Isırgan Otu Isırgan otu kökünden başlamak üzere, kökü, yaprakları, tohumları bile şifalı olan bir bitkidir. Eski çağlarda da büyük b...
Isırgan Otu
Isırgan otu kökünden başlamak üzere, kökü, yaprakları, tohumları bile şifalı olan bir bitkidir. Eski çağlarda da büyük bir saygınlığa sahipti. Albrecht Dürer (1471 - 1528) bir tablosunda, elinde ısırganotu olan bir meleğin Tanrı katına uçusunu canlandırmıstı. İsviçreli botanik bilimci Künzle, bir yazısında, yakıcı özelliği sayesinde (Tüylerde bulunan histamin ve asetilkolin) korunmamış olsaydı, bitkinin kökünün çoktan kurumuş olacağını belirtmişti. Eğer kendini koruyamamış olsaydı, haşarat ve hayvanlar onu çoktan yok etmişlerdi. Büyük ısırgan otu (Urtica diocia L.), çok yıllık ve otsu bir bitkidir, boyu bazen 1 m'yi geçer, yapraklar koyu yesil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Küçük ısırgan otu (Urtica Urens L.), bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Boyu 60 cm kadar olabilir. Yapraklar açık yeşil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Duvar kenarları ve harabeliklerde bol olarak görünür.Her iki türün de yaprakları 2-4 cm uzunlukta, oval veya kalp biçimindedir. Taze iken deri ile temas edince deride kızartı ve yanma yapar. Dızlağan ve dikenli ısırgan isimleriyle de bilinir. Türkiye' de her iki tür de yetişir.
Egzema ve egzemaya eşlik eden baş ağrılarıısırgan otu çayı ile iyileştirileilirler. Isırgan otu, böbrek ve mesane taşı oluşumuna karşı da kullanılabilir. Böbrek hastalıkları ve zorlu baş ağrıları genellikle bir arada görülürler. Egzemalar genellikle dahili bir nedene dayandıklarından, onları içerden, kan temizleyici bitkilerle iyleştirmek gerekebilir. Isırganotu, en başta gelen kan temizleyici ve aynı zamanda kan yaptırıcı bir bitkidir. Böylece, pankreas üzerinde de çok olumlu etkileri olduğu için, ısırganotu çayı ile kandaki şeker düzeyi düşürülebilir. İdrar yolları hastalıkları ve iltihapları, da bitki çayı ile iyileştirilebilirler. Aynı zamanda da dışkılama kolaylıkları sağladığından, bir ilkbahar kürü için özellikle önerilir. lkbaharda ve sonbaharda filizlendiğinde, onunla 4 haftalık bir çay kürü yapmak önemlidir. Sabahları aç karnına, kahvaltıdan yarım saat önce bir bardak ve gün boyunca 1-2 bardak çayı yudumlanarak içilebilir. Bu tür çay kürlerinden sonra kişi kendini anlatılamayacak kadar iyi hissedebilir. Ayrıca bu çayın lezzeti hiç de kötü değildir. Ama duyarlı kişiler, ona biraz papatya veya nane ekleyerek, lezzetini ve kokusunu değiştirebilirler.
Taze ısırganotu yaprak ve kökünün kaynama suyuyla baş yıkanabilir ve saçlar canlanarak, sık bir biçimde büyümeye başlarlar. Her tür saça özellikle iyi gelen ısırganotu tentürünü herkes kullanabilir. Kafa derisi kepeksiz, saçlar sık, yumuşacık ve parlak!Damar tıkanıklıklarında da (baldırlarda), ısırganotu çok büyük yardımlar sağlar. Bu hastalığı çeken bazı kişiler, ağer zaman geçirmeden, ısırganotu kökü ayak banyoları yapacak olurlarsa, olası bir bacak empütasyonundan kurtulabilirler. Her tür kramp, nerden gelirse gelsin, kan dolaşımı bozukluğunun habercisi olabilir. Böyle durumlarda, bitkinin kaynama suyula masaj veya banyo yapmak fayda sağlayacaktır. Bu durum, koroner damarlarının daralması gibi özel durumlarda da geçerlidir. Belden yukarısı banyo küvetine doğru eğilir ve kaynatılmış bitkinin ılık suyuyla kalp bölgesine hafifçe masaj yapılır. Siyatik, lumbago ve kollarda, bacaklarda oluşan sinir iltihaplanmalarında, ağrılı bölgelere, yapraklı taze ısırganotu dalı hafifçe sürülür. Örneğin siyatikte, ayak ekleminden başlamak üzere, dıştan kalçaya kadar ve oradan da bacağın iç tarafından topuğa kadar yavaşca sürülür. Bu iki kere daha yenilenir ve son olarak, kalçadan başlayarak aşağı doğru inilir. Gerektiğinde daha başka bölgelere de aynı biçimde uygulanır. Isırganotunun sebep olduğu kaşıntıyı önlemek için, işlem sonunda o bölgeler pudralanır.
Kullanılan bitki ne kadar taze olursa, şifalı gücü de o kadar fazladır. Kış için bir miktar stok yapmayı da unutmayın ve kurutacağınız bu ısırganları mayıs ve haziran ayının güneşli günlerinde toplamaya dikkat edin. Kendi sağlığınız için bir şeyler yapabildiğinize sevinin! Ama ama en önemlisi sadece ihtiyacınız kadar bitki toplayın. Eğer sadece yaprak ve saplara ihtiyacınız varsa kesinlikle bitkiyi köküyle beraber sökmeyin. Bir bölgedeki tüm bitkileri tamamen koparmayın. Gelecek yıllarda da bitkinin neslini sürdürmesine izin verin!
Kullanım Biçimleri
Çay Hazırlamak: Yaprak Çayı: Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış ısırganotu, orta boy bir su bardagı dolusu kaynar suyla haşlanır, 5-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-4 bardak yeni demlenmiş çay aç karnına veya öğün aralarında tatlandırılmadan içilir. Kokusunu veya tadını rahatsız edici bulanlar çaylarına biraz nane ilave edebilirler.
Kök Çayı: Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış kök, bir su bardağı dolusu soğuk suya eklenir, hafif ısıda kaynama derecesine getirilir, 4-5 dakika kaynadıktan sonra, ateşten indirilip 5-10 dakika demlendirilir ve süzülür. Günde 3 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan içilir.
Tohum Çayı: Havanda hafifçe ezilmiş bir tatlı kaşığı tohum, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak su ile haşlanır, üstü kapalı olarak 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak taze demlenmiş çay, yemeklerden yarım saat önce soğutulmadan içilir.
Isırganotu Tentürü: Ilkbaharda veya sonbaharda sökülen kökler bol suda iyice yıkanır, elden geldigince ince kıyılır ve bir sisenin bogazına kadar doldurulur. Köklerin üstüne çıkacak kadar 35-40 derece etil alkol eklenir, hergün çalkalanarak güneste 14 gün boyunca bekletilir ve süre sonunda bir tülbentten geçirilerek süzülür. Koyu renkli siselerde, serin bir yerde yıllarca saklanabilir.
El ve Ayak Banyoları: Iki avuç dolusu yıkanmıs kök, sap ve yaprak, 5 litre soguk suya konularak, 10-12 saat bekletilir ve sonra kaynama derecesine kadar ısıtılır.
Banyo sırasında bitkiler suyun içinde kalabilir. Bu banyo suyu, yeniden ısıtılarak, 2-3 kere daha kullanılabilir.
Saç Yıkamak: 4-5 avuç taze veya kurutulmus yaprak, 5 litre suya koyulur, agır ateste kaynama derecesine kadar ısıtılır, 5 dakika demlendikten sonra süzülür. Kök kullanıldıgında ise, 2 avuç dolusu ince kıyılmıs kök, 10-12 saat soguk suda bekletilir, sonra kaynama derecesine kadar ısıtılır ve demlenmesi için 10 dakika beklendikten sonra süzülür. Bu durumda, saç yıkamak için sodalı sabun gerekir.
Zırnık Otu ve Sağlık için Faydaları
Kenger Otu ve Sağlık için Faydaları
Ökse Otu ve Sağlık için Faydaları
Saç kepeğine çözüm bulundu
Başta kanser olmak üzere, kansızlık, böbrek taşı, romatizma, varis gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ısırganotu, sorunlu saçların da ilacı. Isırganotu, sağlığımız üzerindeki yararlarının yanı sıra; ergenlik sivilcelerini yok ediyor, saçları canlandırıyor dökülmesini önlüyor, sıkılaştırıyor ve kepeği gideriyor.
ISIRGAN OTUYLA KEPEK NASIL GİDERİLİR?
1- Yarım litre taze kaynatılmış su içine, 5 poşet ısırganotu çayını ilave edin. Kabın ağzını kapatın ve 5-10 dakika demlendirip, soğutun. Elde ettiğiniz bu infüzyonu saçlarınızı yıkayıp duruladıktan sonra durulama suyu olarak kullanın. Saç diplerine yapacağınız masaj, zaman içinde saç kaybını önler, saçları güçlendirir ve kepek oluşumuna engel olur. Ayrıca bu infüzyonu tonik olarak kullandığınızda cildiniz de sıkılaşır.
2- 100 gram dulavrat otu kökü, 100 gram ısırganotu kökü ve 60 gram simsir ağacı yaprağını iki litre sirke içine bırakın. Bitkileri sekiz gün sıcak bir yerde dinlendirdikten sonra süzün. Elde edeceğiniz sıvıyla kafa derisine masaj yapın. Düzenli olarak yapacağınız masaj sayesinde saçlarınız kısa zamanda eski gücüne kavuşacak.
3- Kepeğe karşı 2 bardak dolusu kaynar derecedeki suya 1 tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış hindiba çiçeği(sarı saçlara), veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış ısırganotu yaprağı(kumraldan esmere kadar) ekleyin ve soğuyana kadar demlenmeye bırakın. Sonra süzün ve saçlarınızı durulanırken, kafa derisine de hafif masaj yapın.
4- Kafa derisi kaşıntısına karşı ¼ litre elma sirkesi kaynama derecesine kadar ısıtın (ama kaynatmayın) ve içine 1 avuç dolusu ısırganotu yaprağı ekleyin. 15 dakika demlendikten sonra süzün, saçlarınızı bu suyla durulayın ve kafa derisine masaj yapılır.
Başta kanser olmak üzere, kansızlık, böbrek taşı, romatizma, varis gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ısırganotu, sorunlu saçların da ilacı. Isırganotu, sağlığımız üzerindeki yararlarının yanı sıra; ergenlik sivilcelerini yok ediyor, saçları canlandırıyor dökülmesini önlüyor, sıkılaştırıyor ve kepeği gideriyor.
1- Yarım litre taze kaynatılmış su içine, 5 poşet ısırganotu çayını ilave edin. Kabın ağzını kapatın ve 5-10 dakika demlendirip, soğutun. Elde ettiğiniz bu infüzyonu saçlarınızı yıkayıp duruladıktan sonra durulama suyu olarak kullanın. Saç diplerine yapacağınız masaj, zaman içinde saç kaybını önler, saçları güçlendirir ve kepek oluşumuna engel olur. Ayrıca bu infüzyonu tonik olarak kullandığınızda cildiniz de sıkılaşır.
2- 100 gram dulavrat otu kökü, 100 gram ısırganotu kökü ve 60 gram simsir ağacı yaprağını iki litre sirke içine bırakın. Bitkileri sekiz gün sıcak bir yerde dinlendirdikten sonra süzün. Elde edeceğiniz sıvıyla kafa derisine masaj yapın. Düzenli olarak yapacağınız masaj sayesinde saçlarınız kısa zamanda eski gücüne kavuşacak.
3- Kepeğe karşı 2 bardak dolusu kaynar derecedeki suya 1 tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış hindiba çiçeği(sarı saçlara), veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış ısırganotu yaprağı(kumraldan esmere kadar) ekleyin ve soğuyana kadar demlenmeye bırakın. Sonra süzün ve saçlarınızı durulanırken, kafa derisine de hafif masaj yapın.
4- Kafa derisi kaşıntısına karşı ¼ litre elma sirkesi kaynama derecesine kadar ısıtın (ama kaynatmayın) ve içine 1 avuç dolusu ısırganotu yaprağı ekleyin. 15 dakika demlendikten sonra süzün, saçlarınızı bu suyla durulayın ve kafa derisine masaj yapılır.
Isırgan otu nasıl yakar?
Bazı ısırgan otları, ellenince, bunların üzerinde bulunan keskin kılları bırakırlar. Deriye yapışan bu kıllarda bulunanve formlk asit dediğimiz bir tür yakıcı sıvı, elimizin yanmasına yol açar. Bu sistem, bitkiyi yenmekten korumayı amaçlar
ISIRGANIN FAYDASI SAYMAKLA BİTMİYOR
Doğanın sunduğu şifalı bitkiler arasında yer alan ısırgan otunun, kan dolaşımını artırma, bağışıklık sistemini güçlendirme, diyabete karşı koruma ve kanı temizleme gibi pek çok özelliğinin bulunduğu bildirildi.
Doğanın sunduğu şifalı bitkiler arasında yer alan ısırgan otunun, kan dolaşımını artırma, bağışıklık sistemini güçlendirme, diyabete karşı koruma ve kanı temizleme gibi pek çok özelliğinin bulunduğu bildirildi.
Latince'deki adı 'urtica' (yakan) olan, koyu yeşil ve dikenli yaprakları bulunan ısırgan otu, neredeyse tüm toprak türlerinde yetişiyor. Türkiye genelinde yol kenarlarında, tarlalarda ve bahçelerde kendiliğinden yetişen ısırgan otu, ekim ve mayıs ayları arasında toplanırken, soğuk iklimlerde yaz aylarında da toplanabiliyor.
Son yıllarda, kansere iyi geldiği söylendiği için adından sıkça söz edilen ısırgan otu, A ve C vitaminleri bakımından oldukça zengin. Vücutta serbest radikallerin oluşumunu engelleyen ısırgan otunun, kan dolaşımını artırma, bağışıklık sistemini güçlendirme, diyabete karşı koruma ve kanı temizleme gibi pek çok özelliği bulunuyor. Bitkinin yaprak ve saplarından çorba, salata, yemek, börek ve köfte yapılabiliyor. Genellikle yemeklerde bitkinin genç dalları ile üst kısımları kullanılırken, yemeklerin yanı sıra kavurmalara da eklenebiliyor.
Isırgan otlu bulgur pilavı veya pirinç pilavı değişik yörelerde sevilerek yenen yemekler arasında yer alıyor. Isırgan otu, Karadeniz Bölgesi'nde en çok mısır unuyla yapılan lapası tüketilirken, Ege'de böreklerin baş kahramanlarından birisi konumunda. Ayrıca, bazı bölgelerde ısırgan otunun taze ve kuru yapraklarından çay da yapılıyor.
Doğanın sunduğu şifalı bitkiler arasında yer alan ısırgan otunun, kan dolaşımını artırma, bağışıklık sistemini güçlendirme, diyabete karşı koruma ve kanı temizleme gibi pek çok özelliğinin bulunduğu bildirildi.
Doğanın sunduğu şifalı bitkiler arasında yer alan ısırgan otunun, kan dolaşımını artırma, bağışıklık sistemini güçlendirme, diyabete karşı koruma ve kanı temizleme gibi pek çok özelliğinin bulunduğu bildirildi.
Latince'deki adı 'urtica' (yakan) olan, koyu yeşil ve dikenli yaprakları bulunan ısırgan otu, neredeyse tüm toprak türlerinde yetişiyor. Türkiye genelinde yol kenarlarında, tarlalarda ve bahçelerde kendiliğinden yetişen ısırgan otu, ekim ve mayıs ayları arasında toplanırken, soğuk iklimlerde yaz aylarında da toplanabiliyor.
Son yıllarda, kansere iyi geldiği söylendiği için adından sıkça söz edilen ısırgan otu, A ve C vitaminleri bakımından oldukça zengin. Vücutta serbest radikallerin oluşumunu engelleyen ısırgan otunun, kan dolaşımını artırma, bağışıklık sistemini güçlendirme, diyabete karşı koruma ve kanı temizleme gibi pek çok özelliği bulunuyor. Bitkinin yaprak ve saplarından çorba, salata, yemek, börek ve köfte yapılabiliyor. Genellikle yemeklerde bitkinin genç dalları ile üst kısımları kullanılırken, yemeklerin yanı sıra kavurmalara da eklenebiliyor.
Isırgan otlu bulgur pilavı veya pirinç pilavı değişik yörelerde sevilerek yenen yemekler arasında yer alıyor. Isırgan otu, Karadeniz Bölgesi'nde en çok mısır unuyla yapılan lapası tüketilirken, Ege'de böreklerin baş kahramanlarından birisi konumunda. Ayrıca, bazı bölgelerde ısırgan otunun taze ve kuru yapraklarından çay da yapılıyor.
Isırgan ile yapılacak her türlü yemeklerin yenmesi ve çayların içilmesi ile vücut için gerekli demir ve magnezyum gibi minerallerin alınması; Allah'ın izin verdiği ölçüde sağlanır. İçerdiği demir, kansızlığı önlediği gibi, kadınlarda östrojen hormonunu arttırdığı için, doğum yapmış hanımların süt salgılamasını arttırıyor. Isırgan otu, asırlar boyu romatizma, gut ve damar sertliğinin tedavisinde, koleranın tehlikeli ishallerine karşı sıkça kullanılmış....
Bedeni güçlendiriyor
Isırgan otunda "sekterin" adlı bir madde mevcut. Bu madde, midenin, bağırsakların, karaciğerin, pankreasın ve safra kesesinin salgılarını uyarıyor. Dahası, gene ısırgan otundaki demir, alyuvarları sürekli yenileyerek yeni dokulara bol oksijen sağladığı için, bu bitki çok değerli. Bedeni güçlendiriyor. Gargarası yapıldığında, her tür boğaz enfeksiyonlarına, pamukçuğa, dişetleri iltihaplarına ve anjinlere karşı etkili. Damarları güçlendirdiği için varis oluşumunu engelliyor, hattâ doğumdaki kanamaların da önüne geçiyor.
Şifalı su
Isırgan otundan şifalı bir su elde etmek için, 1 litre suya iki ya da üç avuç taze ısırgan yaprağı atın. Burun kanamalarını ya da diğer kanamaları azaltmak istiyorsanız, bu hazırladığınız sudan günde üç bardak içiniz. Şayet, anjinde gargara için, romatizmaya karşı, ya da güzellik losyonu, saç dökülmesine karşı şampuan olarak kullanmak isterseniz, gene 1 litre suya üç avuç yaprak ve çiçek atılması gerekiyor.
Isırgan otundan hazırlanan sudan, kaynatılarak da yararlanmak mümkün. Bu durumda, bol suyla yıkanmış bir avuç ısırgan otu kökü, 1 litre suya atılıyor ve kaynatılıyor. Ve, günde 3 fincan içiliyor.
Akciğer zarı iltihabı için
Akciğer zarı iltihabına karşı bile, ısırgan otundan yararlanılıyor. Formülü şöyle: Yarım kilo pırasa, 3 tutam nane ve ısırgan tohumu bir arada pişiriliyor. Her gün, bir çorba kaşığı yeniyor.
Kansızlığa karşı
Isırgan otu, içerdiği klorofil, vitaminler ve demir nedeniyle, yiyecek veya içecek olarak kansızlığa karşı kullanılır. Aşırı üşütmelerde solunum yollarını açar. Bitki, aynı zamanda kan şekerini de düşürür. Taze yaprakları 14 gün süreyle yenilirse zayıflatır. Cilt bakımı ve deri temizliğinde kullanılır. Köklerin kaynatılarak içilmesi, saç dökülmesini, saçın kepeklenmesini ve yağlanmasını önler. Bir çay kaşığı kurutulmuş ısırgan yaprağının üzerine bir su bardağı kaynar su konulduktan sonra karıştırılarak çay olarak içilebileceği belirtildi.
Kızılderililer de kullanıyordu
En şaşırtıcı yanı, ısırgan otunun bir zamanlar Avrupa'da, eczacılıkta bir tedavi yöntemi olarak kullanılması. Bir başka rivayet ise, Kızılderililer'in ısırgan otunu şifa niyetine bol bol kullandığı yönünde... Hep bilinir, ısırgan otunun yaprakları ezilerek kompres yapıldı mı romatizmaya iyi geliyor. Gene, kökü ezilerek yapılan kompres de eklem ağrılarını hafifletiyor. Kaynatılarak elde edilen suyu ise bağırsaklar için iyi: özellikle de, ishal ve bağırsak kurtları açısından... Isırgan otundan çay da yapılıyor: kansere iyi geldiği iddiaları henüz yeni sayılır; ama, ısırgan otu çayının baş ağrısını giderdiği biliniyor.
Kansere de iyi geliyor
Halk arasında ısırgan otunun kanser hastalığını iyileştirdiği görüşlerini esas alarak, Şanlıurfa yöresinde yetişen uzun yapraklı bir cins ısırgan otu öz suyundan elde ettiği sıvıyı Çukurova üniversitesi laboratuvarında uzman kişiler gözetiminde kanserli doku parçasıyla buluşturduğunu belirten Onur Daloğlu, yaptığı deney sonucunda kanserli hücrelerin ilk 24 saatte yüzde 96 oranında öldüğünü, 48 saat sonra ise bütün kanserli hücrelerin yok olduğunu söyledi. Elde ettiği sonucun kanserle savaşta çığır açacak önemde olduğunu vurgulayan Daloğlu, "Farklı denekler üzerinde yaptığım çalışmalar 6 gün sürdü. Bulgular ve sonuçlar itibariyle deri kanserli dokular için hastalığı tamamen önleyici sonuçlara ulaştım" dedi.
yenmekten korunmasının amaçlanması niye olabilir ki?
ısırgan otunu ellediğimizde, elimize olan kızarıklık, veya vucüdumuza değince vucüdümuza olan kızarıklık faydası;
ısırganın değdiği yere vucütdaki kanlar toplanmaya başlar. toplanan fazla kan; olası kandaki mikrobu boğar.
yani fazla kan; toplu olarak mikrobu içine alır, sonrasında mikrobu öldürür.
bu yüzden,taze ısırgan yaprakları kansere faydalı olabilir.
Isırgan otunun mucizevi faydaları
Günümüzde sıkça adını duyuran ısırgan otu pek çok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Egzama ve egzamaya eşlik eden baş ağrıları ısırgan otu çayı ile iyileştirilebilirler.
Isırgan otu, böbrek ve mesane taşı oluşumuna karşı da kullanılabilir. Böbrek hastalıkları ve zorlu baş ağrıları genellikle bir arada görülürler. Egzamalar genellikle dahili bir nedene dayandıklarından, onları içerden, kan temizleyici bitkilerle iyileştirmek gerekebilir.
Isırgan otu, en başta gelen kan temizleyici ve aynı zamanda kan yaptırıcı bir bitkidir. Böylece, pankreas üzerinde de çok olumlu etkileri olduğu için, ısırgan otu çayı ile kandaki şeker düzeyi düşürülebilir.
İdrar yolları hastalıkları ve iltihapları, da bitki çayı ile iyileştirilebilirler. Aynı zamanda da dışkılama kolaylıkları sağladığından, bir ilkbahar kürü için özellikle önerilir.
İlkbaharda ve sonbaharda filizlendiğinde, onunla 4 haftalık bir çay kürü yapmak önemlidir. Sabahları aç karnına, kahvaltıdan yarım saat önce bir bardak ve gün boyunca 1-2 bardak çayı yudumlanarak içilebilir.
Bu tür çay kürlerinden sonra kişi kendini anlatılamayacak kadar iyi hissedebilir. Ayrıca bu çayın lezzeti hiç de kötü değildir. Ama duyarlı kişiler, ona biraz papatya veya nane ekleyerek, lezzetini ve kokusunu değiştirebilirler.
Bu saydıklarımızın yanında her ne kadar bilimsel etkinliği kanıtlanmamış olsa da ısırgan otunun pek çok hastalığa iyi geldiği bilinmektedir.
Günümüzde sıkça adını duyuran ısırgan otu pek çok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Egzama ve egzamaya eşlik eden baş ağrıları ısırgan otu çayı ile iyileştirilebilirler.
Isırgan otu, böbrek ve mesane taşı oluşumuna karşı da kullanılabilir. Böbrek hastalıkları ve zorlu baş ağrıları genellikle bir arada görülürler. Egzamalar genellikle dahili bir nedene dayandıklarından, onları içerden, kan temizleyici bitkilerle iyileştirmek gerekebilir.
Isırgan otu, en başta gelen kan temizleyici ve aynı zamanda kan yaptırıcı bir bitkidir. Böylece, pankreas üzerinde de çok olumlu etkileri olduğu için, ısırgan otu çayı ile kandaki şeker düzeyi düşürülebilir.
İdrar yolları hastalıkları ve iltihapları, da bitki çayı ile iyileştirilebilirler. Aynı zamanda da dışkılama kolaylıkları sağladığından, bir ilkbahar kürü için özellikle önerilir.
İlkbaharda ve sonbaharda filizlendiğinde, onunla 4 haftalık bir çay kürü yapmak önemlidir. Sabahları aç karnına, kahvaltıdan yarım saat önce bir bardak ve gün boyunca 1-2 bardak çayı yudumlanarak içilebilir.
Bu tür çay kürlerinden sonra kişi kendini anlatılamayacak kadar iyi hissedebilir. Ayrıca bu çayın lezzeti hiç de kötü değildir. Ama duyarlı kişiler, ona biraz papatya veya nane ekleyerek, lezzetini ve kokusunu değiştirebilirler.
Bu saydıklarımızın yanında her ne kadar bilimsel etkinliği kanıtlanmamış olsa da ısırgan otunun pek çok hastalığa iyi geldiği bilinmektedir.
2007 yılında Phytomedicine'de yayınlanan bir araştırma sonucuna göre ısırgan Benign prostat hiperplazisi ile ilgili belirtilerin düzelmesinde etkili olmuştur.
•Maryland üniversitesine göre osteoartrit ve benign prostat hiperplazisi gibi rahatsızlıklara karşı günde 3-4 Isırgan Otunun Faydalarıbardak ısırganotu çayının içilmes faydalı olabilir.
•İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalar ısırgan otunun saw palmetto ile birlikte azalmış idrar akımı, mesaneyi tam boşaltamama, ağrılı idrar ve sürekli idrara çıkma gibi semptomların düzelmesinde etkili olabileceğini göstermektedir.
•Almanya Sağlık Bakanlığının bitkisel preparatların hazırlanması ve ruhsatlandırılmasından sorumlu E komisyonu ısırgan kökünün benign prostat hiperplazisi tedavisinde, ısırganotu ve yaprağının ise idrar yolları enfeksiyonları ve taşlarının tedavisinde oral yolla kullanılabileceğini belirtmiştir. Artrit ve Artroz da ise ısırganotu ve yaprağının oral ve haricen kullanımına onay vermiştir.
•Benign prostat hiperplazisi için polisakkaritler ve Urtica aglütininler bakımından zengin ekstreler (ısırgan kökü) kullanılması gerekir. (Bitkisel droglar prostat büyümesini ortadan kaldırmazlar, büyüyen prostata bağlı yakınmaların azaltılmasında yararlı olurlar)
•Maryland Medical Center üniversitesi göre, ısırgan artrit ve gut ağrılarını hafifletmeye yardımcı olabilir.
•Isırgan otu takviyeleri doğal bir antihistaminik gibi davranarak saman nezlesinde yararlı olabilir. Alerjenlerin şiddetini azaltarak, vücutta histamin seviyesini azaltabilir.
Alıntı
•Maryland üniversitesine göre osteoartrit ve benign prostat hiperplazisi gibi rahatsızlıklara karşı günde 3-4 Isırgan Otunun Faydalarıbardak ısırganotu çayının içilmes faydalı olabilir.
•İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalar ısırgan otunun saw palmetto ile birlikte azalmış idrar akımı, mesaneyi tam boşaltamama, ağrılı idrar ve sürekli idrara çıkma gibi semptomların düzelmesinde etkili olabileceğini göstermektedir.
•Almanya Sağlık Bakanlığının bitkisel preparatların hazırlanması ve ruhsatlandırılmasından sorumlu E komisyonu ısırgan kökünün benign prostat hiperplazisi tedavisinde, ısırganotu ve yaprağının ise idrar yolları enfeksiyonları ve taşlarının tedavisinde oral yolla kullanılabileceğini belirtmiştir. Artrit ve Artroz da ise ısırganotu ve yaprağının oral ve haricen kullanımına onay vermiştir.
•Benign prostat hiperplazisi için polisakkaritler ve Urtica aglütininler bakımından zengin ekstreler (ısırgan kökü) kullanılması gerekir. (Bitkisel droglar prostat büyümesini ortadan kaldırmazlar, büyüyen prostata bağlı yakınmaların azaltılmasında yararlı olurlar)
•Maryland Medical Center üniversitesi göre, ısırgan artrit ve gut ağrılarını hafifletmeye yardımcı olabilir.
•Isırgan otu takviyeleri doğal bir antihistaminik gibi davranarak saman nezlesinde yararlı olabilir. Alerjenlerin şiddetini azaltarak, vücutta histamin seviyesini azaltabilir.
Alıntı
Isırgan Otu (Urtica diocia / urens); kökünden başlamak üzere, kökü, yaprakları, tohumları bile şifalı olan bir bitkidir. Eski çağlarda da büyük bir saygınlığa sahipti. Albrecht Dürer (1471 - 1528) bir tablosunda, elinde ısırganotu olan bir meleğin Tanrı katına uçusunu canlandırmıstı. İsviçreli botanik bilimci Künzle, bir yazısında, yakıcı özelliği sayesinde (Tüylerde bulunan histamin ve asetilkolin) korunmamış olsaydı, bitkinin kökünün çoktan kurumuş olacağını belirtmişti. Eğer kendini koruyamamış olsaydı, haşarat ve hayvanlar onu çoktan yok etmişlerdi.
Büyük ısırgan otu (Urtica diocia L.), çok yıllık ve otsu bir bitkidir, boyu bazen 1 m'yi geçer, yapraklar koyu yesil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Küçük ısırgan otu (Urtica Urens L.), bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Boyu 60 cm kadar olabilir. Yapraklar açık yeşil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Duvar kenarları ve harabeliklerde bol olarak görünür.Her iki türün de yaprakları 2-4 cm uzunlukta, oval veya kalp biçimindedir. Taze iken deri ile temas edince deride kızartı ve yanma yapar. Dızlağan ve dikenli ısırgan isimleriyle de bilinir. Türkiye' de her iki tür de yetişir.
Egzema ve egzemaya eşlik eden baş ağrıları ısırgan otu çayı ile iyileştirileilirler. Isırgan otu, böbrek ve mesane taşı oluşumuna karşı da kullanılabilir. Böbrek hastalıkları ve zorlu baş ağrıları genellikle bir arada görülürler. Egzemalar genellikle dahili bir nedene dayandıklarından, onları içerden, kan temizleyici bitkilerle iyleştirmek gerekebilir. Isırganotu, en başta gelen kan temizleyici ve aynı zamanda kan yaptırıcı bir bitkidir. Böylece, pankreas üzerinde de çok olumlu etkileri olduğu için, ısırganotu çayı ile kandaki şeker düzeyi düşürülebilir. İdrar yolları hastalıkları ve iltihapları, da bitki çayı ile iyileştirilebilirler. Aynı zamanda da dışkılama kolaylıkları sağladığından, bir ilkbahar kürü için özellikle önerilir. lkbaharda ve sonbaharda filizlendiğinde, onunla 4 haftalık bir çay kürü yapmak önemlidir. Sabahları aç karnına, kahvaltıdan yarım saat önce bir bardak ve gün boyunca 1-2 bardak çayı yudumlanarak içilebilir. Bu tür çay kürlerinden sonra kişi kendini anlatılamayacak kadar iyi hissedebilir. Ayrıca bu çayın lezzeti hiç de kötü değildir. Ama duyarlı kişiler, ona biraz papatya veya nane ekleyerek, lezzetini ve kokusunu değiştirebilirler.
Isırganotu, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarında, dalak hastalıklarında, solunum sistemi balgamlanmasında, mide kramplarında ve ülserlerinde, bağırsak ülserlerinde ve akciğer hastalıklarında öncelikle önerilir. Değerli etken maddeleri (Potasyum tuzları, organik asitler-formik asit, histamin, asetilkolin ve Vitamin C) alabilmek için, çay hazırlanırken, yapraklar yalnızca haşlanır (kaynatılmaz). Isırganotu, koruyucu olarak da günde bir bardak içilebilir. Mikroplu hastalıklarda ve mikrop salgılanan hallerde de bitki çok iyi bir yardımcıdır. Belirli bir yaştan sonra bedendeki demir miktarı azalmaya başlar. Bu nedenle, yorgunluk ve bitkinlik halleri görülür, kişi yaşlandığını düşünmeye başlar ve verimliliği giderek azalır. Işte bu durumlarda, demir içerikli taze ısırgan otu ile çok olumlu sonuçlar alınabilir. Bir ısırgan otu küründen sonra, kişi kendini çok kısa bir süre içerisinde eskiye oranla çok daha rahat hisseder, enerji ve çalısma gücü geri gelir, dış görünüm olarak da belirgin bir düzelme başlar. Safrakesesi rahatsızlığı ve kansızlık durumlarında da bitki çayı fayda sağlayacaktır. Ödemlerde, ısırganotu bedendeki fazla sıvıyı emerek büyük yararlar sağlar. Kan yaptırıcı özelliği sayesinde, kansızlık solgunluklarında, alyuvarlar eksikliğinde, anemi de yardımcı olur. Herhangi bir alerji rahatsızlığı çekenler (bahar nezlesi dahil) uzun bir süre ısırganotu çayı içebilirler. Bitki, soğuk algınlığına yatkınlığı önler, romatizma ve gut hastalıklarında yardımcı olur.
Büyük ısırgan otu (Urtica diocia L.), çok yıllık ve otsu bir bitkidir, boyu bazen 1 m'yi geçer, yapraklar koyu yesil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Küçük ısırgan otu (Urtica Urens L.), bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Boyu 60 cm kadar olabilir. Yapraklar açık yeşil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Duvar kenarları ve harabeliklerde bol olarak görünür.Her iki türün de yaprakları 2-4 cm uzunlukta, oval veya kalp biçimindedir. Taze iken deri ile temas edince deride kızartı ve yanma yapar. Dızlağan ve dikenli ısırgan isimleriyle de bilinir. Türkiye' de her iki tür de yetişir.
Egzema ve egzemaya eşlik eden baş ağrıları ısırgan otu çayı ile iyileştirileilirler. Isırgan otu, böbrek ve mesane taşı oluşumuna karşı da kullanılabilir. Böbrek hastalıkları ve zorlu baş ağrıları genellikle bir arada görülürler. Egzemalar genellikle dahili bir nedene dayandıklarından, onları içerden, kan temizleyici bitkilerle iyleştirmek gerekebilir. Isırganotu, en başta gelen kan temizleyici ve aynı zamanda kan yaptırıcı bir bitkidir. Böylece, pankreas üzerinde de çok olumlu etkileri olduğu için, ısırganotu çayı ile kandaki şeker düzeyi düşürülebilir. İdrar yolları hastalıkları ve iltihapları, da bitki çayı ile iyileştirilebilirler. Aynı zamanda da dışkılama kolaylıkları sağladığından, bir ilkbahar kürü için özellikle önerilir. lkbaharda ve sonbaharda filizlendiğinde, onunla 4 haftalık bir çay kürü yapmak önemlidir. Sabahları aç karnına, kahvaltıdan yarım saat önce bir bardak ve gün boyunca 1-2 bardak çayı yudumlanarak içilebilir. Bu tür çay kürlerinden sonra kişi kendini anlatılamayacak kadar iyi hissedebilir. Ayrıca bu çayın lezzeti hiç de kötü değildir. Ama duyarlı kişiler, ona biraz papatya veya nane ekleyerek, lezzetini ve kokusunu değiştirebilirler.
Isırganotu, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarında, dalak hastalıklarında, solunum sistemi balgamlanmasında, mide kramplarında ve ülserlerinde, bağırsak ülserlerinde ve akciğer hastalıklarında öncelikle önerilir. Değerli etken maddeleri (Potasyum tuzları, organik asitler-formik asit, histamin, asetilkolin ve Vitamin C) alabilmek için, çay hazırlanırken, yapraklar yalnızca haşlanır (kaynatılmaz). Isırganotu, koruyucu olarak da günde bir bardak içilebilir. Mikroplu hastalıklarda ve mikrop salgılanan hallerde de bitki çok iyi bir yardımcıdır. Belirli bir yaştan sonra bedendeki demir miktarı azalmaya başlar. Bu nedenle, yorgunluk ve bitkinlik halleri görülür, kişi yaşlandığını düşünmeye başlar ve verimliliği giderek azalır. Işte bu durumlarda, demir içerikli taze ısırgan otu ile çok olumlu sonuçlar alınabilir. Bir ısırgan otu küründen sonra, kişi kendini çok kısa bir süre içerisinde eskiye oranla çok daha rahat hisseder, enerji ve çalısma gücü geri gelir, dış görünüm olarak da belirgin bir düzelme başlar. Safrakesesi rahatsızlığı ve kansızlık durumlarında da bitki çayı fayda sağlayacaktır. Ödemlerde, ısırganotu bedendeki fazla sıvıyı emerek büyük yararlar sağlar. Kan yaptırıcı özelliği sayesinde, kansızlık solgunluklarında, alyuvarlar eksikliğinde, anemi de yardımcı olur. Herhangi bir alerji rahatsızlığı çekenler (bahar nezlesi dahil) uzun bir süre ısırganotu çayı içebilirler. Bitki, soğuk algınlığına yatkınlığı önler, romatizma ve gut hastalıklarında yardımcı olur.
Isırgan Otunun Saçlara Faydası2 sap ısırganı sapları ve yaprakları ile birlikte küçük bir kaba koyup, üzerine 1 su bardağı kaynar suyu dökün. Ocağın altını açıp, 3 - 4 dakika kadar da kaynatın. Kaynattıktan sonra ocağın altını kapatıp 10 dakika kadar demlenmeye bırakın. Demlenen ısırganın suyunu güzelce süzün; hatta lapasında kalan suyu da süzgeçte bir kaşık yardımı ile ya da eliniz ile bastırarak süzün. Süzülen bu suyu saç diplerinize parmak uçlarınız ile masaj yaparak yedirin.
Isırganı demlerken, kaba sığması için ikiye ya da üçe kırarak ya da bitkiyi ince ince kıyarak da demleyebilirsiniz. (mutlaka eldiven kullanınız! )Hergün düzenli olarak bunu yaptığınızda sadece bir haftada bile saçlarınız eski sağlıklarına geri dönmeye başlıyor ve ilk ısırgan suyu tedavisinden itibaren dökülme duruyor. Bir kaç ay boyunca düzenli olarak sürekli yaparsanız eğer, (saç kökleriniz ölmemiş ise) dökülmüş saçlarınızın yeniden canlandığını görme olasılığınız da çok yüksek.Kaynakca:Isırgan
Isırgan Suyunun Saça Etkileri
Dökülme duruyor,
Saç telleri kalınlaşıyor,
Saçlar gürleşiyor,
Güçleniyor,
Hacim kazanıyor,
Yıpranma azalıyor
Kepeklenmeye iyi geliyor
Isırganı demlerken, kaba sığması için ikiye ya da üçe kırarak ya da bitkiyi ince ince kıyarak da demleyebilirsiniz. (mutlaka eldiven kullanınız! )Hergün düzenli olarak bunu yaptığınızda sadece bir haftada bile saçlarınız eski sağlıklarına geri dönmeye başlıyor ve ilk ısırgan suyu tedavisinden itibaren dökülme duruyor. Bir kaç ay boyunca düzenli olarak sürekli yaparsanız eğer, (saç kökleriniz ölmemiş ise) dökülmüş saçlarınızın yeniden canlandığını görme olasılığınız da çok yüksek.Kaynakca:Isırgan
Isırgan Suyunun Saça Etkileri
Dökülme duruyor,
Saç telleri kalınlaşıyor,
Saçlar gürleşiyor,
Güçleniyor,
Hacim kazanıyor,
Yıpranma azalıyor
Kepeklenmeye iyi geliyor
Zırnık Otu ve Sağlık için Faydaları
Kenger Otu ve Sağlık için Faydaları
Ökse Otu ve Sağlık için Faydaları
YORUMLAR