Bilgi Sosyolojisi 1. Konusu ve Kapsamı Bilimlerin ortak özelliklerinin yanı sıra farklılıkları, sosyal realitenin değişik perspekti...
Bilgi Sosyolojisi
1. Konusu ve Kapsamı Bilimlerin ortak özelliklerinin yanı sıra farklılıkları, sosyal realitenin değişik perspektiflerle ele alınmasından doğmuştur. Yeni yaklaşımlar ve bakış açıları, bu branşların konularına ve kapsamlarına sürekli eklenmekte ve geliştirilmektedir. Genel hususiyetlerinin yanı sıra, bir disiplinin konu ve sahasını, ona ait strateji ve genel teoriler çerçevesinde değişkenler kullanılarak ele alınabilecek tüm konular oluşturmaktadır. Buna göre bilgi sosyolojisinin konusunu toplum ve bilgi ilişkisi, değişkenlerini ise bu karşılıklı etkileşim sürecinde mevcut olan her türlü faktör oluşturmaktadır. Bu bakımdan bilgi sosyolojisinin[1] konusunu toplum ile bilgi arasındaki ilişkinin tezahürleri olarak genellemek mümkündür. Bilgi olarak toplumda mevcut olan her şey sosyolojik inceleme için meşru bir konu olarak kabul edilmektedir.[2] Bilgi terimi çok geniş anlamda ele alınmaktadır; çünkü bu alandaki çalışmalar entelektüel hayatta adaletten sanata kadar her konu ile ilgili fikirler, ideolojiler, inançlar, felsefe, bilim, teknoloji, ve düşünce sistemleri gibi mevcut tüm kültürel ürünlerle meşgul olur.[3] Branşın ilk ihdas edildiği yıllarda kapsam, genel olarak Mannheim tarafından şöyle ifade edilmektedir: "Çalışmamızın ana teması, belirli bir tarihî andaki entelektüel hayatın, mevcut sosyal ve siyasi güçlerle nasıl ve hangi formlarda ilişkili olduğunu müşahede etmektir" .[4]
Düşünce sistemlerinde taşınıyor olan doğruları ve yanlışları aramak bilgi sosyolojisinin bir görevidir. Bu amaç için fikirlerin içinde yeşerdikleri sosyal şartların çerçevesi içinde ve dışında nasıl anlamlandıklarını incelemek gerekir.[5] Günümüzde bilgi sosyolojisi, özellikle bilim sosyolojisi ve günlük bilginin sosyal yapılanması konularında araştırmalarını yapıyor.[6]
Bilgi sosyolojisi genel olarak bilgi ile toplumda mevcut diğer faktörler arasındaki ilişkiyi inceleyerek sosyal realitenin belirlenmesini sağlar. Sosyal realitenin belirlenmesi için bilgi ile toplumdaki diğer faktörler arasındaki ilişkinin de incelenmesi gerekir. Bu bakımdan bilgi sosyolojisinin konuları bir yönden, sosyal yapıların ve sosyal süreçlerin birbiriyle olan fonksiyonel ilişkisinin analizi, diğer yönden bilgi şekilleri de dahil entelektüel hayatın örnekleridir.[7] Toplumda hangi sosyal realiteler mevcuttur, bunlar ne şekillerde ortaya çıkmaktadırlar, fikirler, felsefeler, ve diğer faktörler belli bir sosyal realiteyi nasıl oluşturmaktadır? Bütün bu yaklaşımlarla elde edilen sorular ve cevapları bu dalın konusunu ve alanını oluşturmaktadır. Daha belirgin bir tarif yapmak alandaki mevcut tüm konuları ve yaklaşımları kapsayabilmek açısından oldukça zordur. Bununla birlikte Gurvithc tarafından aşağıdaki tarif yapılmaktadır.
Bilgi sosyolojisi, "... sosyal çevredeki farklı tipler, bu tiplerin farklı olarak vurgulanan formları, bilginin farklı sistemleri (bu tiplerin hiyerarşileri), ve öte yandan global toplumlar, sosyal sınıflar, belirli guruplaşmalar ve toplumsallaşmanın çeşitli tezahürleri (mikro-sosyal elementler) arasında kurulan fonksiyonel ilişkilerin incelenmesidir."[8]
Gurvithc, sosyal çevrede bilginin hiyerarşik bir tasnifini yaparak aralarındaki ilişkinin incelenmesinin bilgi sosyolojisinin konusunu teşkil ettiğini belirtmektedir. Sosyal çevre, kısmî, özellikle global sosyal yapılar bu araştırmaların nüvesini teşkil etmektedir. Bu amaca göre bilgi sosyolojisi şu detayları incelemelidir:
a) Bilgi tipleri arasındaki çeşitli hiyerarşileri incelemek (sosyal kontrol, kültürel ürünler, sosyal uygulamalar vs..);
b) Değişik tür toplumlardaki bilgi ve ajanlarının rolleri;
c) Deyimlerin, iletişimlerin ve bilginin yayılmasının değişik türlerini incelemek;
d) Bilginin çeşitli tiplerinin toplumlara (global toplum tiplerine, sınıflara, kısmî guruplaşmalara) göre eğilimlerini (farklılaşma veya bütünleşme yönünde) tespit etmek; bu, genetik bilgi sosyolojisinin başlangıcı olabilir;
e) Sosyal çevre ve bilgi arasında, birbirleriyle olan ilişkileri esnasında görülebilecek ayrışmaları tespit etmek.Sosyal çevre ve bilgi arasında, birbirleriyle olan ilişkileri esnasında görülebilecek ayrışmaları tespit etmek.[9]
Bilgi sosyolojisinin konusu hakkında daha uygun bir açıklama, bu konuda yapılmış çalışmalardan bazı örnekler vermekle olacaktır.
Bunlardan ilki, bilginin üretilmesi ve dağıtılması hakkındadır; eğitim ve bilgi sosyolojisi perspektifleriyle müzik eğitimi ve metotları üzerinde yapılmıştır. Çalışma, esas itibariyle, bilginin yayılması stratejileri ile ilgili dört temel soruya cevap aramak amacıyla teşekkül ettirilmiştir. Birer bilgi yayma ajanı rolündeki eğitimciler, bu amaçla kullandıkları metotları sadece bir bilgi dağıtım stratejisi olarak almamakta, aktardıkları bilginin özünü ve muhtevasını da ifade edebilecek bir metot formülasyonu edinmeye çalışmaktadırlar. Bu çaba onları, metot ve muhteva konusunda yeni bilgi üretmeye sevk etmektedir. Bu esnada göz önünde bulundurulmuş olan husus, elde edilen bilginin günümüz öğrencisine uygun olup olmadığıdır. Araştırmada ayrıca, bilgi üretme ve onu toplum hayatına mal etmede, bilinçli ve bilinçsiz karar alma (decisionmaking) süreçlerinin tabiatlarının nasıl olduğu ve genel olarak bilginin (bu örnekte müzik eğitiminin) "sosyal dağıtımının" nasıl sağlandığı değerlendirilmiştir.[10] Görüldüğü gibi, bu örnekte bilgi unsuru müzik eğitimi metotları olarak ele alınmış, ve bilginin sosyal olarak yayılmasında ortaya çıkan hususların yine sosyal olarak şekillendirilmesi izah edilmiştir.
Bilginin ları konusunda bir çalışma da "yeni bilgi sosyolojisi (the new Sociology of knowledge)" olarak adlandırılan bir eğitim teorisi kullanılarak yapılmıştır. Çalışma, eğitimcinin toplumda ve bir eğitim müessesesinde yaşaması ve çalışması için gerekli olan bilgiyi, türleri ve fonksiyonları itibariyle nasıl edindiği, geliştirdiği, ve kullandığını incelemektedir. Bulgular, toplum, okul, eğitimcilik mesleği, şahsî biyografi, ve mesleki tecrübe olmak üzere, bilginin beş temel kaynağı olduğunu göstermektedir. Mesleki uygulamalar misyonunu şekillendirme ve belirlemede eğitimcinin okuldaki ve toplumdaki kültürden algılamalarının (perceptions) esas rolü oynadığı bulunmuştur.[11] Bu sonuç toplum tarafından üretilen bilginin gerek fertleri gerekse organizasyonları şekillendiriciliğini işleyen bilgi sosyolojisi teorisiyle de mutabıktır. Elbette ki organizasyonların farklılıkları, değişik bilgi tabanına dayanmalarından ileri gelmektedir. Bu bilgi sosyolojisinin esas aldığı noktalardan biridir. Farklılıkların entelektüel ları, bilgi sosyolojisi ve antropolojinin yeni önem kazanmaya başlayan konuları arasındadır. Bu görüş, insanlığın tüm birikimlerini, kültür ve bir sosyal kurum üyesi fertlerin mizaçları veya özel durumlarıyla ilgili diğer faktörler tarafından etkilenen serbest iştirakler olarak görür.[12]
Yukarıdaki sürecin tersi, yani insanların kültür yapılarını üreten düşünce ve ideolojik dinamikler de, birer bilgi sosyolojisi konusudurlar. Bunlardan sınıf, cinsiyet ve ırk dinamikleri okul bilgisi sosyolojisi sahasında ele alınmaktadır.[13] Eğitim, toplumsal olarak üretilmiş bir müessese olarak sosyal değerleri, muhtelif dinamiklerin etkileriyle değiştirerek ve geliştirerek, veya yeni sosyal değerler üreterek topluma geri yansıtmaktadır. Böylece toplum kendini yenileyebilmekte ve kültür üretimi sürdürülebilmektedir.[14]
İnsanın entelektüel ürünleri soyut plânda kalmamakta, maddi sahalarda tezahür etmektedir. Dolayısıyla bilgi sosyolojisi, maddi unsurları ve bunların arkasındaki düşünce sistemlerini de konu edinmektedir.
Buna örnek bir çalışma da, mimarî sahada, çevrenin fizikî formlarının meydana getirilmesindeki bilim ve sanat metotlarının koordinesinin geliştirilerek düzenleme ve potansiyel problemlerin giderilmesi hususunda yapılmıştır.[15] Araştırma, çevre çalışmalarında sanat felsefeleriyle bilimin birbirinden ayrı olduğunu ve bu kopukluğun kaldırılabilmesi için yeni bir teorik sentez oluşturulması gerektiğini öne sürmektedir.[16] Bu düşüncelerin ışığında bilgi sosyolojisi, insan-insan ve insan-çevre ilişkisinde, birbirinden kopuk sanat, sanat felsefeleri, bilim ve çevre formlarını izah edecek ve bütünleştirebilecek bir yaklaşım olmaktadır. Görüldüğü gibi burada işlenen konu esasen entelektüel ürünler arasındaki farklılıkların ortaya çıkarılması, bunlardan doğan hataların ve eksikliklerin giderilmesidir.
Sonuç itibariyle yukarıdaki tartışmaları şöyle özetleyebiliriz: Bilgi sosyolojisinin konusu toplumda üretilen -sosyal olarak şekillenmiş- bilgi ile sosyal yapı arasındaki ilişkidir. Bu dalda ele alınacak herhangi bir konunun başlıca üç ana şartı sağlaması gerekir: (1) Konuların, objektif olması; (2) Ontolojik (yaratılış ilmi) veya sınanamayan metafizik olmaması; (3) Sosyal yapının ürettiği veya bunu etkileyen bir konu olması gerekmektedir.[17] Bilgi Sosyolojisinin sınırları çok kesin olmadığından, ilgilendiği konular sosyal psikoloji, bilim, din, sanat, sosyolojileri gibi bazı branşları kapsar veya çakışır.[18]
Bilgi sosyolojisinin konusu ile ilgili son yaklaşım, bu çalışmanın amacı ile ilgilidir. Bu, bilgi sosyolojisinde kimlik konusudur. Kimlik, pek çok disiplin tarafından değişik şekillerde ele alınmaktadır. Kimliği gerek ferdî gerekse toplumsal bir düşünce sistemi olarak ele alırsak[19] bu konu doğrudan bilgi sosyolojisi sahasına girmiş olur. Sosyal yapı içinde fert, kim olduğunu düşünmekte ve niçin belli bir tarzda hareket sergilemektedir? Gerek ferdî gerekse toplumsal düşünce sistemi olarak kimlik, sosyo-kültürel çevre tarafından yaratılmaktadır.[20]
[1]Kavramın ihdas edilişi hakkındaki lar: [ 1) W. Jerusalem, Die Soziologie des Erkennes (The Sociology of Perception), reprinted in Gedanken und Denker. Gesammelte. Aufsätze. Neues Folge, 2nd edn., Vienna Leipzig: W. Braumuller, 1925.; 2) E. Durkheim, Année Sociologique, Les Cconditions Sociologiques de la Connaissance, cf. vol. XI, Paris, Felix Alcan, 1910, s.41.; 3) M. Scheler, Versuche zu einer Soziologie des Wissen, Ungsinstitute für Socialwissenchaften, 1924.; 4) M. Scheler, Die Wissensformen und die Gesellschaft, Der Neue Geist Verlag, Leipzig, 1926.]
[2]William Outhwaite ve Tom Bottomore (ed.), Advisory Editors E. Gellner, R. Nisbet, A. Touraine, The Blackwell Dictionary of Twentieth-Century Social Thought, Basil Blackwell, Cambridge, 1993, s. 638.
[3]Robert K. Merton, The Sociology of Science: Theoretical and Emprical Investigations, Edited and with an introduction by Norman W. Storer, The University of Chicago Press, Chicago, 1973, s. 7.
[4]K. Mannheim, Ideology and Utopia, Kegan Paul, London, 1952, s. 237-60. zikred
1. Konusu ve Kapsamı Bilimlerin ortak özelliklerinin yanı sıra farklılıkları, sosyal realitenin değişik perspektiflerle ele alınmasından doğmuştur. Yeni yaklaşımlar ve bakış açıları, bu branşların konularına ve kapsamlarına sürekli eklenmekte ve geliştirilmektedir. Genel hususiyetlerinin yanı sıra, bir disiplinin konu ve sahasını, ona ait strateji ve genel teoriler çerçevesinde değişkenler kullanılarak ele alınabilecek tüm konular oluşturmaktadır. Buna göre bilgi sosyolojisinin konusunu toplum ve bilgi ilişkisi, değişkenlerini ise bu karşılıklı etkileşim sürecinde mevcut olan her türlü faktör oluşturmaktadır. Bu bakımdan bilgi sosyolojisinin[1] konusunu toplum ile bilgi arasındaki ilişkinin tezahürleri olarak genellemek mümkündür. Bilgi olarak toplumda mevcut olan her şey sosyolojik inceleme için meşru bir konu olarak kabul edilmektedir.[2] Bilgi terimi çok geniş anlamda ele alınmaktadır; çünkü bu alandaki çalışmalar entelektüel hayatta adaletten sanata kadar her konu ile ilgili fikirler, ideolojiler, inançlar, felsefe, bilim, teknoloji, ve düşünce sistemleri gibi mevcut tüm kültürel ürünlerle meşgul olur.[3] Branşın ilk ihdas edildiği yıllarda kapsam, genel olarak Mannheim tarafından şöyle ifade edilmektedir: "Çalışmamızın ana teması, belirli bir tarihî andaki entelektüel hayatın, mevcut sosyal ve siyasi güçlerle nasıl ve hangi formlarda ilişkili olduğunu müşahede etmektir" .[4]
Düşünce sistemlerinde taşınıyor olan doğruları ve yanlışları aramak bilgi sosyolojisinin bir görevidir. Bu amaç için fikirlerin içinde yeşerdikleri sosyal şartların çerçevesi içinde ve dışında nasıl anlamlandıklarını incelemek gerekir.[5] Günümüzde bilgi sosyolojisi, özellikle bilim sosyolojisi ve günlük bilginin sosyal yapılanması konularında araştırmalarını yapıyor.[6]
Bilgi sosyolojisi genel olarak bilgi ile toplumda mevcut diğer faktörler arasındaki ilişkiyi inceleyerek sosyal realitenin belirlenmesini sağlar. Sosyal realitenin belirlenmesi için bilgi ile toplumdaki diğer faktörler arasındaki ilişkinin de incelenmesi gerekir. Bu bakımdan bilgi sosyolojisinin konuları bir yönden, sosyal yapıların ve sosyal süreçlerin birbiriyle olan fonksiyonel ilişkisinin analizi, diğer yönden bilgi şekilleri de dahil entelektüel hayatın örnekleridir.[7] Toplumda hangi sosyal realiteler mevcuttur, bunlar ne şekillerde ortaya çıkmaktadırlar, fikirler, felsefeler, ve diğer faktörler belli bir sosyal realiteyi nasıl oluşturmaktadır? Bütün bu yaklaşımlarla elde edilen sorular ve cevapları bu dalın konusunu ve alanını oluşturmaktadır. Daha belirgin bir tarif yapmak alandaki mevcut tüm konuları ve yaklaşımları kapsayabilmek açısından oldukça zordur. Bununla birlikte Gurvithc tarafından aşağıdaki tarif yapılmaktadır.
Bilgi sosyolojisi, "... sosyal çevredeki farklı tipler, bu tiplerin farklı olarak vurgulanan formları, bilginin farklı sistemleri (bu tiplerin hiyerarşileri), ve öte yandan global toplumlar, sosyal sınıflar, belirli guruplaşmalar ve toplumsallaşmanın çeşitli tezahürleri (mikro-sosyal elementler) arasında kurulan fonksiyonel ilişkilerin incelenmesidir."[8]
Gurvithc, sosyal çevrede bilginin hiyerarşik bir tasnifini yaparak aralarındaki ilişkinin incelenmesinin bilgi sosyolojisinin konusunu teşkil ettiğini belirtmektedir. Sosyal çevre, kısmî, özellikle global sosyal yapılar bu araştırmaların nüvesini teşkil etmektedir. Bu amaca göre bilgi sosyolojisi şu detayları incelemelidir:
a) Bilgi tipleri arasındaki çeşitli hiyerarşileri incelemek (sosyal kontrol, kültürel ürünler, sosyal uygulamalar vs..);
b) Değişik tür toplumlardaki bilgi ve ajanlarının rolleri;
c) Deyimlerin, iletişimlerin ve bilginin yayılmasının değişik türlerini incelemek;
d) Bilginin çeşitli tiplerinin toplumlara (global toplum tiplerine, sınıflara, kısmî guruplaşmalara) göre eğilimlerini (farklılaşma veya bütünleşme yönünde) tespit etmek; bu, genetik bilgi sosyolojisinin başlangıcı olabilir;
e) Sosyal çevre ve bilgi arasında, birbirleriyle olan ilişkileri esnasında görülebilecek ayrışmaları tespit etmek.Sosyal çevre ve bilgi arasında, birbirleriyle olan ilişkileri esnasında görülebilecek ayrışmaları tespit etmek.[9]
Bilgi sosyolojisinin konusu hakkında daha uygun bir açıklama, bu konuda yapılmış çalışmalardan bazı örnekler vermekle olacaktır.
Bunlardan ilki, bilginin üretilmesi ve dağıtılması hakkındadır; eğitim ve bilgi sosyolojisi perspektifleriyle müzik eğitimi ve metotları üzerinde yapılmıştır. Çalışma, esas itibariyle, bilginin yayılması stratejileri ile ilgili dört temel soruya cevap aramak amacıyla teşekkül ettirilmiştir. Birer bilgi yayma ajanı rolündeki eğitimciler, bu amaçla kullandıkları metotları sadece bir bilgi dağıtım stratejisi olarak almamakta, aktardıkları bilginin özünü ve muhtevasını da ifade edebilecek bir metot formülasyonu edinmeye çalışmaktadırlar. Bu çaba onları, metot ve muhteva konusunda yeni bilgi üretmeye sevk etmektedir. Bu esnada göz önünde bulundurulmuş olan husus, elde edilen bilginin günümüz öğrencisine uygun olup olmadığıdır. Araştırmada ayrıca, bilgi üretme ve onu toplum hayatına mal etmede, bilinçli ve bilinçsiz karar alma (decisionmaking) süreçlerinin tabiatlarının nasıl olduğu ve genel olarak bilginin (bu örnekte müzik eğitiminin) "sosyal dağıtımının" nasıl sağlandığı değerlendirilmiştir.[10] Görüldüğü gibi, bu örnekte bilgi unsuru müzik eğitimi metotları olarak ele alınmış, ve bilginin sosyal olarak yayılmasında ortaya çıkan hususların yine sosyal olarak şekillendirilmesi izah edilmiştir.
Bilginin ları konusunda bir çalışma da "yeni bilgi sosyolojisi (the new Sociology of knowledge)" olarak adlandırılan bir eğitim teorisi kullanılarak yapılmıştır. Çalışma, eğitimcinin toplumda ve bir eğitim müessesesinde yaşaması ve çalışması için gerekli olan bilgiyi, türleri ve fonksiyonları itibariyle nasıl edindiği, geliştirdiği, ve kullandığını incelemektedir. Bulgular, toplum, okul, eğitimcilik mesleği, şahsî biyografi, ve mesleki tecrübe olmak üzere, bilginin beş temel kaynağı olduğunu göstermektedir. Mesleki uygulamalar misyonunu şekillendirme ve belirlemede eğitimcinin okuldaki ve toplumdaki kültürden algılamalarının (perceptions) esas rolü oynadığı bulunmuştur.[11] Bu sonuç toplum tarafından üretilen bilginin gerek fertleri gerekse organizasyonları şekillendiriciliğini işleyen bilgi sosyolojisi teorisiyle de mutabıktır. Elbette ki organizasyonların farklılıkları, değişik bilgi tabanına dayanmalarından ileri gelmektedir. Bu bilgi sosyolojisinin esas aldığı noktalardan biridir. Farklılıkların entelektüel ları, bilgi sosyolojisi ve antropolojinin yeni önem kazanmaya başlayan konuları arasındadır. Bu görüş, insanlığın tüm birikimlerini, kültür ve bir sosyal kurum üyesi fertlerin mizaçları veya özel durumlarıyla ilgili diğer faktörler tarafından etkilenen serbest iştirakler olarak görür.[12]
Yukarıdaki sürecin tersi, yani insanların kültür yapılarını üreten düşünce ve ideolojik dinamikler de, birer bilgi sosyolojisi konusudurlar. Bunlardan sınıf, cinsiyet ve ırk dinamikleri okul bilgisi sosyolojisi sahasında ele alınmaktadır.[13] Eğitim, toplumsal olarak üretilmiş bir müessese olarak sosyal değerleri, muhtelif dinamiklerin etkileriyle değiştirerek ve geliştirerek, veya yeni sosyal değerler üreterek topluma geri yansıtmaktadır. Böylece toplum kendini yenileyebilmekte ve kültür üretimi sürdürülebilmektedir.[14]
İnsanın entelektüel ürünleri soyut plânda kalmamakta, maddi sahalarda tezahür etmektedir. Dolayısıyla bilgi sosyolojisi, maddi unsurları ve bunların arkasındaki düşünce sistemlerini de konu edinmektedir.
Buna örnek bir çalışma da, mimarî sahada, çevrenin fizikî formlarının meydana getirilmesindeki bilim ve sanat metotlarının koordinesinin geliştirilerek düzenleme ve potansiyel problemlerin giderilmesi hususunda yapılmıştır.[15] Araştırma, çevre çalışmalarında sanat felsefeleriyle bilimin birbirinden ayrı olduğunu ve bu kopukluğun kaldırılabilmesi için yeni bir teorik sentez oluşturulması gerektiğini öne sürmektedir.[16] Bu düşüncelerin ışığında bilgi sosyolojisi, insan-insan ve insan-çevre ilişkisinde, birbirinden kopuk sanat, sanat felsefeleri, bilim ve çevre formlarını izah edecek ve bütünleştirebilecek bir yaklaşım olmaktadır. Görüldüğü gibi burada işlenen konu esasen entelektüel ürünler arasındaki farklılıkların ortaya çıkarılması, bunlardan doğan hataların ve eksikliklerin giderilmesidir.
Sonuç itibariyle yukarıdaki tartışmaları şöyle özetleyebiliriz: Bilgi sosyolojisinin konusu toplumda üretilen -sosyal olarak şekillenmiş- bilgi ile sosyal yapı arasındaki ilişkidir. Bu dalda ele alınacak herhangi bir konunun başlıca üç ana şartı sağlaması gerekir: (1) Konuların, objektif olması; (2) Ontolojik (yaratılış ilmi) veya sınanamayan metafizik olmaması; (3) Sosyal yapının ürettiği veya bunu etkileyen bir konu olması gerekmektedir.[17] Bilgi Sosyolojisinin sınırları çok kesin olmadığından, ilgilendiği konular sosyal psikoloji, bilim, din, sanat, sosyolojileri gibi bazı branşları kapsar veya çakışır.[18]
Bilgi sosyolojisinin konusu ile ilgili son yaklaşım, bu çalışmanın amacı ile ilgilidir. Bu, bilgi sosyolojisinde kimlik konusudur. Kimlik, pek çok disiplin tarafından değişik şekillerde ele alınmaktadır. Kimliği gerek ferdî gerekse toplumsal bir düşünce sistemi olarak ele alırsak[19] bu konu doğrudan bilgi sosyolojisi sahasına girmiş olur. Sosyal yapı içinde fert, kim olduğunu düşünmekte ve niçin belli bir tarzda hareket sergilemektedir? Gerek ferdî gerekse toplumsal düşünce sistemi olarak kimlik, sosyo-kültürel çevre tarafından yaratılmaktadır.[20]
[1]Kavramın ihdas edilişi hakkındaki lar: [ 1) W. Jerusalem, Die Soziologie des Erkennes (The Sociology of Perception), reprinted in Gedanken und Denker. Gesammelte. Aufsätze. Neues Folge, 2nd edn., Vienna Leipzig: W. Braumuller, 1925.; 2) E. Durkheim, Année Sociologique, Les Cconditions Sociologiques de la Connaissance, cf. vol. XI, Paris, Felix Alcan, 1910, s.41.; 3) M. Scheler, Versuche zu einer Soziologie des Wissen, Ungsinstitute für Socialwissenchaften, 1924.; 4) M. Scheler, Die Wissensformen und die Gesellschaft, Der Neue Geist Verlag, Leipzig, 1926.]
[2]William Outhwaite ve Tom Bottomore (ed.), Advisory Editors E. Gellner, R. Nisbet, A. Touraine, The Blackwell Dictionary of Twentieth-Century Social Thought, Basil Blackwell, Cambridge, 1993, s. 638.
[3]Robert K. Merton, The Sociology of Science: Theoretical and Emprical Investigations, Edited and with an introduction by Norman W. Storer, The University of Chicago Press, Chicago, 1973, s. 7.
[4]K. Mannheim, Ideology and Utopia, Kegan Paul, London, 1952, s. 237-60. zikred
Sağlık Sosyolojisi
Din Sosyolojisi
Çalışma Sosyolojisi
En geniş anlamıyla bilgi sosyolojisi, bilginin toplumsal bir temelle arasındaki ilişki şeklinÂde tanımlanır. Bu ilişki nedenseldir, yani belirÂli bir toplum yapısı ya da türü Özel türden bilÂgiler üretmektedir ki, bu bilgiler diğer toplumÂsal yapılar için ya anlamsız ya da ilgisiz şeylerÂdir. Dolayısıyla bilgi sosyolojisine göre, her toplum bireylerini başka toplumların üyeleriyÂle aralarında farklar olacak belli şekilde davraÂnacak şekilde kodlar ve yönlendirir. Bu sosyoÂloji dalı yirminci yüzyılın ürünü olmasına rağÂmen günümüzde hemen bütün sosyal bilim dallarının literatürüne girmiş, hatta inanç ve bilgi formlarını tümüyle ekonomik ya da topÂlumsal alt-yapıyla açıklamaya çalışan kaba Marksist söylemde oldukça yaygınlaşmıştır.
Bilgi sosyolojisi teriminin en genel anlamı aşağıdaki tanımlardan çıkartılabilir: "İnceleÂmemizin konusu, verili bir tarihsel zamanda eiuellektüel hayatın mevcut sosyal ve siyasal güçlerle nasıl ne şekilde İlişkili olduğunu gözÂlemlemektir." (K.Mannheİm)
"Bilgi sosyolojisi bir yanda siyasal süreçler ve yapıların işlevsel iç-ilişkilerinin, öte yandan bilme tarzlarını da içeren entcllcktüel hayatın kalıplarının analizidir." (H.Becker ve H.D.-Dahlke)
"Bilgi sosyolojisi düşünce sistemlerinin diğer toplumsal olgular tarafından nasıl şartlandırıl-dığı ile ilgilenir." (V.J.H.Sportt)
Her üç tanımında "entellektüel hayat", "düÂşünce sistemleri", "bilme tarzları" gibi son deÂrece soyut ifadeler kullandığı dikkat çekmekÂte, ilk paragrafta verilen standart tanımdan daÂha geniş bir bağlamdan söz ettikleri görülmek-
tedir. Ama temeldeki varsayım aynen korunÂmaktadır. Bu varsayım düşüncelerin toplumÂsal olarak şartlandınldığını veya ondan etkiÂlendiğini İleri sürmektedir.
Terimin bilimsel bir tanımı şu şartlan yerine getirmek durumundadır:
a) İlk olarak nesnellik (objektiflik) şartı yeriÂne getirilmelidir, yani değerlerden arınmalıÂdır. Bilgi sosyolojisinin ilk amacı onların siyaÂsal anlamını veya da geçerliliğini yargılamak değil, bir bilim dalı olarak fikirlerin toplumsal kökenini anlamaktır.
b) İkinci olarak, sosyal alt-yapı İle zihinsel üst-yapı arasındaki bağlantıyla İlgili kanıtlanaÂmayan ontolojik, yeni metafizik varsayımların ihraç edilmesi gereklidir. Eğer bilgi sosyolojiÂsi bilimsel bir disiplin olmak istiyorsa, determiÂnizm ve özgürlük sorunu hakkında dogmatik ifadelerden kaçınmalı ve kendisini sosyal duÂrumların ışığında fikirlerin anlamının yorumÂlanması amacına yönelik bir yöntem olarak kurmalıdır.
c) üçüncü şart, "sosyal alt-yapı", başka bir deyişle, fikirlerin onun ışığı altında yorumlanÂdığı sosyal olaylar ile neyin kastedildiği açık bir şekilde belirtilmelidir.
Fransız ve İskoç aydınlanma filozolfları, tüm sosyal farklılıkların toplumsal köklere saÂhip olduğunu ve onların insanın kontrolünde olduğunu ilk kabul eden kimselerdi. Onlar gc-niŞ bir toplumsal, ekonomik ve siyasal faktörÂler ağının insan bilincinin oluşum, yapı ve içeÂriğini belirlediğinin bilincindeydiler. Bununla birlikte genelde bu filozoflar bilgi sosyolojisiÂnin ne mümkün, ne de istenilen bir şey olduğuÂnu kanıtlamaya girişmediler. Sözgelimi Kant, aklın deney öncesi (a priori) formlarından söz eder ve düşüncelerin dış etkilerle biçimlenebiÂleceği anlayışına karşı çıkar. Aynı şekilde çeşitÂli görüşlere sahip deneyciler, bilimsel bilginin toplumsal şartlardan etkilenmemiş olan deÂneyler yardımıyla elde edildiğini öne sürdüler. Bu filozoflar olsa olsa toplumsal şartların teo-riüstü faktörlerin oluşumunu -düşüncenin yaÂpı ve içeriğini değil- etkilediğini söylediler.
Kari Marks, belirli tarihsel şartlar altında ekonomik gerçeklerin çeşitli sosyo-ekonomik süreçler yoluyla ideolojik üst-yapıyı belirlediği
yolundaki teorisiyle bu alanın önemli köşe taş-lanndan birini oluşturdu. Bu anlayış bilgi sosÂyolojisinde hala ana konu olmaya devam etÂmekte olup, Lukacs gibi yazarların eserlerinÂde kültürel üretim sorunlarının kimi örnek sosyolojik analizlerine de ilham kaynağı olÂmuştur.
Durkheİm, genel bir tasnif edici, işlem modeÂli geliştirememişse de bilgi sosyolojisinin öncüÂlerinden birisidir. O, algı deneyini (uzay, zaÂman, nedensellik, yön) düzenleyen temel kateÂgorilerin (en azından daha basit toplumlarda) sosyal yapıdan landığını iddia etti. Durkheİm, Mauss ve Levy-Brull "ilkel" topÂlumların mantıksal tasnif şekillerini açıkladı ve bilmeye ilişkin temel kategorilerin toplumÂsal kökenleri bulunduğunu öne sürdüler. Ne var ki, onlar bu analiz türünü daha karmaşık toplumlara dek genişletmeye henüz hazır deÂğillerdi.
Max Scheler, bu alanın bir diğer başat kişisi-dir. O 1920'lerin başlarında Wissenssozİologie (bilgi sosyolojisi) terimini ortaya attı. Schcler, Marks'm alt-yapı kavramını farklı tarihsel döÂnemlerde ve çeşitli sosyal ve kültürel sistemÂler içinde kendine has yollarla düşünceyi biÂçimlediğine inandığı çeşitli gerçek faktörler (Reatfaktören) İle özdeleştirerek genişletti. Bu gerçek faktörleri zaman zaman kurumsalÂlaşmış İçgüdüsel güçler olarak, zaman zaman da tarih-dışı bir alt yapı kavramının ifadesi olaÂrak görüyordu. Scheler'İn sonsuz bir değerler ve fikirler âlemi varlığı üzerindeki vurgusu, gerçek faktörlerle toplumsal ve kültürel (yani tarihsel) değişimi açıklarken onun elini koluÂnu bağlamaktadır.
Mannheim iledir ki, bilgi sosyolojisine sosyoÂlojik bir bilim analizi İçin en ince İşlenmiş ve ihtiraslı programatik temel sağlanmış oldu. Tıpkı Scheler gibi Mannheim da, ırk gibi biyoÂlojik faktörlerin, iktidar olma dürtüsü gibi psiÂkolojik unsurların ve manevi hatta doğaüstü fenomenlerin alt yapıdaki temel ekonomik ilişÂkilerin yerini alabileceğini öne sürerek altyapı kavramını genişletmiştir. O, modelini farklı bilgi formlarıyla ilişkili toplumsal şartlara uyÂgulamış olup incelemelerinden bir kısmı hala
bilgi sosyolojisinin birinci sınıf analiz örnekleÂri olarak kabul edilmektedir. Bu eserler, kültüÂrel bir form olarak rekabeti, muhafazakar düÂşünceyi, nesiller arası kopukluk sorunlarını ekonomik ihtirası ele alır. Mannheim bilgi sosÂyolojisinin özellikle entcllcktüel ve siyasal haÂyatta, rakip fikirleri, siyasal felsefeleri, İdeoloÂjileri ve farklı kültürel ürünleri üreten şartlan sosyolojik olarak açıklamak suretiyle önemli bir rol oynamaya mahkum olduğu kanatindeydı.
Bilgi sosyolojisinin çağdaş biçimleri, teorileÂrini özellikle Marks-Mannheim doğrultusunÂda geliştirmişlerdir. Bu teoriler için Marks'ın Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı adh kitaÂbından şu alıntıyı yapmak alışkanlık haline gelÂmiştir.
"İnsanların üstlendikleri sosyal üretimde onÂlar iradelerinden bağımsız ve kopuk olmayan belirli ilişkiler içine girerler, bu üretim ilişkileÂri onların maddi üretim güçlerinin belirli bir gelişme aşamasına tekabül eder. Bu üretim ilişkilerinin toplamı, toplumun ekonomik yapıÂsını, hukuki ve siyasal üst-yapıların üzerinde yükseldiği ve sosyal bilincin belirli formlarına tekabül eden gerçek temeli oluşturur... Maddi hayattaki üretim tarzı hayatın sosyal, siyasal ve manevi karakterini belirler. İnsanların biÂlinci varlıklarını belirlemez, tersine insanların sosyal varlıkları bilinçlerini belirler." Yapı (alt-yapı) ve üst-yapı terimleri Marksist olmaÂyan yazarlar tarafından da gelişigüzel kullanılÂmıştır.
Mannheim'in terime verdiği anlam bu MarkÂsist anlayıştan etkilenmişti. Onun bilgi sosyoÂlojisi alanına yaptığı katkı, İdeoloji ve ütopya adlı kitabının adından da anlaşılacağı gibi, bilÂgi sosyolojisini esas itibariyle üç ayrı düşünce tipinin İncelenmesi olarak görmekti: İlki, gerÂçekçi düşünce yani belirli bir toplum İçindeki hakikat olarak işleyen ya da bu hakikata prag-matik olarak uygulanmış düşüncedir: "OrtaÂmın ürettiği gerçeklikten ne çok, ne de az olan"ı içeren düşünce. İkinci olarak ideolojik düşünce, yani nesnel gerçeklik isteğiyle değil, değişimin önüne geçme tutkusuyla belirlendiÂğinden dolayı gerçekçi-olmayan muhafazakar ve reaksiyoner grupların düşünce karakteristiÂği. üçüncüsü ütopyacı düşünce, yani programÂlarının gerçekleştirilmesi mümkün olmayan ve bu nedenle de yine nesnel gerçeklik isteğiyÂle değil, tasarlanmış bir gelecek arzusuyla beÂlirlendiğinden ötürü gerçekçi-ol mayan devÂrimci grupların düşünce karakteristiği. Mann-heim'İn bilgi sosyolojisi bilimsel ve gerçekçi düşünceye karşıt olarak "ideoloji" ve "ütop-ya"yı ele almakta ve düşünce-yapilannın "masÂkesini düşürecek" bir teknik olarak bilgi sosyoÂlojisini kullanmaktadır.
Bilgi sosyolojisi bir de sosyal ların teÂmelinde düşünce yapılarının geçerliliğinin araştırılması olarak görülebilir. Bu anlamıyla bilgi sosyolojisi bilgi teorisi (epistemoloji) adı verilen felsefi disiplinin bîr parça olur.
Bilgi sosyolojisi özellikle 1920'lcrin sonunÂdan itibaren bir uzmanlık alanı olarak tanınÂmışsa da genellikle diğer herhangi bir sosyoloÂji alanından daha çok öbür sosyal ve beşeri biÂlimlerle ilgili olan tipik ve bazı bakımlardan bcn/.eri olmayan bir sosyoloji alanı olarak kaÂbul edilir.
Bilgi sosyolojisi, Özcllike ideolojinin çeşitli boyutlarının ortaya çıkartılması yönündeki çaÂbaları teşvik etmiş ve bu alanda oldukça kabaÂrık bir literatür oluşmuştur. Pozitivİstler taraÂfından bilginin kökenini ve yapısını insanın zihninde, kollektif toplumsal bilinçte aradığınÂdan ötürü, hermenötikçiler tarafından İse iro-nik biçimde, zihinden bağımsız bir toplumsal temelin bilgiyi ürettiği görüşünden dolayı eleşÂtirilmiştir. Her iki tarafın da görüşleri bilgi sosÂyolojisinin alanının ne kadar sınırsız olduğuÂnu ve her kapıyı açan bir anahtar niteliği taşıÂdığını göstermeye yeter. Felsefi olarak yorumÂlarsak, bilgi sosyolojisinin, Kaııı'ın zihinsel a priori kategorilerinin Hcgclci ruhun (gcist) açılımıfikriylcyorumlamasından oluştuğu söyÂlenebilir.
Mustafa ARMAĞAN Bk. İdeoloji; Marksizm; Sosyoloji.
Bilgi sosyolojisi teriminin en genel anlamı aşağıdaki tanımlardan çıkartılabilir: "İnceleÂmemizin konusu, verili bir tarihsel zamanda eiuellektüel hayatın mevcut sosyal ve siyasal güçlerle nasıl ne şekilde İlişkili olduğunu gözÂlemlemektir." (K.Mannheİm)
"Bilgi sosyolojisi bir yanda siyasal süreçler ve yapıların işlevsel iç-ilişkilerinin, öte yandan bilme tarzlarını da içeren entcllcktüel hayatın kalıplarının analizidir." (H.Becker ve H.D.-Dahlke)
Her üç tanımında "entellektüel hayat", "düÂşünce sistemleri", "bilme tarzları" gibi son deÂrece soyut ifadeler kullandığı dikkat çekmekÂte, ilk paragrafta verilen standart tanımdan daÂha geniş bir bağlamdan söz ettikleri görülmek-
tedir. Ama temeldeki varsayım aynen korunÂmaktadır. Bu varsayım düşüncelerin toplumÂsal olarak şartlandınldığını veya ondan etkiÂlendiğini İleri sürmektedir.
Terimin bilimsel bir tanımı şu şartlan yerine getirmek durumundadır:
a) İlk olarak nesnellik (objektiflik) şartı yeriÂne getirilmelidir, yani değerlerden arınmalıÂdır. Bilgi sosyolojisinin ilk amacı onların siyaÂsal anlamını veya da geçerliliğini yargılamak değil, bir bilim dalı olarak fikirlerin toplumsal kökenini anlamaktır.
b) İkinci olarak, sosyal alt-yapı İle zihinsel üst-yapı arasındaki bağlantıyla İlgili kanıtlanaÂmayan ontolojik, yeni metafizik varsayımların ihraç edilmesi gereklidir. Eğer bilgi sosyolojiÂsi bilimsel bir disiplin olmak istiyorsa, determiÂnizm ve özgürlük sorunu hakkında dogmatik ifadelerden kaçınmalı ve kendisini sosyal duÂrumların ışığında fikirlerin anlamının yorumÂlanması amacına yönelik bir yöntem olarak kurmalıdır.
c) üçüncü şart, "sosyal alt-yapı", başka bir deyişle, fikirlerin onun ışığı altında yorumlanÂdığı sosyal olaylar ile neyin kastedildiği açık bir şekilde belirtilmelidir.
Fransız ve İskoç aydınlanma filozolfları, tüm sosyal farklılıkların toplumsal köklere saÂhip olduğunu ve onların insanın kontrolünde olduğunu ilk kabul eden kimselerdi. Onlar gc-niŞ bir toplumsal, ekonomik ve siyasal faktörÂler ağının insan bilincinin oluşum, yapı ve içeÂriğini belirlediğinin bilincindeydiler. Bununla birlikte genelde bu filozoflar bilgi sosyolojisiÂnin ne mümkün, ne de istenilen bir şey olduğuÂnu kanıtlamaya girişmediler. Sözgelimi Kant, aklın deney öncesi (a priori) formlarından söz eder ve düşüncelerin dış etkilerle biçimlenebiÂleceği anlayışına karşı çıkar. Aynı şekilde çeşitÂli görüşlere sahip deneyciler, bilimsel bilginin toplumsal şartlardan etkilenmemiş olan deÂneyler yardımıyla elde edildiğini öne sürdüler. Bu filozoflar olsa olsa toplumsal şartların teo-riüstü faktörlerin oluşumunu -düşüncenin yaÂpı ve içeriğini değil- etkilediğini söylediler.
Kari Marks, belirli tarihsel şartlar altında ekonomik gerçeklerin çeşitli sosyo-ekonomik süreçler yoluyla ideolojik üst-yapıyı belirlediği
yolundaki teorisiyle bu alanın önemli köşe taş-lanndan birini oluşturdu. Bu anlayış bilgi sosÂyolojisinde hala ana konu olmaya devam etÂmekte olup, Lukacs gibi yazarların eserlerinÂde kültürel üretim sorunlarının kimi örnek sosyolojik analizlerine de ilham kaynağı olÂmuştur.
Durkheİm, genel bir tasnif edici, işlem modeÂli geliştirememişse de bilgi sosyolojisinin öncüÂlerinden birisidir. O, algı deneyini (uzay, zaÂman, nedensellik, yön) düzenleyen temel kateÂgorilerin (en azından daha basit toplumlarda) sosyal yapıdan landığını iddia etti. Durkheİm, Mauss ve Levy-Brull "ilkel" topÂlumların mantıksal tasnif şekillerini açıkladı ve bilmeye ilişkin temel kategorilerin toplumÂsal kökenleri bulunduğunu öne sürdüler. Ne var ki, onlar bu analiz türünü daha karmaşık toplumlara dek genişletmeye henüz hazır deÂğillerdi.
Max Scheler, bu alanın bir diğer başat kişisi-dir. O 1920'lerin başlarında Wissenssozİologie (bilgi sosyolojisi) terimini ortaya attı. Schcler, Marks'm alt-yapı kavramını farklı tarihsel döÂnemlerde ve çeşitli sosyal ve kültürel sistemÂler içinde kendine has yollarla düşünceyi biÂçimlediğine inandığı çeşitli gerçek faktörler (Reatfaktören) İle özdeleştirerek genişletti. Bu gerçek faktörleri zaman zaman kurumsalÂlaşmış İçgüdüsel güçler olarak, zaman zaman da tarih-dışı bir alt yapı kavramının ifadesi olaÂrak görüyordu. Scheler'İn sonsuz bir değerler ve fikirler âlemi varlığı üzerindeki vurgusu, gerçek faktörlerle toplumsal ve kültürel (yani tarihsel) değişimi açıklarken onun elini koluÂnu bağlamaktadır.
Mannheim iledir ki, bilgi sosyolojisine sosyoÂlojik bir bilim analizi İçin en ince İşlenmiş ve ihtiraslı programatik temel sağlanmış oldu. Tıpkı Scheler gibi Mannheim da, ırk gibi biyoÂlojik faktörlerin, iktidar olma dürtüsü gibi psiÂkolojik unsurların ve manevi hatta doğaüstü fenomenlerin alt yapıdaki temel ekonomik ilişÂkilerin yerini alabileceğini öne sürerek altyapı kavramını genişletmiştir. O, modelini farklı bilgi formlarıyla ilişkili toplumsal şartlara uyÂgulamış olup incelemelerinden bir kısmı hala
bilgi sosyolojisinin birinci sınıf analiz örnekleÂri olarak kabul edilmektedir. Bu eserler, kültüÂrel bir form olarak rekabeti, muhafazakar düÂşünceyi, nesiller arası kopukluk sorunlarını ekonomik ihtirası ele alır. Mannheim bilgi sosÂyolojisinin özellikle entcllcktüel ve siyasal haÂyatta, rakip fikirleri, siyasal felsefeleri, İdeoloÂjileri ve farklı kültürel ürünleri üreten şartlan sosyolojik olarak açıklamak suretiyle önemli bir rol oynamaya mahkum olduğu kanatindeydı.
Bilgi sosyolojisinin çağdaş biçimleri, teorileÂrini özellikle Marks-Mannheim doğrultusunÂda geliştirmişlerdir. Bu teoriler için Marks'ın Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı adh kitaÂbından şu alıntıyı yapmak alışkanlık haline gelÂmiştir.
"İnsanların üstlendikleri sosyal üretimde onÂlar iradelerinden bağımsız ve kopuk olmayan belirli ilişkiler içine girerler, bu üretim ilişkileÂri onların maddi üretim güçlerinin belirli bir gelişme aşamasına tekabül eder. Bu üretim ilişkilerinin toplamı, toplumun ekonomik yapıÂsını, hukuki ve siyasal üst-yapıların üzerinde yükseldiği ve sosyal bilincin belirli formlarına tekabül eden gerçek temeli oluşturur... Maddi hayattaki üretim tarzı hayatın sosyal, siyasal ve manevi karakterini belirler. İnsanların biÂlinci varlıklarını belirlemez, tersine insanların sosyal varlıkları bilinçlerini belirler." Yapı (alt-yapı) ve üst-yapı terimleri Marksist olmaÂyan yazarlar tarafından da gelişigüzel kullanılÂmıştır.
Mannheim'in terime verdiği anlam bu MarkÂsist anlayıştan etkilenmişti. Onun bilgi sosyoÂlojisi alanına yaptığı katkı, İdeoloji ve ütopya adlı kitabının adından da anlaşılacağı gibi, bilÂgi sosyolojisini esas itibariyle üç ayrı düşünce tipinin İncelenmesi olarak görmekti: İlki, gerÂçekçi düşünce yani belirli bir toplum İçindeki hakikat olarak işleyen ya da bu hakikata prag-matik olarak uygulanmış düşüncedir: "OrtaÂmın ürettiği gerçeklikten ne çok, ne de az olan"ı içeren düşünce. İkinci olarak ideolojik düşünce, yani nesnel gerçeklik isteğiyle değil, değişimin önüne geçme tutkusuyla belirlendiÂğinden dolayı gerçekçi-olmayan muhafazakar ve reaksiyoner grupların düşünce karakteristiÂği. üçüncüsü ütopyacı düşünce, yani programÂlarının gerçekleştirilmesi mümkün olmayan ve bu nedenle de yine nesnel gerçeklik isteğiyÂle değil, tasarlanmış bir gelecek arzusuyla beÂlirlendiğinden ötürü gerçekçi-ol mayan devÂrimci grupların düşünce karakteristiği. Mann-heim'İn bilgi sosyolojisi bilimsel ve gerçekçi düşünceye karşıt olarak "ideoloji" ve "ütop-ya"yı ele almakta ve düşünce-yapilannın "masÂkesini düşürecek" bir teknik olarak bilgi sosyoÂlojisini kullanmaktadır.
Bilgi sosyolojisi bir de sosyal ların teÂmelinde düşünce yapılarının geçerliliğinin araştırılması olarak görülebilir. Bu anlamıyla bilgi sosyolojisi bilgi teorisi (epistemoloji) adı verilen felsefi disiplinin bîr parça olur.
Bilgi sosyolojisi özellikle 1920'lcrin sonunÂdan itibaren bir uzmanlık alanı olarak tanınÂmışsa da genellikle diğer herhangi bir sosyoloÂji alanından daha çok öbür sosyal ve beşeri biÂlimlerle ilgili olan tipik ve bazı bakımlardan bcn/.eri olmayan bir sosyoloji alanı olarak kaÂbul edilir.
Bilgi sosyolojisi, Özcllike ideolojinin çeşitli boyutlarının ortaya çıkartılması yönündeki çaÂbaları teşvik etmiş ve bu alanda oldukça kabaÂrık bir literatür oluşmuştur. Pozitivİstler taraÂfından bilginin kökenini ve yapısını insanın zihninde, kollektif toplumsal bilinçte aradığınÂdan ötürü, hermenötikçiler tarafından İse iro-nik biçimde, zihinden bağımsız bir toplumsal temelin bilgiyi ürettiği görüşünden dolayı eleşÂtirilmiştir. Her iki tarafın da görüşleri bilgi sosÂyolojisinin alanının ne kadar sınırsız olduğuÂnu ve her kapıyı açan bir anahtar niteliği taşıÂdığını göstermeye yeter. Felsefi olarak yorumÂlarsak, bilgi sosyolojisinin, Kaııı'ın zihinsel a priori kategorilerinin Hcgclci ruhun (gcist) açılımıfikriylcyorumlamasından oluştuğu söyÂlenebilir.
Mustafa ARMAĞAN Bk. İdeoloji; Marksizm; Sosyoloji.
Bilgi Sosyolojisi
Bilgi ve toplum kuramı arasındaki ilişkileri inceleyen dal. Klasik Marksizme göre bilgi tarzları burjuvazide başka proletaryada başka biçimler alır. Bu bilgi biçimlerini Karl Mannheim incelemiş ve buna ilişin esasları çıkarmaya çalışmıştır. Son dönemlerde bu alanda Kültürel Çalışmalar disiplini hakimdir. Sosyolojik bakış açıları, bilginin ve iktidarın yapısı ve gücü üzerinde, bilgi biçimlerinin ortaya çıkışı üzerinde, otorite ve kitlelerin bilgiyi nasıl kullandığı üzerinde çalışmaktadır. Bilim sosyolojisi adıyla yapılan çalışmalarda Robert Merton, Thomas S.Kuhn bilişsellik üzerinde durur.
Bilgi ve toplum kuramı arasındaki ilişkileri inceleyen dal. Klasik Marksizme göre bilgi tarzları burjuvazide başka proletaryada başka biçimler alır. Bu bilgi biçimlerini Karl Mannheim incelemiş ve buna ilişin esasları çıkarmaya çalışmıştır. Son dönemlerde bu alanda Kültürel Çalışmalar disiplini hakimdir. Sosyolojik bakış açıları, bilginin ve iktidarın yapısı ve gücü üzerinde, bilgi biçimlerinin ortaya çıkışı üzerinde, otorite ve kitlelerin bilgiyi nasıl kullandığı üzerinde çalışmaktadır. Bilim sosyolojisi adıyla yapılan çalışmalarda Robert Merton, Thomas S.Kuhn bilişsellik üzerinde durur.
Sağlık Sosyolojisi
Din Sosyolojisi
Çalışma Sosyolojisi
YORUMLAR