Şimdiki dışişleri bakanlığına müsavi gelen osmanlı makamı. Osmanlı imparatorluğunda ilk dönemlerde Reisülküttablık olarak geçen bu makam 19....
Şimdiki dışişleri bakanlığına müsavi gelen osmanlı makamı. Osmanlı imparatorluğunda ilk dönemlerde Reisülküttablık olarak geçen bu makam 19. yüzyılda yaşanılan politika, devletin zayıf düşmesi dış borçlar avrupalılar osmanlı iç işlerine karışma çabaları sebebiyle oluşan ilişkilerden dolayı mecburen dış ilişkileri yönetecek bir devlet kuruluşu kurmaya zorladı. Padişah II. Mahmut'un yapmış olduğu reformlar etrafında 1835 senesinde Reis-ül Küttablık, Umur-ı Hariciye Nazırlığı adıyla tekrardan örgütlendi.
Reisülküttablık müessesesinin, Fatih Kanunnamesi'nde zikredilmiş olması, bu kuruluşun çok eskiden bu yana Osmanlılarda var bulunduğunu göstermektedir. Ama, Nişancı'nın maiyyeti içinde sayıldığından büyük ehemmiyeti yoktu.
XVII. yüzyıl sonlarıyla XVIII. yüzyıl başlarına kadar Reisülküttab, Divan-ı hümayun üyesi değildi. Yalnızca Divan-ı hümayundan verilen yargı ve beratları tashihten sonrasında, bunların çerçevesinde lüzumlu işlemleri yapar, hükümdar ve sadrazama gelen namelerin çeviri edilmesi ve cevaplarının hazırlanmasıyla ilgilenirdi. Sadrazamdan sultana ve sultandan sadrazama, meydana getirilen yazışmaları da o yerlerine ulaştırırdı.
Zaman içinde devletlerarası münasebetlerin artması ve Osmanlıların başka devletlerde elçiler bulundurmaya yükümlü kalmasıyla reisülküttablığın da önemi artmıştır. Sonunda hariçle ilgili işlerin tamamı bu tür şeyler tarafınca yürütülmeye başlandı. II. Mahmud döneminde dış münasebetlerin iyice artması, bu kuruluşun tekrardan ve daha uygar bir biçimde teşkilatlandırılması ihtiyacını doğurmuştur. Bunun üstüne Reisülküttablık, Umur-ı Hariciye Nazırlığı adıyla yeni baştan teşkilatlandırıldı (1835). 1837-1838 senesinde nazırlık görevlilerinin bağlı bulunmuş olduğu Amedi odası memurları, Hariciye ve Dahiliye adıyla ikiye ayrılıp Maruzat odaları ismini almışlardır. Son Reisülküttab Yozgatlı Akif Paşa da müşirlik rütbesiyle Umur-ı Hariciye nazırlığına getirilmiş, elçilikler de bu daireye bağlanmıştır. Bir süre sonra özetlemek gerekirse Hariciye Nezareti ismi verilen bu makam, 23 Nisan 192O'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışından sonrasında Hariciye Vekaleti ismini almıştır.
YORUMLAR