Kahraman: Harpte ya da tehlikeli bir durumda yararlık gösteren (kimse), alp, yiğit. Bir vakada mühim yeri olan kimse. Roman, öykü, ...
Kahraman: Harpte ya da tehlikeli bir durumda yararlık gösteren (kimse), alp, yiğit. Bir vakada mühim yeri olan kimse. Roman, öykü, tiyatro ve benzeri yazın türlerinde en mühim şahıs, başkişi.
Kahraman Tazeoğlu
Hamdi Kahraman
İsmail Kahraman
Kahraman
ödat Farsça ®ahramÂ¥n
1 . Harpte ya da tehlikeli bir durumda yararlık gösteren (kimse), alp, yiğit:
2 . isim
Bir vakada mühim yeri olan kimse:
3 . isim, edebiyat
Roman, hikâye, tiyatro vb. edebiyat türlerinde en mühim şahıs:
ödat Farsça ®ahramÂ¥n
1 . Harpte ya da tehlikeli bir durumda yararlık gösteren (kimse), alp, yiğit:
"Al bayrağa narin eller işliyor zafer / Ötelerde yaralanır kahraman nefer"- E. B. Koryürek.
2 . isim
Bir vakada mühim yeri olan kimse:
"Son golün kahramanının yüzü, öpülmekten tükürük içinde kalmıştı."- H. Taner.
3 . isim, edebiyat
Roman, hikâye, tiyatro vb. edebiyat türlerinde en mühim şahıs:
"Piyesin kahramanı azgın bir herif, boyuna baldızına saldırıyor."- Ç. Altan.
Birleşik Sözler
- başkahraman
KAHRAMAN a. (fars. kahraman).
1. Yiğitliği, gözü pekliği, üstün nitelikleriyle dikkati çeken kimse; yiğit, batur, alp: Kahramanları saygıyla anmak. Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa. Bilim uğruna yaşamlarını ortaya koyan adsız kahramanlar.
2. Sözlü ya da yazılı edebiyatta, tiyatro, beyaz perde yapıtlarında olayların akışı içinde mühim yeri olan şahıs: Efsaneleşmiş kahramanı. Halit Ziya'nm kahramanları. Yazar çok sempatik bir kahraman yaratmış. Filmin kahramanı ufak bir çocuktu. (Bk. ansikl. böl. Ed.)
3. Bir olayın kahramanı, o vakada mühim bir rol oynamış olan kimse: Maçın kahramanı.
—Esk. Kahraman-ı gazabnâk, kızgın, öfkeli yiğit.
—Yun. mit. Yunanlılar'ın tanrılaştırdıkları büyük insanlara verdikleri ad, (Bk. ansikl. böl.)
♦ sıf. Yürekli, yiğit bir kimse, bir topluluk için kullanılır: Kahraman çocuk Kahraman askerler.
—ANSİKL. Ed. Edebiyat yapıtlarında "kahraman" terimi, tarihsel gelişim içinde, genel çizgileriyle şu aşamalardan geçer:
1. muhteşem güç ve cesaret sahibi bir şahıs olarak "iyi†kahraman; destan kahramanı. Karşıtı ve kendi kadar kuvvetli olan “kötü" ile savaşır ve onu yener. Güneş' ten, Ay'dan, tabiat vakalarından etkilenen bayanların evladı olarak dünyaya gelir ve avuçlarında gül benzer biçimde, kan pıhtısı benzer biçimde bir işareti de beraber getirir (Manas);
2. halk hikâyelerinde, halkın tepki enerjisini kişiliğinde toplamış gerçek, yarı-gerçek ya da tümüyle düşsel bir kimse olarak kahraman (Köroğlu);
3. antik geçmişten (yunan ve roma) yararlanan batı klasiklerinde ruhsal bir varlık olarak kahraman; "tip"e dönüşür. Bu tip, kimi süre Don Quijote benzer biçimde tüm insanların ortak bir hususi durumunu yansıtan evrensel bir kalite taşır, kimi zamanda Harpagon (Moliöre) benzer biçimde bir bölük insana özgü bir özelliği, mesela cimriliği bir tip olarak somutlaştırır;
4. klasiklerden değişik olarak ve gerçekçi bir yaklaşımla oluşturulmuş ve vakalar karşısında iyi mi bir tepki göstereceği azca çok kestirilebilen “verilmiş tip"i simgeleyen kahraman (Goriot baba);
5. insanoğlunun özünü oluşturan ruhsal- lığın dinamik evrimine dayanan bir yaklaşımın sonucu ortaya çıkan "yaşanmış tipâ€. Bu evrede kahraman tek boyutluluktan çıkıp çok boyutlu bir kimliğe kavuşur (Alissa, Dar kapı [Andrö Gide]);
6. insanı karmaşık bir varlık olarak kabul eden ve onu, içinde bulunmuş olduğu ilişkiler sisteminin diğeri öğeleri ile devamlı etkileşim halinde bir değişken kabul eden yaklaşımla oluşturulmuş kahraman; bir başka deyişle “karakter" (Mathieu, Özgürlüğün yollan [J. R Sartrej).
Bunların haricinde bir de “olumlu kahraman" terimi vardır ki. okuyucuya örnek şahıs olarak sunulur ve her insanın, onunkilere benzer davranışlarda bulunması öğütlenmiş olur Bu akım 1930'ların Sovyet Rus- yası'nda ortaya çıktı. Mao'nun Kültür devrimi'nde de buna benzer bir yol seyredildi.
Divan edebiyatında kahraman, minyatürü öncesinden çizilmiş bir prototiptir, ister iranlı, ister arap, ister türk ozan olsun, bu prototipe yeni bir çizgi ekleyemez (Mecnun, Ferhat). Bir bölük kahraman da tümüyle alegoriktir (Hüsn, Aşk). Tanzimat' la gelişen batı tesirinde türk roman, hikâye ve tiyatrosunda ise kahraman, daha belirsiz çizgilerle Batı'dakine benzer aşamalardan geçer.
—Yun. mit. Homeros kahramanları, çoğu zaman bir tanrının ya da tanrıçanın oğlu olan savaşçılar ve önderlerdir (Akhilleus, Aias, Odysseus). Hesiodos, kahramanı bir efsaneleşmiş kişisi, iyilikçi bir şahıs olarak düşünür. İ.Û. V. yy.'dan başlayarak kahraman, ölümünden sonrasında kahramanlaştırılan ve bir kült ile onurlandırılan ölümlü bir kişiydi. Böylece, kahraman çoğu zaman bir siteyi sakınan ya da kuran şahıs oldu (Attike'de Theseus). Kahramanlaştırma, ceberrüt yöneticileri öldüren atinalı Harmodios ve Aristogeiton'un çevresinde oluşturulan kültte olduğu benzer biçimde, kimi süre, bir sitenin kendi yurttaşlarından birine duyduğu minnet ve şükranı dile getiriyordu.
Kahramanlar kültü, kahramanların gömülü olduğu mezarlara bağlıydı; bu mezarların, kahramanların koruması altında olduğu düşünülüyordu. Bu yüzden, Oidi- pus'un mezarı Atina'dan Thebai'ye taşındı. Bu kült, bir bakıma yeraltı tanrılarının kültüne benzer. Bir de, bir yere, bir siteye, bir demos'a; bir kabileye, bir aileye kendi adlarını veren kahramanlar vardı. Bu, çok yaygın bir adetti ve Yunanistan'da derhal her yerin, o yere adını veren bir kahramanı, her nesnenin bir koruyucu kahramanı ve her meşhur ailenin ata olarak kabul etmiş olduğu bir kahramanı vardı. Bir çok kez, kahraman, bir riti, bir vakası ya da bir nesneyi kişileştirmek için düşünülmüş bir varlıktı.
KAHRAMAN, Koltuk takımyıldızının yakınındaki şimal takımyıldızı. Başlıca yıldızları Mirfak ve Algoldür. Çok sayıda yıldız kümesi içeren bu takımyıldız içinden Samanyolu geçer; bunlardan h ve x açık kümeleri çıplak gözle, M 34 ise el dürbünüyle görülebilir. Bu takımyıldızda ek olarak 250 milyon ışık yılı uzaklıkta yer edinen ve çok yeğin bir X ışını membaı oluşturan varlıklı bir gökada kümesi de bulunur. ( GÖK haritası.) [Eşanl. PERSE]
KAHRAMAN. Mit. Firdevsi'nin Şehname'sinde, Pişdadiler'in soyundan Şah Tahmuras'ın oğlu. Efsaneye bakılırsa üç yaşlarında devler tarafınca Kaf dağı'na kaçırıldı ve orada kuvvetli bir pehlivan olarak büyütüldü. Gürzü ve kılıcıyla ünlüydü.
1. Yiğitliği, gözü pekliği, üstün nitelikleriyle dikkati çeken kimse; yiğit, batur, alp: Kahramanları saygıyla anmak. Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa. Bilim uğruna yaşamlarını ortaya koyan adsız kahramanlar.
2. Sözlü ya da yazılı edebiyatta, tiyatro, beyaz perde yapıtlarında olayların akışı içinde mühim yeri olan şahıs: Efsaneleşmiş kahramanı. Halit Ziya'nm kahramanları. Yazar çok sempatik bir kahraman yaratmış. Filmin kahramanı ufak bir çocuktu. (Bk. ansikl. böl. Ed.)
3. Bir olayın kahramanı, o vakada mühim bir rol oynamış olan kimse: Maçın kahramanı.
—Esk. Kahraman-ı gazabnâk, kızgın, öfkeli yiğit.
—Yun. mit. Yunanlılar'ın tanrılaştırdıkları büyük insanlara verdikleri ad, (Bk. ansikl. böl.)
♦ sıf. Yürekli, yiğit bir kimse, bir topluluk için kullanılır: Kahraman çocuk Kahraman askerler.
—ANSİKL. Ed. Edebiyat yapıtlarında "kahraman" terimi, tarihsel gelişim içinde, genel çizgileriyle şu aşamalardan geçer:
1. muhteşem güç ve cesaret sahibi bir şahıs olarak "iyi†kahraman; destan kahramanı. Karşıtı ve kendi kadar kuvvetli olan “kötü" ile savaşır ve onu yener. Güneş' ten, Ay'dan, tabiat vakalarından etkilenen bayanların evladı olarak dünyaya gelir ve avuçlarında gül benzer biçimde, kan pıhtısı benzer biçimde bir işareti de beraber getirir (Manas);
2. halk hikâyelerinde, halkın tepki enerjisini kişiliğinde toplamış gerçek, yarı-gerçek ya da tümüyle düşsel bir kimse olarak kahraman (Köroğlu);
3. antik geçmişten (yunan ve roma) yararlanan batı klasiklerinde ruhsal bir varlık olarak kahraman; "tip"e dönüşür. Bu tip, kimi süre Don Quijote benzer biçimde tüm insanların ortak bir hususi durumunu yansıtan evrensel bir kalite taşır, kimi zamanda Harpagon (Moliöre) benzer biçimde bir bölük insana özgü bir özelliği, mesela cimriliği bir tip olarak somutlaştırır;
4. klasiklerden değişik olarak ve gerçekçi bir yaklaşımla oluşturulmuş ve vakalar karşısında iyi mi bir tepki göstereceği azca çok kestirilebilen “verilmiş tip"i simgeleyen kahraman (Goriot baba);
5. insanoğlunun özünü oluşturan ruhsal- lığın dinamik evrimine dayanan bir yaklaşımın sonucu ortaya çıkan "yaşanmış tipâ€. Bu evrede kahraman tek boyutluluktan çıkıp çok boyutlu bir kimliğe kavuşur (Alissa, Dar kapı [Andrö Gide]);
6. insanı karmaşık bir varlık olarak kabul eden ve onu, içinde bulunmuş olduğu ilişkiler sisteminin diğeri öğeleri ile devamlı etkileşim halinde bir değişken kabul eden yaklaşımla oluşturulmuş kahraman; bir başka deyişle “karakter" (Mathieu, Özgürlüğün yollan [J. R Sartrej).
Bunların haricinde bir de “olumlu kahraman" terimi vardır ki. okuyucuya örnek şahıs olarak sunulur ve her insanın, onunkilere benzer davranışlarda bulunması öğütlenmiş olur Bu akım 1930'ların Sovyet Rus- yası'nda ortaya çıktı. Mao'nun Kültür devrimi'nde de buna benzer bir yol seyredildi.
Divan edebiyatında kahraman, minyatürü öncesinden çizilmiş bir prototiptir, ister iranlı, ister arap, ister türk ozan olsun, bu prototipe yeni bir çizgi ekleyemez (Mecnun, Ferhat). Bir bölük kahraman da tümüyle alegoriktir (Hüsn, Aşk). Tanzimat' la gelişen batı tesirinde türk roman, hikâye ve tiyatrosunda ise kahraman, daha belirsiz çizgilerle Batı'dakine benzer aşamalardan geçer.
—Yun. mit. Homeros kahramanları, çoğu zaman bir tanrının ya da tanrıçanın oğlu olan savaşçılar ve önderlerdir (Akhilleus, Aias, Odysseus). Hesiodos, kahramanı bir efsaneleşmiş kişisi, iyilikçi bir şahıs olarak düşünür. İ.Û. V. yy.'dan başlayarak kahraman, ölümünden sonrasında kahramanlaştırılan ve bir kült ile onurlandırılan ölümlü bir kişiydi. Böylece, kahraman çoğu zaman bir siteyi sakınan ya da kuran şahıs oldu (Attike'de Theseus). Kahramanlaştırma, ceberrüt yöneticileri öldüren atinalı Harmodios ve Aristogeiton'un çevresinde oluşturulan kültte olduğu benzer biçimde, kimi süre, bir sitenin kendi yurttaşlarından birine duyduğu minnet ve şükranı dile getiriyordu.
Kahramanlar kültü, kahramanların gömülü olduğu mezarlara bağlıydı; bu mezarların, kahramanların koruması altında olduğu düşünülüyordu. Bu yüzden, Oidi- pus'un mezarı Atina'dan Thebai'ye taşındı. Bu kült, bir bakıma yeraltı tanrılarının kültüne benzer. Bir de, bir yere, bir siteye, bir demos'a; bir kabileye, bir aileye kendi adlarını veren kahramanlar vardı. Bu, çok yaygın bir adetti ve Yunanistan'da derhal her yerin, o yere adını veren bir kahramanı, her nesnenin bir koruyucu kahramanı ve her meşhur ailenin ata olarak kabul etmiş olduğu bir kahramanı vardı. Bir çok kez, kahraman, bir riti, bir vakası ya da bir nesneyi kişileştirmek için düşünülmüş bir varlıktı.
KAHRAMAN, Koltuk takımyıldızının yakınındaki şimal takımyıldızı. Başlıca yıldızları Mirfak ve Algoldür. Çok sayıda yıldız kümesi içeren bu takımyıldız içinden Samanyolu geçer; bunlardan h ve x açık kümeleri çıplak gözle, M 34 ise el dürbünüyle görülebilir. Bu takımyıldızda ek olarak 250 milyon ışık yılı uzaklıkta yer edinen ve çok yeğin bir X ışını membaı oluşturan varlıklı bir gökada kümesi de bulunur. ( GÖK haritası.) [Eşanl. PERSE]
KAHRAMAN. Mit. Firdevsi'nin Şehname'sinde, Pişdadiler'in soyundan Şah Tahmuras'ın oğlu. Efsaneye bakılırsa üç yaşlarında devler tarafınca Kaf dağı'na kaçırıldı ve orada kuvvetli bir pehlivan olarak büyütüldü. Gürzü ve kılıcıyla ünlüydü.
Kaynak: Büyük Larousse
kahraman ingilizcesi
1. hero; heroine.
2. brave, heroic
1. hero; heroine.
2. brave, heroic
Kahraman Tazeoğlu
Hamdi Kahraman
İsmail Kahraman
YORUMLAR