Mustafa kemal atatürk din eğitim ve öğretimine, dinin doğru anlaşılmasına ve din bilginlerine ne benzer biçimde ehemmiyet vermiştir, mevzu h...
Mustafa kemal atatürk din eğitim ve öğretimine, dinin doğru anlaşılmasına ve din bilginlerine ne benzer biçimde ehemmiyet vermiştir, mevzu hakkında yazı.
Mustafa kemal atatürk’ün Din Eğitimine ve Öğretimine Verdiği Ehemmiyet
ATATÜRK’ÜN OKULDA DİN ÖĞRETİMİNE VERDİĞİ ÖNEM
Mustafa kemal atatürk, genel eğitime ehemmiyet vermesinin yanında din eğitimine de ehemmiyet vermiştir. Bu mevzuda Mustafa kemal atatürk,
“Okuma ve yazmayı, vatanını, milletini, dinini ve dünyasını tanıtmış olacak kadar zamanı, coğrafi, dini ve ahlaki bilgiler vermek… Ulusal eğitim programımızın ilk hedefidir.” demiştir.
► Mustafa kemal atatürk; din eğitiminin okullarda verilmesi icap ettiğini belirtmiştir: “Bizde ruhbanlık yoktur, çoğumuz eşitiz ve dinimizin hükümlerini eşit olarak öğrenmeye mecburuz. Her şahıs dinini, din işlerini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası da okuldur.”
► Mustafa kemal atatürk; din eğitiminin uzman kişilerce verilmesini, batıl inanç ve hurafelerden uzaklaşarak din eğitiminin sağlam kaynaklara dayanmasını istemiştir.
► Mustafa kemal atatürk, dini alanda uzman kişilerin yetiştirmesiyle ilgili şu şekilde demiştir: “Milletimizin, memleketimizin ilim irfan yuvaları bir olmalıdır. Tüm memleket evladı hanım ve adam aynı şekilde oradan çıkmalıdır. Fakat iyi mi ki her hususta yüksek meslek ve uzmanlık sahipleri yetiştirmek gerekliyse dinimizin gerçek felsefesini inceleyecek, araştıracak bilimsel ve teknik olarak telkin kuvvetine haiz olacak, seçkin ve gerçek ilim adamlarını da yetiştirecek yüksek tahsil kurumlarına da haiz olmalıyız.”
► Mustafa kemal atatürk bir başka konuşmasında şu şekilde demiştir: “Bence bir kez her Müslüman, İslami hükümleri bilmeye mecburdur. O hâlde okullarımızda İslami hükümleri öğreteceğiz.”
ATATÜRK’ÜN DİN BİLGİNLERİNE VERDİĞİ DEĞER
► Mustafa kemal atatürk, toplumun aydınlatılması için kendini yetiştirmiş din bilginlerinin gerekliliğinin bilincindeydi.
► Din faaliyetinde kendini yetiştirmiş din bilginlerini daima takdir etmiş, din ile ilgili çalışmaların bu şekilde bilginler tarafınca yapılmasını istemiştir.
► Mustafa kemal atatürk, bununla birlikte Ulusal Savaşım’ye yardım veren din bilginlerine daima minnettar olmuştur.
► Mustafa kemal atatürk, din bilginlerinde bir takım hususi yeterlilikler olmasını istemiştir. Bir sözünde şu şekilde söylemiştir: “Camilerin mukaddes minberleri, halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklardır. Minberlerden halkın kavrayabileceği dille, ruh ve düşünceye hitap olunmakla Müslümanların vücudu canlanır; fikirleri temizlenir; imanı kuvvetlenir; kalbi yüreklilik bulur. Fakat buna karşılık hutbe okuyanların haiz olmaları ihtiyaç duyulan ilmî nitelikler, hususi liyakat ve genel kültüre haiz olmaları önemlidir.”
Mustafa kemal atatürk seyahatlerinde görüştüğü din bilginleri için, “Seyahatlerimde pek çok gerçek aydın din bilginiyle görüştüm. Onları modern eğitim almış sanki Avrupa’da eğitim görmüş bir düzeyde buldum. İslam’ın gerçeklerini ve özünü bilen din bilginlerimizin hepsi bu olgunluk kertesindedir,” demiştir.
ATATÜRK’ÜN DİN BİLGİNLERİNE VERDİĞİ ÖNEMİ ANLATAN BİR ÖRNEK
Mustafa Kemal Mustafa kemal atatürk’ün Şiran Müftüsü’ne mektubu Şiran Müftüsü Hasan Fahri Efendi Hazretlerine Erzurum kongremizin hin-i küşadında (açılışında) ve hitam-pezir olması (sona ermesi) münasebetiyle irad buyurduğunuz (ifade ettiğiniz) Arapça beliğ ve fasih (inandırıcı ve açıklayıcı) ve maksada tamamen mutabık (uygun) hitabınız(söyleviniz) cemiyetimiz tarihinde pek kıymetli hatırat (anılar) olarak mahfuz (saklı) kalacaktır. Bulunacağınız mahallerden dâhil latif sözlerinizle mali (dolu) mektuplarınızı almakla mübahi olacağım (onurlanacağım). Cenab-ı Hak hayırlı gezi müyesser buyursun. Amin.
Mustafa Kemal, 9 Ağustos 1919
ATATÜRK’ÜN DİNİN ANLAŞILMASINA VERDİĞİ ÖNEM
► Mustafa kemal atatürk; Türk milletinin hurafelerden arınmış doğru bir din anlayışına haiz olması için çalışmış, lüzumlu talimatları vermiştir.
► Dinin yüzyıllar süresince ihmale uğradığını, bu yüzden öze dönülmesi icap ettiğini söylüyordu: “Temeli çok sağlam bir dinimiz var. Malzemesi iyi fakat yapı yüzyıllardır dikkatsizlik edilmiş. Harçlar döküldükçe yeni harç yapmış olup binayı takviye etmek lüzumu hissedilmemiş. Aksine pek çok yabancı öğe ve yorumlar, boş inançlar binayı daha çok hırpalamış.”
► Mustafa kemal atatürk; Türk milletinin hurafelerden arınmış, akla, mantığa ve bilime ters düşmeyen mütevazı bir İslam inancıyla yoğrulmasını istemiştir.
Bu mevzuda, “Türk milleti daha dindar olmalıdır kısaca tüm sadeliğiyle dindar olmalıdır, demek isterim. Bizzat hakikate iyi mi inanıyorsam ona da o şekilde inanıyorum. Bilince ters, ilerlemeye engel hiçbir şey kapsamıyor…”
YORUMLAR