sözlük -ti isim, eskimiş Arapça lu¦at 1 . Kelime, söz, sözcük. 2 . Lügat: "Ayrıca bizim diyalekt dediğimiz mahallî sözle...
sözlük -ti
isim, eskimiş Arapça lu¦at
1 .Kelime, söz, sözcük.
2 .Lügat:
"Ayrıca bizim diyalekt dediğimiz mahallî sözleri umumi lügate aktarmak da kabildir."- B. Felek.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- sözlük paralamak
Divan-ı Sözlük-it Türk nedir?
Divanü Sözlük-it Türk - Kaşgarlı Mahmut
Kaşkarlı Mahmut Divan-ı Sözlük-it Türk'ü nasıl yazmıştır?
Bir aralar piyasada bir sürü lügat türemişti.Bunların büyük bölümü ticari nedenle düzenlenmiş olduğu için hiçbirine güvenemezdik.Şu yazdıklarım gerçektir,kendi gözlerimle gördüm.
Somut kelimesine baktım,soyut'un ters anlamlısıdır,yazıyordu.
Bu kez soyut'a baktım.
Somut'un ters anlamlısıdır,yazıyordu.
LüGAT, -tl a. (ar. sözlük).
1. SÖZLÛK'ün eşanlamlısı.
2. Esk. Sözcük.
3. Sözlük paralamak, günlük dilde geçmeyen ya da yabancı sözcükler kullanarak konuşmak, yazmak.
—Esk. Lûgat-nüvis, lügat yazarı: "Bir sıra lugat-nüvisler çıkarak Çağatay edebi lisanının kelimât hâzinesini topladılar" (F. Köprülü). || Sözlük-perdaz, lügat uçuran; özentili konuşan, günlük konuşmalarında süslü ve yapmacık bir üslupla konuşmaya özenen. || Sözlük-şinas, çok sözcük bilen.
1. SÖZLÛK'ün eşanlamlısı.
2. Esk. Sözcük.
3. Sözlük paralamak, günlük dilde geçmeyen ya da yabancı sözcükler kullanarak konuşmak, yazmak.
—Esk. Lûgat-nüvis, lügat yazarı: "Bir sıra lugat-nüvisler çıkarak Çağatay edebi lisanının kelimât hâzinesini topladılar" (F. Köprülü). || Sözlük-perdaz, lügat uçuran; özentili konuşan, günlük konuşmalarında süslü ve yapmacık bir üslupla konuşmaya özenen. || Sözlük-şinas, çok sözcük bilen.
Kaynak: Büyük Larousse
sözlük ingilizcesi
1. dictionary.
2. word, term.
- paralamak to speak or write in a pretentious, highfalutin way.
1. dictionary.
2. word, term.
- paralamak to speak or write in a pretentious, highfalutin way.
Divan-ı Sözlük-it Türk nedir?
Divanü Sözlük-it Türk - Kaşgarlı Mahmut
Kaşkarlı Mahmut Divan-ı Sözlük-it Türk'ü nasıl yazmıştır?
YORUMLAR