Yardım isim 1 . Kendi enerjisini ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet: "Oğlunun yardım dileyen bakış...
Yardım
isim
1 . Kendi enerjisini ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet:
2 . Bir ülkeye bağış ya da ödünç olarak verilen para ve gerekseme maddeleri.
3 . Tesir:
4 . Bağış, iane.
5 . İşlerin daha etkin ve verimli olabilmesi için sağlanan katkı, destek:
isim
1 . Kendi enerjisini ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet:
"Oğlunun yardım dileyen bakışlarını görmezden gelmiş olarak kahvaltı masasına oturdu."- E. Şafak.
2 . Bir ülkeye bağış ya da ödünç olarak verilen para ve gerekseme maddeleri.
3 . Tesir:
"Otların üstünde, ağaçların yapraklarında kalan yağmur damlaları rüzgârın da yardımıyla öğleye kadar kurudu."- N. Cumalı.
4 . Bağış, iane.
5 . İşlerin daha etkin ve verimli olabilmesi için sağlanan katkı, destek:
"Bugün tiyatroya meydana getirilen devlet yardımlarının öne sürülen sebebi de tiyatronun eğitimle olan sıkı ilişkisine dayanmaktadır."- M. And.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- yardımda bulunmak
- yardım etmek
- yardım görmek
- yardımına koşmak
- yardım ve yataklık etmek
Birleşik Sözler
- yardım sandığı
- yardımsever
- ilk yardım
- insani yardım
- nakdî yardım
- toplumsal yardım
- toplumsal yardım
İlk Yardım Nedir? İlk Yardım Uygulamaları Hakkında
Spor yaralanmalarında uygulanacak ilk yardım şekilleri nedir?
Yardım kurum ve müesseselerinin emek harcamaları nedir?
yardım birine sevap işlenmektir
YARDIM a.
1. Bir hiç kimseye destek olma, kendi enerjisini, olanaklarını onunkisiyle birleştirme, sorunlarını çözmeye, sıkıntılarını gidermeye emek verme: Bu belalı işten sadece sizin yardımınızla kurtulabilir. Ondan yardımınızı esirgemeyin. Desteğe gereksinimi olmak. Sizin yardımınızla başannm.
2. Yoksulluk çeken, paraya gereksinimi olan bir hiç kimseye, bir gruba, bir ülkeye vb verilen maddi destek; bağış: Belediye toplumsal hizmetler bürosu ona bir miktar yardımda bulunmuş oldu. Seçim öncesi partiye gönderilen yardımlar. Yoksul küçüklere yardım kampanyası. Yoksul ülkelere besin yardımı.
3. Tehlikede olan bir kimseyi, bir grubu kurtarmak için gönderilen insan ya da maddi güç: Dağda mahsur kalanlar için yardım gönderildi.
4. Bir şeyin sağlamış olduğu yarar, olanak; bir şeyin tesiri, katkısı: Bu haritanın yardımı olmasaydı yolumu bulamazdım. Lügat yardımıyla metni çözmek. Rüzgâr yardımıyla yol alan yelkenliler.
5. Bir hiç kimseye, bir topluluğa yardım etmek, yapmış olduğu bir işte onlara yardımda bulunmak, olanaklarını onunkilerle birleştirmek, onları tehdit eden bir tehlikeden kurtulmalarını sağlamak: Çocuk- lann giyinmelerine yardım ediyor. Arkadaşının güçlükleri yenmesine yardım etmek. Bir yaralıya, güç durumda kalan dağcılara yardım etmek.
6. Bir hiç kimseye yardım etmek, gereksinimi olan bir hiç kimseye maddi yardımda bulunmak: Mültecilere yardım etmek için para toplamak.
7. Bir şeye, bir şey halletmeye yardım etmek, bir şeyden söz ederken, bir eylemin gerçekleşmesini kolaylaştırmak: Bu haplar uyumanıza yardım eder.
8. Bir hiç kimseye yardım yapmak, yardım etmek.
9. Bir hiç kimseye yardımda bulunmak, yardımı do kunmak, ona yardım etmek: Hepimize yardımı dokundu. || Desteğe koşmak, güç koşullara düşen bir hiç kimseye büyük bir istekle yardım etmeye çalışmak. || Hiç kimseye yardımı olmamak, kimsenin işine yaramamak.
—Bine. Binicilik sporunda süvarinin atın sevk ve idaresi, ek olarak eğitimi için uyguladığı davranışlar bütünü. Binicilikte üç tür yardım vardır ve bunlar beraber uygulanır: dizgin, baldır ve ağızlık yardımı. (Bunlara ortak yardımlar da denir.) Bu yardım türünde eller dizginler vasıtasıyla ata dayanak sağlar; atı sağ ve sol yönlere sevk ederek, baş boyun uzatır, gerektiğinde atı toplar. Suni yardımlar olarak adlandırılan diğeri yardımlar ise mahmuz, kamçı ve kırbaç şeklinde araçlardan oluşur.
—Caz. huk. Yardımdan kaçınma. (Bk. ansı*/. böl.)
—Huk. Yardım nafakası — NAFAKA. || Yardım sandığı -* SANDIK. || Toplumsal yardım, korunmaya muhtaç kişilere devletçe meydana getirilen maddi destek. (Bk. ansikl. böl.)
â€”İşi. ikt. Teknik yardım, kendisine bir ihtira beratı ya da "how-know†devredilen gerçek ya da tüzel kişiye, devredilen detayları-bilgileri kullanabilmesi için (yalnızca belgelerin tesliminin bu tarz şeyleri uygulamaya koymaya kafi olmaması durumunda) meydana getirilen yardım. (Bu yardım en başta, berattan yararlanan gerçek ya da tüzel kişipin çalıştırdığı elemanın alıştırılması ya da yetiştirilmesi biçiminde olabilir.)
—Reanim. Dolaşım yardımı, akut kalp yetersizliğini çeşitli yöntemlerle (dıştan kalp masajı, damarlan büyük moleküllerle doldurma. damar etkisi altına alan ilaçlar, aort içine sokulan bir sonda ile diyostolik itime karşı gelmek) kısa bir süre için ortadan kaldırmayı elde eden teknik (Hepsi bir değerde olmayan bu yöntemler, gerektiğinde bir arada uygulanabilir.) || Solunum yardımı, akut bir solunum yetersizliğini çeşitli yöntemlerle kısa bir süre için ya da temelli ortadan kaldırmayı elde eden teknik.
—Uluslarar. ikt. Yardım elemanı, bazı internasyonal istatistiklerde, bir ülkeye meydana getirilen mali yardım operasyonunun hususi durumunu oluşturan koşullann tümü (faiz oranı, kredinin süresi vb). [Örneğin, sermaye piyasasının faiz oranı % 10 ise, % 10 faizle verilen bir kredinin yardım elemanı sıfır demektir; bu durumda bağışın yardım elemanı % 100'dür.) | Kalkınmaya yardım, ekonomisi, gelişmiş ülkeler tarafından geüşmekte olan ülkeler yararına yapılan aktarmaları (özellikle sermaye aktarmaları). [İki türlü yardım vardır: bütçe larından kamu yardımı ve yatırımlar, borçlar ve kişisel bağışlardan oluşan özel yardım.] (-* GELİŞME.)
—ANSİKL. Cez. huk. Bir yıkım ve kargaşalık anında ya da suçüstü bir olayın meydana gelmesi esnasında, geçerli bir özür olmaksızın ihtiyaç duyulan hizmet ve yardımı yapmaktan ya da bilgisi için kendisine başvuran görevli memurlara lüzumlu bilgiyi vermekten kaçınan şahıs, Türk cez. k.'nun 527. maddesine nazaran hafifçe para cezasıyla cezalandırılır.
* Yardımdan kaçınma. Kimi durumlarda bir kimsenin yardımdan kaçınması, hafifçe de olsa, kabahat sayılmıştır. Türk cez. k.'nun 527. maddesine nazaran bir kimse, bir yıkım, kargaşalık ya da suçüstü durumunda geçerli bir özürü bulunmaksızın ihtiyaç duyulan hizmet VB yardımı yapmaktan kaçınırsa hafifçe para cezasıyla cezalandırılır. Görevini yapmış olduğu sırada kendisine başvuran memurlara lüzumlu bilgiyi vermeyen kimse de aynı cezayla cezalandırılır.
—Huk. Toplumsal yardımlar, toplumsal sigorta kapsamı dışındaki kişilere yönelik önlemlerdir. Bu yardımlar devlet bütçesi ya da bu amaçla konmuş hususi vergilerle finanse edilir Bu yardımlar parasal özellikte olabileceği şeklinde hizmet durumunda de olabilir. Mesela altmış beş yaşını geçmiş muhtaç kişilere verilen aylıklar parasal özellikte, çocuk ve yaşlılar için oluşturulan bakımevleri de hizmet durumunda toplumsal yardımlardır.
1. Bir hiç kimseye destek olma, kendi enerjisini, olanaklarını onunkisiyle birleştirme, sorunlarını çözmeye, sıkıntılarını gidermeye emek verme: Bu belalı işten sadece sizin yardımınızla kurtulabilir. Ondan yardımınızı esirgemeyin. Desteğe gereksinimi olmak. Sizin yardımınızla başannm.
2. Yoksulluk çeken, paraya gereksinimi olan bir hiç kimseye, bir gruba, bir ülkeye vb verilen maddi destek; bağış: Belediye toplumsal hizmetler bürosu ona bir miktar yardımda bulunmuş oldu. Seçim öncesi partiye gönderilen yardımlar. Yoksul küçüklere yardım kampanyası. Yoksul ülkelere besin yardımı.
3. Tehlikede olan bir kimseyi, bir grubu kurtarmak için gönderilen insan ya da maddi güç: Dağda mahsur kalanlar için yardım gönderildi.
4. Bir şeyin sağlamış olduğu yarar, olanak; bir şeyin tesiri, katkısı: Bu haritanın yardımı olmasaydı yolumu bulamazdım. Lügat yardımıyla metni çözmek. Rüzgâr yardımıyla yol alan yelkenliler.
5. Bir hiç kimseye, bir topluluğa yardım etmek, yapmış olduğu bir işte onlara yardımda bulunmak, olanaklarını onunkilerle birleştirmek, onları tehdit eden bir tehlikeden kurtulmalarını sağlamak: Çocuk- lann giyinmelerine yardım ediyor. Arkadaşının güçlükleri yenmesine yardım etmek. Bir yaralıya, güç durumda kalan dağcılara yardım etmek.
6. Bir hiç kimseye yardım etmek, gereksinimi olan bir hiç kimseye maddi yardımda bulunmak: Mültecilere yardım etmek için para toplamak.
7. Bir şeye, bir şey halletmeye yardım etmek, bir şeyden söz ederken, bir eylemin gerçekleşmesini kolaylaştırmak: Bu haplar uyumanıza yardım eder.
8. Bir hiç kimseye yardım yapmak, yardım etmek.
9. Bir hiç kimseye yardımda bulunmak, yardımı do kunmak, ona yardım etmek: Hepimize yardımı dokundu. || Desteğe koşmak, güç koşullara düşen bir hiç kimseye büyük bir istekle yardım etmeye çalışmak. || Hiç kimseye yardımı olmamak, kimsenin işine yaramamak.
—Bine. Binicilik sporunda süvarinin atın sevk ve idaresi, ek olarak eğitimi için uyguladığı davranışlar bütünü. Binicilikte üç tür yardım vardır ve bunlar beraber uygulanır: dizgin, baldır ve ağızlık yardımı. (Bunlara ortak yardımlar da denir.) Bu yardım türünde eller dizginler vasıtasıyla ata dayanak sağlar; atı sağ ve sol yönlere sevk ederek, baş boyun uzatır, gerektiğinde atı toplar. Suni yardımlar olarak adlandırılan diğeri yardımlar ise mahmuz, kamçı ve kırbaç şeklinde araçlardan oluşur.
—Caz. huk. Yardımdan kaçınma. (Bk. ansı*/. böl.)
—Huk. Yardım nafakası — NAFAKA. || Yardım sandığı -* SANDIK. || Toplumsal yardım, korunmaya muhtaç kişilere devletçe meydana getirilen maddi destek. (Bk. ansikl. böl.)
â€”İşi. ikt. Teknik yardım, kendisine bir ihtira beratı ya da "how-know†devredilen gerçek ya da tüzel kişiye, devredilen detayları-bilgileri kullanabilmesi için (yalnızca belgelerin tesliminin bu tarz şeyleri uygulamaya koymaya kafi olmaması durumunda) meydana getirilen yardım. (Bu yardım en başta, berattan yararlanan gerçek ya da tüzel kişipin çalıştırdığı elemanın alıştırılması ya da yetiştirilmesi biçiminde olabilir.)
—Reanim. Dolaşım yardımı, akut kalp yetersizliğini çeşitli yöntemlerle (dıştan kalp masajı, damarlan büyük moleküllerle doldurma. damar etkisi altına alan ilaçlar, aort içine sokulan bir sonda ile diyostolik itime karşı gelmek) kısa bir süre için ortadan kaldırmayı elde eden teknik (Hepsi bir değerde olmayan bu yöntemler, gerektiğinde bir arada uygulanabilir.) || Solunum yardımı, akut bir solunum yetersizliğini çeşitli yöntemlerle kısa bir süre için ya da temelli ortadan kaldırmayı elde eden teknik.
—Uluslarar. ikt. Yardım elemanı, bazı internasyonal istatistiklerde, bir ülkeye meydana getirilen mali yardım operasyonunun hususi durumunu oluşturan koşullann tümü (faiz oranı, kredinin süresi vb). [Örneğin, sermaye piyasasının faiz oranı % 10 ise, % 10 faizle verilen bir kredinin yardım elemanı sıfır demektir; bu durumda bağışın yardım elemanı % 100'dür.) | Kalkınmaya yardım, ekonomisi, gelişmiş ülkeler tarafından geüşmekte olan ülkeler yararına yapılan aktarmaları (özellikle sermaye aktarmaları). [İki türlü yardım vardır: bütçe larından kamu yardımı ve yatırımlar, borçlar ve kişisel bağışlardan oluşan özel yardım.] (-* GELİŞME.)
—ANSİKL. Cez. huk. Bir yıkım ve kargaşalık anında ya da suçüstü bir olayın meydana gelmesi esnasında, geçerli bir özür olmaksızın ihtiyaç duyulan hizmet ve yardımı yapmaktan ya da bilgisi için kendisine başvuran görevli memurlara lüzumlu bilgiyi vermekten kaçınan şahıs, Türk cez. k.'nun 527. maddesine nazaran hafifçe para cezasıyla cezalandırılır.
* Yardımdan kaçınma. Kimi durumlarda bir kimsenin yardımdan kaçınması, hafifçe de olsa, kabahat sayılmıştır. Türk cez. k.'nun 527. maddesine nazaran bir kimse, bir yıkım, kargaşalık ya da suçüstü durumunda geçerli bir özürü bulunmaksızın ihtiyaç duyulan hizmet VB yardımı yapmaktan kaçınırsa hafifçe para cezasıyla cezalandırılır. Görevini yapmış olduğu sırada kendisine başvuran memurlara lüzumlu bilgiyi vermeyen kimse de aynı cezayla cezalandırılır.
—Huk. Toplumsal yardımlar, toplumsal sigorta kapsamı dışındaki kişilere yönelik önlemlerdir. Bu yardımlar devlet bütçesi ya da bu amaçla konmuş hususi vergilerle finanse edilir Bu yardımlar parasal özellikte olabileceği şeklinde hizmet durumunda de olabilir. Mesela altmış beş yaşını geçmiş muhtaç kişilere verilen aylıklar parasal özellikte, çocuk ve yaşlılar için oluşturulan bakımevleri de hizmet durumunda toplumsal yardımlardır.
Kaynak: Büyük Larousse
yardım ingilizcesi
- help, aid, assistance, succour, succor " muavenet; contribution; donation
İlk Yardım Nedir? İlk Yardım Uygulamaları Hakkında
Spor yaralanmalarında uygulanacak ilk yardım şekilleri nedir?
Yardım kurum ve müesseselerinin emek harcamaları nedir?
YORUMLAR