YANSIZ sıf. 1. Bir ihtilaf, bir münakaşa vb. durumunda yan tutmayan bir kimse, bir grup, bir ülke; o kimsenin, o grubun o ülkenin t...
YANSIZ sıf.
1. Bir ihtilaf, bir münakaşa vb. durumunda yan tutmayan bir kimse, bir grup, bir ülke; o kimsenin, o grubun o ülkenin tutumları, yayınları vb. için kullanılır; yansız, bitaraf: Yansız bir yargıcı. Yansız bir gazete.
2. Aralarında ihtilaf çıkmış iki gruptarühiçbi- riyle direkt bağlantısı olmayan bir yer için kullanılır; yansız: Karşı karşıya gelme yansız bir sahada yapılacak.
—Dilbil. üç cinsli bir sınıflamada, erille, dişile karşıt dilbilgisel tür için kullanılır (Yansız çoğu zaman canlılar [insanlar ve hayvanlar] ve cansızlar [nesneler] karşıtlığına dayanan tabii cinste, "cansız" terimini belirtir.)
—Kim. pH'si 7 olan bir ortam için kullanılır. Artı ya da eksi yükleri birbirine müsavi olan bir madde için kullanılır. (Eşanl. NÖTR.) || Yansız tuz, güçlü bir asidin kuv- vetli bir bazla tam olarak gerçekleşen tepkimesi sonunda oluşan tuz.
—Manyet. Yansız çizgi, bir mıknatıs yüzeyinde, indüklemenin dik bileşeninin sıfır olduğu noktaların yeri. (Bu çizgi yüzeyi, zıt kutuplu mıntıkalara ayırır). [Eşanl. NÖTR ÇİZGİ.] || Yansız hal, boyutları, alanlarınkine nazaran büyük her bölümde manyetik indükleme ve manyetik alanın, istatiksel olarak sıfır olduğu manyetik bir maddenin hali. (Eşanl. NÖTR HAL.)
—Ruhbil. Yansız uyarı, şartlandırma bağlamında ilkin incelenen tepkiyi uyandırmayan, ama bir süre sonra, şartlandırmaya uygun olarak o tepkiyi yaratmaya yarayan uyartı (fizyolojik açıdan ilk uyartı ile şartlı tepkiyi yaratan uyartı aynıdır.)
—Sesbil. Yansız ünlü, yuvarlak olmayan, tınısı belirsiz, (çevriyazısı [a] biçimindedir) orta ünlü.
a. Dilbil. Kalite ya da kipliği bir karşılaştırma ya da üstünlük ya da küçüklük derecesine ilişkin emare içermeden, olduğu şeklinde dile getiren mana derecesi (karşılaştırma ve üstünlük derecelerine karşıf olarak). || Yansız tür. s ;j
♦ sıf. ve a. Tarafsızlığı benimseyeli kiş) ya da ülke için kullanılır.
1. Bir ihtilaf, bir münakaşa vb. durumunda yan tutmayan bir kimse, bir grup, bir ülke; o kimsenin, o grubun o ülkenin tutumları, yayınları vb. için kullanılır; yansız, bitaraf: Yansız bir yargıcı. Yansız bir gazete.
2. Aralarında ihtilaf çıkmış iki gruptarühiçbi- riyle direkt bağlantısı olmayan bir yer için kullanılır; yansız: Karşı karşıya gelme yansız bir sahada yapılacak.
—Dilbil. üç cinsli bir sınıflamada, erille, dişile karşıt dilbilgisel tür için kullanılır (Yansız çoğu zaman canlılar [insanlar ve hayvanlar] ve cansızlar [nesneler] karşıtlığına dayanan tabii cinste, "cansız" terimini belirtir.)
—Kim. pH'si 7 olan bir ortam için kullanılır. Artı ya da eksi yükleri birbirine müsavi olan bir madde için kullanılır. (Eşanl. NÖTR.) || Yansız tuz, güçlü bir asidin kuv- vetli bir bazla tam olarak gerçekleşen tepkimesi sonunda oluşan tuz.
—Manyet. Yansız çizgi, bir mıknatıs yüzeyinde, indüklemenin dik bileşeninin sıfır olduğu noktaların yeri. (Bu çizgi yüzeyi, zıt kutuplu mıntıkalara ayırır). [Eşanl. NÖTR ÇİZGİ.] || Yansız hal, boyutları, alanlarınkine nazaran büyük her bölümde manyetik indükleme ve manyetik alanın, istatiksel olarak sıfır olduğu manyetik bir maddenin hali. (Eşanl. NÖTR HAL.)
—Ruhbil. Yansız uyarı, şartlandırma bağlamında ilkin incelenen tepkiyi uyandırmayan, ama bir süre sonra, şartlandırmaya uygun olarak o tepkiyi yaratmaya yarayan uyartı (fizyolojik açıdan ilk uyartı ile şartlı tepkiyi yaratan uyartı aynıdır.)
—Sesbil. Yansız ünlü, yuvarlak olmayan, tınısı belirsiz, (çevriyazısı [a] biçimindedir) orta ünlü.
a. Dilbil. Kalite ya da kipliği bir karşılaştırma ya da üstünlük ya da küçüklük derecesine ilişkin emare içermeden, olduğu şeklinde dile getiren mana derecesi (karşılaştırma ve üstünlük derecelerine karşıf olarak). || Yansız tür. s ;j
♦ sıf. ve a. Tarafsızlığı benimseyeli kiş) ya da ülke için kullanılır.
Kaynak: Büyük Larousse
yansız
ödat
1 . Birinden yana olmayan ya da bir düşünceye, bir isteğe katılmayan, onu desteklemeyen, yan tutmayan, yansız, bîtaraf:
"Gerçeklere daha yansız ve sıhhatli gözle bakabiliyorum."- H. Taner.
2 . kimya Turnusol şeklinde bir ayıraç karşısında, ne asit ne alkali tepkisi göstermeyen, yansız.
3 . fizik Elektriğe karşı hiçbir tepkisi olmayan, yansız.
ödat
1 . Birinden yana olmayan ya da bir düşünceye, bir isteğe katılmayan, onu desteklemeyen, yan tutmayan, yansız, bîtaraf:
"Gerçeklere daha yansız ve sıhhatli gözle bakabiliyorum."- H. Taner.
2 . kimya Turnusol şeklinde bir ayıraç karşısında, ne asit ne alkali tepkisi göstermeyen, yansız.
3 . fizik Elektriğe karşı hiçbir tepkisi olmayan, yansız.
yansız ingilizcesi
- impartial, objective, detached, disinterested, dispassionate " tarafsýz, bitaraf; neutral" yansız
YORUMLAR