KADİT sıf. (ar. kadid). Çok zayıf, kuru. ♦ a. 1. Zayıflamış, bir deri bir kemik kalmış insan ya da hayvan: "Bir ihtimal birk...
KADİT sıf. (ar. kadid). Çok zayıf, kuru.
♦ a.
1. Zayıflamış, bir deri bir kemik kalmış insan ya da hayvan: "Bir ihtimal birkaç gün sonrasında, tüm bu kadid alayı, bir parça sıcak çorbadan sonrasında şehrin hududuna koşacak ...â€(Y K. Karaosmanoğlu).
2. Esk. Dilimlenerek güneşte ya da iste kurutulmuş et.
3. Kadidi çıkmak, aşırı seviyede zayıflamak, bir deri bir kemik kalmak.
♦ a.
1. Zayıflamış, bir deri bir kemik kalmış insan ya da hayvan: "Bir ihtimal birkaç gün sonrasında, tüm bu kadid alayı, bir parça sıcak çorbadan sonrasında şehrin hududuna koşacak ...â€(Y K. Karaosmanoğlu).
2. Esk. Dilimlenerek güneşte ya da iste kurutulmuş et.
3. Kadidi çıkmak, aşırı seviyede zayıflamak, bir deri bir kemik kalmak.
Kaynak: Büyük Larousse
kadit
ödat, eskimiş (kadi:t) Arapça
1 . Çok zayıf:
"Gözlerini kadit elleriyle iyice ovdu."- Ö. Seyfettin.
2 . isim Güneşte ya da hafifçe ateşte kurutulmuş et.
3 . isim İskelet.
ödat, eskimiş (kadi:t) Arapça
1 . Çok zayıf:
"Gözlerini kadit elleriyle iyice ovdu."- Ö. Seyfettin.
2 . isim Güneşte ya da hafifçe ateşte kurutulmuş et.
3 . isim İskelet.
kadit ingilizcesi
1. skin and bones, a mere skeleton.
2. skeleton.
-i çýkmak to turn into skin and bones.
1. skin and bones, a mere skeleton.
2. skeleton.
-i çýkmak to turn into skin and bones.
YORUMLAR