LEVS a. (ar. /evş). Esk. 1. Pislik, iğrençlik: "Burada levs, rutubetle karışarak zucetli bir madde halinde insanoğlunun derisin...
LEVS a. (ar. /evş). Esk.
1. Pislik, iğrençlik: "Burada levs, rutubetle karışarak zucetli bir madde halinde insanoğlunun derisine yapışıyor"^. K. Karaosrrıaııoğlu).
2.
Levs-i riya, ikiyüzlülük pisliği: "lıeplevs-i riyâ dalgalanır zerrelerinde" (fevfik Fikret), || Levs-i sevda, sevdanın iğrençliği, pisliği. "... hiçbir levs-i sevdâ ile dâmen-i illetini lekedar etmemiştir" (Mehmet Tevfik).
—İsi. huk. Levs ül-katl, adam öldürmekle suçlanan bir kişinin üstünde bulunan ve cinayeti belirten iz; öldürülen kişiyle katil içinde bulunan açık bir düşmanlığı gösteren deliller.
1. Pislik, iğrençlik: "Burada levs, rutubetle karışarak zucetli bir madde halinde insanoğlunun derisine yapışıyor"^. K. Karaosrrıaııoğlu).
2.
Levs-i riya, ikiyüzlülük pisliği: "lıeplevs-i riyâ dalgalanır zerrelerinde" (fevfik Fikret), || Levs-i sevda, sevdanın iğrençliği, pisliği. "... hiçbir levs-i sevdâ ile dâmen-i illetini lekedar etmemiştir" (Mehmet Tevfik).
—İsi. huk. Levs ül-katl, adam öldürmekle suçlanan bir kişinin üstünde bulunan ve cinayeti belirten iz; öldürülen kişiyle katil içinde bulunan açık bir düşmanlığı gösteren deliller.
Kaynak: Büyük Larousse
Levs
- Pislik, murdarlık. Kir.
- Zor. Kuvvet.
- Tam olmayan, zayıf beyyine.
- Bir şeyi ağızda öte beri gevelemek.
- Deprenmek.
- Bulaştırmak ve karıştırmak. Bulaşıklık.
- Cerâhet, yara.
YORUMLAR