Yakamoz TDK, Türk Dil Kurumu isim Rumca 1 . Denizde balıkların ya da küreklerin kımıldanışıyla oluşan parıltı: "Yakamozla...
Yakamoz
TDK, Türk Dil Kurumu
isim Rumca
1 . Denizde balıkların ya da küreklerin kımıldanışıyla oluşan parıltı:
2 . Biyolojik ışık üretme özelliğine haiz, akıntı ve rüzgârlarla sürüklenen ve bir şeye dokunduğunda ışık veren deniz hayvanı.
TDK, Türk Dil Kurumu
1 . Denizde balıkların ya da küreklerin kımıldanışıyla oluşan parıltı:
"Yakamozlar saçarak her tarafınca fenerim / Çifte sandal, yüzüyorduk; o yüzer, ben yüzerim."- M. A. Ersoy.
2 . Biyolojik ışık üretme özelliğine haiz, akıntı ve rüzgârlarla sürüklenen ve bir şeye dokunduğunda ışık veren deniz hayvanı.
Yakamoz (Noctiluca milliaris)
Ay ışığı ya da başka ışıklar olduğunda yakamoz görünemez, bu ışıklar tarafınca bastırılır. Şavk sözcüğü köken olarak ışık anlamına gelse de dilimizde bu günkü kullanımında daha çok şavkı düşmek, şavkı vurmak deyimleriyle bilinir, ışığın suda yansıması anlamında da kullanılır. Ayın ışığının suya yansımasına yakamoz demek yanlıştır. Fakat ayın şavkı demek yaygın ve yerleşik bir ifade seçimi olarak doğrudur ve su üstünden yansıyan ay ışığı anlamındadır. Yakamoz ve şavk sözcükleri ile ilgili bir takım detayları alt tarafta ifade ettiğim lardan derledim. Mevzuya merak duyanların ilgisini çekebileceğini düşünüyorum:
Ay ışığının suya yansıması ile karıştırılan yakamoz uyarıldığında ışık saçan tek hücreli bir deniz canlısıdır. Denizin ateş böceği olarak da çünkü iki canlının biyolojik olarak ışık saçması (Biyoluminesans) onları hususi kılar. Boyut olarak minik olan bu canlının birçoklarının bir araya gelip, ışık saçmasına da yakamoz denir. Yakamozun gözlemlenebilmesi için başka ışık larının (Güneş, Ay ve Kent ışıkları) yakamoz ışıklarını bastırmaması gerekir. Yakamoz oluştuğunda denizde uzun floresan lambalar yanıyormuş benzer biçimde gözükür. Noctiluca scintillans balonsu bir görünüme haiz bir Ökaryottur. Başka Ateşrengi alglerin benzer biçimde sert bir zırha haiz değildir ve balonsu bir görünümü vardır. İki kamçısından uzun ve yapışkan özelliği bulunanı ile deniz yüzeyine yakın seviyede avlanır. Rastgele hareketleri sonucu kamçısına yapışan başka mikroskopik deniz canlılarıyla beslenir. Çapları 1-2 mm kadardır. İnce bir elek ya da bir tül ile sudan ayrılıp büyük bir mercek ile incelenebilinirler. Genel anlamda bölünme yöntemiyle çoğalan canlının çiftleşmesi de görülen bir vakadır. Yakamozu hususi kılan ışıma olgusu luciferin-luciferaz enzim substrat çiftinin reaksiyonu sonucu oluşur. Bu kimyasallar sitoplazma içinde dağılmış halde bulunan binlerce küresel organelde saklanırlar. Söz mevzusu canlıların ışık saçması bir müdafa mekanizması olarak düşünülmektedir. Hücum altında kalan tek hücreli ışık yayarak, daha büyük avcıların kendisine saldıranı fark etmesini sağlar. Bu özellik balıkçılar tarafınca da kullanılır. Bir takım balıkçı teknelerinde yüksek bir doğrudan ve bu direğin ucunda oturulacak bir yer vardır. Gırgır motorlarının köprülerinin çok kattan oluşan ve en üst kattan dahi kumanda edilebiliyor olmalarının bir sebebi de budur. Balıkçılardan birisi buraya oturarak ay olmayan geceleri balıkların yakamoz yaparak geçtikleri yolları görüp dümenciyi yönlendirirler ya da direkt kendileri tekneye kumanda ederler. Gene yakamoz ışığı bu nedenle Lüfer avlarken Lüks ışığı kullanılır; ışık balık gelsin diye değildir misinanın değdiği, yakamozların çıkardığı ışıktan Lüfer korkmasın diye Lüks ışığı kullanılır. Lüks ışığı yakamoz ışığını bastırdığından Lüfer`in misinayı fark etmesini engeller.
Özetle:
• Nedense bir sürü şahıs yanlış bilir, Yakamoz Ayin ışığının suya, denize vuran şavkı değildir. Onun ismi ayın şavkıdır.
• Yakamoz aksine Ay olan gecelerde olmaz.
• Yakamoz bir canlıdır, Latince adı Noctiluca Milliaris olan bu diri ayni bir ateş böceğinin denizde yasayan versiyonudur.
• Limunisans maddesini vücudunda barındıran bu canlıya dokunulduğunda bir ışık saçar.
• Bu diri bir planktondur, kısaca milimetrik boyutlarda bir canlıdır.
• Ekranda görülen pencereden milyonlarcası bir araya vardığında geceleri bir kayık geçerken ya da bir balık sürüsü geçtiğinde bu canlılara çarparak ışık çıkartmalarını sağlarlar.
• Bundan dolayı balıkçı sandallarında yüksek bir doğrudan ve bu direğin ucunda oturulacak bir yer vardır. Balıkçılardan birisi buraya oturarak ay olmayan geceleri balıkların yakamoz yaparak geçtikleri yolları görüp dümenciyi oraya yönlendirirler. O yüzden Lüfer avlarken Lüx ışığı kullanılır.
• Işık balık gelsin diye değildir misinanın değdiği yakamozların çıkardığı ışıktan Lüfer korkmasın diye Lüx ışığı ile yakamoz ışığını öldürmek için kullanılır.
• Yakamoz (eğer göreniniz var ise bilir) olağan üstü bir şeydir, Yakamoz olduğunda denizde uzun florasan lambalar yanıyormuş benzer biçimde olur. Ama bu sebeple ay ışığı olmaması gerekir.
• Ay ışığında (daha baskın olduğundan) göremezsiniz.
Şavk sözcüğü köken itibariyle her ne kadar ışık (nur, ziya, parıltı….) anlamına gelse de, bugünün Türkçesinde yaygın kullanılış şekli ana kaynağından çıkan ışıktan çok yansıyan ışık anlamındadır. Kelimeye bu anlamın yüklenme sebebi uzun seneler yaygın olarak kullanılan şavkı düşmek, şavkı vurmak benzer biçimde deyimlerin kelimenin kendi başına kullanımından daha yaygın olmasıdır. Bu çağrışım sonucu kelimenin kendi başına da ışık yansıması anlamına gelecek ifade tarzında kullanımı yaygınlaşmıştır. Gerek düz yazı gerek şiir dilinde edebiyatımızda ve günlük konuşma dilimizde de örnekleri çokça görülmektedir.
Ay ışığının suya yansıması ile karıştırılan yakamoz uyarıldığında ışık saçan tek hücreli bir deniz canlısıdır. Denizin ateş böceği olarak da çünkü iki canlının biyolojik olarak ışık saçması (Biyoluminesans) onları hususi kılar. Boyut olarak minik olan bu canlının birçoklarının bir araya gelip, ışık saçmasına da yakamoz denir. Yakamozun gözlemlenebilmesi için başka ışık larının (Güneş, Ay ve Kent ışıkları) yakamoz ışıklarını bastırmaması gerekir. Yakamoz oluştuğunda denizde uzun floresan lambalar yanıyormuş benzer biçimde gözükür. Noctiluca scintillans balonsu bir görünüme haiz bir Ökaryottur. Başka Ateşrengi alglerin benzer biçimde sert bir zırha haiz değildir ve balonsu bir görünümü vardır. İki kamçısından uzun ve yapışkan özelliği bulunanı ile deniz yüzeyine yakın seviyede avlanır. Rastgele hareketleri sonucu kamçısına yapışan başka mikroskopik deniz canlılarıyla beslenir. Çapları 1-2 mm kadardır. İnce bir elek ya da bir tül ile sudan ayrılıp büyük bir mercek ile incelenebilinirler. Genel anlamda bölünme yöntemiyle çoğalan canlının çiftleşmesi de görülen bir vakadır. Yakamozu hususi kılan ışıma olgusu luciferin-luciferaz enzim substrat çiftinin reaksiyonu sonucu oluşur. Bu kimyasallar sitoplazma içinde dağılmış halde bulunan binlerce küresel organelde saklanırlar. Söz mevzusu canlıların ışık saçması bir müdafa mekanizması olarak düşünülmektedir. Hücum altında kalan tek hücreli ışık yayarak, daha büyük avcıların kendisine saldıranı fark etmesini sağlar. Bu özellik balıkçılar tarafınca da kullanılır. Bir takım balıkçı teknelerinde yüksek bir doğrudan ve bu direğin ucunda oturulacak bir yer vardır. Gırgır motorlarının köprülerinin çok kattan oluşan ve en üst kattan dahi kumanda edilebiliyor olmalarının bir sebebi de budur. Balıkçılardan birisi buraya oturarak ay olmayan geceleri balıkların yakamoz yaparak geçtikleri yolları görüp dümenciyi yönlendirirler ya da direkt kendileri tekneye kumanda ederler. Gene yakamoz ışığı bu nedenle Lüfer avlarken Lüks ışığı kullanılır; ışık balık gelsin diye değildir misinanın değdiği, yakamozların çıkardığı ışıktan Lüfer korkmasın diye Lüks ışığı kullanılır. Lüks ışığı yakamoz ışığını bastırdığından Lüfer`in misinayı fark etmesini engeller.
Özetle:
• Nedense bir sürü şahıs yanlış bilir, Yakamoz Ayin ışığının suya, denize vuran şavkı değildir. Onun ismi ayın şavkıdır.
• Yakamoz aksine Ay olan gecelerde olmaz.
• Yakamoz bir canlıdır, Latince adı Noctiluca Milliaris olan bu diri ayni bir ateş böceğinin denizde yasayan versiyonudur.
• Limunisans maddesini vücudunda barındıran bu canlıya dokunulduğunda bir ışık saçar.
• Bu diri bir planktondur, kısaca milimetrik boyutlarda bir canlıdır.
• Ekranda görülen pencereden milyonlarcası bir araya vardığında geceleri bir kayık geçerken ya da bir balık sürüsü geçtiğinde bu canlılara çarparak ışık çıkartmalarını sağlarlar.
• Bundan dolayı balıkçı sandallarında yüksek bir doğrudan ve bu direğin ucunda oturulacak bir yer vardır. Balıkçılardan birisi buraya oturarak ay olmayan geceleri balıkların yakamoz yaparak geçtikleri yolları görüp dümenciyi oraya yönlendirirler. O yüzden Lüfer avlarken Lüx ışığı kullanılır.
• Işık balık gelsin diye değildir misinanın değdiği yakamozların çıkardığı ışıktan Lüfer korkmasın diye Lüx ışığı ile yakamoz ışığını öldürmek için kullanılır.
• Yakamoz (eğer göreniniz var ise bilir) olağan üstü bir şeydir, Yakamoz olduğunda denizde uzun florasan lambalar yanıyormuş benzer biçimde olur. Ama bu sebeple ay ışığı olmaması gerekir.
• Ay ışığında (daha baskın olduğundan) göremezsiniz.
Şavk sözcüğü köken itibariyle her ne kadar ışık (nur, ziya, parıltı….) anlamına gelse de, bugünün Türkçesinde yaygın kullanılış şekli ana kaynağından çıkan ışıktan çok yansıyan ışık anlamındadır. Kelimeye bu anlamın yüklenme sebebi uzun seneler yaygın olarak kullanılan şavkı düşmek, şavkı vurmak benzer biçimde deyimlerin kelimenin kendi başına kullanımından daha yaygın olmasıdır. Bu çağrışım sonucu kelimenin kendi başına da ışık yansıması anlamına gelecek ifade tarzında kullanımı yaygınlaşmıştır. Gerek düz yazı gerek şiir dilinde edebiyatımızda ve günlük konuşma dilimizde de örnekleri çokça görülmektedir.
YAKAMOZ a. Gece denizde küreklerin ya da balıkların kımıldanışıyla oluşan parıltı.
Kaynak: Büyük Larousse
Kaynak: Büyük Larousse
yakamoz ingilizcesi
- phosphorescence (in the sea)
Yakamoz (Noctiluca milliaris)
YORUMLAR