zaruri ödat (zaru:ri) Arapça øar°r³ 1 . Mecburi: "Bu iskemlelerin bu şekilde karşılıklı dizilmesi zaruridir."- H. F. Oz...
zaruri
ödat (zaru:ri) Arapça øar°r³
1 . Mecburi:
"Bu iskemlelerin bu şekilde karşılıklı dizilmesi zaruridir."- H. F. Ozansoy.
Zaruri Danışman
ZARURİ
sıf. (ar. yoksulluk'ten zaruri). Mecburi, mecburi. Zaruri giderler. Zaruri bir ziyaret.
—Med. huk. Zaruri geçit hakkı -* GEÇİT- HAKKI.
sıf. (ar. yoksulluk'ten zaruri). Mecburi, mecburi. Zaruri giderler. Zaruri bir ziyaret.
—Med. huk. Zaruri geçit hakkı -* GEÇİT- HAKKI.
Kaynak: Büyük Larousse
ZARURİYAT, -tı çoğl. a. (ar. zaruri1 nin çoğl. zarûriyyat). Esk. Zorunluluklar, yapılması kesinlikle lüzumlu şeyler.
—isi. Zaruriyat-ı diniye, her müslümanın bilmesi ve kesinlikle inanç etmesi lüzumlu mevzu, inanç ve davranışlar. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Bu tür şeyler Allah'a, meleklere, peygamberlere, ahret gününe, kitaplara, kadere inanmak; Kuran ve bildirdiklerini, Hz. Muhammet'ten rivayet edilen mütevatir hadisleri kabul etmektir. Zaruriyat-ı diniye- ye inanmak farzdır; inanmayanlar kâfir sayılırlar. Beş zaman namazın, ramazan orucunun, zekâtın, haccın, cihadın farz; hırsızlığın, zinanın, içki içmenin, yalan söylemenin günah bulunduğunu bilmek ve bu tarz şeyleri halletmeye ya da yapmamaya inanç etmek zarurat-ı diniyedendir.
—isi. Zaruriyat-ı diniye, her müslümanın bilmesi ve kesinlikle inanç etmesi lüzumlu mevzu, inanç ve davranışlar. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Bu tür şeyler Allah'a, meleklere, peygamberlere, ahret gününe, kitaplara, kadere inanmak; Kuran ve bildirdiklerini, Hz. Muhammet'ten rivayet edilen mütevatir hadisleri kabul etmektir. Zaruriyat-ı diniye- ye inanmak farzdır; inanmayanlar kâfir sayılırlar. Beş zaman namazın, ramazan orucunun, zekâtın, haccın, cihadın farz; hırsızlığın, zinanın, içki içmenin, yalan söylemenin günah bulunduğunu bilmek ve bu tarz şeyleri halletmeye ya da yapmamaya inanç etmek zarurat-ı diniyedendir.
Kaynak: Büyük Larousse
ZARURİYE sıf. (ar. zaruri'nin dişi, zarU- riyye).
Esk. Mecburi, ister istemez yapılacak olan: ihtiyacat-ı zaruriye (karşılanması mecburi gereksinimler). Masarif-i zaruriye (mecburi giderler).
—Esk. mant. Zaruriye-i kesinlikle, mutlak kati zorunluk.
Esk. Mecburi, ister istemez yapılacak olan: ihtiyacat-ı zaruriye (karşılanması mecburi gereksinimler). Masarif-i zaruriye (mecburi giderler).
—Esk. mant. Zaruriye-i kesinlikle, mutlak kati zorunluk.
Kaynak: Büyük Larousse
zaruri ingilizcesi
1. absolutely necessary, requisite, essential, vital; indispensable; mandatory, imperative.
2. unavoidable; inevitable; inescapable; ineluctable.
3. of necessity, willy-nilly, whether one wants to or not.
1. absolutely necessary, requisite, essential, vital; indispensable; mandatory, imperative.
2. unavoidable; inevitable; inescapable; ineluctable.
3. of necessity, willy-nilly, whether one wants to or not.
Zaruri Danışman
YORUMLAR