büyütmek şeklinde evlilikte de aşkı büyütüp, geliştirmemiz mümkündür.

Aşkın Coğrafyası

Aşk edebiyatı bir ihtimal kültürel yapı, bir ihtimal kromozomal bir eğilim kim bilir sebebini tam olarak açıklanamayan bir gerekçeyle Akdeniz coğrafyasında dünyanın öteki bölgelerine nazaran daha çok gelişmiştir. Kerem ile Aslı'lar, Leyla ile Mecnun'lar, Ferhat ile Şirin'ler malum örneklerden bazıları. Şu bir gerçek ki; büyük aşklar doğu dünyasında hep vardır. Buna karşılık Şimal Avrupa şeklinde soğuk ülkelerde, soğuk insan özellikleri görüldüğü için buralarda aşkın yaşanması da, yazılması da doğu'ya oranla daha azdır. Doğal bunda kilisenin baskıcı tutumunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Batı'da aşk terimi daha ziyade Ortaçağda kilise baskısı kalktıktan sonrasında canlanmaya adım atmıştır.


Kainattaki en zor şey, insanı çözümlemektir. Ademoğlunun analizi yalnız ilmî ölçeklerle yapılamaz. Bilimsel veriler geliştirerek bir standarda oturtsanız da, insanı çözümlemenin hususi kabiliyetle yoğrulmuş bir sanat yönü vardır. Anlaşılması aslına bakarsan güç olan insan, ilişkiler mevzusunda daha da müphemleşebilir. Meselâ, birbirine aşık iki şahıs daima uyumlu bir ilişki yaşayamayabilirler. Bayanlar birlikte yaşadıkları adamların bir taraftan olgun ve beyefendi olmasını isterken, öteki taraftan da içlerinde yaramaz bir çocuk taşımasını beklerler. Bu mevzuda her iki tarafında birbirini anlama çabası, ilişkiyi sekteye uğratan empati sağırlığını giderecektir.

Aşkın Matematiği

Aşkı bir spektrum olarak sayı doğrusu üstünde düşünürsek; 1, hoşlanma duygusu; 2, sevgi; 3, aşktır. Nötrden şu demek oluyor ki sıfır noktasından geriye doğru gidersek eğer bu sefer de; -1, antipati; -2, nefret; -3, düşmanlıktır. Sayı doğrusu üstüne yerleştirildiğinde artı ucun üst noktası aşk, eksi ucun üst noktası ise nefret olarak karşımıza çıkıyor. Sıfır noktası sevginin etkisiz derecesini ifade etmektedir. Sevginin derecesi ona yüklenen anlam ve kıymet ile değişmiş olur. Bu kapsamda sevgi, düşünceyle yoğrulduğunda mertebesi yükselir. Sevgi, nefretten başlayıp aşka dönüşebilir ve aslında insan nefret etmiş olduğu birine de aşık olabilir. Ya da aşka düştüğü birisinden bir süre sonra nefret edebilir. Bu da göstermektedir ki; sevgi değişken bir yapıdadır.

Aşkın Tuzakları

Aşkın tuzakları bulunduğunu, çok tutkulu aşıkların dahi birbirlerini öldürmeye kalkışmalarından görebiliriz. Aşk tanımını yine hatırlarsak, aşk: bir insanoğlunun öteki bir insan içinde kaybolmasıdır. Kısaca kişinin egosunu bir başka insanoğlunun ego havuzu içine atarak eritmesidir. Sadece gerçekçi olmayan aşklarda, seven benliğini sevilende erittikten bir süre sonrasında ona düşmanlık da besleyebilir. Bu problemin membaı, aşık olan kişinin karşısındakini değil, idealize etmiş olduğu bir kimliği şu demek oluyor ki zihninde tasarladığı 'Onu' sevmesidir. Fakat sevilmiş olduğu ile yakınlaştığında, onun idealindeki insan olmadığını görerek hayal kırıklığına uğramaktadır ki, sonuçta nefret yaşanabilir. Delicesine büyük bir sevdayla başlamış olan aşkın bir süre sonrasında buğu olup uçmasının sebebi, aşığın her şeye pembe gözlükle bakmasıdır. Oysa gerçekçi tarzda yaşanmış olan aşk, çiftin engelleri birlikte aşıp, birlikteliğin derinlik kazanmasıyla devam eder ve yok olma tehlikesiyle de karşılamaz.


Aşkın tuzaklarından birisi aşk nezlesidir. Tıpkı mide ya da burun nezlesi şeklinde. Aşk nezlesi, varolan bir ilişkiye başka tehlikeli ilişkiler karıştırmak anlama gelir. Aşk nezlesi insanı kısıtlar, huzursuz eder ve yakınlarına hastalık verir. Gribin öteki insanlara zarar vermesi şeklinde. Aşkı nezleden kurtarmanın yolu, onu tehlikeye sokacak şeyler yapmamaktır.

Aşksız Yaşamak

Duygularını bastıran insanoğlu yaşamın en güzel anlarını kaçırırlar. Meselâ, eşini ya da çocuğunu çok sevilmiş olduğu halde minik düşeceğim endişesiyle bu hissini zapturapt altına alanlar o anda yaşanacak esrarengiz andan nasiplenemezler. Etraflarındaki insanlara sorun verecek kadar tertipli, gereğinden fazla mükemmeliyetçi ve ayrıntıcı kimseler öteki insanlara nazaran iç dünyalarını daha çok gizler ve birçok güzelliği tatmadan yaşayıp giderler. Bu tip kişiler, herşeyin ölçülü ve net olmasını ister, belirsizliğe tahammül edemezler. Bunun sonucunda da duyguları hasar görür. İnsanın pasifleşmeden utangaç ve çekingen olması, mütevazı yaşaması bir noktaya kadar güzeldir. Sadece hareketsizleşmemek kaydıyla. Haddini bilen, kendinden güvenli bununla beraber da başkalarının hakkına saygı duyan bir kimse hissettiklerini bastırmasına lüzum kalmadan da özgüven sahibi olabilir. Düşüncelerini makul sınırlarda ifade etmekten kaçınanlar gerilmiş, kendileriyle çatışan, mutsuz insanlardır. Bu tip kişilerin beyninde stres hormonu fazla salgılandığından sürekli negatif senaryo yazarlar ve bu da onları gerilime götürür. Neticede ortaya çıkan negatif enerji, sevdikleri insanı kendilerinden uzaklaştırmalarına sebebiyet verir. Oysa duyguları bastırmak yerine gövde dili ile ifade etmek bu şekilde bir problemle karşılaşmayı önleyecektir.

Aşkın Önüne Takılan Engeller

İnsanın aşkla ilgili karşılaşmış olduğu en büyük mesele, yaşamış olduğu aşkı devam ettirememesidir. Bilhassa çok kolay aşık olan genç kızlar aşkın arızalarını bilip, onları onarım edemedikleri için ziyan olabilirler. Aşk, tecrübe etme yanılma yöntemi ile sürdürülebilecek bir olgu değildir. Yaşam tecrübesi olan büyüklerin aşkın karşılaşılması olası krizlerinde iyi mi davranmaları icap ettiğini gençlere öğretmeleri, onların daha azca hatayla ilişki yaşamalarını elde edecektir. Böylece gençler aşkı ders alacakları bir tecrübeye dönüştüreceklerdir.


Aşkın önüne takılan öteki büyük engel ise, karşıdaki insandan kabiliyetinin üstünde fedakârlıklar beklemektir. İnsanın sevdiğinden kendisi için özveride bulunmasını istemesi son aşama doğaldır. Fakat bu talebin sınırı olan ve mantık süzgecinden geçmiş olması şartıyla. Şahıs sevdiğinin şahsiyetinden ve insanî ilişkilerinden vazgeçmesini istiyor, 'herkesi unut, bir tek beni düşün ve benimle yaşa' diyorsa hayal kırıklığına uğraması kaçınılmazdır. Seven kimse bu tarz şeyleri bir süre kolaylıkla yapar fakat ondan sonra yaşamın acı gerçekleriyle yüzleşir. Beklentilerin eskisi şeklinde cevaplanmadığı bu süreç, hastalığa tutulmuş bir birlikteliğin ilk sinyallerini verir. Bir süre sonra gerçeğin soğuk yüzü ile burun burna gelen taraflar 'aşk karın doyurmuyormuş' demeye başlarlar. Aşkla filizlenen bir birlikteliğin bu riskleri yaşamaması ve kalıcı olması için ne olursa olsun fikir ile yoğrulması lazımdır.

Aşka Zarar Veren Şeyler

Feminizm, hanım adam ilişkisini harp alanına dönüştürdüğü için aşka zarar vermiştir. 1960'lardan sonrasında ABD'da yaygınlaşan ve tüm dünyayı kaplayan bu akım bilhassa çağımızda kendisine bir çok yandaş topladı. Feminizm, kadının özgürleşmesini savunmuş, fakat özgürleşme uğruna neleri kurban edeceğini hesaba katmamıştır. Bu süreçte bir çok evlilik ziyan olmuştur. Hanım toplumsal hak ve hürriyetler mevzusunda özgür olmalı fakat bunu evliliğini feda etmeden yapmalıdır. Feminizm öncesi psikiyatri ofislerine gelen çiftler şöyleki bir tablo sergiliyorlardı: Yaşı elliye yaklaşmış, maddî kazancı artmış, 'eşime karşı bir şey hissetmiyorum. Dünyaya bir kez geldim, bari canımın istediği kişiyle yaşayayım' diye düşünen, karısından boşanmaya hazır bir adam ve bu durumun çaresizliğiyle kıvranan, ağlayan gözlerle psikiyatrdan medet uman bir karı. Feminizm tesiri taşımayan ailelerde bu tablo hâlâ sürmektedir. Sadece feminist akımın güçlü estiği hanelerde durum tersine dönmüş ve hanım da hayatında değişim halletmeye karar vermiştir. Duyarsız, otoriter bir erkekle karşılaşan hanım adamın cinsel isteğini bir vazife şeklinde yapmaktan bıkarak, 'Bu adam beni sıkmaya başladı' dedi. Eğer ekonomik anlamda kocasına bağımlılığı yoksa yuvayı daha kolay terk edebileceğini düşündü. Doğal bunun faturasını da çocuklar ödediler ve ödemeye de devam ediyorlar. Günümüzde özgür olmak için yalvaran adam ve değişiklik isteyen hanım modelleriyle karşı karşıyayız. Bu tabloyu elde eden şey, Feminist hareketin ortaya çıkış noktasından saparak bir nevi erkekten nefret etmeye dönüşmesidir. Bununla birlikte Feminizmin, kadındaki romansı şu demek oluyor ki aşık olma duygusunu yok ettiğini de söyleyebiliriz. Hanıma 'adama bir tek cinsellik için ihtiyacın var, onun haricinde hiç kimseye bağımlı olmadan dilediğin şeklinde yaşayabilirsin' mesajını verdiği için nikâh karşıtı akımlar ortaya çıktı. Hanım ve adamın birbirleri için var olduğu gerçeği feminizmin etkisiyle maalesef unutuldu.


Prof. Dr. Nevzat Tarhan




İlahi Aşk

Aşk-ı tanrısal olarak da anılır.
Ad: aşk3.jpg


Dini ya da spirtüalist yönelişlerle kişinin, maddesel dünyaya ilişik varlıklara olan sevgisinin kaynağına dönerek tanrısal olana dair hissettiği yüce bağlılık.

İlahi aşk ile şahıs madde dünyasının ya da formların yerine ideaları oluşturucu kabul etmiş olduğu en yüce olana yöneldiği için nesnel bazda bir sevgi değil tersine bütüne dair bir sevgi anlayışı içindedir. Bu yönüyle de beşeri sevginin ötesinde aşkın (transandantal) bir yapısı vardır. Buradaki yöneliş genel anlamda bilgili olmamakla beraber kişinin almış olduğu inisiyatik eğitim onu bu aşkı aramaya itebilir.

Dinlerde İlahi Aşk Terimi

İlahi aşkın esas membaı ezoterik geleneklerdeki vahdet-i vücud (varlığın bir oluşu) inanç ve düşüncesidir. Varlığın Birliği anlayışında tüm varlık alemi bir tek tek olan yüce yaratıcının tecellilerinden ibaret sayıldığı için aşk terimi bütünleşmenin, bir olma çabasının görünümü olarak kabul edilir.

Ezoterik geleneklerde İlahi olan yüce yaratıcı ile bütünleşmenin iki yolu vardır: Bilgi Yolu ve Sevgi Yolu. Bilgi yolundaki somut ve uygulamaya bağlı tüm deneyimler, sevgi yolunda nesnesiz, soyut bir hissedişe yönlendirilir.

Türk Edebiyatında İlahi Aşk

İlahi aşk, Türk Edebiyatı içinde bilhassa tasavvuf şiirinde ve müziğinde kullanılmış temalardan birisidir; belirli bir imge olarak Mecnun'un hali bilhassa musiki ve şiirsel ritüellere haiz Mevlevi tarikatının takipçilerine sunulmuş ve ondaki kozmik bütünlenme (kalım) ya da varlığın birliğinde yok olma (kötü) hali nesnel bir örnek olarak gösterilmiştir.

Mevlana Celaleddin Rumi, Yunus Emre, Hacı Bayram-ı Veli şeklinde şiirler de yazan tasavvuf büyükleri aşk-ı tanrısal konusunu sık sık kullanmışlardır.


İlahi Aşk" Kitap, Şiir, Muhyiddin İbn Arabi, İnsan Yayınları
Ad: aşk.jpg



Aşk, iyi geceler öpücügünü uzun tutmaktir. Beklentidir.
Aşk, delicesine flört ederken yanindakinin hiçbir sey yapmama hakkini teslim etmektir. Saygidir.
Aşk, zaaflariniz oldugunu ortaya çikarir. Kabullenmektir.
Aşk, simdi zamani degil diye beklemeyi bilmektir. Sabirdir.
Ad: aşk4.jpg



Aşk, saçlarda baslayip topuklarda biten bir gezintidir. Kesiftir
Aşk, Seviselim demeden sevismek, yanindakinin ne istedigini bilmektir.Anlasmaktir.
Aşk, baglandigini sandiginda, karsindakine hayir deme sansini tanimaktir.Inceliktir.
Aşk, korumaktir. Sorumluluktur.
Aşk, ciddi bir tokalasmayi kikirdamaya dönüstürmektir. Mizahtir.
Aşk, durma yoksa seni öldürürüm lafini duymaktir. Şehvettir.
Aşk, evinizdeki her seyin yerinin degistirilmesini kabullenmektir. Teslimiyettir.
Aşk, sevgilinizin ne oldugunu tüm çiplakligiyla görmektir. Gerçektir.
Aşk, saatin kaç oldugunu bilip aldirmamaktir. Nesedir.
Aşk, sizi kucaklayan kollarin, gittikçe daha çok sarilmasidir.Mutluluktur.
Aşk, gecenin bir vaktinde sen uyu, benim gitmem gerek dediginizde,uyanik kalip seni birazcık daha görmeyi yeğlerim cevabini almaktir. Sicakliktir.
Aşk, tanidiginizi zannettiginiz insanin yeni yanlarini kesfetmektir. Tazeliktir.
Aşk, uyandiginizda rüyanizi yaninizda bulmanizdir. Düslerin gerçek olmasidir.
Aşk, dev gibi yatagin üçte birine sikismaktir. Yakinliktir.
Aşk, evin anahtarkidan bir kopya daha yaptirmaktir. Güvendir.yatagin üçte birine sikismaktir. Yakinliktir.
Aşk, evin anahtarkidan bir kopya daha yaptirmaktir. Güvendir.
Aşk, hosçakal dedikten sonrasında yine karsilasacagini bilmektir.Kaderdir.
Aşk, gerindiginde sizlayan vücut lafinin anlamini bilmektir. Derstir.
Aşk, ecza dolabini açtiginda, dismacunu kapagini kapatilmamis bulmaktir. Uyumdur.

Aşk, hosçakal dedikten sonrasında yine karsilasacagini bilmektir.Kaderdir.
Aşk, gerindiginde sizlayan vücut lafinin anlamini bilmektir. Derstir.
Aşk, ecza dolabini açtiginda, dismacunu kapagini kapatilmamis bulmaktir. Uyumdur.
Aşk, pencereden disariya baktiginda kiminle oldugunu hatirlamaktir. Düsüncedir.
Aşk, rüzgarin agaçlarin arasinda dolasirken çikardigi sesi dinleyip sevgilisinin yaninda olmadigina hayiflanmaktir.Yalnizliktir.
Aşk, asla anlatilmayacak hikayelerdir.


Ad: aşk5.jpg
Aşk kontrolü elinizde olmayan bir duygudur.

Hani birden hüzünlenir ağlarsınız ya bunun şeklinde;

Yada neşeli bir durum yaşandığında gülmenize hakim olamadığınız şeklinde;

Aşık olmak çok değişik anlamlarda ihtiva eder..

Mesela Bir tabiat tutkunusunuzdur, Doğaya Aşık olmuş olursunuz.

Kısaca Aşk neyi hissediyorsanız Odur.

Fakat işin tuaf yanı:

İçerisinde bununla beraber göz yaşınıda barındıran..

Farklılıklarda izah edebilir.

Bunlara Örnek ise;
  • Özlemek
  • Cesaretsizlik
  • Reddedilme endişesi
  • Konuşamamak vs...
Aşk,ın tam bir tanımı yoktur.

Bir çok ismide olabilir.. Anlatmak,la bitmez. Anlatmaya çalıştığınızda ise;

Ne Anlatacağınızı bilemezsiniz..

Aşık olduğunuzu iyi mi anlarsınız ?

Eğer Devamlı Ona kavuşma ihtiyacı duyuyorsanız..

Onun yanında Mutlu oluyorsanız..

Ona üzücü bir şey olduğunda Sizde üzülüyorsanız..

Onunla konuşurken heyecanlanıyorsanız..

Ne konuşacağınızı bilemiyorsanız..

İçiniz kıpır kıpır oluyorsa

Devamlı Onu düşünüyorsanız..

Eğer bu duygular yaşanıyorsa...Sırılsıklam Aşıksınızdır. Hayırlı uğurlu olsun


Kısaca Aşk bir kaç kelime ile; anlatılamaz. .


AŞK DAVETSİZ BİR MİSAFİR GİBİDİR. ÇAĞIRIRSAN GELMEZ, KOVARSAN GİTMEZ!
Uzun zamandan beri üstünde çalıştığım ve hala anlamakta zorlandığım mevzu :

Aşk..
Ad: aşk6.jpg




AŞK iki sessiz bir sesli harften oluşan ve yüzyılardır tanımlanmaya çalışan bir kelime. Ömrünün 3 yıl olduğuna dair duyumlarda mevcuttur.


Aşkta bencillik,mutluluk,coşku,karmaşa,acı,mide büzüşmesi,kusma hissi vs... hisler mevcuttur


Elle tutulmaz Gözle görülmez bir şey.. bu yaşanmış olan somut acılar,güzellikler. Tek başına aşkı tanımlamak ,onu herşeyden soyutlamak mümkün mü? Evet sadece bu kuvvetli iradeye bağlı !


Ben Aşkı daha çok beyin tümörüne benzetiyorum ; tedavisi mumkun olamayan bir hastalık şeklinde ..

Siz onu düşündükçe içinizde büyüyen ve sizi tesiri altına alan bir hastalık..


Aşk, yaşamın bizlere hazırladığı en acı ve bununla beraber en tatlı bir sürprizdir. Bu yüzden de kalpleri ne vakit ele geçireceği asla belli değildir. Daha ne işe yaradığını bile anlayamadan onun hükümdarlığına giriverirsiniz..


Aşk'ta mantık yoktur..


Aşk tamamen duygulara bağlı olan bir olgudur...


Aşk elde etme arzusudur..


Aşkın zamanını ayarlanamaz. kime niçin aşık olduğumuzu anlayabilseydik,aşkın sırrını da çözerdik herhalde. Fakat o vakit da aşkın insanı alıp götürmüş olan büyüsü tamamen kaybolurdu.


Aşkın zamanı yoktur, hep hazırlıksız yakalar insanı. Evli olmanız, sevgilinizin olması, bir ayrılığın taze yaralarını kurutmaya calışmanız,bağlılıktan korkmanız, ailenizden çekinmeniz, hatta sevilenin hapse girmesi bile onun asla mi asla umrunda değildir. İşte bu yüzden Aşkta mantık yoktur diyoruz.


Aşk, mayın gömülü bir tarlaya benzer.

Yanlış bir adımla,tüm hayatınızı alt üst eder!


Birgün bu davetsiz konuk kapınızı çalacak olursa, adımlarınızı dikkatlice atmanızı tavsiye ederim.!




Ad: aşk7.JPG
AŞK

İlişki uzmanlarına bakılırsa aşk o şekilde ansızın oluşuveren bir duygu değil...

Aşık olan her insanın kıskanç olması da gerekmiyor! İşte sizlere gerçek

aşkın ne olduğuyla ilgili bilimsel açıklamalar!

Gerçek aşk ansızın olmaz

Yıldırım aşkı diye birşey yoktur; görünce hissedilen aşk değil karşılıklı çekim olabilir. Pek çoğumuz bu tip yargıları kendimiz yaratıyoruz. Gerçekte görünüşü davranışları ve konuşmalarıya tam aradığımız şeklinde birini bulmak yalnızca çekim duymak anlamına gelir. Bu çekim aşka dönüşebilir sadece bunun için vakit şarttır.

Kıskançlık gerçek aşkın göstergesi değildir

Bilhassa gençlerin çoğunlukla düşmüş olduğu bir yanılgı ne kadar çok

kıskanılırsa o denli çok aşık olunduğudur. Birbirini hakikaten seven iki insan içinde bir miktar kıskançlık olması doğaldır. Öte taraftan sahiplenme duygusunun aşkla ilgisi yoktur. Uzmanlar kronik kıskançlık çeken kişilerin bilinçaltında güvensizlik duygusu yaşadıklarını ve sevilme açlığı çektiklerini söylüyor.

Hayallere dalmak sevgi değil karasevda emaresidir

Gerçek aşk karşıdaki kişiye yönlendirilir; tüm davranışlar sevilen kişinin iyiliği ve mutluluğunu sağlamak içindir. Karasevda ise ben-merkezcidir. Şahıs karşısındakini düşünmez kendi mutluluğuna ya da mutsuzluğuna odaklanır. Bu durumda aşık olunan sevgili değil aşkın kendisidir.

Aşk uzaklıkla azalmaz

Bir kimseyi birlikteyken daha çok seviyorsanız onun cazibesinden ve heyecanından etkilendiğiniz anlamına gelir. Başınızı döndürmek için yanınızda olmadığı vakit bazı şüpheler baş gösterir. Bir başka deyişle; bu yapay bir aşktır.

Aşk sevilen kişinin kusurlarını görememek değildir

Aşık şahıs sevdiğinin kusurlarını bilip anlamasına rağmen sevmeye devam eder. Karşısındaki kişiyi kusursuz olarak görmek karasevdanın habercisidir.

Mutsuz bir ev yaşamı kişiyi yanılgıya sürükleyebilir

Evlilik danışmanları bir çok kişinin dayanılmaz bulmuş olduğu evinden ve ailesinden kaçmak için evlendiğini belirtiyor. Bir çok genç kız sevgilisini kendisini sıkıntılardan kurtaracak beyaz atlı prens olarak görüp aşık bulunduğunu sanıyor. Oysa tek istediği kurtulmak aşk değil.

Aşk daima bulutların üstünde olmak değildir

Ayakların yere basması da gerekir. Bir evlilikteki en temel noktalardan ikisi para ve çocuklardır. Evlenmeyi düşünen genç insanoğlu birbirlerinin bu konulardaki görüşlerini bilmelidir. Eğer bu mevzular hemen hemen gündeme gelmemişse romantizm seviyesinden aşk mertebesine geçilememiş anlama gelir.

Aşk sorun çekmek anlamına gelmez

Karşınızdaki kişiyi etkileme kaygınız bu aşama yoğunsa gerçek aşktan söz etmek mümkün değildir. Gerçekte olduğunuz kimsenin sevildiğini bildiğinizde karşınızdaki kişinin varlığından rahatlık duyarsınız.

Alınyazısı ortakları olmakla bir aşkın kahramanları olmak içinde büyük fark vardır


Eşler ortak sıkıntıları paylaşabilir sadece bu paylaşım aşkın kendisi değildir. Genç çiftlerin bu noktayı sık sık gözden kaçırdığını

ifade eden uzmanlar evlilik kararının aşktan değil ortak acılardan lanmasının hata bulunduğunu vurguluyor.

Aşk iki şahıs arasındaki çok hususi bir bağdır

Uzmanlar bu mahremiyetin gözler önüne serilmesinin gerçek aşk olamayacağı üstünde birleşiyor. Bu durum grup içinde prestij kazanma arzusu olarak anlaşılabilir sadece aşk değildir.


Aşk
Aşk ile ilgili özlü sözler bulunur. Sevgi ya da aşk, tutku düzeyinde sevme vakası. Olağan sevmeden kişinin duygularını yönetememesi durumu ile ayırt edilebilir.
Ad: aşk8.jpg



Izah etme

Tutkulu olarak sevmenin en mühim emarelerinden birisi bu sevmenin çabucak gelip geçmemesidir. Yeni bir karşı eşeysel sevdiğinde eskisini kolayca unutabilme karşılığında kullanılan şıpsevdilik ile sevi içinde büyük bir fark vardır. Şıpsevdilikte gözlemlenen gelip geçicilik sevide gözlemlenemez.

Aşkı birçok bilim adamı birçok felsefeci birçok ozan açıklamaya çalışmıştır. Bilim adamlarına bakılırsa aşk, kimyasal feremon alışverişidir. Schopenhour'a bakılırsa ise aşk cinsel sevgidir. Nietzsche'ye bakılırsa ise aşk cinsel haz isteğine geçirilmiş bir kılıftır. Peki aşk denen bu karmaşık duygu niçin vardır? Cevap çok kolay; insanda bulunan kalıtımsal türünü sürdürme içgüdüsüdür.

Sevgide bir direnme vardır

Sevgideki direnme aslında önünde bulunan güzel bir yiyeceği yememek için kendini tutmak şeklinde bir şeydir bunu geciktirmek bir ihtimal mümkün olur fakat ne olursa olsun bigün yiyecek yiyeceksin mühim olan bunun sende yarattığı tat hissidir.

Sevginin Fizyolojik Emareleri

Sevginin bir başka emaresi ise yarattığı fizyolojik değişmelerdir. Aslında bu fizyolojik değişmeler sevinin varlığı mevzusunda en temel göstergelerdir. Bunların farkedilmesi sevinin farkedilmesinden, tanılanmasından başka bir anlama gelmez. Nitekim İbni Sina'nın bu fizyolojik hareketleri saptayarak Horasan yöresindeki bir gencin karasevdasını tanıladığı bilinmektedir. meşhur doktor bu tanılamadan sonrasında hastanın iyileşmesi için sevilmiş olduğu kızla evlenmesi icap ettiğini öğütlemiştir.

Aşk ve Hormonlar

Sevginin kaynağının hormonlar olduğu kanıtlanmıştır. Mesela annenin çocuğuna duyduğu karşılıksız, sonsuz sevginin membaı doğum sonrası salgılanan hormonlardır. Bu hormonlar yalnız hanımlarda(ve memeli hayvanların dişilerinde) bulunur ve yalnız doğum sonrası salgılanmaya adım atar. Sadece aşk olarak tanımlanan ve karşı cinse duyulan tutkulu sevgide değişik hormonlar vazife yapar. "Aşk hormonu" olarak tanımlanabilen tek bir hormon hemen hemen bulunamasa da meydana getirilen çalışmalarda bir deneğe aşka düştüğü şahıs gösterilince kanında mutluluk hormonu, cinsel talep hormonu, stres hormonu ve adrenalinin arttığı tesbit edilmiştir. Aşk olgusunda birden çok hormonun rol oynadığı ve bu hormonların görsel, işitsel ya da ruhsal etkilerle salgılandığı öne sürülmüştür.

Türleri

Bu sözcük tüm dillerde ortak olmak suretiyle bir adamın bir bayanı, bir kadının bir erkeği tutkuyla sevmesine gönderme yapmaktadır. Sadece, gene başka dillerde olduğu şeklinde, Türkçede de sevi sözcüğü bilimi, tanrıyı, şiiri vb tutkuyla sevmeye de gönderme yapabilmektedir. Bu bağlamda bilim aşkı, tanrı aşkı, şiir aşkı denebilmektedir. Sözcüğün bu tür kullanımları onun vakit içinde anlam genişlemesine uğramış olduğu mevzusunda bir emare olarak değerlendirilebilir.

Bu sözcük ileride kim bilir taşımakta güçlük çekeceği seviyede çok anlamla yüklü olacaktır. Kim bilir şimdiden böylesine anlam yüklü bir duruma gelmiştir. Kavramın uzlaşılabilir bir tanımının bir türlü yapılamaması, aslında bu şekilde bir duruma ulaşmış olma mevzusunda en kuvvetli işarettir.

Sadece insanlık ölçüsünde eski olan bu tür sözcüklerin anlamca genişlemeleri kaçınılmazdır. Sigmund Freud da sevgi sözcüğü için benzer bir sav ileri sürmektedir. O, sevginin cinsellikten şefkate dek uzanan bir çok sözcüğün işini tek başına gördüğünü anlatmaktadır. Bunlar içinde doğallıkla sevi sözcüğü de bulunmaktadır. Sevgi sözcüğünün tanımlanmasındaki güçlükler de buradan lanmaktadır.

Yukarıda değinilen cinslerüstü örnekleri de olabilmekle beraber sevi denildiğinde daha çok Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, İnanna ile Tammuz, Romeo ile Juliet şeklinde kişilerin birbirlerine kavuşma çabaları anlatılmak istenmektedir. Bu yaklaşımın sebebi kim bilir halk deyişleri içinde "Kavuşamayınca aşk olur" şeklinde meşhur bir sözün bulunmasıdır. Ne var ki, bu yaklaşım çok hoş görünmekle beraber doğruya yaklaşmamaktadır. Aslında kavuşamayınca sevi olmamaktadır, bu sebeple birbirlerini seven kişilerin geçmişlerinde bakışmayla sınırı olan kalsa da minimum bir kez kavuşma vardır. Bu da anlama gelir ki, sevinin başlama anı aslında bir çeşit kavuşma anıdır. Bu kavuşmanın şu ya da bundan dolayı bir ayrılığa dönüşmesi ise seviyi acılı bir duruma getirir ve onun toplumsal bir ilgi mevzusu olmasını sağlar. Dolayısıyla bir topluluğun bir seviyi fark edebilmesi için onun bu acılı aşamaya varması gerekir. Sadece bir noktayı belirtmek gerekir ki, topluluğun bir seviyi fark etmesini elde eden acılı ayrılık sona erip de bakışmanın ötesindeki kavuşma yaşantısı gerçekleşince sevinin sona ermesi gerekmez (Kavuşamayınca aşk olur sözü aşkı değil, aşkın toplulukça fakedilmesini özetleyen bir söz olarak değerlendirilebilir).

Bu bağlamda denebilir ki, sevinin işlevi karşıt cinsler arasındaki birlikteliği oluşturmak ve onu öylece varlık alanında tutup bozulmasını önlemektir. Dolayısıyla yukarıda değinilen bu işlev, birlikteliğin oluşturulması ölçüsünde sürdürülmesini de ihtiva eder. Öyleyse sevi varlığını kavuşamama borçlu olan bir tutku değildir; yalnızca kavuşmama durumunda varlığını en fazla duyuran bir itici güçtür. Nitekim kavuşamamanın neticeleri trajik olabilmektedir. Sevdiğine kavuşamamış oldukları için intihar eden kişiler bu trajik sonuçların nerelere dek uzanabileceği mevzusunda her yıl bir ipucu sunmaktadır. Sevdiğine kavuşamamış olduğu için intihar eden yüzlerce kişinin varlığına işaret eden istatistikler bu mevzuda yadsınamaz kanıtlar sunmaktadır.


1 - ask karşılıklı sevgidir.acıyı tatlıyı paylaşmaktır.
2 - aşk kırık kalp anlama gelir
3 - aşk paylaşmaktır.bu sebeple aşk paylaştıkça yüceli
Ad: aşk9.JPG
r.
4 - aşk sonsuz sevgidir. aşk birini sevip onunla olmaktır. ölümüne sevgidir.aşka saygıdır.
5 - aşk tükenmez bir kalemdir.dertleri yazmaya yarar.
6 - aşk umutsuzca beklemek hemde asla sevmeyecekmiş şeklinde
7 - aşk yaşanması ihtiyaç duyulan en güzel duygu sadece içinde yalan olmadığı sürece ve aşk bir insana verilebilecek en hususi kıymet olarak adlandırıyorum.
8 - aşk; karşılıklı yaşan bir devrimdir.
9 - erişilemeyen erişildiği zamanda bitendir
10 - karşılık yanlış anlaşılma vakasıdır bu sebeple sevdiğimi bende yanlış anladım bunada "aşk" dediler.
11 - sevdigi insanı dünyanın en yakışıklısı zannetmesidir seven insan kusurları görmez ayrılınca da ben buna iyi mi baktım der benden tavsiye hiç kimseye baglanma
12 - sevgi insanoğlunun birbirine duyduğu güzel bir yaşamdır her insan ömründe aşık olmuştur. aşk buyrultu tanımaz
13 - uğrunda ölümü bile göze almaktır
14 - uğrunda ölümü bile göze almaktır
15 - "aşk karşındakinin bulunmaz hint kumaşı bulunduğunu sanmanla zavallı bir şahıs bulunduğunu anlaman arasındaki zamandır"...
16 - "aşk" insanoğlunun içindeki duyguları paylaşabilmeleri için duydukları ihtiyaçtır.
17 - "aşkın şerhinde (açıklamasında) akıl, çamura batmış eşek gibidir." mevlana
18 - "bir ınsanı tanmakla baslar hersey" demis sait faik abasiyanik. sevgılı; gercektende senı tanıdıktan sonrasında basladı hersey,senı tanıdıktan sonrasında...
19 - "ikiden bir gidince bir kalmış olduğu yalan sen gidince ,ben kalır mıyım o vakit.."
20 - ask sevene bakılırsa güzel sevipte uluşamayana bakılırsa bir tek acı helede sevdigini başkasıyla görmek daha da acı
21 - ......enayiliktir...
22 - ......uzun bi seyahat.....
23 - ...ask cok rahat fakat bir o denli da karma$ık bir duygudur...
24 - ...aşk... sevdigini elde ettiginde sevgisini yitiren fakat elde edemedigin vakit yakıp kavuran bir duygu bir his bir yaşam biçimidir
25 - ...ve ask atesten denizi mumdan kayikla gecmektir.
26 - ^aşk bir cıkmazdır fakat icinde oldugun cıkmazdan cıkmak ıstemedıgın bır cıkmazdır
27 - lt;lt; aşk anlatılmaz,yaşanır >>
28 - 1.deliliktir.çaresi yok

2.karsılık alamıyarsan delirmemek elde değil

3.ölüme çok benzer bazan ölüm getirir(ölümle kardeştirler)

4.karsılıksız aşk
29 - 10 şişe 70 lik şarap içip ayakta kalmaya çalışmaktır.
30 - 10 yıl geçmesine karşın ona yine geri dönebilmektir.
31 - 1001 tane aşk vardır. her insana bakılırsa yorum değişmiş olur. ben anlayamadım aşkı...
32 - 3 duyguyu aynı anda yaşatan en güzel vakadır.coşku,yitirme korkusu,içimizin alev alev yanması.
33 - 3 günlük heycandır.........arkası boş şu demek oluyor ki
34 - 3günlük eğlence bileemedin 5 fakat kapılıpda sürünen çok
35 - a nsızın kalbinizde volkan oluşturan, ş aşırtırkende bir okadar da haz veren k esinlikle tadılması ihtiyaç duyulan bir duygu fırtınası
36 - a ş k insanları başka diyarlara sürüklemektir tuba
37 - aşk bir futbol topuna benzer, sürdükce sürer, tekmeyi yedimmi herşey biter, aşik gözü kör olsun...
38 - aşk duyguların depresmesıdırrr...
39 - aşk herşeyi paylaşmaktır
40 - aşk tanimsiz bir duygudur
41 - aşk, aci veren hayatin ta kendisidir...
42 - aşk;yaşamın sebebi, insanoğlunun nefesi ve acı çekmenin en güzel yoludur...
43 - aşkın ne anlama qeldiğini bana 1 şahıs söylesin ölene kadar kölesi olurum onun...
44 - a, ş, ve k harflerinin biraraya gelmesiyle oluşan sözcük.
45 - a-acı ş-şaşkınlık k-keder işte aşk budur.çeken bilir kardeşler
46 - abi aşkı yaşayanlar abi ( onssuzluga alışşamadan kendini yok etmesi )
47 - abi ya aşk senin bildiğin şeklinde değil yaaa...
48 - acabaların hep beyninde dolaşmasıdır, onu hep içinde taşımaktır. sonrada yanında bir tek bu aptallıkların kalmasıdır
49 - acı çekeceğini bildiğin halde vazgeçemediğin bir duygudur.
50 - acı çekmek ve kendini kandırmaktır
51 - acı çekmekten başka birşey degildir
52 - acı çekmektir, ecel gelmeden binlarce kez ölmektir ve de kaybetmektir
53 - acı çekmektir.karşılıksız sevmek
54 - acı çekmeyene acı mutluluğu yaşamayana mutluluğu öğretir.
55 - acı özlem sevgi nefret şu demek oluyor ki yaşadığın halde ölmektirrrrr.
56 - acı ve mutluluğu aynı anda yaşamaktır..
57 - acı,mutluluk,göz yaşı ve kavuşamamaktır.
58 - acı,hiddet,birzamanlar inanmadığım fakat aşık olunca anladığım müthiş acı dolu kimi zaman tatlı olan gerçektende güzel bir duygu
59 - acıdır insanoğlunun burnunun direğini sızlatan bir duygudur
60 - acıdır...dünyanın en guzel acısı...
61 - acıkınca yiyecek yemektir myce
62 - acıların en güzeli
63 - acının ve mutluluğun üç harflik hali
64 - acıyı,kederi,mutlulugu,umudu ve her insanoğlunun yaşadıgı,yaşaması gerektigi en büyük acı ve mutluluktur
65 - acıyla kederin tam noktasındki bağdır aynı ölüme benzer
66 - aci sekmeyi seviyorsaniz asik olmuş olursunuz!!!!!!!
67 - aci vermek
68 - açıklanması yoktur sadece yaşanır
69 - hakkaniyet mülkün temeli ask ise aden bahcelerinden bizlere armağan edilmis aci-tatli insani sinirsiz sarhos eden bir seytan halinde bir melektir.
70 - adamı hasta etmektır...
71 - adini ask koydugumuz seyin ne oldugunu simdiye kadar kimse cözememis...
72 - affetmektir en buyuk hatalari, ne olursa olsun haiz cikmaktir sevdigine
73 - ağlamaktır; şarkılar söylemektir; minik bir çocuk olup sevdiğine susamaktır;
74 - ah bir bilsem
75 - akıl dolu deliliktir!
76 - akıllı olun aşık olmayın
77 - akillini mecnun eden,onu bir mum şeklinde eriten,karshiligini almayinca delirten-nedir?elbet askdır.
78 - aklından bir saniye bile çıkmayandır ve sürekli acı verir fakat o acıdan mutluluk duymaktır ve hep bir umutla yaşamaktır...
79 - aldıgın nefestir
80 - alışmak...ve özlemek
81 - tanrı tarafınca insana verilmiş bir nimettir... fakat karşılıklı olunca.........
82 - allahın gazabıdır
83 - almadan verebilmek candangeçip cadaki cananı düşünebilmek
84 - almadığında gereksiz...olduğunda ise en değerliduygu
85 - anlamadığımız birşeyi iyi mi tanım ederiz... püf..
86 - idrak etmek,anlaşılmak ve bir tek yaşanmak ! sevmek,sevilmek ve bir tek menfaatsizce ! düşünmek,düşünülmek ve bir tek sadakatle ! sonsuza kadar yürekten inanmaktır. (( güvenebilmektir ashk ))
87 - anlamı halan bulunamadı meydana getirilen her yorum kişinin ruh halini yansıtıyor.karşılıksız bir aşkta aşkın iğrenç yakıcı bir duygu olduğu söylenir.şu demek oluyor ki aşk yaşanmışlıklara bakılırsa değişmiş olur.
88 - anlamını bilemediğin yaşadığın duygalara anlam veremediğin sevgi yoğunluguna >aşklt; denir....
89 - anlami olamyan seyler hic bir vakit tanım edilemez
90 - anlaşabildiğin birini bulduktan sonrasında onunla paylaştığın en güzel duygudur.evlenince herşey daha güzel oluyor.
91 - anlatamam, yasamak gerek... saygi, sevgi....
92 - anlatılması mümkün olmayan bişey desem dogru olurmu bilmiyorum.
93 - anlatılmayacak bir duygudur
94 - anlatılmayan bir duygudur
95 - anlatılmaz yasanır ve ulasılması en zor seydır ulasan aslına bakarsan dunyalıgını almıs demektır ondan mutlusu yoktur amaa kaybederse onu olum bıle unutturamaz....
96 - anlatılmaz yaşanır fakat çokzor bulunur
97 - anlatmak imkansızdır.fakat gene söyle söylemek gerek dünyayı kaldırmaya çalışmaktır.
98 - anlatmaya kelimeler yetmez yaşanarak öğrenilir
99 - annenizin en sevdiğiniz yemeği önünüze getirdiğinde kaşığı yemeğe daldırıp ağzınıza götürürken sevgilinizin aklınıza gelmesi, doymanız ve kaşığı yere bırakmanızdır
100 - aptallık karsındakinin senınle oynaması(akılı olun)
101 - aradığım bulamadığım,bulamıyorum,bulamayacağım, kurtulamıyorum,bırak yakamı,ben insan değilim, robotum,aşk diye birşey yok,tamam.
102 - aradığını bulmak;sağırlaşmak körleşmek ve de sakat kalmaktır.
103 - aramayacağını bilip saatlerce telefonun başlangıcında beklemektir
104 - aranıpta bulunamayan
105 - araya ayrilik girdiginde 7. kattan intihar tesebbüsü sonucu düsen,ölmeyen,can çekisen,her taraf1 kanayan bir seydir.
106 - arayıpta bulamamaktır
107 - dostlar aşk ...derin bir kuyu misali tırmanmaya calışıpta cıkamadıgımız kör bir kuyudur (bence)
108 - dostlar aşk diye bişey yoktur! asl olan sevginin tükenmemesidir.
109 - dostlar sakın sevmeyin ona bakılırsa sevecekseniz ise öncelikle kendinizi sevin
110 - arkasından 2 damla gözyaşı dökmektir
111 - arkasından koşmak fakat asla yakalyamamaktır
112 - artık asla inanmadığım bir şey.
113 - -arzu etmektir.
114 - arzuladığınız varlıkta bulacağınız tada susamaktır. aşk kimi vakit suskunluk kimi vakit haykırıştır
115 - aschk bir cig köfte gibidir,acisi eğer olmazsa tadi olmaz....
116 - asik nedirki aski yasayan varmi aski yasayanlarbilir aski kim yasamiski
117 - asik olan askin ne oldugunu anlamış olur ve taninmasi zor bir vaka...
118 - asik olmak cok guzeldir onu ilk gorduyunde sevmek ve deyer vermektir..... ben cok seviyorum leyla şeklinde
119 - ask
120 - ask en kutsaldır sevenler ayrılmazınlar hep bırlıkte olsunlar askın deyerını ılsınler..
121 - ask "onun olumu ısteyebılcegı canı" olmaktır!!
122 - ask ,ego,sperego nun kırıldıgı yer olsa gerek kı kendınle ılgılı hıc bısey hayal edeme.
123 - ask = aliskanliktir bu kelimenin icinde bile vardir aliskanlik bas harfinde ortasinda ve sonun da
124 - ask 2 insanin bir birlerine olan aglasigmaz isteyidir.
125 - ask acı üzüntü ask dunyanın en kotu seyidir ızdıraptan baska bı sey degıldır ask...
126 - ask aci biberdir ilk tatarken aci verir sonrasında cok tadarsin miden alisir ve ondan sonra motorun bozulur budur
127 - ask aci cekmek... özlem cekmektir....
128 - ask aci cekmekten baska birsey degildir be arkadas... ask sevdigin kisinin seni sevmedigini bildigin halde senin onu sevmen ve onsuz olamamak di...
129 - ask aci cekmektir
130 - ask aci cekmektir,bir tek o anlik güzeldir,şu demek oluyor ki gelip gecicidir,hep yalan!!
131 - ask adami oldurur, ya seversin yanarsin ya sevmezsin asksiz oldugun icin yanarsin
132 - ask adamin hayatini kaydiran birseydir, ve o adam de bundan mutluluk duyar
133 - ask affedebılecek kadar üstün olmasını dılerım
134 - ask ahhh ask icimi yaktin
135 - ask aklın bıttıgı yerdır...
136 - ask alevden bır denızı mumdan bır kayıkla gecmeye benzer
137 - ask anatilmayan bir duygu.ask zor kazanilan fakat capuk kaybedilen ve aci cektiren bir vırus.
138 - ask sadece yaradana olur fakat tanri kuluda sevilir ve hos tutulur ornek leyla ile mecnun
139 - ask anlamını cogu kişinin tartıstıgı erisilmez bir duygudur
140 - ask anlamsis dert
141 - ask anlatılmayan bir tek yasanan tek seydir
142 - ask anlatilamaz, ask yasanir! aski asik olanlar bilir! ask hepimiz icin farklidir! dilerim tanridan kimse asik olmadan ölmesin!!
143 - ask anlatilmasi zor bir duygudur
144 - ask anlatilmaz birsey o duyguyu yasayan bilir!!!
145 - ask anlatilmaz hissedilir, cunku; ask gercekleri gormez.
146 - ask anlatilmaz, yasiyan bilir!!!
147 - ask arda mılyonlarca km olsa bıle gelmeyecegını bılsen bıle ondan wazgecememektır senı cok ozledım oktay ılgın
148 - ask asik olmasini basaran kimse icin en buyuk mutluluktur.
149 - ask ask ahhhhhh ahhhhhh ask anlatilamaz icimi yakip yakip kemeren bir duygudur
150 - ask askdır aska ask demeyen arkadaslara tesüf ederım ask ıkıye ayrılır bunlar bır yerde yine bırlesırler bılmem anlata bıldımmı
151 - ask asktır aska ask demeyenin gözü kör olsun demi ? de de
152 - ask bagimli olmak, onsuz yapamamak, devamli onunla birlikte olmak, onu baskalarindan sakinmaktir şu demek oluyor ki ask birazcık da bir ıskencedır!!!!!!!!!
153 - ask basi gorunse dahi sonu gorunmeyen bir yolculuktur.
154 - ask kimi zaman insanoğlunun kendisini iyi hissettigi birseydir bazende insanoğlunun ne kadar kotu bır derinlige indiren bir objedir.
155 - ask kimi zaman insani hayata bagalyan tek güzel seydir
156 - ask kimi zaman yasarken ölmek,bazende insani hayata baglayan en karisik ve en güzel duygudur.
157 - ask beklemektır sabretmektır sak esıtlıktır ask ınsanın anatomısını degıstıren en guzel eylemdır
158 - ask beklemeyi bilmektir......
159 - ask bence, güzel bir duygudur, insani sevindirir, yakinlik gösterir, beraberlikdir,baglanmaktir!!saygidir!!ask ayni zamanda üzen, cile cektiren, yürek yikan bir duygudur!
160 - ask benı hayata baylayan tek ümit tek nedendır. ıste bu yüzden asıgım sana
161 - ask benim hic sahipolamayacagim birsey
162 - ask benim icin bir duygudur acilarini ask la unutursun fakat ask bittigi an gene acilar baslar fakat merak etme cok surmez, ask sana bagli olan bisey ona gore askin degerini bil...
163 - ask benim icin bir paspasdir.üstünden gecgec dur .bende bu manayi uyandiriyorß
164 - ask benim icin imkansizdir
165 - ask bıle bıle tutsaklıktır
166 - ask bıle bıle tutsaklıktır
167 - ask bılebıle acı cekmektır gece ıle gunduz ayıran tan vaktıdır askıma
168 - ask bır cumledır oluşturmak ıcın ıkı can gerekır
169 - ask bır eskıyanın hayata olan ısyanıdır....!!!
170 - ask bır muz kabuguna benzer!dıkkat etmezsen ayagın degıl yaşamın kayar!
171 - ask bır trafık kazası -en yakın hastane nıkah masası not
172 - ask bir aliskanliktir
173 - ask bir avuc kum icindeki bir kac parca altin gibidir kum parmaklarinizin arasindan kayip giderken dusundugunuz altinin avucunuzda kalmasidir sonucta altin avucunuzda oyle yada boyle kalir
174 - ask bir beladir ve hiç kimseye tavsiye etmiyorum... sonunda ne alsa ayrilik var..
175 - ask bir cikardir..karsindaki kiside birsey varki' seni ona bagliyan..fakat sonunda o cikar yok olunca..o ask bir kabusa donusuyor..husrana..dertlere...kederlere.. o yuzden ınanmayın aska sevgıye....
176 - ask bir deliliktir,ölümdür,aglamaktır kısacası ne yaptığını bilmemektir fakat eğer doğrusunu bulduysan kelimelerin anlamsızlaştığını farketmektir!!!
177 - ask bir duygudur.ask gôzle gorûlûr.aski kalbinle hissedersin
178 - ask bir eskıyanın dunyaya ıntızarıdır
179 - ask bir fıçı bira içip kendisini 10. kattan aşşağıya attıran kolay gelip zor giden hevestir......
180 - ask bir filimdir ! her şeridi hatıra, her karesi mazidir.
181 - ask bir güldür ilk basta yapraklarını koklarsın ondan sonra dikenlerini ayıklarsın(yarali)
182 - ask bir hastaliktir sadece bunun ilaciysa o asik oldugunuz kimsedir.....ask cok sevmektir delcesine....
183 - ask bir hayalettir hepimiz gördüğünü iddia eder fakat çok azca şahıs onu görür
184 - ask bir hic ugruna harcadigin vakittir... ailenden, isinden, bos vaktinden calip da bos bosuna harcadigin vaktindir... taki kazigi yiyip ayrilana kadar
185 - ask bir incidir ne satın ala bılırsın ne saat bılırsın fakat cok degerlıdır..
186 - ask bir insani kalbinden sevebilmek ve onu hic kaybedmek istememek dir.
187 - ask bir insanin kendisini baskasinda bulmasidir.dirimsel süresince aldigi sevgiyi vermesidir
188 - ask bir insanin kisa sureligine kalbine kiraci almasidir;ask aptalliktir ayni zamanda biyolojikmen bile hesaplanmis 3 aylik bir gecici hefestir
189 - ask bir karsılık beklemeden meydana getirilen sevgi gösterisidir
190 - ask bir kumardır kazanmakta var kaybetmekte...
191 - ask bir kumardir oynamasini bilmeli
192 - ask bir meyvadir.sevgi agacinda yetisir,saygiyla beslenir.
193 - ask bir oyundur oynamasin bilen kazanir oynamasin bilmeyen se...
194 - ask bir rüyadir.gece yatar rüyaya dalarsin.sabah kalkar gene yalniz kalirsin.salak olma körlük adami ileri götürmüyor.
195 - ask bir sevgidir onu øzler onu dusunur ve hep ondan bahsedersin
196 - ask bir büyülü dügümdür, kimi vakit kolay acilir, kimi vakit cok zor acilir yada hic acilmaz.
197 - ask bir taraftan aci cekmektir diger taraf´ta da mutluluktur
198 - ask bir tutku ve aliskanlikdir ve sevdigine kavusamamak dünyanin en büyük ask yarasidir...
199 - ask bir tutkudur, insani delirten bir duygu. ask anlatilmasi zor,fakat yasamasi cok güzeldir. ask aci cektirir, özletirir, istetir... ask hic ölmemelıdır!!!
200 - ask bir umutdur beklersin gelmez ararsin bulamazsin buldugundada kayip etmek istemezsin



Ad: aşk10.jpg
NEDİR AŞK DENİLEN ŞEY?
  • Aşk cesaret ister, dev gibi bir yürek ister.
  • Aşk hayata karşı işlenilen en doğru kabahat ortaklığıdır,
  • Aşk hayatıntekdüzeliğine, tüm sıradanlığına en asil başkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak asla hiç kimseye yakışmaz.


Ve elbet Aşkı suçlamak, yargılamak, karalamak inkar etmek de asla yakışık olmaz

Niçin aşk?

Nedir bu aşk denilen şey, elle tutulmaz gözle görülmez bir şeyse nedir bu yaşanmış olan somut acılar,güzellikler? Tek başına aşkı tanımlamak herşeyden soyutlamak mümkün mü? Hayır ! Aşk bugünlerde bazılarına bakılırsa plastikten bile tekrardan yapılmış oldu.Dünyada yaşanmış olan suniliğe doğru gidiş aşkın etrafını sardı.

Nedir şu aşk...?

Aşk yaşamın bizlere hazırladığı en güzel sürprizdir, bu yüzden de kalpleri ne vakit ele geçireceği asla belli değildir. Daha ne işe yaradığını bile anlayamadan onun hükümdarlığına giriverirsiniz. Aşk; en yalın halde anlatılan tek kavramdır o, adı kendisidir aslına bakarsan. Onu anlatmak için sonu gelmez cümleler kurmanıza gerek kalmamıştır, "Aşık oldum" dediğiniz an akan sular durur, küçücük çocuk bile sizi kolaylıkla anlayabilir, bu sebeple aşkın dili tektir.


Aşkın zamanını biz ayarlayabilseydik eğer ve kime niçin aşık olduğumuzu anlayabilseydik,aşkın sırrını da çözerdik herhalde. Fakat o vakit da aşkın insanı alıp götürmüş olan büyüsü tamamen kaybolurdu.


Aşk hayata karşı işlenen en güzel ve en doğru kabahat ortakIığıdır, aşk yaşamın tüm tekdüzeliğine, tüm sıradanIığına en asil başkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak asla hiç kimseye yakışmaz. Ve elbet yasanılan aşkı suçlamak ,yargılamak, karalamak, inkar etmek de aşka yakışık kalmaz. Bu ilkin haksızlık, kendinize saygısızlık olur. İnsan sonuna kadar savunmalı aşkını, karşılık görmesede, acı çekeceğini hissetsede, yarın terkedileceğini bilsede, ailesini karşısına alacağını bilsede ödün vermemeli aşkından, "Seni Seviyorum" diyebilmeli göğsünü gere gere. Aşk iste o vakit aşktır. Ve bunun dogrusu hatası yoktur, aslına bakarsan aşkın kendisi doğrudur, kime karşı duyuluyorsa bu aşk, doğru insanda işte odur.


Aşkın zamanı yoktur, hep hazırlıksız yakalar insanı. Evli olmanız, sevgilinizin olması, bir ayrılığın taze yaralarını kurutmaya calışmanız,bağlılıktan korkmanız, ailenizden çekinmeniz, hatta sevilenin hapse girmesi bile onun asla mi asla umrunda değildir. İşte aşk tüm bunlara tek başınıza karşı gelebilme yurekliliğidir, kim bilir yeni hayata geçebilme yolu...


Aşkın ne vakit gelebileceği belli olmadığı şeklinde, ne vakit gideceği de asla belli değildir. Fazla vakti yoktur onun, uzun süre beklemeye ve bekletilmeye tahammülü de yoktur. Bir başka göze bakmaya, bir başka tene dokunmaya başlaması o denli da zor değildir...Aşktan değil, onun kaçmasından korkun ve doğruluğuna yanlışlığına bakmadan sonuna kadar savunun aşkınızı.


Biliyor musunuz, yaşam aslına bakarsan dev gibi bir yalan, bu kadar sahteligin içinde gerçek ve doğru olan tek guzellik AŞK.!!. Lütfen ona haksızlık etmeyelim.

Askin Türleri
Ilk ask

Ne yaparsaniz yapin, ilk askinizi unutmaniz mümkün degildir. Yillar sonrasında dönerek, "ben ona nasil asik olmustum acaba" diye pismanlikla karisik acayip bir duygu da yasayabilirsiniz, olsun. O, size ilk aski tattirmis, en mühim yasam tecrübelerinizden birini yasatmistir. Aranizda geçenler aci bile olsa, dönerek minnetle anacaginiz biri hep var olacak. Daha ne olsun?


Yildirim ask


Var mi yok mu tartismasinin içinde degiliz. Diyelim ki var. Demek ki bazilarinin duygulari yagmur olup yagabiliyormus. Yildirim askla baslayip yillar devam eden beraberlikler de var üstelik. Barda oturan kadini/erkegi görüp "bu aksam nasil yataga atarim?" diye düsünenlerden bahsetmiyoruz elbet. Sözünü ettigimiz gerçek yildirim ask. Tek dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan, devamlı yildirim aska tutulanlarin çoğu zaman kendi yarattiklari illüzyonun pesinden kosmalari, gerçekle karsilastiklarinda da yeni bir illüzyon yaratmalaridir.

Olanaksiz ask

Kimi zaman yolda yürürken rastlariz, kimi zaman en yakinimizda bulunabilirler. "Bu ikisi bir araya nasil gelmis?" diye düsünürüz. Kendi basimiza geldigi de olmustur, pedini saga sola birakan bir kadin ya da televizyondaki futbol maçini seyrederken daha ilkin asla duymadiginiz küfürler eden bir adam. Aman Allahim?" dersiniz. Fakat olmustur bir kere. Her askin olanaksiz bir tarafi vardir gerçi, çogunlukla bunlari görmemeyi yegleriz. Fakat bu olanaksiz taraflar kimi zaman o denli agir basar ki, askin hem kaynagi, hem iddiasi, hem motorize gücü, hem de terminatörü olurlar.

Yasak Ask

Men edilmis, engellenmis ve çogu vakit da yasadisidir. Fakat asigin gözü görmez ki... Kim bilir aski ask meydana getiren bu "yasadışı" tarafidir. Kimbilir?

Platonik Ask

Onu görmek bile sizi heyecanlandirirken, o sizin yaninizdan, geçip gider. Siz heyecandan sapir sapir titrerken, o isiyle mesgul olur. O sizin için hayatinizdaki en mühim kisiyken, siz onun için siradan birisinizdir. Hem asik hem de salak hissedersiniz kendinizi... Davranislarindan, konusmalarindan isaretler alip, umutlanir, bozulur, küsersiniz. Insanin bir kereligine bu duruma düsmesi, tecrübesizlikle yorumlanip, bagislanabilir. Sadece, bir kereden fazla basiniza geldiyse, oturup kendi hakkinizda düsünmenizde yarar..


Seneler yılı aşk üstüne çok şey yaşandı çok şey görüldü çok şey yazıldı bunların içinde en önemlisi siz değerli üyelerimizin kalbinizde büyütüp beslediğiniz gerçek aşktır..






  • Sizce Aşk Nedir? (Araştırma)


  • Platonik Aşk Nedir?


  • Aşk-ı Memnu (Yasak Aşk) - Halit Ziya Uşaklıgil


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Aşk Nedir?
Aşk Nedir?
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/47918d1461360564-ask-nedir-ask1.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/ask-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/ask-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content