Toplum Bilimi (Sosyoloji)

Toplum bilimi 1 Tanımı 2 Tarihçesi TANIMI Sosyoloji (latince socio+logos) ; “Toplum Bilimi†veya “sosyal olayların bilim...



Toplum bilimi

  • 1 Tanımı
  • 2 Tarihçesi

TANIMI
Sosyoloji (latince socio+logos) ; “Toplum Bilimi†veya “sosyal olayların bilimi†ya da “sosyal örgütlenme ve sosyal değişimler bilimi†olarak da bilinmektedir.




Sosyoloji, sosyal hayatımızda var olan sosyal gerçekleri (sosyal olaylar ve olgular), insanların meydana getirdiği grupları, grupların davranışlarını ve sosyal kurumları olduğu gibi inceleyen pozitif bir sosyal bilim dalıdır. Bir başka ifadeyle, sosyoloji, bir takım varsayımlardan çok; var olan gerçekleri ortaya koymaya çalışan, sosyal gerçeğe eğilen bir bilimdir.
Geniş anlamıyla sosyoloji, insanların birbirleriyle kurdukları sosyal ilişkileri, sosyal gruplar, kurumlar ve örgütler arasındaki ilişkileri, toplu eylem, toplu direniş gibi topluluk ve fert davranışlarını, değişik düzeylerde bütün sosyal etkileşim biçimlerini, sosyal yapı özelliklerini ve bu yapıda ortaya çıkabilecek değişme eğilimlerini belirli bir yöntem dahilinde inceleyen, sosyal gerçekleri ve süreçleri sistematik ve bilimsel olarak mercek altına alan bir bilim dalıdır.
Sosyoloji, fertten ziyâde toplumun aynasıdır. İnsanın, sosyal diye vasıflandırabileceğimiz bütün davranışları, sosyolojinin ilgi alanına girmektedir. Her ne kadar insan ruhuna pek yakın olan ilgi alanlarını, değerleri ve duyguları ihtiva eden sorunları ele alıyorsa da, sosyoloji, bir şeyin iyiliği veya kötülüğü, uygunluğu veya uygunsuzluğu gibi hususlarda yargıda bulunmaktan uzak durmaya, yani tarafsız kalmaya gayret etmektedir.


TARİHÇESİ
Toplumsal olaylar, her ne kadar insanlık tarihi ile başlatılmakta ise de hadiselere toplumsal yaklaşım tarzı daha çok 18. ve 19. yüzyıllarda ortaya çıkmıştır.
Toplumbilimi terimi, ilk kez bir toplumbilimci olan Fransız August Comte (1798-1857) tarafından kullanılmış ve İngiliz Herbert Spencer (1820-1903) tarafından da geniş kitlelere tanıtılmıştır.
Ancak, toplumbiliminin ilk temel esaslarını, ilmî yöntemlerle ortaya seren ilk bilim adamı belki de İbni Haldun'dur (1332-1406). Prof. Dr. W. Barthold'a göre İbni Haldun, tarih felsefesinin en mümtaz simalarından birisi olduğu kadar, toplumbiliminin ilk büyük kurucusudur. Toplumsal kanunları, tarihî hadiselerden çıkaran İbni Haldun, cihan tarihinde, büyük devlet ve medeniyetlerin kuruluşunda göçebe unsura yer verdiği, bunların medeni halk içerisinde yaşayıp milliyetlerini kaybettikleri hakkındaki fikirleri bugün bile geçerlidir. Ayrıca, toplumsal psikoloji, toplumsal ekonomi, tarih felsefesi, etnografya, toplumsal coğrafya, toplumsal felsefe, kentleşme, toplumsal insanbilimi gibi toplumsal bilim dallarına ait toplumsal kuramları, ciddî mânâda ancak 19. asırda kavranabilmiş ve birçok Avrupalı bilim adamının çalışmalarına temel dayanak vazifesi görmüştür.






  • Kent Sosyolojisi (Kent Toplum Bilimi)


  • Eleştirel Sosyoloji


  • Kuhn'a göre bilimi, olağan bilimi ve paradigmayı tanımlar mısınız?











Yunan,Roma ve Çin gibi ilk çağa ait olan ve örgütlenmeleri ile daha güçlü konuma gelmiş toplumlar,o zamanki sınırlarında yaşayan, kendilerinden daha az gelişmiş toplulukların sınırlarından sızmalarını önleyecek şekilde tedbirler alıyorlardı.Ya da onların topraklarını işgal ederek baskı altında tutuyorlardı.Ancak bu ilkel toplulukların gelenekleri ve sosyal kurumları hakkında bilgi sahibi olmayı pek önemsemiyorlardı.En çok bunların askerlik ve yönetimleri ile ilgili örgütlenme konuları ilgilerini çekiyordu.Görece kendilerinden daha ilkel olan komşuları hakkındaki yargıları kendilerinin kültürel değerlerine bağlıydı.
Örneğin Çin'de Han Dönemi olarak adlandırılan M.Ö. 206 ile M.S. 220 tarihleri arasında Çinliler,kendi sınırlarında yaşayan birçok az gelişmiş topluluk tanıyorlardı.Barbar olarak nitelendirdikleri bu halklar konusundaki görüşleri onlara taktıkları adlara yansıyordu.Yüksek itibarı olan halkların adları,insan anlamına gelen jen köküyle birlikte yazılırdı.İmparatorla arası iyi olmayan ya da itibarsız halkların adlarının yanına ç'uan yani köpek anlamına gelen harf konulurdu.Tamamen farklı olan ve gelenekleri itici gelen halkların adına ise c'ung yani böcek takısı eklenirdi.
*




M.Ö. 485-425 yılları arasında yaşayan Herodotus,İskitlerin gelenek ve kurumlarıyla ilgili oldukça geniş bilgiler toplamıştır.Gerçi bunlar bir Karadeniz kenti olan Olbia'da yaşayan Yunanlılardan edinilmiş ikinci el bilgilerdi ama belge olarak çok değerlidir.Bu belgede İskitler Yunanlılarla ticaret yapan kültürlü insanlar olarak anlatılır.Ancak neticede Herodotus ilkçağ bilginidir.Nitekim İskitlerden daha uzaklarda yaşayan halklarla ilgili öykülerinde bu insanların bazısının tek gözlü olduğunu,bazısının kış uykusuna yattığını bazısının da keçi ayaklı olduğunu söylemiştir.
19.yüzyıla gelindiğinde,bu dönemin antropologları,kendilerine tuhaf görünen ve garip geleneklere sahip olan insan topluluklarının yaşam biçimlerini bilimsel araştırma konusu haline getirdiler.Ancak bu işe girişirlerken güttükleri amaç kapsam olarak bir hayli genişti.Bu toplulukların basit olan kültürlerinin yine basit olan temel verilerini değerlendirerek tüm insanlık tarihinin genel motiflerini ortaya koymak istemişlerdi.Bu yöntemin oldukça yetersizliği anlaşılınca kısa bir süre sonra bunun yerini modern antropolojinin kendi amaçları aldı.Artık insan kültüründeki benzerlikler ve farklılıklar hem tanımlanacak hem de açıklanacaktı.
*
15.yüzyılın sonunda başlayan coğrafi keşifler,batılı olmayan toplumların, batılılarca uygarlık dışı olarak nitelendirilen yaşantıları hakkında pekçok bilgi sağladı.Yolculuğa çıkan denizciler,kaşifler,tüccarlar,avcılar,askerler ve misyonerler yaptıkları gözlemlerle bu bilgilere katkıda bulundular.Ama bu bilgilerin hiçbirisi bilimsel bir inceleme amacı taşımıyordu.Tümü de maddi çıkarlar sağlamak için derleniyordu.Ticaret yollarının belirlenmesi onlar için çok önemliydi.Batılı hükümetlerin desteğiyle güdülen diğer bir amaç ise anavatana bağlanacak yeni toprakların ve sömürgelerin kazanılmasıydı.Din adamları açısından da başlıca amaç,misyonerlerin yerleşecekleri yerlerin belirlenmesiydi.Elbette Altın ülkesi gibi bölgeler,gençlik çeşmesi gibi ilginç objeler ve hayal gücünü kışkırtan topraklar gibi yerleri bulabilme umutları da vardı.
Afrika,Pasifik Adaları ve Asya'daki ilkel topluluklara ait bilgilerin artmasına paralel olarak Avrupa emperyalizmi de genişlemeye başladı.Birkaç tane Avrupa ülkesi batı dışında kalan dünyanın büyük bir bölümünü paylaşmış ve sömürge haline getirmişti.
*
Sömürgelerde yaşayan yerli halkın yaşam biçimi konusunda bilgi edinmek için yapılan araştırma ve uygulamalar yöneticiden yöneticiye değişiklik gösteriyordu.Bazıları yerlilerin gelenek ve göreneklerinin karmaşık dokusunu hiç hesaba katmıyor,görevlerini kendi yöntemlerine göre sürdürebileceklerini düşünüyorlardı.Onlara göre yerli yarı insandı,madenlerde veya özel çiftliklerde çalışacak olan ucuz emek kaynağıydı.
Bu arada keşifler de hızla artmaktaydı.Kaptan James Cook'unPasifik Okyanusu'nda yaptığı üç keşif gezisi birçok ada ve toplumun ortaya çıkarılması ile sonuçlandı.Richard Burton ve John Speke Afrika'da Tanganika Gölü'ne kadar ilerlediller.
1860'lı yıllara gelindiğinde insanlığın kültürel yönden farklı görünümleri konusunda toplanan bilgiler, antropoloji bilimini örgütlemeye ve elde bulunan çok sayıdaki ayrıntıyı düzenlemeye yetecek kadar genişlemişti.
*
Şimdi bir takım soruların cevabının verilmesi gerekiyordu.Örneğin bir adam karısının gebeliği boyunca niye hamağında yatıp duruyordu?Veya karısının kızkardeşine neden ‘karım'diyordu?Buna benzer birçok gelenekler ne anlama geliyordu?üstelik dünyanın farklı bölgelerindeki kabileler aynı geleneklere sahipti.Bunların aralarında bir tarihsel bağ mı vardı?
Edward B.Tylor,kaşif,misyoner ve gezginlerin yazmış oldukları gözlemleri sıkı biçimde elden geçirdi.Lewis M.Morgan ve diğerleri ilkel yaşamları yerinde incelediler,ilkel kültürlerle ilgili sistemli araştırmalar yaptılar.İlkel kurumların ne anlama geldiğini,aralarında hangi bağlantılar bulunduğunu anlamak için birtakım sorular sordular.Bu sorulara cevap vermek için birtakım yöntemler ve kuramlar geliştirdiler.Böylece ilkel halkların gerçek şekilde keşfedilmesinin yolunu açtılar.
*
Antropologlar,insan kavramını farklı kültürlere sahip bir tür olarak geliştirdiler.Böylece insanlığın evrensel tarihi konusunda çeşitli tasarılar ürettiler.Bu görüşler,tarihin büyük bir bölümünde insanın kan bağına dayalı ilkel topluluklar halinde yaşadığını içeriyordu.Bunun önemli bir kanıtı olarak çağdaş dünyada halen yaşayan bu tür toplumların olduğunu gösteriyorlardı.Bütün bunlara rağmen genelleme için gerekli temel olan etnografik bilgi,yani toplulukları karşılaştırarak inceleyen,kültür oluşumlarını araştıran sistemli bilgi yoktu.Gerçi Morgan'ın Iraquois yerlileri ile ilgili incelemesi etnografikti,ama diğer ilkel topluluklar konusundaki verilerin çoğu Avrupa'ya özgü görüş açıları içeren dağınık gözlemlerdi.Yapılacak dikkatli karşılaştırmalarla bu bilgilerden birtakım anlamlar çıkarmak mümkündü.Ama ilkel kültürler hakkında gerçek olan kavrayışa varmak için antropologların kendi verilerini kendilerinin toplaması gereği iyice anlaşılmıştı.
*
Etnografik bilim,yerli kültürlerin uzun süre ve yoğun şekilde incelenmesini gerektirir.Araştırmalar yerinde yapılmalıdır.Yerli yaşamına katılmak,incelenen kültürü kendi insanlarının bakış açısına uygun olarak değerlendirmek önemlidir.Bu yöntemin öncüsü 1920'li yıllarda Trobriand Adaları'nda yaptığı incelemesiyle Polonya'lı antropolog Bronislaw Malinowski olmuştur.



Toplumsal Araştırma Yöntemleri


Toplumbilimcilerin, soru formları veya toplumsal yöntemler araştırma anketi, görüşmeler,katılımcı gözlem, istatistik araştırması, değerlendirme araştırması ve test, anket vb belge tabanlı değerlendirme gibi çalışmaları içeren kuramsal olmayan bulguları bir araya getirmek için kullandığı birçok ana yöntem vardır.

Bu yaklaşımların hepsinin sorunu bunların, araştırmacının bunların gözünde gördüğü toplumu nasıl çözümlediği ve anladığını uyarlamaya çalıştığı kuramsal konuma dayanıyor olmasıdır.Eğer Émile Durkheim gibi işlevselci ise, araştırmacı herşeyi büyük ölçekli toplumsal yapıların terimleriyle açıklaması muhtemeldir.Bir sembolik etkileşimci büyük olasılıkla insanların birbirini nasıl anladığına yoğunlaşacaktır. Bir marksist ya da neo-marksist bir araştırmacı ise muhtemelen herşeyi sınıf mücadelesi ve ekonomi süzgecinden geçirecektir. Fenomenciler ise insanların gerçeğin onlara göre anlamlarını kurguladıkalrı tek bir yol ve başka hiç bir şey olmadığını düşünmeye eğilimlidirler. Gerçek sorunlardan biri ise birçok toplumbilimcinin bir tek kurumsal yaklaşımın doğru olduğu ve bunun da kendilerinki olduğunu tartışmalarıdır. Uygulamada, toplumbilimciler sıklıkla, her yöntem özel data tipleri ürettiği için farklı yaklaşımları ve yöntemleri karıştırıp eşleştirmektedir.

İnternet üç açıdan toplumbilimcilerin ilgi alanındadır: mesela kağıt üzerindeki anketler yerine çevrimiçi anketleri kullanmak adına bir araştırma aracı olarak, bir tartışma platformu olarak ve bir araştırma konusu olarak. Internet toplumbilimi, çevrimiçi toplulukların (ör:haber grupları) çözümlemesini,sanal toplulukları ve dünyaları,internet gibi yeni medyalar ekseninde çözünen organizasyonel değişimleri ve sanayi toplumundan bilgiye dayalı topluma (veya bilgi toplumuna)doğru yaşanan dönüşümde geneldeki toplumsal değişimi içermektedir.



Diğer Toplum Bilimleri


20.yy'ın başlarında sanayi toplumu üzerinde araştırma yapan toplumbilimciler ve psikologlar antropolojinin gelişimine katkıda bulundular. Antropologlar da sanayi toplumları üzerinde araştırmalar yaptılar. Günümüzde toplum bilim ve antropoloji çalışma nesnelerinden ziyade farklı kuramsal içerik ve yöntemlere göre daha iyi bir şekilde farklılaşmışlardır.

Sosyalbiyoloji görece olarak hem toplumbiliminden hem de biyolojiden lanan yeni bir alandır. Bu alan ilk önce çok hızlı bir kabul görse de, toplumsal davranış ve yapıların evrimsel ve biyoloijik işleyişlerle açıklama yolları aramasından dolayı tepki topladı. Toplumbilimciler sıklıkla davranışı tanımlamada genlerin etkilerini çok fazla dayanak göstermeleri yönünden eleştirilmektedirler. Ne varki toplumbilimciler sıklıkla doğa ve yetiştirme arasında karışık bir ilişki olduğuna atıfta bulunarak yanıt verirler.Bu anlanmda sosyalbiyoloji fiziksel antropoloji, zooloji, evrimsel psikoloji, insan davranışsal ekoloji ve ikili kalıtım kuramı ile yakın ilişki içersindedir. Bununla birlikte, bu alanda çalışanların çoğu için, büyük oranda bu alanın düşünceleri kabul edilebilirdir, çünkü toplumsal yapılar için biyolojik temeller bulmak toplumsal yapıların nadir ve isteğe bağlı olduğunu ifade eden birçok toplumsal kuramın önerme ve çıkarımlarına karşı gelmektedir.

Toplumbilim toplumsal psikoloji ile bazı bağlantıları vardır ancak ilki toplumsal yapılarla ilgili iken ikincisi toplumsal davranışlarla ilgilidir.


200px Takeshita street view

Toplumu inceleyen bilim dalına Sosyoloji (Toplum Bilim) adı verilir

Toplum bilimi ya da sosyoloji (Fransızca: sociologie) toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilimdir. Toplumsal (sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır.
Toplum bilimi alanında çalışan bir kişiye de toplum bilimci (sosyolog) denir. Bir akademik disiplin olarak toplum bilimi bir sosyal bilim olarak kabul edilmektedir ve 19. Yüzyıl'ın ilk çeyreğinde gelişmiş diğer bilim dalları ile karşılaştırıldığında görece olarak gençtir. Birçok sosyolog bir veya daha fazla uzmanlık alanında veya altdallarında çalışmaktadır.
Sociology kelimesi, Yunanca “bilim†anlamına gelen “logy†eki ve Latince'de, genel anlamda insanı işaret eden, üye, arkadaş veya dost anlamındaki, “socius†kelimesinden gelen “socio-†kökünden oluşur.
Toplum bilimi geniş çerçeveli bir disiplin olduğu için, profesyonel toplum bilimciler için bile tanımını yapmak güçtür. Bu disiplini tanımlamak için işe yarayan yollardan biri bu disiplini toplumun farklı boyutlarını inceleyen alt dalların oluşturduğu bir küme olarak tanımlamaktır. Örneğin toplumsal sınıflaşma eşitsizliği ve sınıfsal yapıları, demografi nüfusun miktar ve türündeki değişimleri, suç bilimi suç davranışı ve çarpıklıkları, politik toplum bilimi hükümet ve yasaları, ırk toplum bilimi ve cinsiyet toplum bilimi ırk ve cinslerin eşitsizliği kadar ırk ve cinsiyetlerin toplumsal yapılarını inceler. Doğadaki birçok çapraz disiplini içerecek şekilde,yeni toplumsal alt bilim dalları ortaya çıkmaya devam etmektedir-mesela ağ çözümlemesi-.
Birçok toplum bilimci akademi dışında yararlı araştırmalar yapmaktadır. Bulguları eğitimcilere, yasa yapıcılara, yöneticilere, yenilik yapmak isteyenlere, iş dünyasının liderlerine ve toplumsal sorunları çözme vetoplumsal politikalar oluşturma konusuyla ilgilenenlere yardımcı olmaktadır.

Tarihçesi

220px Auguste Comte

Auguste Comte


Ekonomi, politika bilimi, antropoloji, tarih ve psikolojiyi kapsayan diğer sosyal bilimler ile karşılaştırıldığında toplum bilimi oldukça yeni bir bilim dalıdır. Arkasındaki düşüncelerin ise daha uzun bir geçmişi vardır ve ortak insan bilgisi ve felsefesinin karışımına kadar izleri takip edilebilir.
Toplum bilimi 19. yüzyılın ilk yarısında modernliğin iddialarına karşı bir akademik tepki olarak belirmeye başladı: dünya küçülmeye başlayıp bütünleşmeye başlıyor, insanların yeryüzündeki deneyimleri hızlı bir şekilde atomize olup yayılıyordu. Toplum bilimciler sadece toplumsal grupları nelerin bir arada tuttuğunu öğrenmeyi değil aynı zamanda toplumsal dağılmaya karşı bir çare geliştirmeyi de umut ettiler.



Sociology kelimesi 1838'de Auguste Comte tarafından Latince Socius (arkadaş, dost) ve Yunanca logos(bilim) kelimelerinin biraraya getirilmesi ile oluşturuldu.

  • Comte insana dair bütün bilimleri - tarih, psikoloji ve ekonomi dahil, bütünleştirmeyi istiyordu. Onun toplumsal şemasi tam 19.yüzyıla özgüydü; tüm insanlığın aynı tarihsel aşamalardan (teoloji, metafizik, pozitif bilimler) geçtiğine inanıyordu ve eğer birisi bu gelişimi kavrarsa toplumsal hastalıklar için çareler de bulabilirdi. Toplum bilim ‘bilimlerin kraliçesi' olmalıydı.


150px Herbert Spencer
Herbert Spencer


Sociology terimi ile ilk yayımlanan kitap İngiliz düşünür Herbert Spencer'in yazdığı The Study of Sociology(Toplum Bilimi Çalışması) idi (1874).

  • ABD'de bazıları tarafından Amerikan Toplum biliminin babası diye tanımlanan Lester Frank Ward, 1883'te Dinamik Toplum Bilim kitabını yayınladı ve ilk kez Kansas üniversitesi, Lawrence'da 1890'da Toplum Bilim Öğeleri başlıklı bir kursta(Amerika'nın devam eden en eski toplum bilim bölümüdür) bu disiplin kendi adıyla öğretilmeye başlandı.


  • Kansas üniversitesi'nde Tarih ve Sosyoloji Bölümü 1891 yılında kuruldu ve ilk tam anlamıyla bağımsız toplum bilim bölümü 1892'de Chicago üniversitesi ‘nde 1895'te Amerikan Toplumbilimi Dergisini çıkaranAlbion W. Small tarafından kuruldu.


  • İlk Avrupa toplumbilim bölümü, L'Année Sociologique ‘un (1896) kurucusu Émile Durkheim tarafından 1895'te Bordeaux üniversitesi'nde kuruldu.


  • Birleşik Krallık'taki ilk toplumbilim bölümü London School of Economics and Political Science‘da (İngiliz Toplum Bilim dergisini de yayınlayan) 1904'de kuruldu.


  • 1919'da Almanya'da Ludwig Maximilians University of Munich'de Max Weber ve 1920'de Polonya'da Florian Znaniecki tarafından toplum bilim bölümleri oluşturuldu.


Karl Marx


Toplum bilim alanında uluslararası işbirliği 1893'te, René Worms tarafından kurulan ancak 1949'da oluşan çok daha geniş katılımlı Uluslararası Toplum Bilim Birliği (ISA) ile yıldızı kararan küçük Uluslararası Toplum Bilim Enstitüsü ile başladı.



  • 1905'te dünyanın en büyük profesyonel sosyologlar birliği olan Amerikan Toplum Bilim Birliği kuruldu.

220px Ferdinand Toennies Bueste Husum Ausschnitt



Ferdinand Tönnies


19. yy'dan 20. yy'ın başlarına kadar diğer “klasik†toplum bilim kuramcıları şunlardır:

  • Karl Marx,


  • Ferdinand Tönnies,


  • Émile Durkheim,


  • Vilfredo Pareto,

ve Max Weber .




20. yy'dan 21. yy'ın başlarına kadar diğer “klasik†toplum bilim kuramcıları şunlardır:

  • Markus Dressler,

Comte gibi bu bilimciler de kendilerini sadece “sosyolog†saymaz. Çalışmaları din, eğitim, iktisat, hukuk, psikoloji, etik, felsefe ve teoloji konularına yöneliktir ve kuramları değişik akademik disiplinlere uyarlanmıştır. En çok ne var ki toplum bilim üstünde etkili olmuşlardır (aynı zamanda ekonomi üstünde de merkezi bir isim olan Marks'ı hariç tutarak) ve gene onların kuramları bugün hala en uygulanabilir kuramlar olarak düşünülmektedir.

Disiplinin içinde, bilimsel açıklamadan farklı olan anlayışın felsefi kökleri vardı. Comte'un başını çektiği ilk kuramcıların toplum bilime yaklaşımı, toplumu anlamak için doğal bilimlerde kullanılan yöntemleri ve yömtembilimini aynen uygulayarak toplum bilimin bir doğal bilim gibi geliştirmekti. Deneycilik ve bilimsel yönteme yapılan vurgu toplumbilimsel iddialar ve bulgular için tartışılmaz bir temel oluşturmayı ve felsefe gibi daha az deneysel disiplinlerden toplum bilimini farklılaştırmayı araştırıyordu. Pozitivizm denilen bu yöntembilimsel yaklaşım toplum bilimciler ve diğer bilim insanları arasında çekişme kaynağına ve sonunda disiplinin kendi içinde de bir ayrışma noktasına dönüştü. Böylece, birçok bilim, gerekirci, Newtoncu modelden belirsizliği kabullenen ve içselleştiren olasılıklı modellere geçerken toplum bilim gerekirci (çeşitlemeleriyapıya, etkileşime veya diğer güçlere yükleyen)yaklaşıma inananlar ve her türlü açıklama ve tahmin olasılığına karşı duranların hakimiyetine girdi.

Bilimsel açıklamadan farklı ikinci bir görüş ise kültürel hatta kendi başına toplumsaldı. 19.yy'ın başlarından itibaren insan toplumunun anlamlar, semboller, kurallar, normlar ve değerler gibi kendine özgü yanları bulunmasından dolayı doğal dünyadan toplumsal dünyanın ayrı olduğunu tartışan Wilhelm Dilthey ve Heinrich Rickert gibi bilim insanları tarafından toplum hayatını inceleyen pozitivist ve doğacı yaklaşımlar sorgulanmıştı. Toplumun bu öğeleri insan kültürlerini hem sonucuydular hem de bunlar tarafından üretiliyorlardı. Bu bakış açısı daha sonra antipozitivizmin (insancıl toplum bilim) kurucusu olan Max Weber tarafından geliştirildi. Anti-doğacılıkla yakın ilişkili bu anlayışa göre, toplumsal araştırma insanın kültürel değerlerine yoğunlaşmalıydı. Bu, bir insanın öznel ve nesnel araştırma arasında nasıl bir ayrım yapabileceği konusunda bazı tartışmalara yol açtı ve kişisel yorumlu (hermeneutical) çalışmaları etkiledi. Benzer tartışmalar, özellikle internet çağında, toplum bilimde, hedef kitleye özgü toplum bilimsel uzmanlığın yararına vurgu yapan kamu sosyolojisi gibi çeşitlemelere yol açmaktadır.

Sosyal Teori

Sosyal teori, toplumsal hayatın kalıplarını açıklamak yerine toplumsal kalıp ve büyük toplumsal yapıları açıklayacak ve çözümleyecek özet ve çoğunlukla karmaşık kuramsal çatıların kullanımına başvurur. Sosyal teori her zaman daha klasik akademik disiplinlerle sorunlu bir ilişki kurmuştur; anahtar düşünürlerden bir çoğunun üniversitede kürsüsü yoktur. Bazen sosyal teorinin toplum biliminin bir dalı olduğu düşünülse de, antropoloji, ekonomi, teoloji, tarih, felsefe vb gibi bilimlerle ilgili olduğu içindisiplinlerarasıdır. İlk sosyal teoriler toplum bilimin doğuşuyla beraber, eş zamanlı olarak geliştirildi. ‘Toplum biliminin babası' olarak bilinen Auguste Comte -toplumsal evrimcilik- diye ilk sosyal teorilerden birinin temel çalışmasını gereçekleştirdi. 19. yy'da sosyal ve tarihsel değişimle ilgili üç büyük klasik teori oluşturuldu: sosyal evrimcilik teorisi (sosyal darvinizm de bunun bir parçasıdır) sosyal dönem teorisi ve Marksist tarihsel materyalizm teorisi. Modern sosyal teoriler klasik teorilerin daha da yetkinleştirilmiş uyarlamalarıdır, evrimin çoksoylu teorileri gibi (neo-evrimcilik, sosyobiyoloji, modernizasyon teorisi, sanayi sonrası toplumu teorisi) veya genel tarihsel sosyoloji ve öznellik teorisi ve toplumun yaratılması.
Doğal bilimler disiplinlerinin tersine -fizik veya kimya gibi— sosyal teorisyenler kendi teorilerini savunmak için bilimsel yönteme yeterince sadık davranmayabilirler. Bunun yerine, sosyal teorinin karşıtlarının eleştirilerinin temelini oluşturan, tarihsel ve psikolojik yorumlar hariç, kolaylıkla kanıtlanamayacak hipotezler kullanarak büyük ölçekli toplumsal genel eğilim ve yapıları ele alırlar. Uç noktalardaki eleştirel kuramcılar, dekonstrüksiyonizmciler veya post-modernistler gibi, herhangi sistematik bir araştırma veya yöntemin baştan noksan olduğunu iddia etmektedir. Birçok kez, ne var ki, “sosyal teori†bilime başvurmadan tanımlanır çünkü tarif ettiği toplumsal gerçeklik tersi kolay kanıtlanamayacak kadar baskındır. Modernite veya anarşi sosyal teorileri bu anlamda iki örnek olabilir.
Ne var ki, sosyal teoriler toplum biliminin büyük kısmını oluşturmaktadır. Nesnel bilimsel tabanlı araştırmalar sosyal teorisyenler tarafından yapılan açıklamalar için destek sağlayabilir. Mesela aynı işi yapan erkek ve kadınlar arasında belirgin bir gelir eşitsizliği olduğunu ortaya koyan, bilimsel yöntem eksenli istatistiki bir çalışma, karmaşık sosyal teoriler olarak feminizm veya ataerkilliğin önermelerini tamamlayabilir.Genel olarak ve özellikle saf sosyoloji taraftarları arasında, sosyal teorinin bir çekiciliği vardır çünkü burada odak merkezi bireyden uzaklaşır ve doğrudan topluma ve bizim hayatlarımızı kontrol eden toplumsal güçlere döner. Bu sosyolojik kavrayış (veya sosyal imajinasyon)yıllar içinde öğrencilere çekici gelmiş ve diğerleri statükodan memnun kalmamışlardır çünkü --bu şekilde değişim olasılığını ortaya koyarak, sosyal yapıların ve kalıpların ya rastlantısal ya da keyfi olarak özel güçlü gruplar tarafından kontrol edildiği varsayımına dayanmaktadır.

Bilim ve Matematik

Toplumbilimciler toplumu ve sosyal davranışı, insanların oluşturduğu grup ve toplumsal kurumu çeşitli sosyal, dinsel, politik ve iş organizasyon gibi inceleyerek çalışırlar. Onlar aynı zamanda grup davranışlarını ve toplumsal etkileşimlerini inceler, köken ve gelişimlerini takip eder ve üye bireyler üzerinde grup hareketlerinin etkisini çözümlerler. Toplumbilimciler toplumsal grupların, organizasyonların ve kurumların özellikleri; bireylerin her birinin diğerinden ve ait oldukları gruptan etkilenme yolları ve bir insanın günlük yaşamında cinsiyet, yaş veya ırk gibi toplumsal özelliklerin etkisi ile ilgilidir. Toplumbilimsel araştırmalar eğitimcilere, yasakoyuculara, yöneticilere ve toplumsal sorunları çözmek ve kamu politikaları geliştirmek isteyenlere yardımcı olur. Birçok toplumbilimci bir veya birden fazla uzmanlık alanında çalışır: toplumsal organizasyon, toplumsal tabakalaşma, toplumsal hareketlilik; ırksal ve etnik ilişkiler;eğitim, aile; toplumsal psikoloji,şehir, kırsal, politika, ve karşılaştırmalı toplumbilim; cinsiyet rolleri veilişkiler; demografi; yaşlılık; suç bilimi; ve toplumsal uygulamalar.
Toplumbilim büyük oranda Comte'nin toplumbilimin ergeç bilimin bütün diğer alanlarını içine alacağı inancına yaslanarak gelişse de, sonuçta, toplumbilim diğer bilimlerin yerine geçmedi.Bunun yerine, toplumbilim diğer toplumsal bilimlerle özdeşletirilme noktasına geldi. Günümüzde, çoğunlukla karşılaştırmalı bir yöntem kullanarak, insan türünün organizasyonlarını, toplumsal kurumlarını ve bunların toplumsal etkileşimlerini incelemektedir. Disiplin özellikle karmaşık sanayi toplumlarına odaklanmıştır. Toplumbilimciler son zamanlarda antropologlardan aldıkları ipuçları ile, bu alandaki "Batı Vurgusu"nu belirtmektedirler. Tepki olarak ise yeryüzündeki birçok toplumbilim bölümü çok kültürlü ve çok uluslu çalışmaları desteklemektedir.
Günümüzde, toplumbilimciler, toplumu düzenleyen ırk veya etnisite, sosyal sınıf, cinsel rolleri ve aile gibi kurumları; suç ve boşanma gibi bu yapıların ayrılma ve bozulmasını temsil eden toplumsal işleyişleri ve benzeri kişiler arası etkileşimler gibi mikro-işleyişleri ve bireylerin toplumsallaşmaları, gibi mikro- toplumsal yapıları araştırmaktadırlar.
Toplumbilimciler sıklıkla toplumsal ilişkilerdeki kalıpları açıklamak ve toplumsal değişimi belirlemeye yardım edecek modeller geliştirmek için toplumsal araştırmanın kantitatif yöntemine dayanırlar.Toplumbiliminin belli dalları ise - odaklanarak yapılan görüşmeler, grup tartışmaları ve etnografik yöntemler gibi yöntemelerin- sosyal işleyişlerin daha iyi anlaşılmasını sağladığını düşünmektedir.Orta yolu bulmak isteyen bazı toplumbilimciler ise kantitatif ve kalitatif yaklaşımların birbirini tamamlayıcı olarak kullanılmasını tartışmaktadır. Bir yaklaşımdan elde edilen sonuçlar diğer taraftaki açıkları kapatabilir. Mesela kantitatif yöntemler büyük ve geniş kalıpları tanımlarken kalitatif yaklaşımlar bireylerin bu kalıpları nasıl anladıklarını anlamamıza yardımcı olabilir.

Toplumsal Araştırma Yöntemleri

Toplumbilimcilerin, soru formları veya toplumsal yöntemler araştırma anketi, görüşmeler,katılımcı gözlem, istatistik araştırması, değerlendirme araştırması ve test, anket vb belge tabanlı değerlendirme gibi çalışmaları içeren kuramsal olmayan bulguları bir araya getirmek için kullandığı birçok ana yöntem vardır.
Bu yaklaşımların hepsinin sorunu bunların, araştırmacının bunların gözünde gördüğü toplumu nasıl çözümlediği ve anladığını uyarlamaya çalıştığı kuramsal konuma dayanıyor olmasıdır. Eğer Émile Durkheim gibi işlevselci ise, araştırmacı herşeyi büyük ölçekli toplumsal yapıların terimleriyle açıklaması muhtemeldir. Bir sembolik etkileşimci büyük olasılıkla insanların birbirini nasıl anladığına yoğunlaşacaktır. Bir marksist ya da neo-marksist bir araştırmacı ise muhtemelen herşeyi sınıf mücadelesi ve ekonomi süzgecinden geçirecektir. Fenomenciler ise insanların gerçeğin onlara göre anlamlarını kurguladıkalrı tek bir yol ve başka hiç bir şey olmadığını düşünmeye eğilimlidirler. Gerçek sorunlardan biri ise birçok toplumbilimcinin bir tek kurumsal yaklaşımın doğru olduğu ve bunun da kendilerinki olduğunu tartışmalarıdır. Uygulamada, toplumbilimciler sıklıkla, her yöntem özel data tipleri ürettiği için farklı yaklaşımları ve yöntemleri karıştırıp eşleştirmektedir.
İnternet üç açıdan toplumbilimcilerin ilgi alanındadır: mesela kâğıt üzerindeki anketler yerine çevrimiçi anketleri kullanmak adına bir araştırma aracı olarak, bir tartışma platformu olarak ve bir araştırma konusu olarak. Internet toplumbilimi, çevrimiçi toplulukların (ör:haber grupları) çözümlemesini, sanal toplulukları ve dünyaları,internet gibi yeni medyalar ekseninde çözünen organizasyonel değişimleri ve sanayi toplumundan bilgiye dayalı topluma (veya bilgi toplumuna) doğru yaşanan dönüşümde geneldeki toplumsal değişimi içermektedir.

Diğer Toplum Bilimleri

20.yy'ın başlarında sanayi toplumu üzerinde araştırma yapan toplumbilimciler ve psikologlar antropolojinin gelişimine katkıda bulundular. Antropologlar da sanayi toplumları üzerinde araştırmalar yaptılar. Günümüzde toplum bilim ve antropoloji çalışma nesnelerinden ziyade farklı kuramsal içerik ve yöntemlere göre daha iyi bir şekilde farklılaşmışlardır.
Sosyalbiyoloji görece olarak hem toplumbiliminden hem de biyolojiden lanan yeni bir alandır. Bu alan ilk önce çok hızlı bir kabul görse de, toplumsal davranış ve yapıların evrimsel ve biyoloijik işleyişlerle açıklama yolları aramasından dolayı tepki topladı. Toplumbilimciler sıklıkla davranışı tanımlamada genlerin etkilerini çok fazla dayanak göstermeleri yönünden eleştirilmektedirler. Ne var ki toplumbilimciler sıklıkla doğa ve yetiştirme arasında karışık bir ilişki olduğuna atıfta bulunarak yanıt verirler. Bu anlanmda sosyalbiyoloji fiziksel antropoloji, zooloji, evrimsel psikoloji, insan davranışsal ekoloji ve ikili kalıtım kuramı ile yakın ilişki içersindedir. Bununla birlikte, bu alanda çalışanların çoğu için, büyük oranda bu alanın düşünceleri kabul edilebilirdir, çünkü toplumsal yapılar için biyolojik temeller bulmak toplumsal yapıların nadir ve isteğe bağlı olduğunu ifade eden birçok toplumsal kuramın önerme ve çıkarımlarına karşı gelmektedir.
Toplumbilim toplumsal psikoloji ile bazı bağlantıları vardır ancak ilki toplumsal yapılarla ilgili iken ikincisi toplumsal davranışlarla ilgilidir.

Yaklaşımlar ve Yöntemler



  • Auguste Comte (1789-1857): pozitivist.
  • Émile Durkheim (1858-1917): pozitivist.
  • Karl Marx: diyalektik materyalist
  • Giambattista Vico (1668-1774): özneci/anlamacı.
  • Wilhelm Dilthey (1833-1911): hermeneutik geleneğe bağlı; anlamacı.
  • Georg Simmel (1858-1918): karmaşık süreççi.
  • Max Weber: anlamacı ve etkinlikçi.
  • Talcott Parsons : Yapısal işlevselcilik

-Diğer gruplar: Robert Merton, Gerhard Lenski, Erving Goffman, Herbert Blumer, Harold Garfinkel, Peter Berger, Amitai Etzioni, C.Wright Mills, Daniel Bell, Alvin Toffler, G.Herbert Mead, Alain Touraine.


Kavramlar



  • Toplumsal gerçeklik
  • Toplumsal yapı
  • Toplumsal ilişkiler
  • Toplumsal gruplar
  • Toplumsal katmanlaşma
  • Toplumsal gelişim
  • Toplumsal politikalar
  • Kültür
  • Toplumsal kurumlar
  • Toplumsal değişme
  • Toplumsal çözülme

Dallar




  • Ahlâk Sosyolojisi
  • Aile Sosyolojisi
  • Askeri Sosyoloji
  • Beden Sosyolojisi
  • Bilgi Sosyolojisi
  • Bilim Sosyolojisi
  • Çalışma Sosyolojisi
  • Çevre Sosyolojisi
  • Din Sosyolojisi
  • Eğitim Sosyolojisi
  • Folk Sosyolojisi
  • Göç Sosyolojisi
  • Cinsiyet Sosyolojisi
  • Hukuk Sosyolojisi
  • İktisat Sosyolojisi
  • İnsan Ekolojisi
  • Kent sosyolojisi
  • Köy Sosyolojisi
  • Kurumlar Sosyolojisi
  • Küçük Topluluklar Sosyolojisi
  • Kültür Sosyolojisi
  • Medikal Sosyoloji
  • Natüralist Sosyoloji
  • Sağlık Sosyolojisi
  • Sanat Sosyolojisi
  • Sanayi Sosyolojisi
  • Siyaset Sosyolojisi
  • Toplumsal Psikoloji
  • Tarih Sosyolojisi
  • Uluslararasi İlişkiler Sosyolojisi
  • Uygulamalı Sosyoloji
  • Vergi Sosyolojisi

Toplumbilimciler


  • Alexander Rüstow
  • Anthony Giddens
  • August Comte
  • Behice Boran
  • Beyaz Arif Akbaş
  • Cemil Meriç
  • C Wright Mills
  • Claude Henri de Saint Simon
  • Doğan Ergun
  • Emre Kongar
  • Émile Durkheim
  • Erol Güngör
  • Erving Goffman
  • Ferdinand Tönnies
  • Georges Gurvitch
  • Georg Simmel
  • George Herbert Mead
  • Hasan ünal nalbantoğlu
  • Herbert Spencer
  • Hilmi Ziya ülken
  • Immanuel Wallerstein
  • İbn'i Haldun
  • İsmail Beşikçi
  • Jürgen Habermas
  • Kadir Cangızbay
  • Karl Marx
  • Max Weber
  • Mehmet Cihat Özönder
  • Michel Foucault
  • Niklas Luhmann
  • Nilgün çelebi
  • Nilüfer Göle
  • Niyazi Berkes
  • Norbert Elias
  • Orhan Türkdoğan
  • Prens Sabahaddin
  • Ralf Dahrendorf
  • Robert K.Merton
  • Şerif Mardin
  • Talcott Parsons
  • Vilfredo Pareto
  • Wright Mills
  • Ahmet Cevdet Paşa
  • Zygmunt Bauman
  • Pierre Bourdieu
  • Ulus Baker
  • Ziya Gökalp







  • Kent Sosyolojisi (Kent Toplum Bilimi)


  • Eleştirel Sosyoloji


  • Kuhn'a göre bilimi, olağan bilimi ve paradigmayı tanımlar mısınız?



 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Toplum Bilimi (Sosyoloji)
Toplum Bilimi (Sosyoloji)
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/200px-Takeshita_street_view.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/08/toplum-bilimi-sosyoloji.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/08/toplum-bilimi-sosyoloji.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content