OLGU 1. Kati, tartışılmaz, yadsınmaz olarak kabul edilen şey: Boşuna tartışıyoruz, olguları değiştirenleyiz. 2. Saptanmış, bilimsel ...
OLGU
1. Kati, tartışılmaz, yadsınmaz olarak kabul edilen şey: Boşuna tartışıyoruz, olguları değiştirenleyiz.
2. Saptanmış, bilimsel incelemeye elverişli ve bir deney mevzusu olabilecek tabii vaka: Göktaşları tabii olgulardır. Radyoaktiflik olgusu.
3. Bilhassa oluşum süreci içinde ya da başka bir şeyin bir emaresi olarak gözlemlenmiş vaka: Yaşına gore bu tepkiyi düzgüsel bir olgu sayabiliriz. Bütün ülkelerce şiddetin giderek yaygınlaşması kaygı verici bir olgu. Doğumların azalması, gelişmiş toplumlara özgü bir olgudur.
—Topbil.
Toplumsal olgu, Durkheim'a gore, bireysel bilinçlerin haricinde yer edinen ve cemiyet yaşamı üstünde zorlayıcı bir tesir icra eden görüngü (fenomen); Weber'e gore, toplumsal etkenler arasındaki etkileşimden doğan fenomen.
Bütünsel toplumsal olgu, M. Mauss'a gore, belirgin bir toplumun türlü kuramlarını kapsayan toplumsal görüngü.
Kaynak: Büyük Larousse
BAKINIZ
Olgu ve görüş cümleleri nedir, örnek verir misiniz?
Vaka ve olgu nedir?
Vaka ve olgu arasındaki fark nedir?
Olgu Nedir?
Gerçekleşmiş olan her şey... Olam ve vaka birer olgu'dur. Olgu deyimi bu iki yakın anlamlı deyimden daha geniş kapsamlıdır ve ikisini de ihtiva eder. Olam vakit ve yer özellikleriyle ele alınan olgu, vaka vakit ve yer özelliklerinden sıyrılmış olgudur. Olmuş olan her şey olgu'dur; bundan dolayı de olgu deyimi ihtimaller içinde, olanaklı ve düşünsel, tasarımsal deyimleriyle karşıt anlamlıdır. Çünkü bu deyimler hemen hemen gerçekleşmemiş olanı dile getirirler; gerçekleşmeleri muhtemeldir, mümkündür ya da gerçekleştirilmeleri düşünülmektedir, tasarımlanmaktadır ama hemen hemen olmamış'lardır ve bundan dolayı de olgu değillerdir. Cladue Bernard “deneyimsel düşünceye yol gösterecek ve bununla birlikte onu denetleyecek tek gerçek olgulardır†der. Vaka tecrübe mevzusu olan olgu' dur, ama onun deneyimini olgu denetler; çünkü olgu betimleyici ve somut, vaka'sa çözümsel ve soyuttur. Vaka deney mevzusu, olgu ise deney sonucudur.
Mesela cenk, gerçekleşmiş olarak olgu , soyut olarak vaka , belirgin bir yer ve zamanda geçmiş olarak olam'dır. Auguste Comte ve olgucu seyircileri (pozitivistler) bizim idrak dediğimize olgu derler. Onlara gore bir tek duyumlarımız ve algılarımız dolaysız verilerdir, bu tarz şeyleri incelemekle yetinmemiz gerekir. Kierkegaard ve varoluşçu seyircilerine (egzistansiyalistler) gore insan anlaşılamayan ve hiçbir açıklanması bulunmayan bir salt olgu'dur. Ve kendisine yabancı bir dünya içine atılmıştır. Mantık açısından da ilim, olgulardan önermeler çıkarır ve bu önermeleri olgularla tanıtlar.
Bir olguyu izah etmek demek, onu başka olgulara indirgemek anlamına gelir. Ne var ki açıklanamayan, eş deyişle başka olgulara indirgenemeyen olgular da vardır. Mesela herhangi bir şeyin varlığı, böylesine bir olgudur. Kızgın bir sobaya elinizi dokundurduğunuzda elinizin yandığından kuşku edemezsiniz, bu tür şeyler kati olarak verilmiş olgulardır. Tabiat bilimleri ve çoğu zaman ilim bir tek olguları açıklamakla yetinmez, onları en yalın bir şekilde açıklamaya çalışır. Ilim olguları bir tek yasalara bağlamaya değildir en yakın yasalara bağlamaya çalışır. Olgular, deneyin sağlamış olduğu gerçek verilerdir. Deneyimsel yöntemde olgulara dayanılır ve deneyimler ama olgulara başvurularak denetlenebilir.
Doğruluğu çoğu zaman ispatlanmış olan önermelere olgu (phenomena) denir. Bir şeyin var olma durumudur. Gözlem ürünüdür, yaşadığımız dünyadan elde ettiğimiz verilerdir. Özetlemek gerekirse beklenen eylemlere olgu denir. Olguları oluşturan vakalara vaka denir. Olgu; nesnel ve irade dışı olumdur ve sık sık vaka ile karıştırılır. Mesela İngiltere'nin bir ada olduğu, şekerin suda eridiği, dünya nüfusunun arttıÂğı birer olgu olarak addedilebilir.
Olgu teriminin basit ve bilimsel kullaÂnımları içinde keskin bir ihtilaf mevcut değildir. Düzgüsel kullanımda olgular, doğru olmayan şeyin ve zannın zıddır. Bilimsel kullanımda ise bu zıtlık daha çok olgusal ile kuramsal, olgular ile onların yorumlan, 'verilmiş' olgular ile onlara dayanan inşalar araÂsındadır.
Her şey bir olgu olarak tanımlanabilirse de, bir takım doğrular tabiatıyla daha çok bu şekilde tanımlanabilir. Olguları, onu soyut ve sosÂyal ya da genel, negatif, gözlemlenemez, belirlenemez ya da diffüze edilmiş haller olarak kullanmaktan somut, bireysel, poziÂtif, gözlemlenebilir, özgül ve belirgin bir yere bağlı olarak vuku bulan hadiseler şeklinde tanımlamak daha doğrudur.
Bundan doğan felsefi sorun, uygun olguların sınırlandırılması, tesbiti ve tasnifi ile başka daha farazi olguların birincisine dayanarak açıklanmasıdır. Bu şekilde açıklamalara ya da farazi olguların gerçek olanlarına indirgenmesine bir seçenek, farazi olanların hiçbir şeye atıfta bulunmama olasılığıÂdır. Dünyanın kendisinden teşkil edildiği atomik olguları tesbit için türlü girişimler yapılmıştır. Bu girişimler mantıkçı atomcuÂluk (logical atomism) ya da mantıkçı pozitiÂvizm olarak adlandırılırlar.
Olgunun temel özellikleri şunlardır:
Olgu teriminin basit ve bilimsel kullaÂnımları içinde keskin bir ihtilaf mevcut değildir. Düzgüsel kullanımda olgular, doğru olmayan şeyin ve zannın zıddır. Bilimsel kullanımda ise bu zıtlık daha çok olgusal ile kuramsal, olgular ile onların yorumlan, 'verilmiş' olgular ile onlara dayanan inşalar araÂsındadır.
Her şey bir olgu olarak tanımlanabilirse de, bir takım doğrular tabiatıyla daha çok bu şekilde tanımlanabilir. Olguları, onu soyut ve sosÂyal ya da genel, negatif, gözlemlenemez, belirlenemez ya da diffüze edilmiş haller olarak kullanmaktan somut, bireysel, poziÂtif, gözlemlenebilir, özgül ve belirgin bir yere bağlı olarak vuku bulan hadiseler şeklinde tanımlamak daha doğrudur.
Bundan doğan felsefi sorun, uygun olguların sınırlandırılması, tesbiti ve tasnifi ile başka daha farazi olguların birincisine dayanarak açıklanmasıdır. Bu şekilde açıklamalara ya da farazi olguların gerçek olanlarına indirgenmesine bir seçenek, farazi olanların hiçbir şeye atıfta bulunmama olasılığıÂdır. Dünyanın kendisinden teşkil edildiği atomik olguları tesbit için türlü girişimler yapılmıştır. Bu girişimler mantıkçı atomcuÂluk (logical atomism) ya da mantıkçı pozitiÂvizm olarak adlandırılırlar.
Olgunun temel özellikleri şunlardır:
- Nesneldir.
- İstenç (irade) dışıdır.
- Mustafa kemal atatürk 1881 senesinde doğmuştur. (Olgu değildir vakadır, çünkü bu tarihte doğmayabilirdi.)
- Türkler'in ilk sözlüğü Divan-ı Lugat-it Türk'tür. (Olgu değildir vakadır, çünkü bir insan tarafınca yapılmıştır.)
- Mustafa kemal atatürk 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmıştır. (Olgu değildir vakadır, çünkü bu tarihte çıkmayabilirdi ve bir insan tarafınca yapılmıştır.)
- Türkiye'nin başkenti Ankara'dır. (Olgu değildir vakadır, çünkü başka bir il de olabilirdi ve insanoğlu tarafınca yapılmıştır.)
- Mustafa kemal atatürk 10 Kasım 1938'de vefat etmiştir. (Olgu değildir vakadır, çünkü bu tarihte ölmeyebilirdi.)
- Suyun 99 derecede kaynayıp 100 derecede buharlaşması olgudur, ama falancanın kilosu vakadır.
- Işığın hızı, olgudur, ama falancanın saniyedeki hızı vakadır.
- Yer çekimi olgudur, ama cinsel çekim ve paranın gücü vakadır.
- Canlıların üremeleri olgudur, ama falancanın üremesi vakadır.
Olgu
Kendini duyulara ve bilince açan şey. Bu şekilde şuurlu özneye görünen her şeye olgu diyebiliriz. Bilimsel araştırmanın nesnesini oluşturan dışsal olayların tümü olgu olduğu benzer biçimde, içsel olayların kısaca şuur olaylarının tümü de olgudur. Demek ki olgular dış dünyadan ve kendimizden aldığımız ve bilgisine yükselebildiğimiz verilerin tümüdür.
Kant felsefesinde olgu, ihtimaller içinde deneyin mevzusudur, yalnızca iç dünya ve dış dünya deneyiyle ilgilidir ve nesnel gerçekliğe karşılık olan öznel bir sunumu karşılar, "kendinde şey", kısaca "numen" ile karşıtlaşır. Olguculukta, mesela Hume'da olgu, tek gerçeklik olan dolaysız deneysel veridir. Uygar olgubilimcilerde olgu kendi varlığı içinde ele alınan dolaysız deneysel veridir.
Kendini duyulara ve bilince açan şey. Bu şekilde şuurlu özneye görünen her şeye olgu diyebiliriz. Bilimsel araştırmanın nesnesini oluşturan dışsal olayların tümü olgu olduğu benzer biçimde, içsel olayların kısaca şuur olaylarının tümü de olgudur. Demek ki olgular dış dünyadan ve kendimizden aldığımız ve bilgisine yükselebildiğimiz verilerin tümüdür.
Kant felsefesinde olgu, ihtimaller içinde deneyin mevzusudur, yalnızca iç dünya ve dış dünya deneyiyle ilgilidir ve nesnel gerçekliğe karşılık olan öznel bir sunumu karşılar, "kendinde şey", kısaca "numen" ile karşıtlaşır. Olguculukta, mesela Hume'da olgu, tek gerçeklik olan dolaysız deneysel veridir. Uygar olgubilimcilerde olgu kendi varlığı içinde ele alınan dolaysız deneysel veridir.
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Olgu
isim
1 . Bazı olayların dayandığı sebep ya da bu sebeplerin yol açmış olduğu netice, vakıa:
"Ilim kanalıyla olguları kavrayıp sıralayabiliriz."- O. Hançerlioğlu.
"Felsefe diliyle söylersek her ozan bir fenomendir, kısaca olgudur."- N. Cumalı.
2 . felsefe Olmuş olan, gerçekleşmiş olan, vakıa.
3 . Varlığı deneyle kanıtlanmış şey.
4 . edebiyat Edebî eserlerde vakası geliştiren davranış, iş.
Birleşik Sözler
isim
1 . Bazı olayların dayandığı sebep ya da bu sebeplerin yol açmış olduğu netice, vakıa:
"Ilim kanalıyla olguları kavrayıp sıralayabiliriz."- O. Hançerlioğlu.
"Felsefe diliyle söylersek her ozan bir fenomendir, kısaca olgudur."- N. Cumalı.
2 . felsefe Olmuş olan, gerçekleşmiş olan, vakıa.
3 . Varlığı deneyle kanıtlanmış şey.
4 . edebiyat Edebî eserlerde vakası geliştiren davranış, iş.
Birleşik Sözler
- toplumsal olgu
- ardışık olgular
olgu ingilizcesi
1. phil. fact.
2. lit. action; plot.
3. med. case (instance of disease, patient).
1. phil. fact.
2. lit. action; plot.
3. med. case (instance of disease, patient).
Olgu ve görüş cümleleri nedir, örnek verir misiniz?
Vaka ve olgu nedir?
Vaka ve olgu arasındaki fark nedir?
YORUMLAR